IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 12 Mayıs 2014, 18:18   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Arıburnu Muharebeleri





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Çanakkale Savaşı'nın bir cephesi olan Arıburnu Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihindeki Arı Burnu Çıkarmasıyla başlayan ve 6 Ağustos 1915 tarihine kadarki çatışmaları kapsayan cephedir. Bu tarihte Müttefik kuvvetlerce üçüncü bir cephe olarak açılan Anafartalar Cephesi ile birleşmiştir. Arıburnu Çıkarması, 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nın Ege Denizi sahillerinde, “Anzak Koyu” olarak bilinecek olan kumsal ve civarına Anzak Kolordusu tarafından yapılan çıkarmadır.

Çıkarma amacı

Müttefiklerin Çanakkale Seferi komutanı General Sır Ian Hamilton’un emrinde kullanabileceği kuvvet iki tümenli Anzak Kolordusu, 2 İngiliz tümeni ve bir Fransız tümenidir. Esas çıkarma sahili de Seddülbahir bölgesi olarak bilinen Gelibolu Yarımadası’nın güney ucudur. Ancak toplam mevcudu 75 bini bulan bu kuvvetin Seddülbahir sahillerindeki dar kumsallara çıkartılması olanaksızdır. Bu nedenle General Hamilton, Anzak Kolordusu için bir başka çıkarma sahili aramıştır. Bu sahil, Kabatepe’nin hemen kuzeyinden başlayan kumsal olarak belirlenmişti.

Eldek kuvvetin bir bölümünü farklı bir sahile çıkarmadaki amaç, bir yandan sahile çıkarılması gecikecek kuvvetleri bir an önce muharebeye sokmaktır. Diğer yandan da Anzak Kolordusu, asıl çıkarma bölgesinin daha kuzeyine çıkartılarak ileri harekata geçecek ve Seddülbahir Cephesi'ni savunan Osmanlı kuvvetlerinin geri hatlarını saracaktır. Anzak Kolordusu'nun ilk hedefi Conk Bayırı - Kocaçimen Tepesi hattını ele geçirerek Maltepe yönünde ilerlemektir. Sonraki aşama, Alçıtepe'yi işgal etmiş olan Seddülbahir kuvvetleriyle birleşerek Kilitbahir platosuna taarruz edilecektir...

Çıkarma planı

General Sır Ian Hamilton’un savaş planında iki tümenli Anzak Kolordusu’nun çıkarma sahası Kabatepe ile Küçük Arıburnu arasındaki kumsal bölgedir.

Plana göre bu çıkarma bölgesindeki kuvvetin taktik hedefi, Conkbayırı-Kocaçimentepe (305 m.) hattında Maltepe yönünde ilerlemek, Eceabat’da Çanakkale Boğazı’na ulaşmak ve Seddülbahir Cephesi’ndeki Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilme ve takviye hattını kesmektir.

Çıkarma yapacak Anzak Kolordusu Komutanı General William Birdwood’un planı; çıkarmaya müteakip, sahile ilk atılan örtü kuvvetinin, Kocaçimen – Conkbayırı – Kemalyeri – Kavak Tepe – Kabatepe hattını ele geçirmekti.

Çıkarma planı, olabildiğince fazla örtü kuvvetinin karaya atılması ve çok hızlı bir şekilde bu kuvvetin takviye edilmesini hedeflemektedir. Dört bin kişilik örtü kuvveti, Albay Sinclair Mac Lagan komutasındaki 3. Avustralya Tugayı, 1. İstihkam Bölüğü ve bir sahra hastanesinin yarı mevcududur. (1915 yılının Temmuz ayına kadar Avustralya ve Yeni Zelanda ordularında tugay komutanlarının rütbesi albaydı)

Bu kuvvetinin karaya atılması üç kademede planlanmıştır. İlk adımda 1.500 kişilik bölüm, ardından da 1.250’şer kişilik iki bölüm karaya çıkarılacaktır. Bu kademelendirme, eldeki çıkarma filikalarının kısıtlı sayıda askeri karaya taşımaya olanak vermesindendir. Bu örtü kuvvetinin karaya atılmasının ardından 1. Avustralya Tümeni’nin tümü hızla çıkartılacaktır. Plana göre saat 09:00’a kadar üç tugay sahile atılmış olacaktır.

Çıkarma öncesinde yapılan hava keşifleri ve çeşitli kaynaklardan gelen istihbarata göre, sahilin hemen gerisindeki sırtlarda Osmanlı savunması çok güçlü değildir. Bu istihbarata göre çıkarma öncesinde hazırlık ateşi açılması çok gerekli değildir ve yapılmamasına karar verilmiştir. Hem gerekli değildir hem de çıkarmanın bir baskın etkisi yaratacak olması açısından çok avantajlıdır. Örtü kuvveti, Osmanlı'nın zayıf kuvvetlerini sahile hakim sırtlardan atarak hızlı bir şekilde bu sırtları işgal edecekler ve Osmanlı karşı taarruzlarını karşılayabilecek şekilde tahkim edeceklerdir. Çıkarmanın ve çıkarmanın taktik hedefinin sağlanabilmesi için bu zorunludur.

Bu çerçevede örtü kuvvetini oluşturan 1. Avustralya Tümeni’nin 3. Tugayı, Conkbayırı’ndan Kabatepe’ye kadar uzanan sırtı ele geçirmekle görevlidir. Hemen ardından sahile çıkacak olan 2. Avustralya Tugayı ise Kocaçimen Tepe’den Balıkçı damları’na kadar olan kesimi tutarak çıkarma sahilinin sol kanadını tutacaktır. 1. Avustralya Tümeni’nin 1. Tugayı ise ihtiyat olarak tutulacaktır.

5. Ordu Komutanı General Sanders’in kişisel değerlendirmesi ve Çıkarma öncesinde yapılan hava keşifleri ve çeşitli kaynaklardan gelen istihbarata göre, sahilin hemen gerisindeki sırtlarda Osmanlı savunması çok güçlü değildir. Bu istihbarata göre çıkarma öncesinde hazırlık ateşi açılması çok gerekli değildir ve yapılmamasına karar verilmiştir. Hem gerekli değildir hem de çıkarmanın bir baskın etkisi yaratacak olması açısından çok avantajlıdır. Örtü kuvveti, Osmanlı'nın zayıf kuvvetlerini sahile hakim sırtlardan atarak hızlı bir şekilde bu sırtları işgal edecekler ve Osmanlı karşı taarruzlarını karşılayabilecek şekilde tahkim edeceklerdir. Çıkarmanın ve çıkarmanın taktik hedefinin sağlanabilmesi için bu zorunludur.

Osmanlı savunma düzeni

Arıburnu Cephesi de Seddülbahir Cephesi gibi Albay Halil Sami Bey’in 9. Tümeni’nin savunma bölgesidir. Albay Halil Sami Bey, bu bölgede Yarbay Mehmet Şefik Bey komutasındaki 27. Alay’ı görevlendirmiştir. Alay’ın mevcudu iki bin kadardır. Yarbay Mehmet Şefik Bey, Mareşal Sanders’in savunma düzeni gereği emrindeki 2. Tabur’u kıyıların gözetleme ve savunması için yaymış, diğer iki taburunu Eceabat’ın batısındaki zeytinliklerde konuşlandırmıştır. Bölüğün ağır makineli tüfek bölüğü (dört tüfek) buradadır. 2. Tabur, Azmakdere – Çamtepe arasındaki 12 km.lik bir kıyı şeridine yayılarak düzenlenmiştir ve bir tabur için fazlasıyla uzundur. Yarbay Mehmet Şefik Bey, Tabur Komutanı Binbaşı İsmet Bey'e verdiği emirlerle, taburun üç bölüğünü tüm sorumluluk bölgesindeki kıyılara yayarken dördüncü bölüğü Kabatepe'nin 1,5 km. doğusunda ihtiyata almıştır. Tabur karargahı da buradadır ve Alay karargahı ile telefon bağlantısı vardır. Bölükler kuzeyden güneye doğru 8., 7. ve 6. bölüklerdir ve sahillere takımlar halinde, yer yer manga düzeyinde yayılmıştır. Taburun görev bölgesinde 9. Tümen’in üç topçu bataryası bulunmaktadır. Bir dağ bataryası olan 7. Batarya, Kanlısırt üzerinde bulunmaktadır ve Kabatepe kıyılarını kuzeyden yan ateşi altına alacak şekilde konuşlandırılmıştır. Diğer iki batarya ise Kabatepe’nin doğu yamaçlarında bulunmakta ve ateş bölgesi Kabatepe kuzeyindeki kumsal ve Arıburnu sahilleridir.

İhtiyatın özellikle Kabatepe gerisine alınması ve bataryaların ateş yönlerinin ayarlanma şekli, Alay Komutanı’nın bu bölgeye verdiği önemi göstermektedir. Kabatepe’nin hemen kuzeyinde, bir çıkarma harekatı için çok uygun, 1 km. uzunlukta bir kumsal bulunmaktadır. Buraya yapılacak bir çıkarma harekatı, Yarımada’nın derinliklerine doğru yelpaze gibi yayılmak konusunda olanaklara sahip olurdu. Alay Komutanı’nın öngörüsü son derece yerindedir. Gerçekte Anzak Kolordusu’nun planlanan çıkarma kumsalı burasıydı. Akıntı nedeniyle bu bölgenin 1.5 km. kadar kuzeyine, daha sarp kıyılara çıkmışlardır ama, bu yüzden daha zayıf bir direnmeyle karşılaşmışlardır. Çıkarma yapılan bölgede iki manga güçünde bir Osmanlı kuvveti bulunmaktadır.

Taburun 8. Bölük Komutanı, 25 Nisan gecesinin ilk saatlerinde açıklarda bazı belirsiz karaltılar gözlemiş, durumu geriye bir haberci göndererek Tabur Komutanı’na rapor etmiştir. Tabur komutanı ise telefonla 27. Alay karargahına bildirmiştir. Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Bey, telefonla 9. Tümen Komutanlığı’ndan emir talep etmiştir. Tümen Komutanlığı’ndan saat 05:45’de ileri hareket için emir gelmiştir. Arıburnu sahillerinde bir çıkarma hareketi beklenmesi gerektiği yönündeki haberlerin Tümen Komutanlığı’na ulaştığı sıralarda, Seddülbahir’deki çıkarma hareketleri başlamıştı. Tümen Komutanlığı’nın 27. Alay’a ileri hareket emri vermesindeki gecikme bu nedenle idi.

Çıkarma

İlk çıkarma dalgası akıntı nedeniyle hedeften saptı, planlanan yerin 1.500 m. kuzeyine, yani Arıburnu sahiline-sonradan Anzak Koyu olarak adlandırılan koy-yanaştı. Hata, sahile yaklaşılırken fark edilmiş, daha kuzeye düşmemek için yapılan manevra da düzensizliğe yol açmıştı, bölükler birbirine karışmış olarak sahile çıkmışlardı. Bu düzensizliğin üstüne, sahile 50 m. yaklaştığında Osmanlı gözcü müfrezesinin ateşiyle karşılanmıştı. Sonuçta örtü kuvvetinin ilk dalgasını oluşturan kıtalar, 48 filika ile saat 04:25’de sahile karışık bir halde çıkmışlardır. İkinci dalga saat 04:40’da sahile çıkmaya başladığında karışıklık daha da artmıştı. Örtü kuvvetini oluşturan 3. Avustralya Tugayı’nın üç taburunun eratı birbirine karışmış durumda idi.

Savunmanın kuzey kesiminde, Balıkçı Damları denen bölgede, sahile yaklaşan filikalara 8. Bölük’ün 1. Takımı ateş açmıştır. Filikalardaki bir bölükten 100 kişi ölmüş, sahile çıkabilen 40 kişiden sağ kalabilen 18 kişi güney yönünde çekilmiştir.

Anzak ileri harekatları ve Osmanlı savunması

Çıkarmanın hemen ardından örtü kuvvetinin ilk kademesini oluşturan 1.500 kişilik kuvvet, üç kol halinde ilerlemeye başlamıştır. Soldaki kol Yükseksırt – Serçetepe - Kocaçimen, merkezdeki kol Merkeztepe - Kanlısırt, ve üçüncü kol da Yeşiltarla - Kabatepe hattında ilerlemiştir.

Çıkarma sahilinin kuzey kesiminde ilerleyen kol, Serçetepe sırtı ve Cesarettepe’deki Osmanlı postalarını atarak bu tepeleri işgal etmek için ilerlemişlerdir. 12. Tabur komutanı Albay Clarke’ın yönettiği bu harekatla, Albay Clarke’ın da aralarında bulunduğu kayıplara karşın bu sırtlar işgal edilmiştir. Balıkçı damlarındaki Osmanlı müfrezesi, ileri hareketi sürdüren bu üç bölüğü geri püskürtmüştür. Ancak takım, savunmanın merkez kesimini geri atan Anzak birliklerinin Cesarettepe üzerinden kuzeye akması üzerine mevzilerinden çekilmiştir. Zaten takımın cephanesi de bitmek üzeredir. Takım komutanı, elinde kalan iki manga kadar askerle Conk Bayırı yönünde çekilmeye karar vermişti. Bu iki manga asker, günün ilk saatlerinde Düztepe – Conk Bayırı hattında ilerleyen Anzak kollarına ateş açarak ileri hareketi durdurmaya çalışmıştır. Cephanesi biten müfreze, daha sonra Conk Bayırı yönünde çekilmiştir. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey’in Conk Bayırı’nın düşmesini önlemesi sırasında onun komutasına girecektir.

Savunmanın merkez kesiminde, sahilden ilk açılan ateş, Küçük Arıburnu ve Büyük Arıburnu arasındaki kıyıdaki iki mangalık müfrezedir. Sahile yanaşan istimbotların uğultusu üzerine alarma geçmiş, filikaları kıyıya yanaştıkları anda hep birlikte ve yoğun bir ateşle karşılamışlardır. Gerçekte manga erleri geç ateş açmışlardır. Filikalar henüz deniz üzerindeyken ateş açılmış olsaydı daha ağır kayıp verdirilecekti. Filikaların böylece sahile sürekli asker çıkarması sonunda bu iki manga geri çekilmiştir. Anzak örtü kuvvetlerinin ilk kademesi kıyılara indikten sonra ileri hareketlenmiştir. Sahilin hemen gerisinde ve sahile hakim konumdaki Haintepe’deki bir takım kadar olan Osmanlı müfrezesi, iki yandan sarılana kadar mevzilerinde kaldı. Müfrezeden, ancak birkaç er, yaralı komutanlarını taşıyarak geri çekilebildiler. 8. Bölük Komutanı, ihtiyattaki 3. Takım’la birlikte ileri çıkarak daha gerideki Cesarettepe – Yükseksırt hattını tutmuştur. Bir süre bu bölgeye olan taarruzları karşılamışlardır. Fakat daha sonra bir Anzak taburunun taarruzu ile Cesarettepe kuzeyinden ilerleyen Anzak birlikleri arasında kalmıştır. Bölük ve Tabur Komutanlarının yaralanması ve kuşatma tehlikesi üzerine Takım’dan sağ kalanlar geri çekilmişlerdir. Çıkarma bölgesinin merkez kesimini savunan bu birliğin de çekilmesiyle Anzak birliklerinin Conk Bayırı yönünde önü açılmış oldu.

Savunmanın güney kesiminde, Keltepe’yi tutan 7. Bölük’ten bir takım kadar Osmanlı kuvveti, saat 05:00 e kadar Anzak kuvvetlerinin ilerlemesini karşılamıştı. Ancak bu saatte üç Anzak bölüğü taarruzu, takımı geri atmıştır. Anzak birlikleri serbest buldukları Kanlısırt üzerine yayıldılar ve buradaki 7. Dağ Bataryası’nı baskına uğratarak üç topu ele geçirdiler. Batarya erleri, atların açılan ateşle yaralanması ya da ölmesi yüzünden toplardan ancak birini kaçırabilmişlerdir.

Hemen ardından Kabatepe’yi işgal etmekle görevli üç bölük de Kanlısırt’ın güney uzantısındaki Osmanlı siperlerini, subaylarının tümünün yaralanmasına karşın işgal etmiştir. Albayraksırtı – Süngübayırı hattını tutmakta olan 7. Bölük’ün diğer unsurları bu üç bölüğün Kabatepe yönündeki ileri hareketini durdurmayı başarmıştır. Tabur’un, Kabatepe’nin 1,5 km. doğusundaki ihtiyattaki 5. Bölük’ü de Topçular sırtı güneyinden ilerlemekte olan Anzak taburunu karşılamıştır. Bu Bölük ve 7. Bölük’ün sağ kanadındaki takım, Anzak birliklerinin Kabatepe yönündeki ilerlemesini durdurmuş, Kanlısırt’dan ileri geçmesini engellemişlerdir.

Gün ağardığında, saat 05:00 dolaylarında Osmanlı topçu bataryaları ile Birleşik Donanma topçusu ateşe başlamıştır. Çıkarma planında öngörülen topçu bataryaları sahile alınamamıştır. Öğleden hemen sonra, sahilde ve ileri hatlarda bataryaların yerleştirilmesi için alan bulunamadığı için, bu bataryaların sahile çıkartılması ertelenmişti. Çıkarma günü akşamına kadar Anzak birlikleri kara topçusu desteği göremediler. Fakat deniz topçusu, sahillere iyice yanaşarak Osmanlı mevzilerini ve yaklaşma hatlarını yoğun bir biçimde ateş altına alabilmiştir. Kabatepe ve Palamutluk sırtlarındaki Osmanlı bataryaları, sahile yanaşan filikalara yönelik ateşe gün ağardığında başlamıştır. Özellikle Kabatepe’deki batarya, çıkarma sahilini ateş alanı olarak seçmiştir. Sahile asker ve malzeme taşıyan teknelere yönelen ateş, çıkarmanın programdan bir hayli sapmasına neden olmuştur. Bu gecikmenin de etkisiyle sahile çıkarılan bölükler bekletilmeden ileri hatlara sürülmüş, ancak böylece dört taburlu 3. Avustralya Tugayı, istihkam personeli ve seyyar hastane sahile yerleşebilmiştir. Bununla birlikte günün ilerleyen saatlerinde çok başka nedenlerle de çıkarma işlemlerinde gecikmeler yaşanmıştır. Akşam üstüne doğru, saat 17:00 dolaylarında 1. Avustralya Tümeni Karargahı'nda gece tüm mevzilerin tahliyesi olasılığı üzerinde düşünülmekteydi. Sahil boyunca bu yönde çeşitli söylentiler yayılmaktaydı. Bazı Anzak taburlarının savaş ceridelerinde bu konu yer almaktadır. Bu yüzden asker çıkartmak için demir yerlerine yanaşan bazı filikalardaki birliklerin sahile çıkışları 23 saate yakın bir süre bekletilmiştir.

Saat 05:00 dolaylarında sahile çıkan 3. Avustralya Tugayı ve örtü kuvveti komutanı Albay Sinclair Mac Lagan, çıkmakta olan kıtaları sol kesimdeki Kılıçbayır yönündeki ileri harekatı desteklemek için yönlendirmektedir. Gerçekten Kılıçbayır önemli bir yükseltidir. Öncelikle, çıkarma sahilinden Kocaçimen tepe yönünde ilerlenebilecek tek hattın üzerindedir. Ayrıca bu bölgeden güneye doğru uzanan sırtların güvenliği açısından da Kılıçbayır stratejik konumdadır. Çıkarma bölgesinin merkez kesimi olan bu sırtlarda Osmanlı gözcü mangalarının ısrarlı ateşi Anzak birliklerinin ilerlemesini büyük ölçüde yavaşlatmaktaydı.

Saat 07:00 dolaylarında çıkarma sahilinin güney (sağ) kanadında Kanlısırt tümüyle Anzak birlikleri tarafından işgal edilmişti. Bu saatte Albay Sinclair Mac Lagan, Kanlısırt’ın batı kenarı boyunca, Merkez tepeye kadar siper kazılması talimatı vermiştir. Oysa örtü kuvvetine verilen görev, daha doğudaki Top sırtının da işgal edilmesiydi. Birliklerin dağınık olması dolayısıyla Mac Lagan, bu hatta ilerlemeyi sakıncalı bulmuştur.

Aynı saatlerde çıkarma sahilinin diğer kesimlerinde de ilk sıradaki sırtlar Anzak birliklerince ele geçirilmişti. Sayıca az Osmanlı gözcü kuvvetleriyle girişilen çatışmalar Anzak birliklerinde ciddi kayıplara neden olmaktadır. Özellikle ateş hattındaki bölüklerde subayların çoğu yaralanmıştır. Buna karşın Conkbayırı’nın hemen güneybatısından çıkarma sahilinin güney kenarındaki Kabatepe’ye (Kabatepe hariç) kadar uzanan sırt ve tepeler ele geçmiştir. İleri çıkmış olan müfrezelerden birinin bulunduğu sırttan, 5,5 km. doğudaki Çanakkale Boğazı görülebilmekteydi.

Örtü kuvvetinin tümü karaya atılmış ve Osmanlı kuvvetlerinin kayda değer bir direnişi görülmemişti. Sırtlardaki Osmanlı direnişi, ileri harekatı yer yer engelliyor, genel olarak geciktiriyordu ama sahili tehdit edecek bir harekat gösteremiyordu. General Sır Ian Hamilton da dahil olmak üzere Müttefik komutanlar, çıkarmanın bir baskın olarak amacına ulaştığına karar vermişlerdir. Osmanlı tarafında, çıkarmada görevli destroyerlerin demir yerlerine yönelik seyrek topçu ateşi ve zayıf gözcü birliklerin ateşinden başka bir direnme olmamaktadır. Osmanlı'nın, bölgede çıkarmayı karşılayacak bir kuvveti olmadığı anlaşılmıştı. Zaten sırtlardaki Osmanlı direnişi, tek bir tabura bağlı dağınık unsurların, cephaneleri yettiği kadar sürdürebildikleri bir direnmedir.

Buna karşın sırtlarda yer yer süren çatışmalarda kayıplar artmakta, sahile yağan takviye talepleri karşısında çıkan tüm birlikler derhal ateş hattına gönderilmektedir, sahilde ihtiyat tutulamamaktadır. Oysa, 1. Avustralya Tümeni'ni oluşturan üç tugaydan biri, plan gereği sahilde ihtiyat olarak tutacaktı. Çıkarma, zorluklara karşın aralıksız sürmektedir. Albay Sinclair Mac Lagan, bir Osmanlı karşı taarruzundan endişe duymaktadır. Özellikle sağ kanatta Kanlısırt taraflarında bir Osmanlı karşı taarruzunun her an gerçekleşebileceği düşünülmektedir.

Osmanlı karşı taarruzları

General Liman Von Sanders’in, ana kuvvetleri geride ihtiyat olarak tutmak şeklindeki stratejisi gereği olarak Osmanlı kuvvetleri Anzak çıkarmasına ve ileri harekatına ilk anda etkili bir tepki gösterememişlerdir. Osmanlı tepkisi, ancak gerideki asıl kuvvetlerin cepheye sürülmesi ile gerçekleşecektir. Arıburnu bölgesinde Anzak çıkarması başladığında, Gelibolu Yarımadası’nın güney ucundan sorumlu 9. Tümen, Seddülbahir Cephesi’ndeki beş kumsalda yapılan çıkarma hareketlerini karşılamak durumundaydı. Tümen komutanı Albay Halil Sami Bey, ihtiyattaki 26. Alay’ı Seddülbahir Cephesi’ne, 27. Alay’ın ihtiyattaki iki taburunu da Arıburnu Cephesi’ne aktarmıştır. 27. Alay’ın 2. Tabur'u, geniş bir cephede yayılmış bulunmaktaydı.

Öğleden önceki taarruzlar

Çıkarmanın başlamasından ve Seddülbahir'deki çıkarma bölgelerine gerekli kıt'a kaydırmaları yapıldıktan sonra 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, kendisine bağlı 27. Alay’ın yedekteki iki taburuna, Kabatepe yönünde hareket ederek taarruz emri vermişti. Bu emir saat 05:45'de telefonla verilmiştir. 27. Alay komutanı Yarbay Mehmet Şefik (Aker) Bey, zaten hazır beklemektedir. İki kol halinde ilerlenilirken cepheden çekilen yaralı askerlerden sahildeki durum hakkında bilgi alınmıştır. Alay komutanı, Kemalyeri – Merkeztepe hattından taarruz etmeye karar vermiştir. İlk hedef Kılıçbayırı – Merkeztepe – Kırmızısırt – Kanlısırt hattıdır. Bu taarruz hattı, yaklaşık 2. km.lik bir hattır. Alayın 3. Tabur’u sağda Kılıçbayırı – Merkeztepe, 1. Tabur’u ise –bir bölük eksik- solda Kırmızısırt – Kanlısırt hattıdır. Bir bölük de ihtiyata alınmıştır. 27. Alay’ın iki taburu iki saatlik ve 10 km.lik bir yürüyüş ardından saat 08:00 dolaylarında Kırmızısırt'ın, Kanlısırt’ın ve Mersinsırtı'nın doğu eteklerindeki Anzak ileri unsurlarına taarruz etmiştir. Hiçbir taarruz hazırlığı yapmadan, yürüyüş kollarından açılarak girişilen bu taarruzla Anzak ileri unsurları belirtilen hatta kadar geri atılmıştır. Bu hattın batı kenarlarında, yaklaşık bir saattir örtü kuvvetleri komutanı Albay Sinclair Mac Lagan’ın talimatıyla siper kazılmaktaydı ve tahkim edilmekte idi. Taarruza başlanırken Alay Komutanı, Ordu ihtiyatındaki 19. Tümen karargahı’na bir haberci göndermişti. Gönderilen metinde, hareket tarzı hakkında bilgi verilmekte ve “Düşman Arıburnu sırtlarını işgal etmiştir. Arıburnu sırtlarıyla Kocadere batısındaki sırtlardan taarruza başlıyorum. Kocaçimen’i 19. Tümen vasıtasıyla tutmanızı rica ederim.” denilmekte idi. Gerçekte 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey, saat 07:00’den hemen sonra 57. Alay ve bir dağ bataryası ile bu yönde harekete geçeceğini 3. Kolordu Komutanlığı’na bildirmişti. 27. Alay taarruzu ilerlerken saat 09:30 dolaylarında Albay Sinclair Mac Lagan’ın ileri sürdüğü 9. Tabur birlikleri ise Osmanlı'nın yoğun ateşi altında erimişti. Taburların taarruzu aradaki Anzak müfrezelerini atarak saat 11:30’da Merkeztepe, Kırmızısırt ve Kanlısırt’a taarruz edecek konuma gelmişlerdir. Kısa bir hazırlıktan sonra bölükler taarruza geçmişlerdir. Aynı sıralarda kuzeyde 57. Alay'ın Conk Bayırı'ndan aşağı doğru aktığı görülmüştür.


Sağ kanatta taarruz eden 3. Tabur’un iki bölüğü Mersinsırtı’nı işgal ettikten sonra Alay Komutanı'nın emriyle burada savunmaya geçmiştir. Bunda amaç, 57. Alay’ın kendi hizalarına gelmesini beklemektir. Böylece her iki Alay arasındaki geniş boşluğun kapanması sağlanacaktır. Taburun diğer bölüğü Kırmızısırt’a taarruz etmiştir. 1. Tabur ise tümüyle Kanlısırt’a taarruz etmiştir. Alay Komutanı’nın emirleri bu şekilde olmasına karşın 3. Tabur Komutanı Yüzbaşı Halis Bey, emrindeki iki bölüğü, Merkeztepe ile Bombasırtı aralığından ileri sürmüş, 180 rakımlı tepenin güney yamaçlarına yerleşmiştir. Bu konumda müfreze, hem 57. Alay karşısındaki, hem de Merkeztepe batısındaki Anzak birliklerinin gerisine düşmektedir. Önündeki araziyi ve Anzak kuvvetlerinin konumunu inceleyen Tabur Komutanı, bu taktik avantajı görerek hareketini bu noktaya kadar sürdürmüştür. Bu kısa ileri hareket, Osmanlı birliklerinin taarruzları açısından oldukça yarar sağlamıştır. Anzak örtü kuvvetleri komutanı sahilden içlere ilerleyen takviye kıt’alarının önemli bir kısmının diğer bölgelerden çekerek buraya sürmek zorunda kalmıştır. Anzak birlikleri, iki Osmanlı alayının temas noktası olan ve taarruz eden iki Alay arasında bir menteşe gibi çalışan bu iki bölüğe karşı üç koldan taarruzlar tekrarlamış, ancak bölükleri yerinden atamamıştır. Kolundan aldığı yarayla aşırı kan kaybeden Tabur Komutanı, erata mevzilerini kesinlikle terk etmeyeceklerini emrederek sargı yerine gitmiş, komutayı Tabur Katibi Muharrem Vehbi Bey’e bırakmıştı. Tüm subaylar şehit ya da yaralı olduğundan komutayı devredecek subay bulunmamaktaydı.

9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, kendisine bağlı 27. Alay’ın yedekteki iki taburunu Kabatepe yönünde harekete geçirirken Ordu ihtiyatı 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey’e başvurmuş, tümenden bir taburla 27. Alay’ın takviyesini istemiştir. Arıburnu’nda çıkarmanın başladığı raporunu ve Albay Halil Sami Bey’in mesajını alan Yarbay Mustafa Kemal Bey, 5. Ordu Komutanı Mareşal Sanders’le temas kuramamaktadır. Mareşal Sanders, Gelibolu’daki karargahtan ayrılmış, asıl çıkarmayı beklediği Saros Körfezi bölgesine gitmiştir. Yarbay Mustafa Kemal Bey’e göre asıl tehlike Kabatepe’de değil, Albay Halil Sami Bey’in sorumluluk alanı dışında kalan Kocaçimentepe bölgesindedir. Gelibolu Yarımadası’nın Saros kıyılarından sonraki en dar bölümündeki bu en yüksek arazi, Arıburnu’ndaki çıkarma sahasına da oldukça yakındır. Anzak birlikleri bu tepeyi ele geçirdikleri taktirde zorlanmadan Çanakkale Boğazı kıyılarına inebilecek ve hem kendi tümeninin hem de Seddülbahir ve Arıburnu Cephelerinde çarpışmakta olan 9. Tümen’in geri bağlantısını kesecektir. Bu, cephenin bütünüyle çökmesi demektir. Buna karşın 19. Tümen, Ordu ihtiyatıydı ve ancak 5. Ordu Komutanı emriyle harekete geçebilirdi. Tümen olarak, 5. Ordu’nun tüm savunma bölgesi için görevliydi ve Ordu Komutanı’nın emriyle gerek görülen herhangi bir bölgede görevlendirilecekti. Ayrıca Yarbay, Ordu sorumluluk bölgesi içinde olan Saros Körfezi ve Anadolu yakası hakkında hiçbir bilgi alamamaktadır. Dolayısıyla tümenine nerede gerek olacağı konusunda bir öngörüde bulunamamaktadır. Buna karşın, Arıburnu çıkarmasına taarruz edecekmiş gibi gerekli düzenlemeleri yapmıştır.

Yarbay Mustafa Kemal Bey, Conkbayırı yönünde ilerleyen bir tabur kuvvetindeki Anzak birliğine karşı bir tabur sürerek 27. Alay’ın sağ kanadını örtmenin yeterli olmayacağını, tehdidin çok daha ciddi olduğunu görmektedir. Öncelikle emrindeki süvari bölüğünün Kocaçimen Tepe’ye intikalini emretmiştir. Bu bölük, tümen bölgeye ulaşana kadar her ne pahasına olursa olsun tepeyi korumakla görevlidir. Bununla yetinmeyerek, üst komutanıyla temas kuramamasına karşın, tüm sorumluluğu üstlenmiş ve saat 08:00 dolaylarında tümenine bağlı 57. Alay ve bir topçu bataryası ile birlikte Kocaçimen Tepe’ye hareket etmiştir. Alaya Kocaçimen Tepe’de dinlenme molası veren yarbay, sahili görebilmek için Conkbayırı yönünde ilerlemiştir. Bu bölgede Düztepe yönünden çekilmekte olan bir grup askerle karşılaşmıştır. Bunlar, Balıkçı damları bölgesinin gözetlenmesi ve savunulmasında görevli 27. Alay'ın iki mangalık unsuruydu. Bu birliği süngü taktırarak siper aldıran Yarbay, 57. Alay’a derhal Conkbayırı’na gelmeleri emrini göndermiştir. Askerin siper alması, onları Conkbayırı yönünde izlemekte olan Anzak birliklerinin de siper almasına neden olmuş, bu durum Osmanlı tarafının Conkbayırı’nda mevzi tutması için kritik zamanı kazandırmıştır. Saat 10:00 sularında 57. Alay'ın iki taburu (diğer tabur ihtiyatta tutulmaktadır), Conkbayırı’ndan güney batı yönünde akmaktadır. Düztepe’nin denize bakan yamaçlarındaki Anzak birlikleri, bu ilerleyiş karşısında geri çekilmişlerdir. Kılıçbayır’ı takviye için ilerleyen bir Anzak taburu da ateş yiyerek dağılmış ancak bir bölük Kılıçbayır’a ulaşmıştır. 57. Alay’ın tüm bu taarruzu Müttefik donanmasının ateşi altında gerçekleşmiştir. Yarbay Mustafa Kemal Bey’in bölgeye intikal ettirdiği bir topçu bataryası, 57. Alay’ın ileri harekatını ve çıkarma sahilinin sürekli olarak ateş altında tutarak taarruzu desteklemiştir.

Conkbayırı’ndan Düztepe yönünde taarruzlarını sürdüren 57. Alay, Kılıçbayır’ı tutmayı başarmıştır. Bu sırt, Arıburnu Cephesi savaşları boyunca stratejik önemini korumayı sürdürecek bir nokta olarak önemlidir.

Kocaçimen Tepe – Conkbayırı – Düztepe sırtlarında Anzak ilerleyişinin durdurulduğuna karar veren Yarbay Mustafa Kemal Bey, komutası altındaki 19. Tümen’in tüm kuvvetlerini bu ateş hattına sürmek üzere Maltepe'deki Tümen Karargahı'na dönmüştür. Karargahta karşılaştığı 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa'ya kararını anlatmıştır. Esat Paşa, bu kararı onaylamış, Albay Halil Sami Bey’in 27. Alay’ını da Yarbayın komutası altına vermiştir. Esasen 19. Tümen, ordu ihtiyatıdır, ancak Mareşal Sanders’le halen temas kurulamamış olması nedeniyle Esat Paşa, kendi inisiyatifini kullanarak tümeni komutası altına almış ve görevlendirmiştir. Bu görevlendirme tümenin, tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey’in emir ve komutasına bırakılması şeklindedir. Bu tarihten itibaren 16 Mayıs 1915 tarihine kadar Yarbay Mustafa Kemal Bey, Arıburnu Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapmıştır. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey, Anzak Koyu çıkarmasını karşılamış, durdurmuş ve sonrasında sahilede sabitlemiştir. Arıburnu Kuvvetleri Komutanı olarak bu bölgede ulaştığı hatlar, savaşın sonuna kadar pek değişmemiştir.

Saat 11:00 dolaylarında Osmanlı karşı taarruzları sonucunda Conkbayırı, Kanlısırt, Kabatepe gibi, çıkarma sahiline hakim yükseltiler Osmanlı'nın kontrolüne geçmiştir. Osmanlı 27. Alay’ının Kanlısırt taarruzu, Anzak ilerlemesini durdurmuştur ama cephenin en kritik kesimi Conkbayırı’dır. Yarbay Mustafa Kemal Bey’in emriyle Osmanlı 57. Alayı’nın Conkbayırı üzerinden giriştiği taarruz, Arıburnu Cephesi’nin, son tahlilde Çanakkale Savaşı’nın kaderini belirlemiştir. Ancak 57. Alay’ın Conkbayırı – Düztepe hattında giriştiği taarruz öylesine ani olmuştur ki, General Birdwood’un Anzak karargahı, Osmanlı taarruzlarıyla bu bölgedeki durumun tehlikeli hale gelmekte olduğunu ancak saat 10:30 dolaylarında öğrenebilmişlerdi. Esasen Albay Sinclair Mac Lagan, çıkarma sahilinin kuzey kesimi (sol) olan bu bölgeyi güvenli buluyor, asıl tehlikeyi Kanlısırt dolaylarında görüyordu. Ne var ki saat 10:30 dolaylarında bu bölgedeki birliklerin Osmanlı taarruzlarıyla geri atıldığı anlaşıldı. Eldeki kuvvetler bu bölgeye kaydırılmaya çalışıldı ancak, neredeyse sahile çıkmış olan tüm asker zaten ateş hattına sürülmüş bulunmaktaydı. Sahile asker çıkartılmasına hız vermek için, topçu bataryalarının sahile indirilmesi öğleden sonraki saatlerde Anzak Kolordu Komutanı General Birdwood tarafından verilen bir emirle durdurulmuştu. General Birdwood, asker çıkartılmasına öncelik verilmesinin, mevzilerin tutulabilmesi için tek çıkar yol olduğu için bu emri vermiştir.

Öte yandan gemilerin demir yerleri Osmanlı topçusunun ateşi altındaydı ve sahilde topçu bataryalarının çıkartılması için yeterli alan yoktu. Bir tek batarya saat 09:00 öncesinde karaya çıkmış, ama saatlerce bu bataryaya uygun bir mevzi bulunamamıştır. Tam da uygun bir yer bulunduğunda, çıkarma bölgesinin güney kesiminde (Kanlısırt’ın batı yamaçlarında) mevzi almaya çalışırken Conkbayırı yönünden (çıkarma alanının ters köşesinden) açılan Osmanlı topçu ateşiyle imha olmuştu.

Kılıçbayır yönüne sevk edilen Avustralya birlikleri, bölgeye ulaşır ulaşmaz muharebeye sürülmektedir. Çünkü Osmanlı'nın sırtlardan aşağı akıp cephe hattını kırmaları an meselesi olarak görünmektedir. Bu şekilde parça parça muharebeye sokulan Avustralya birlikleri de sonuç elde edememekte, her takviye kıta ile sağlanan ileri hareket, şiddetli ateş karşısında geri çekilmek zorunda kalmaktadır. Üstelik öğleden hemen sonra Conkbayırı yönünden ateşe başlayan bir Osmanlı top bataryası Kılıçbayır’ı ateş altına almıştı. Sonuçta Kılıçbayır hattındaki Anzak birlikleri arasında komuta iyice zayıfladı. En nihayet saat 16:00’dan hemen sonra Osmanlı'nın Kılıçbayır’ın her iki yanından giriştikleri taarruz saatlerdir ateş altındaki ve subaylarının çoğunu kaybetmiş Anzak birliklerini dağıtmıştır.

Öğleden önceki taarruzlarda 57. Alay, bir taburunu ihtiyatta bırakarak iki taburla taarruz etmiştir. Dolayısıyla öğleden önceki Osmanlı karşı taarruzları, 27. ve 57. Alayların ikişer taburu (dört tabur) ve bir Alay ile sürdürülmüştür.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
arıburnu, muharebeleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kosova Meydan Muharebeleri 1. ve 2. Kosova Muharebesi Zen Tarih 0 01 Kasım 2012 16:56
Isonzo Muharebeleri efLatun Tarih 0 03 Mayıs 2012 23:10
Orhon Murat Arıburnu (1918 - 1989) Liaaa Oyuncular / Yönetmenler 0 05 Mart 2012 17:39
Zampok Eyin Pi/Orhon Murat Arıburnu Afrodit Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 15 Eylül 2011 23:50