IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18 Haziran 2012, 21:48   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sultan ibrahim




II. Osman' ın tahtan indirilmesi ve tekrar tahta geçen I. Mustafa 'nın da yine tahttan indirilince tahta nihayet Kösem Sultan'ın öz oğlu IV. Murat çıktı. IV. Murat tahta çıktığında henüz 11 yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlu adına devleti kendisi yönetmeye başlamıştı. Büyüdükçe Sultan IV. Murat olgunlaşarak annesinin devlet hâkimiyetini bir nebze engellemeye çalışmışsa da genç yaşta vefat edince tahta Kösem Sultan'ın diğer oğlu çıktı ve Kösem Sultan'ın nüfuzu tekrar arttı. İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir sorun ile karşılaştı. Sultan İbrahim hanedanın tek erkek varisiydi ve en kısa zamanda hanedanın devamını sağlaması gerekiyordu. Ancak I. İbrahim kısmen dengesiz görünüyor ve kadınlarla olan ilişkilere ilgisiz duruyordu. Bu sebeple Osman oğulları ailesinin devamını sağlama görevi büyük ölçüde Kösem Sultan'a düştü. Oğlunu tedavi amacıyla ülkenin her yanından üfürükçüler getirtti. Bunların içinde en ünlüsü Cinci Hoca lakabıyla tanınan Safranbolulu Karabaş zade Mehmet Efendi idi. Verilen uğraşların sonunda İbrahim'in tahta çıkmasından 2 yıl sonra şehzade Mehmet doğdu. Kösem Sultan’ da buna karşılık olarak Hüseyin Efendi' ye Safranbolu da daha sonra cinci hanı olarak anılacak hanın yapım masraflarını karşılayacak para verdirmiştir. En nihayetinde hanedanın devamı sağlanmış oldu. Hatta Cinci hoca o kadar güçlendi ki Cinci Hoca'nın öldürülmesinden sonra hazineye aktarılan paralar askere cülus olarak dağıtıldı ve bu paralar halk arasında 'cinci hoca akçesi' diye anılır oldu. Sultan İbrahim İstanbul'da çıkan bir isyan sonucunda öldürüldükten sonra yerine Kösem Sultan'ın torunu olan 6 yaşındaki Sultan IV. Mehmet geçti.
IV. Murad' ın boğdurmak suretiyle öldürdüğü şehzadeler sebebiyle tahtı¬nın tek varisi en küçük kardeşi İbrahim kalmıştır. Osmanlı hanedanının acele taht vârisine ihtiyacı vardı. Çünkü Sultan İbrahim’ e bir şey olması demek Osmanlı devletinin sonu demekti. Bunu göz önüne alan devlet adamları ve özellikle Kösem Mahpeyker valide, padişaha her taraftan kız bulup onu evlat sahibi yapmaya çalışıyordu. Devletin devamını sağlamak için; hanedanı er¬keksiz bırakmamak için yapılan bu gayretleri asla garip bulmamak gerekir. Ağabeyi Sultan Dördüncü Murad' ın vefatı, Topkapı’ da kısıtlı hayat yaşadığı evrede diğer şehzadeler gibi kendisine de bir gün sıra geleceği düşüncesiyle harap olmuş Şehzade İbrahim' i çok sarsmış ve padişah olduğuna inanmak bile istememiştir. Annesinin ve devlet erkânın ısrarlarından ve ağabeyi Sultan Dördüncü Murad' ın cenazesini gördükten sonra ağabeyinin vefatına kesin olarak inandı. Sultan I. İbrahim, tahta çıktığında soyunun tek şehzadesi o kalmıştı. Bu yüzden ilk oğlu Şehzade Mehmed (Sultan Dördüncü Mehmed) doğduğunda ülkede şenlikler düzenlendi (2 Ocak 1642). Sultan Birinci İbrahim, çok cömert ve lütufkâr bir padişahtı. Fakirlere ve kimsesizlere yardım etmeyi çok severdi. Çıkardığı fermanlarla açlık ve kıtlığın önlenmesine çalıştı. Saltanatı sırasında, annesi Kösem Sultan'ın etkisinde çok kaldı. Sekiz yıl dokuz ay padişahlık yaptıktan sonra, 18 Ağustos 1648 tarihinde, boğularak öldürüldü. Sultan Birinci İbrahim hakkında, kendi devrine kadar uzanan Osmanlı kaynaklarında, aklî dengesinin bozuk olduğuna dair hiçbir bilgi yoktur. Ancak bu Osmanlı kaynaklarının bir tanesi hariç, Sultanın aklî dengesinde bozukluk olduğuna dair hiçbir bilgi yoktur. Karaçelebizâde’ nin ‘‘Ravdat-ül-Ebrâr’’ kitabında yer alan Sultanın aleyhindeki bu yazı, onun, Sultanın tahttan indirilmesinde ve öldürülmesinde rolü bulunduğu, kindarlığı ile tanındığındandır. Geriye kalan kaynaklar, Sultan I. İbrahim'in özelliklerinden ve yaptığı işlerden övgüyle bahsetmektedir. Sadece son zamanlarda bazı yazarlar, onun için "Deli" demektedirler. Sultan Birinci İbrahim'e "Deli" ve "Gaddar" diyen ve adının öyle yayılması için çalışanlardan bazılarının, Sultan Birinci İbrahim tarafından idam ettirilen İranlı Şii Emirgûneoğlu' nun adamları olduğu söylenmektedir. 1627 yılında Rusya'da doğan ve 12 yaşındayken Tatar akıncılarının eline esir olarak düşen Nadya( Müslüman olduktan sonra Hatice Turhan Sultan adını alacaktır), güzellik ve gösterişli endamı ile hemen sivrilmiş, bu sivriliş Kör Sü¬leyman Paşa tarafından fark edilmiş Kösem Mahpeykâr Valide sultana hediye olunmuştur. Bilindiği gibi saraya giren gayrimüslim dev¬şirmeler Müslüman olurlar ve Müslümanlığın bütün gerekle¬rini öğrenerek saray hayatlarına devam ederlerdi. Bu bakımdan bir saray kimsesinin, şurada veya burada doğmasından ziyade bir mümin veya mümine olması yeterlidir. Kösem Sultan Kör Süleyman Pa¬şanın bu hediye kızını, haremde Çabucak yetiştirtip, zatı şa¬hanenin koynuna soktu. Meydana gelen evlilikten, ileride Osmanlı tahtına yedi yaşında geçece¬ğini ve kırk bir yıl kalacak çocuk dünyaya geldi. Çocuğun adını Mehmed koydular. Tahta geçtiğinde IV. Mehmed veya Avcı Mehmed diye anıldı. Bu çocuğun babası Sultan İbrahim; Osmanlı devletinin üçün¬cü kurucusu dense asla yanlış olmaz. Turhan Valide Sultan' da bu hususta padişah kadar şeref ve hisse sahibidir. Ar¬tık Osmanlı nesli yürümeye başlamıştır, merhum tarihçi Ah¬met Refik Altınay' ın deyimiyle "Osmanlı horozu ötmüştür". Sultan İbrahim'in diğer hanımlarından Dilaşûb Vali¬de Sultandan Süleyman adlı bir çocuk dünyaya gelir ve ileride 2. Süleyman adıyla taht'a geçer. Süleyman'ın doğum tari¬hi 1642 dir. Aradan bir yıl geçer ki 1643 yılına geldiğimizde Muazzez Valide Sultan; 2. Ahmed adı ile taht'a çıkacak bir şehzade doğurur. Görülüyor ki vâris sıkıntısıyla gelen Sultan İbrahim’ in, Mehmed, Süleyman ve Ahmed adlı üç çocuğu da padişah olmuşlardır.
Sultan İbrahim'in hanımları hakkında ve sayısında farklı rakamlar verilmiştir. Mesela; Çağatay Uluçay yedi hanımı hakkında malumat verirken, çalışmasının dip notun¬da da, Evliya Çelebi'nin yedi, Ahmed Refik Altınay’ ın se¬kiz, Alderson ise, on dört hasekiden söz etmiştir. Evliya Çele¬binin ileri sürdüğü de kendisininkinin birbirini tuttuğunu ifa¬de eder. Alderson; sohbet yapmakla istihdam edilen bayan¬ları, hanımlar listesine aldığından tabi ki yanılmaktadır. Alderson' un verdiği isimler şudur: Hubyar, Saçbağh, Dilaşub, Şivekâr, Hatice Turhan, Handan zade, Voyvoda kızı, Hatice Muazzez, Sakızulz, Şekerpare, Telli Hümaşah, Zâfire. Üç ta¬nesinin adını da yazmamıştır. Bunların içinde adları geçen Hubyar, Saçbağı, Handan zade, Voyvoda kızı, Meleki kalfa, haremde vazifeli olup, padişahın hanımlığıyla ilgileri yoktur.
Sultan İbrahim; modern doktorların teşhisine göre, Psiko Nevroz hastası imiş, bu hastalığa müptelâ olanlar kadınlara çok düşkün olurlarmış. Hatta bu alanda işi ileri götürenler işi sapıklığa vardırırlarmış. Bir yabancı yazarda Sultan İbra¬him'in cinsi hayatı hakkında şunları söyler diye döşemiş sa¬tırları: (Güya) Sultan İbrahim cinsel arzularını yerine getir¬mek için yatak odasının etrafına aynalar kor, bunlara baka¬rak cinsi hisleri tahrik olur ve büyük bir zevk içinde, keyfini yerine getirirmiş. Her cuma günü annesi veya bir başkası tarafından kendi¬sine bir bakire sunulurdu. Bununla; kendisine anlatılan yeni bir münasebet şeklini uygular, bunu şahsî zaferi sayardı. Onun en çok zevk aldığı eğlencelerden birisi de bütün kadın¬larını çırılçıplak soyup onları kısraklara benzetmekmiş. Ken¬disi de bir aygır gibi onların arasına katılır, güçten kuvvetten kesilinceye kadar aralarında dolaşırmış. Kaynak olarak da, "The Harem" 189. diye ne yazar ne yayım evi, ne tarihi dair bir beyan yok. Ya bir müfterinin âleti olmuş, -ya da kendisi uydurup, başka adresi de meşkûk şekilde gösteriyor. Bütün seyyahlar olsun, sefir hanımları olsun, Harem'in tarifinde ka¬dınca buluşmalarında, Osmanlı hanımlarının, güzellik ve za¬rafetlerini anlatmışlardır ve bu anlatıma Haremi Hümayun'un yani padişah evinin öyle herkes tarafından görülen yerlerden olmadığını da belirtmişlerdir. Hele modern doktorlar vasıta¬sıyla merhum padişaha koydukları Psiko Nevroz teşhisi hayli gülünç. Maalesef, İs¬lam ve Osmanlı düşmanı zerzevatın uyduracağı evsafta ifa¬delerdir bunlar. Sultan İbrahim'in ilk hanımı, Hatice Turhan –Valide sultan olup 1627'de Rusya'da doğmuştur. 4. Mehmed adı ile padişah olacak zatın annesidir. Sultan 4. Murad' ın katlettirdiği şehzadelerin sona kalanı İbrahim han olup, hanedan da bir tek I. Ahmed' in kardeşi deli mi veli’mi olduğu şüpheli I. Mustafa vardı. Hanedanda ki erkek çocuk azlığı Sultan İbrahim'in gayret göstererek, bu sayıyı arttırması taht açısından önem arz ediyordu. Bu bakımdan Valide sultan oğlunun koynuna cari¬yeleri koymaktan geri durmuyordu. Kaim validesi Kösem sultan valide ile gizli bir nüfuz mücadelesi başlamıştı. Sultan İb¬rahim'in tahttan indirilmesinden sonra, bu gelin kaynana re¬kabeti valide sultan olma yarışına yol açar. Açılan mücadele¬de Kösem valide işi bir müddet önde götürmüşse de, torunu¬nu zehirlemeye teşebbüsle suçlanmak, daha sonra Turhan sultandan daha yumuşak başlı ve saf olan Dilaşup kadının oğlu 2. Süleyman'ı tahta çıkarma komplosunu ağalarla anla¬şarak tezgâhlaması ve bunu fark eden sabi padişahın etrafın¬da toplanan, başta annesi Hatice Turhan Sultan olduğu hal¬de, üzün Süleyman Ağa ve Meleki Kalfa aldıklar; tedbirle Kösem valide sultan'ın plânlarını akim bıraktırdıkları gibi bu arada, Kuşçu Mehmed adlı biri Kösem Sultanı, perde kordo¬nu ile boğarak öldürmüştü. Turhan Valide sultan, ta ki Köprülü Mehmed Paşayı makam-ı sadarete getirene kadar oğlunun müşaviri ve üzerinde etkisini sürdürmeye devam etti. Muazzez Sultan Hanım ise; Sultan İbrahim' in ikinci hanımı¬dır. Sultan 2. Ahmed' i doğuran validedir. Ancak valide sultanlık vazifesini icra edememiştir. Çünkü kocası Sultan İbra¬him'in tahtan indirilmesi sonrasında o da, eski saraya gönderilmiş ve 1098/1687'de eski saray civarında çıkan bir yangın ilerledi ve bahse konu saraya da sıçradı. Bunun üzerine telaşlananlar kendilerini nasıl kurtaracaklarını bilemezken Muazzez valide bir hayli korkuya tutuldu ki ertesi gün vefat etti.
Dilaşub Sultan hanımın, Sultan İbrahim'in üçüncü hanımı olduğu ihtimali pek kuvvetlidir. Doğum tarihi ve yeri hakkın¬da bilgi yoktur. Sultan İbrahim' in tahttan indirilmesinden sonra Eski saray denen yere gönderildi ve burada 39 yıl bekledi IV. Mehmed' in tahttan indirilmesi üzerine ve de oğlu Süleyman'ın, II. Süleyman unvanıyla padişah olması üzerine valide sultan oldu. İki sene bu makamda kaldıktan sonra 1689 senesinde vefat etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesine defnolunmuştur.
1056/1644'de Sultan İbrahim'in haremine dahil olan Ayşe Sultan hakkında odasının döşenmesi hakkında 1054/zilkade ayının, birinci günü, yani 30.12.1644 tarihli Darüüssade ağasına verilen ferman var. Bu hanım dördüncü hanımdır. 1056/1646'da padişahın beşinci hanımı olan Mahenver Sul¬tanı tanıtacak başka bilgiye sahip değiliz. Şivaker Sultan ise, Ahmed Refik Altınay’ ın söylediği bunun yedinci olduğu¬dur. Uluçay ise altıncı olduğunu söylemek daha doğrudur, çün¬kü son hanımı Telli Hümaşah' tır demektedir ki güya padişah Üsküdar'da dolaşırken, aklına kadın düşmüş de, yanındakilere, İstanbul'un en şişman kadınının getirilmesini emret¬miştir. Şehre dağılanlar iri yarı bir ermeni kadını bulup getir¬mişler ve takdim etmişlermiş. Bu kadın enine boyuna olup ağzı da iyice lâf yaptığından padişahı büyülemiş, Sultan İbra¬him onsuz yapamaz olmuşmuş. Adını da Şivekâr koyan Sul¬tan İbrahim olmuş. Padişahın diğer hanımları gibi o da eski saraya gönderilenler arasında yer almıştır. 1104/1693 yılın¬da orada ölmüştür.
Tefli Haseki de denen Hümaşah Sultan, padişah İbrahim' in en sevdiği ve yedinci eşidir diyor, Çağatay Uluçay. Kösem Sultan ve padişah'ın kız kardeşlerinin Edirne'ye sürgün olmalarına sebep olan bu Telli Haseki'dir yani Hüma¬şah sultandır. Yine; Voyvoda kızının anlattığı masala bakarak, dairesini samur kürkle döşendiği söylenen hanım sultanda Hümaşah Hasekidir. Padişahın bu hanımından Orhan adı verilen oğlu doğduğunda, padişah boğulmak suretiyle öldürüleli altı ay olmuştu. Telli Haseki'de eski saraya gönderilenler arasındadır. Ancak 1082/1672'ye kadar sağ olduğuna dair bir hazine makbuzu işaret etmektedir. Daha sonraki hâli hak¬kında bilgi yok ve ölüm tarihi ile kabri bilinmemektedir. Sultan İbrahim'in çocuklarının tamamının da padişah olduk¬tan sonra doğduğunu kesin olarak biliyoruz.
Kız ve erkek çocuklarının sayısında ihtilaf vardır. H. 1052/M. 1642 yılında doğan Fatma sultan hanım, üç yaşın¬dayken Kaptanı Derya ve padişahın sohbetçisi Yusuf Paşaya nikâh edilmek suretiyle verildi. Çok muhte¬şem törenlerle Fatma sultan hanım Topkapı sarayından, Yu-suf Paşa'ya tahsis edilen saraya götürüldü. Hanya Fatihi olan bu Yusuf Paşa bir sene sonra padişahın emriyle İdam edildiğinden, Fatma hanım sultan da dört yaşındayken dul kalmış oldu. 1646'da sohbetçi ve de Kaptan- ı Derya olan Fazlullah Paşa'ya Fatma Sultanın nikâhı yapıldı. Fatma sultan Topkapı sarayından Fazlullah Paşa'nın Binbirdirek’ teki sarayına götürüldü. Fazlı Paşa; Fatma sultanın buluğa girmesini bekledi. Ancak vuslata eremeden, 1657 yılında vefat etti. On beş ya¬şında dul kalan Fatma sultanın, bundan sonra izdivaç yapıp yapmadığı hakkında bilgilere rastlamıyoruz. Hatta ne zaman vefat ettiği ve nereye gömüldüğü bilinmemektedir. Sultan İbrahim'in yine 1052/1642'de doğan kızının adi Gevherhan Sultan hanımdır. Bu sultan hanım da; 23 Kasım 1646'da dört yaşındayken padişah sohbetçisi Cafer Paşa ile nikâh olundu. Cafer Paşa ile Gevher Sultan hanımın evliliğinin müd¬deti bilinmemektedir. Sultan İbrahim'in, on iki tane oğlunun dünya'ya geldiğini ve bunların hepsinin de padişahlığının başlamasıyla birlikte olmuştur. Bunlar; sonradan IV. Mehmed unvanıyla padişah olan şeh¬zade Mehmed (Avcı) onun tahttan indirilmesiyle yerine, II. Süleyman unvanıyla padişah olacak olan şehzade, onun da yerine, Osmanlı tahtına II. Ahmed unvanıyla çıkacak olan şehzade Ahmed'i söyledikten sonra, Selim, Murad, Osman, Bayezid, Cihangir ve babasının vefatından daha doğrusu katl ettirilmesinden altı ay sonra doğan, şehzade Orhan ve de şehzade Süleyman, şehzade Ahmed ve yine bir ikinci şehza¬de Ahmed' den, bahsetmek yerlidir. Böylece; 12 erkek evlattan, üç tanesinin padişah olarak Osmanlı tahtına çıkmıştır.

__________________

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.


Pırlantaların en değerlisini içimde taşıyorum o da VİCDANIMDIR.
BizimMekan.com
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
ibrahim, sultan


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hz. Ibrahim oneofgirl İslamiyet 0 04 Ağustos 2013 14:06
Sultan ibrahim nam-i diğer deli ibrahim Rhytia Tarih 0 15 Haziran 2012 22:00
14-ibrâhim Sır Kuran-ı Kerim 0 22 Aralık 2011 01:18
Sultan Ibrahim Ecrin Tarih 0 28 Nisan 2011 22:14
Ibrahim Spammer KURAN-I KERİM TEFSİRİ 0 21 Temmuz 2009 01:41