15 Mart 2011, 14:03 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Osmanlı Cellatlarının Öyküsü... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ölülerden ve ölümden bahsetmek her zaman korkutmuştur insanoğlunu... Düşünsenize ölümden bu kadar korkan insanların cellatlar için neler düşündüğünü? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Cellatlar ayrı yerlere defnedilmiş Her toplumda cellatlar korkulan hatta kimilerince lanetlenen kişiler olmuşlardır. Öyle ki Osmanlı döneminde cellatlar sadece yaşarken değil, öldükten sonra bile toplum tarafından dışlanmış ve mezarları bile ayrı tutulmuş. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Mezar taşlarında yazı yok Eyüp Mezarlığı'ndaki, Pierre Loti kahvesinin çevresinde yer alan ve başlarında dikdörtgen taşlar bulunan bu mezarlık dünyada tek cellat mezarlığı olma özelliğini taşıyormuş. Taşıyormuş diyoruz çünkü.... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Cellat mezarlarının yerinde apartmanlar Yüzlerce cellatın mezarının bulunduğu bu mezarlar zamanla yok olmuş. Günümüzde sadece sekiz dokuz tanesi kalmış durumda. Cellat mezarlarının yerinde şimdi apartmanlar ya da başka insanların mezarları yer alıyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Eyüp Mezarlığı ile iç içe girmiş mahallelerde oturanlar için, ölülerle komşu olmak gayet normal ve alışılmış bir durum. Çocuklar bile korkmadan mezarların arasında oyunlar oynuyor. Bazı yollar ada ada yer alan mezarların adasından geçiyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Mahalleli bile cellat mezarlığını bilmiyor Mahalleli bu duruma alışmış olsa da, yaşadıkları yerde cellat mezarlarının olduğunu bilmiyorlar. Öğrendiklerinde biraz korkuyor, çokça da şaşırıyorlar. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Cellatlar üzerine büyük araştırma Peki Osmanlı'da cellatlar nasıl seçilirdi? Onlar neden böyle bir mesleği seçerlerdi? Tüm bu soruların cevabını Yaşar Karaduman'ın araştırmasında bulabilmek mümkün. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Sarayda cellatlar her zaman hazır bulunurdu Osmanlı'da adam asmak, boğmak ve kelle kesmek, bir ceza şekliydi ve bunun için de sarayda her zaman cellatlar bulundurulurd. Bir gurup cellat, padişah ve diğer yüksek rütbeliler için her an hazır durumda beklerlerdi. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İnfazlar nerelerde yapılırdı Sarayda verilen ölüm cezaları, Topkapı Sarayı bahçesinde bulunan bir çeşmenin önünde infaz edilirdi, cellatlar infazdan sonra kanlı baltalarını ve ellerini burada yıkarlardı, bu çeşmenin sağında ve solunda kesilmiş kafaların teşhir edildiği kelle taşları vardı bu taşlara ibret taşları da denirdi. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İnfaz çeşmesi Bu çeşmenin bir adı da cellat çeşmesi veya siyaset çeşmesi idi, cellatların kaldığı yer ise çeşmenin bulunduğu duvarın arakasındaydı. Bu çeşme halen Topkapı Sarayı'nın ön bahçesinde bulunmakta, her gün önünden ne olduğunu bilmeden yüzlerce kişi geçmektedir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yedikule Zindanları İnfazlar bazen de Yedikule Zindanları'nda yapılırdı. (Bu zindanlar ziyarete açıktır idamların ve işkencelerin yapıldığı yerler gezilebilir.) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İnfaz şekilleri, yani öldürme şekilleri, kişinin konumu, mevkii, rütbesine ve işlediği suça göre değişirdi. Osmanlı sultanları ve şehzadelerinin kanı dökülmez, yay kirişi, ip ve kementle boğularak öldürülürlerdi. Bu öldürme şekli Türklerin Müslüman olmadan önceki dinleri olan Şamanizm'den geliyordu. Doğan Avcıoğlu, "Türklerin Tarihi" adlı eserinin ikinci cildinde:" Şamanist Türkler kan akıtarak öldürmekten çekinirler, Osmanlı padişah ve şehzadeleri boğularak öldürülürdü" der. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kelleler padişaha sunulurdu İnfaz edilecek halktan biri ise, kelle kesme şekli uygulanırdı. İstanbul dışında, imparatorluğun uzak vilayetlerinde idam edilen devlet adamlarının öldürüldüklerini ispat etmek için, kesilen başları meşin bir kırbaya (torba) konur, torba balla doldurulur, İstanbul'a getirilir, gümüş bir tepsinin içinde padişaha sunulur, beden ise öldürüldüğü yere gömülürdü. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İki yerde mezarı olan devlet adamları Bu nedenle, başı başka yerde, bedeni başka yerde gömülü iki mezarı olan devlet adamları, sadrazamlar çoktur.. Bunlardan en meşhuru Viyana kuşatmasındaki başarısızlığı ile başı kesilen ve bir bal torbası içinde İstanbul'daki sultana gönderilen ve sonrada denize atılan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idi. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kesilen başlar halka sergilenirdi Bu kesilen başlar bazende Topkapı Sarayı'nın ilk giriş kapısına asılır halka gösterilirdi. Bu kapı sarayın en dıştaki ilk kapısıdır, kesik başların konulduğu oyuklar halen durmaktadır. Kafalar üç gün kalırdı burda, bazen yüzlerce kafa olurdu. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Gayrimüslimlerin infazı Cellatlar, Müslüman olan kişilerin infazdan sonra başlarını, cesedi sırt üstü yatırarak koltuğunun altına , Müslüman olmayanları ise yüzü koyun yatırarak, başlarını kıçlarının üzerine koyardı. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Öldürülenin üzerinden ne çıkarsa celladın Öldürülen kişinin cesedi ve üzerindeki kıymetli eşya, para ve giyecekleri cellatın malı sayılırdı. Cellat cesedi isterse atar, isterse ölünün sahiplerine mevki, rutbe ve konumuna göre parayla satardı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Dilsiz ve sağır olurlardı Osmanlıda cellatlar dilsiz ve sağır olurlardı, bu iş için seçilen kişilerin dilleri kesilirdi. Osmanlı tarihinde en hazin boğarak öldürme olayı 28 Ocak 1595 te cereyen etmiştir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Padişahlar kardeşlerini infaz ettirirdi Fatih Sultan Mehmet'in imparatorluğun devamlılığını sağlamak amacıyla çıkardığı, "Nizamı Alem" fermanı gereğince, fermanın metni şöyledir Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Her kimseye evladımdan saltanat müyesser ola (nasip ola) karındaşlarını nizamı alem için katletmek münasiptir.) Üçüncü Mehmed, 19 çocuk ve yetişkin şehzade kardeşlerini bir gecede dilsiz cellatlara boğdurmuştu. Ertesi günü Divanı Hümayun avlusuna üzeri kıymetli örtüler, kıymetli taşlarla bezenmiş sorguçlar ve kavuklar bulunan 19 şehzade tabutu konmuştu. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Üçüncü Mehmed 1595-1603 yılarında saltanat sürmüştür. Kanuninin torunu ve İkinci Selim'in oğludur, Kanije zaferi bu padişah zamanında kazanılmıştır. Üçüncü Mehmed bu zaferden sonra Ünye'de mezarı bulunan Tiryaki Hasan Paşa'ya bir çok değerli hediyelerle birlikte vezirliğe eş değerde Beylerbeyilik ünvanı vermiştir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Cellatlar üzerine çıkmış kitaplar Ondan sonra tahta geçen oğlu Birinci Ahmet, Fatih Sultan Mehmet'in koyduğu 150 senelik "Nizamı Alem" kanununu kaldırarak, kardeş öldürme geleneğine son vermiş ve kardeşini veliaht (gelecekte saltanatı devralacak kişi) ilan etmiştir. Cellatlar konusunda son zamanda üç yeni kitap yayınlanmıştır: "Cellatları da Asarlar- Ergün Hiçyılmaz" "Ölümün soğuk eli, Cellat-Muhammet Pamuk" "Cellat ve Ötekiler-Cengiz Yıldırım Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Cellatlar insani duygulardan uzak ve merhemetsizdir Osmanlı'da halk, İslam dininin adam öldürmeyi yasaklaması, can alan bu kişilere toplum tarafından hoş bakılmaması nedeniyle, bir çok insani duygu ve özelliklerden yoksun olan, acıma, merhamet, sevgi hisleri bulunmayan cellatları mezarlıklarına almamış, kendi aralarına gömülmelerini istememiştir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Tarihçi Reşat Ekrem Koçu: " Toplum, din ve ahlak anlayışımızın en güzel örneklerinden biri olarak, cana kıyan, kesen veya boğan celladın ölüsünü halkın, mezarlıklarına kabul etmemesi son derece takdire şayandır." demiştir. Bu nedenle, Osmanlı cellatlar için İstanbul'un en ücra yerinde mezarlık yapmış ve cellatlar halktan ayrı olarak buraya gömülmüştür. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yeni mezarlarla cellat mezarları iç içe Bugün yeni mezarların arasında kalmış bir cellat mezar taşı bu mezarlık Eyüp semtinin Piyer Loti tarafındadır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İki yerde cellat mezarlığı olduğuna inanılır İstanbul'da iki yerde cellat mezarlığı olduğu bilinmektedir, Haldun Hürel."İstanbul'u Geziyorum Gözlerim Açık" adlı eserinde bunlardan birinin,Edirnekapı'dan Ayvansaraya inen kara surlarının Eğrikapı civarında olduğunu yazar. Diğer bir cellat mezarlığı da Eyüpte, mezarlıklar arasından dar bir yokuşla çıkılan, Fransız yazar Pierre Loti'nin bir müddet yaşadığı, şimdilerde müze-kafe olan evin önünden gidilerek çıkılan, Karyağdı bayırında, Karyağdıbaba tekkesinin biraz ilerisindedir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Mezar taşlarından anlaşılıyorlar O zaman burası İstanbul'un en uç noktası kuş uçmaz, kervan geçmez kimsenin uğramadığı doğru dürüst yolu olmayan yabani ağaçlar içinde ürkütücü bir yerdi. Buraya Karyağdıbaba bayırı denmesinin nedeni biraz aşağısında bulunan bir bektaşi tekkesinden ileri gelir. Burası bugün normal mezarlık olmuştur, aralarda tek tük cellat mezarı kalmıştır. Bunların cellat mezarları oldukları ise mezar taşlarından anlaşılmaktadır. Osmanlı mezarlıkları, taş işçiliğinin en güzel örnekleri ile yapılmış mezar taşları ile doludur, burada gömülü insanların dünyada iken ne iş yaptıklarını mezar taşlarına bakarak anlamak mümkündür, vezir mi, denizci mi, subay mı yeniçeri mi ,ulema mı, kadı mı? hepsi mezar taşlarından anlaşılır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yan yana iki Cellat Mezarı Cellat mezar taşlarının üzerinde ise, isim, doğum tarihi, ölüm tarihi gibi hiçbir yazı ve işaret yoktur. Bu taşlar iki metre yüksekliğinde 40-50 cm. genişliğinde dikdörtgen şeklindedir. Birçok insan bu taşların bu mezarlıkta ne aradığını, niye dikildiklerini bilmez, ama normal mezar taşları ile yan yana öylece dururlar Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Lanetli mezarlık - dokunanlar ölür Kuş uçmaz kervan geçmez bu mezarlığa, zamanında mahallelinin "lanetli mezarlık" dediği, gündüzleri dahi buradan geçmeye korktuğu biliniyor. Hatta bu mezar taşlarına lanetli olduklarına inandıkları için dokunamazlarmış bile. Çünkü buraya gömülenlerden birinin geride kalan aile fertleri birer hafta arayla bilinmeyen bir hastalıktan öldüler. | |
|
Etiketler |
Öyküsü |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bir Acı, Eziyet, Affetme ve Başarı Öyküsü: Marie Balter'in Gerçek Olduğuna İnanamayacağınız Yaşam Öyküsü | Zeytin | Ah Kadınlar | 1 | 05 Kasım 2024 22:49 |
Osmanlı Koxp 2064 ? Osmanlı Bot ? Hapisten Kurtulma ? Multiclient 2064 sürüm | kOntrOLsuz | Knight Online | 0 | 25 Mart 2015 07:41 |
Osmanlı'da Müzik - Osmanlı Mûsikîsi | Zen | Tarih | 0 | 21 Mayıs 2014 00:23 |
Osmanlı cellatlarının sırları. | Düş | Serbest Kürsü | 2 | 02 Mart 2013 23:38 |
Avusturalya’daki İki Osmanlı Kahramanının Öyküsü | Kalemzede | Tarih | 0 | 21 Ağustos 2011 15:25 |