12 Mayıs 2014, 00:04 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Borç batağı II. Abdülhamit'in o güne değin borç batağına saplanmış, Osmanlı'yı çökertme derecesindeki devletin yönetiminin yozlaşmasına bürokratların seyirci kalması hiçbir etkinlik yapılmaması karşısında tek başına mücadele edebilmesi ne kadar dikkate değer ise, Atatürk'ün de hiçbir şekilde önyargılı olmadığını bize göstermiş olması ve kurulun kadrosunu daha da genişleterek teftiş kadrosuna yeni eleman alımının ilk sınavını 1923 yılında açtırması da dikkati çekicidir. Teftiş Kurulu'nun bugün yürürlükte bulunan yetki hükümleri Atatürk'ün sağ olduğu 1936 yılında ayrı bir kanunla verilmiştir. Atatürk öncelikle Duyun-u Umumiye'nin görevine son verdi. Osmanlı Bankası'nın Merkez Bankası işlevini yeni kurulan TC Merkez Bankası'na devrettirdi. Bir devlet ekonomik özgürlüğüne kavuştuğunda o devlet bağımsız olacaktır koşulu Atatürk'ün koyduğu birinci temel kuraldı. Mali denetim Cumhuriyet döneminde Hesap Uzmanları Kurulu, Gelirler kontrolörleri ve vergi denetmenlerince yerine getirilmeye çalışıldı ise de uzman sayıları daima çok kısıtlı tutuldu. Kendimize ait öz denetim kurullarımıza bir türlü gelişme olanağı tanımadık. IMF'ye sekiz tane niyet mektubu adı altında devlet taahhütnamesi verilmiştir. Hiçbirinde Maliye Denetim Kurulları'nın kapatılacağı veya reform yapılacağı yer almamaktadır. Yazılı bir detay olmamasına rağmen kamu reformu ve maliyenin reorganizasyonu kapsamında bu kurumların kaldırılması hiçbir gerekçe gösterilmeden yapılmak istenmektedir. Bu olayların seyri bize 1854-1855 yıllarını ne kadar çok hatırlatıyor. Ulu önder Atatürk'ü artık buna da karıştırmayalım diye gayret göstersek bile tarih onu değil, o tarihi yazdığı için Türkiye'nin bağımsızlığında her zaman yer alacaktır. Ama ne yazık ki Padişah II. Abdülhamit kadar da mı mali denetimin önemini kavrayamadık diyebilmemize engel bir neden bulamıyoruz. Bu yazımızda olayın günümüzdeki güncelliği ve sömürgeciliğin geleneksel ekonomiyi denetleyerek baskı altında tutma yönteminin değişmediğini vurgulamak istedik. 1855 yılında başlayan denetim 1923-1946 yılları arasında geçen 23 yıllık dönem düşülürse yüz elli yılın yüz yirmi yıllık sürecinde denetleniyoruz. O kadar şehit vererek elde ettiğimiz bağımsızlığımıza nasıl ve ne zaman kavuşacağız? En çok bilinen zenginliğimiz olan onurumuzun kabuğu artık kırılmıştır. | |
|
Etiketler |
batağı, borc |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İki dirhem borç | Bozkurt- | İslamiyet | 0 | 05 Mart 2014 19:35 |