Haneden ailesiyle doğrudan bir bağı bulunmadığı halde elit kesin arasına girmeyi başarmıştır. Aynı padişahın süt annesi Daye Hatun gibi Kethüda Hatun’da ilk dönemlerden beri önemli bir yere sahip olmuştur.Makamın esas görevi padişah ve valide sultanın hizmetlerini yerine getirecek olan seçkin bir grubun eğitiminden sorumlu olmaktı.
II. Bayezit ve I. Selim saltanatlarından sonra Harc-ı Hassa defterlerinde yerini alır. Makamda bulunan en güçlü kethüda ise III.Murad döneminde sarayda bulunan Canfeda Hatun’dur. Nurbanu Sultan önce oğluna haremin yönetimi ona bırakmasını söylemiş. III.Murat’ta annesinin vasiyetini yerine getirmiştir. Kendisinin emeklilik maaşı günde 100 akçe olmuş daha sonra üstlendiği imar işleri için yetersiz kaldığı anlaşıldığında yükseltilmiştir. Aile üyelerinden sayılmasının bir başka nedeni de hem padişah annesi hem de valide sultan’a vekalet edebilmeleriydi.
Hanehalkı: Sarayın üst kısımlarındaki elit aile hanesinin büyüme göstermesiyle hane haklının da çoğalması kaçınılmaz olmuştur. Burada hane halkı ve hizmetkarlar olarak karşımıza çıkarlar. Hizmetkarlar sarayın günlük işleriyle ilgilenen en alt seviyede ki üyelerinden oluşuyordu. Bunlara da dişi köle anlamına gelen cariyeler olarak bilinirlerdi. Hane halkı terimi ise cariyelerden konum ve maaş olarak bir üst noktada bulunan mevki sahibi olan harem halkı için kullanılıyordu. Bu grup haremdeki kaba işleri yapanlardan oluşmakla beraber saraya yeni alınmış ve henüz eğitim aşamasındaki kızlardan da oluşmuş olabilir. Maaş seviyelerindeki farklar görev bölümünün bir sistem şeklinde olduğunu düşündürmektedir.