07 Mayıs 2014, 21:41 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Bir Dünya Yıkıldı Bir dünya yıkıldı. Söylemesi kolay belki ama Cihanşümul bir imparatorluktu çöken... Hürriyet, özgürlük, milliyetçilik slagonlarıyla gelen, ne istediğini bilmeyen, Batının olduğu gibi görünmeyen cilalı yüzüne aldanan, ecnebi fikirlilerin yıktığı o dehşet imparatorluktu çöken. Geçmişinden ders almayan bir milletin geleceği olmaz. O yüzden şu an yapılacak olan tek şey o muhteşem imparatorluğu yıkan en mühim meselelerdir: Takvime bakıyoruz, 1490'nın yaprakları var. Endülüs, içindeki Yahudilere verilen son mühlet gününü bekliyor. Ülkeyi verilen müddet zarfında boşaltmazlarsa imha edilecekler. Osmanlı Donanması bu insanlara acıyıp, onları Endülüs'ten şanlı Osmanlı topraklarına taşıdı. Kimi şimali Afrika'ya kimi Selanik, İstanbul, İzmir havalisine taşındı. Bu ekiple gelenlerin içinde, Yasef Nasif isimli bir Yahudi çok geçmeden sivrilip, Kanuni'nin müşavirliğine dek yükselmişti. Bu hal O'nu içteki Yahudilerin sözcüsü durumuna getirdi. Sarayın her yanı onun casuslarıyla doluydu. Kendisi ise Şehzade Sarı Selim'in adeta bir gölgesiydi. Biliyordu ki hırslı bir kadın olan Hürrem kendi oğullarından birinin şehzade olması için her şeyi yapacaktı. Bunların içerisinde Yasef'in ve Hürrem'in tercihi özellikle Selim'di. İlk önce Mustafa'yı bin bir yalanla dolanla katlettirirler. Sonra şehzade Beyazıt'ın üstüne Sarı Selim'i salarlar. Bebek olan masum, minik şehzade de boğdurulunca artık tek şehzade Selim'dir. Zafer O'nundur. Böylece Cihanşümul bir imparatorluğun temel taşları ne yazık ki sallanmaya başlar. Yasef, Sarı Selim'in zamanında devlet işlerine el atmayı başarır. Artık Yahudiler Osmanlı'nın idari mekanizmalarındadır ve imparatorluğun mirengi noktalarının tek tek ele geçiriyordur. Yasef'in burada iki ideali vardır. Birincisi; Venediklilerden Kıbrıs'ı alıp, oranın kralı olmak. Osmanlı Kıbrıs'ı alır lakin Yasef'in hevesi kursağında kaldı. Çünkü Sadrazam Sokulu Kıbrıs'ı asla bir yahudiye vermez. İkincisi ise; Filistin'de Yahudi varlığını ihya etmek. Bunu yapması çok zordur ama Yasef çok inatçıdır. Hedefine az-buz ulaşır ama takdir-i ilahi daha ilerisine müsaade etmez. Yasef'in değersiz ömrü Kikland Adaları'nda sona erince, devreye Nur Banu girer. Sarı Selim'in karısı olan Nur Banu oğlu 3. Murat'ın gözünü açması için ona kendi elleriyle Safiye Sultan'ı alır. Bilmez ki kendi elleriyle oğluna aldığı gelin dişli bir rakiptir. Saray entrikası gibi görünen bu olayın arkasında da yine bir Yahudi vardı: saray sızmalarından Ester Kira. Önce Nur Banu'yu tutan Ester Kira daha sonra garip bir serzenişle Safiye Sultan'ın tarafına geçmiştir. Ve sonuç çok renkli bir sahnedir: önde Safiye Sultan perde arkasında Ester Kira. Sarayda rüşvet şebekeleri kurup, devletin en nazik noktalarına adamlarını yerleştirir. Bu hal Yeniçeri'nin gözünden kaçmaz. Ve tarihte ilk kez Yeniçeri isyan eder. Artık bu Yahudi tagallübü canlarına yetmiştir. Yeniçeri tüm hırsını Ester Kira'dan çıkarır. Ester Kira belki ölmüştür ama verdiği zarar bir imparatorluğun çöküşünü hazırlar. İltimas ve rüşvet, safahat, liyakat ve emniyetin iflası, Yeniçeri'ye bile Yahudilerin sızması, Loncaları fitnecilerin ele geçirmesi, iktisadi ve ticari hayatın el değiştirmesi, fitnenin İttihat ve Terakki'nin beyni olan Emanual Koraso... Selanik mebusluğu bir yahudiye işte böyle verilir. Ve Jön Türklerin, Yahudilerin ve dönmelerin yetişip girdiği İttihat ve Terakki Osmanlı'yı 31 Mart vakasına kadar getirir. O zamanın millet şuurunu isterseniz birde kendini vatan, millet meftunu (!) olarak niteleyen sahte bir aydının mısralarından dinleyin. Sultan Hamid'e hain bir ermeni tarafından atılan, hedefine ulaşamamış bir bombanın adına ağıt yakılarak, satırlaştırılan bir şiir: Ey şanlı avcı damını beyhude kuramadın,Bir bomba atılıştı hedef Osmanlı Sultanı'ydı. Bu bomba Abdülhamit gibi kuvvetli bir hükümdarı öldürebilirdi. Doğacak anarşiden faydalanmak ve Osmanlı'yı parçalamak için atılmıştı. Biz aydınımızla birlikte bu bombayı ve atıcısını alkışladık. Ve Otuz Bir Mart Vakası bu milletin alnına vurulmuş kara bir iftira mührü olarak kaldı. İşte bu gidişatı, bu hercümercin sonucu: Koca bir dünya yıkıldı... | |
|
Etiketler |
bîr, dünya, yıkıldı |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Dünya başımıza yıkıldı | System | Haber Arşivi | 0 | 01 Eylül 2010 17:52 |
Erdoğan yıkıldı | Angel | Haber Arşivi | 0 | 06 Temmuz 2008 11:25 |