10 Şubat 2011, 11:47 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Dünyayı yöneten adamlara dair DÜNYAYI YÖNETEN ADAMLARA DAİR Rothschild Hanedanlığı Uluslararası Para “Para zamanımızın Tanrı’sı ve Rothcshild de onun peygamberi.” Heinrich Heine’nin birkaç yıl önce Paris’te söylediği ve Joseph Wechberg’in insanı hayrete düşüren Ticaret Bankacıları adlı kitabında geçen bu sözler, muazzam servet birikimine dayanılan Rothcshild hanedanlığının nufüzuna ve gücüne atıfta bulunuyor. Sovyet Kominizminin Bolşevik kurucusu Christian G. Rakovsky, Kızıl Senfoni adıyla bilinen önemli eserinde, Uluslar arası komünizmin tam zıddı olan uluslar arası mali bir yapının varlığını açıklıuyor. Rakovsky, bu uluslar arası mali yapının merkez üssünün para ve bankacılık olduğunu, yönetimini ise Rothcshild hanedanlığına mensup beş kardeşin teşkil ettiğini söylüyor. Rakovsky, “Unutmayın ki, tüm Avrupa’nın üzerinde parlayan ve Sovyetler’inkini andıran beş köşeli yıldız, şimdiye dek bilinen en büyük servet birikimine sahip Rothcshild hanedanlığı mensubu beş kardeşi ve mali yapılanmalarını temsil ediyor” diyor. Josef Stalin’in daha sonra ülke dışına yollayarak infaz ettirdiği Rakovsky’nin, Rothcshild’lerin açıklanmayan serveti, nüfuzları ve siyasi eğilimleri hakkında yaptığı açıklamalar sebebiyle hedef gösterilmiş olması muhtemel görünüyor. Rothcshild’ler uzun zamandan bu yana olduğu gibi şu anda da dünyadaki devrimci faaliyetlerin önemli destekçileri arasında. Nigel West’in Dünyayı Değiştiren Yedi Casus isimli kitabında, 1991 yılında ölen Lord Victor Rothcshild’ın, Komünist Partisi üyesi olduğunu yazılmıştı. Victor, aynı zamanda, Başbakan Edward Heath’in “Think Tank”ine de başkanlık yapmıştı. Bugün Rothcshild hanedanlığı, küresel politikaların ve mali operasyonların birçok safhasında gizli çıkarlarını gözetmeye devam ediyor. Mesela Baron Eric de Rothcshild, Güney Afrika Vergelegen’de, son dönemde basına “zengin ve şöhretli Chateau 1976 şarabını” tatmak için bir araya geldikleri şeklinde yansıtılan toplantıda, elmas ve altın madenlerinin dev patronu Harry Oppenheimer’le yeni yatırımlarını konuşmuştu. Güney Afrika’daki kaynaklarda bu toplantının, sadece şarap tatma amaçlı olduğunu doğruluyor. Rothcshild’lar ve Rockefeller’lar Güney Afrika devlet başkanı Nelson Mandela’nın en önemli mali destekçileri. Halen Johannesburg yakınlarında –Monaco, Las Vegas, Atlantic City, Frankfurt ve diğerleri gibi şehirlerde rekabet edecek veya onların tümünün bileşkesi kadar büyük olacak- “Kayıp Şehir” isimli bir tatil merkezi inşa ediyorlar. Wall Street Journal ve USA Today’in Avrupa versiyonu sayılabilecek The European gazetesinde ise, Lord J. Rothcshild’in milyar dolar değerindeki şirket evliliklerini ve büyük anlaşmaları etkileyebilmek için Wall Street bankeri James Wolfensohn ile bir araya geldiği şeklinde bir haber okuyoruz. Bu arada İngiltere eski Maliye Bakanı Norman Lamont’un, bir ticaret bankası olan N. M. Rothcshild’de müdürlük yaptığını öğreniyoruz. Emma de Rothcshild yakın akrabası Charlotte de Rothcshild, Frankfurt’ta bir konser ve sergiyle ailesinin muhteşem resim koleksiyonunu sergilediği sırada, gizli Bilderberg grubunun İsviçre’deki yıllık toplantısına davet edilmişti. Elan dergisi Rothcshild’lerin galasını şu şekilde duyuruyordu. Alman şansölyesi Helmut Kohl ve diğer seçkin davetliler 28 Şubat’ta Frankfurt’ta bulunan Yahudi Müzesi’ndeki konsere gittiklerinde birçok açıdan bir Rothcshild olayını paylaşmış olacaklar… 10,000 Ünlü Farmason isimli referans kitabında, hanedanın kurucusu Meyer Amschel Rothcshild ve oğlu James Meyer Rothcshild’ın (1792-1868) adları geçiyor. James, Fransa Yüksek Kurulu’nun 33. dereceden mason üyesi olarak tanımlanıyor. Meyer’in başka bir oğlu Nathan da listede yer alıyor. Bir zamanlar, “Bana bir ulusun parasını basmak için yetki verin, o zaman kanunları kimin yaptığını önemsemem” diyen de hanedanlığın kurucusu Meyer Rothcshild idi.. Rothcshild’lerin İsrail’in politik yaşamını ve kaderini kontrol etmesi, bu ülkenin ulusu için pek hayırlı görünmüyor. Yatırım projeleri ve siyasi gerekçelerle bu ülkeye cömert yatırımlar yaptılar. Ayrıca 1948 yılında, David Ben Gurion’u ve diğer Siyonist kurucuları, Davud’un Sembolü olarak bilinen sihirli işareti İsrail bayrağının amblemi olması için ikna edenlerin de yine Rothcshild’lere mensup olduğuna inanılıyor. Medyumlukla ilgilenen kişiler bu sembolü “Altı Köşeli Yıldız” olarak kolaylıkla hatırlayacaklardır. Araştırmalarım, İlluminati İç Çemberinde en azından dört Rothcshild’ın etkin olduğunu gösteriyor: Baron Edmund de Rothcshild, Baron Eric de Rothcshild, Lord J. Rothcshild ve Baron Guy de Rothcshild. Rockefeller Hanedanlığı Apollo’nun Havarileri Deccal’ın geleceğinin mitoloojik habercisi, Güneş Tanrısı Apollo’nun heykeli, New York’ta bulunan heybetli Rockefeller Center’ın girişini şereflendiriyor. New York dergisi, bir nüshasının kapağında aynı tanrı Atlas gibi, bir sanatçının David Rockefeller Jr.’ı tüm yerküreyi omuzlarının üstünde tutmaya çabalarken gösteren betimlesini basmıştı. Rothschild’ler istisna, dünyada hiçbir hanedanlık ya da aile Rockefeller’larla karşılaştırılamaz. Hanedanlık, 19. yüzyılın sonlarında pek de iyi bir şöhreti olmayan sanayici John D. Rockefeller tarafından kurulduğundan bu yana, aç gözlü dokunaçlarını dört bir yana salmıştır. Petrol sanayinde tekelleşmekle yetinmeyen Rockefeller’lar, Avrupa’lı benzeri Rothschild’lar gibi bankacılğa da el attılar. Rockefeller ailesi, 1955’de Chemical ve Chase Manhattan bankalarının birleşmesinden bu yana ABD’deki en büyük bankayı idare ediyorlar. Kötü şöhrete sahip her mekanda bu aileyi görüyoruz. BM binasının bulunduğu East River’daki arsayı hibe etmişler, 1933 yılında Chicago’da düzenlenen ve Tanrı’ya hakaret edilen Dünya Dinleri Parlamentosu’na maddi kaynak sağlamışlardır. Rockefeller’lar, bu destansı şeytani festivalden önce marksist düşüncedeki Dünya Kiliseler Konseyi ile Ulusal Kiliseler Konseyi’ni kurmuşlardı. Hanedanlık, aynı zamanda, Yahudilerin gelecekte inşa edilecek Büyük Mabetleri’nin bir modelini barındıran, Kudüs’teki garip ve gizemli Rockefeller Müzesi’ni de bünyesinde barındırıyor. Gizemli Ölü Deniz Yazıtları da yine bu benzersiz müzede sergileniyor. Laurance Rockefeller ailede günümüzün ruhani lideri konumunda. Laurance’nin maddi desteği sayesinde Yeni Çağ hareketi, Barbara Marx Hubbard’ın Yeniden Yaradılış kitabı ve Matthew Fox’un Kozmik İsa’nın Gelişi gibi dinsiz kitapların basılmasını ve dağıtılmasını sağlandı. Hanedanın bugünkü lideri David Rockefeller Sr., 1973’te Trilateral Komisyon’u kurdu ve örgütü, hedefleri olan Dünya Hükümeti doğrultusunda yönlendirdi. Ayrıca Dış İlişkiler Konseyi’nin Kuzey Amerika başkanıydı. David Rockefeller’ın Chase Manhattan bankasının, Kremlin tarafından Moskova’da açılacak ilk banka olarak onaylanması da kayda değer bir olay. Rockefeller’lar Woodrow Wilson’dan bu yana ABD’nin tüm başkanlarını yönlendirmişlerdir. Associated Press, 1995 yılının Ağustos ayında Amerika’daki tüm gazetelerde aynı anda kendisine yer bulan şu ilgi çekici haberi abonelerine geçiyordu; “Bu yıl Bill, Hillary Rodham ve Chelsea Clinton, yaz tatili için batıya gitmeye karar verdiler. Beyaz Saray kaynakları, Clinton’ların golf oynamak, at binmek ve bufalo arpası çorbası içmek için birkaç haftalığına Wyoming eyaletindeki, Grand Teton dağlarına gideceklerini söylüyor. Clintonlar, Demokrat Parti Batı Virginia senatörü john D. Rockefeller’ın malikanesinde kalacaklar.” İlerleyen yazılarımda Bill Clinton ve nüfuzlu arkadaşları hakkında daha başka şeylerde okuyacaksınız. Rockefeller kardeşler, İlluminati İç Çemberi’nin önemli üyeleri ve karar alma mercileridir. David Rockefeller Sr.’ın gıpta edilen bir makamı var.Ayrıca John (Jay) D. Rockefeller IV ve Laurance Rockefeller’ın bu seçkin konseye üye olma şansları çok yüksek. Genç David Rockefeller Jr., yakın bir gelecekte İç Çember’in otuuran tanrıları arasındaki yüce makamda yerini alacak. Şu anda babası tarafından ailenin görkemli bankacılık ve holding imparatorluğunu yönetmek üzere yetiştiriliyor. Habsburg Hanedanlığı Kutsal Kasenin Bekçileri Otto von Habsburg’a “Avrupa’nın gizli kralı” denilir. Son Avusturya İmparatoriçesi’nin (1989 yılında ölen Zita) oğlu olan Otto, şu anda, Avrupa Parlamentosu üyesi. Buradaki mevkisini, kutsal ve birleşmiş Roma Katolik Kilisesi ile tamamlayacağı yeni bir “Kutsal Roma İmparatorluğu” kampanyası başlatmak için kullanıyor. Doğal olarak Otto von Habsburg, kendisini ya da 33 yaşındaki oğlu Karl’ı bu yeni imparatorluğun gelecekteki lideri olarak görüyor. “Avrupa yeniden diriliş dönemine girdiğinde… (Habsburg) hanedanlığı daha mutlu yarınlar bekliyor!” sözleri de kendisine ait. J. R. Church, Kasenin Bekçileri adlı ilginç kitabında Otto von Habsburg’un, üyelerinin İsa ile Marry Magdalene arasındaki cinsel ilişkinin ürünü oldukarını iddia eden ve Fransa merkezli gizli bir kafir cemiyet olan Sion Manastırı’yla bağlantısı olduğunu öne sürdü. Church, “19. yüzyıldan beri Kutsal Roma İmparatorluğu’nu yöneten Habsburg hanedanı, Merovingian soyundan geliyor. Habsburg’lar, Mary Magdalene’in Kutsal Kase evlatları olarak ün saldılar” diye yazıyor. Habsburg’ların aile arması ise iki başlı kartal. Habsburg’ların, Avrupa soylularının Kara Locasına iyice bulaştıkları su götürmez bir gerçek. Avusturya arşidükü olarak bilinen Otto von Habsburg’un aynı zamanda “Küdus Kralı” unvanına talip olması da bayağı ilginç. Otto von Habsburg, V. Charles adlı kitabında dini ve siyasi birliğe dayalı, “olağanüstü bir devlet” haline gelecek birleşik Avrupa’ya yönelik hedeflerini dile getiriyordu. Görünürdeki varis Kral von Habsburg ise, “Tarih, iktidarın parayı elinde tutana gittiğini gösteriyor.” demişti. Entrika Çemberi ya da Deccal’in kim olduğu veya olacağı konusunda hiçbir iddiada bulunmuyorum. Yalnızca J. R. Church, 26 harften oluşan İngiliz alfabesi ve medyumların kullandığı numaralandırma sistemine dayanarak, “Karl von Habsburg” isminin şu malum 666 sayısını verdiğini söylüyor. 1912 yılında doğan yaşlı Otto von Habsburg’un İlluminati İç Çemberi’ne üye olduğuna inanıyorum. Zaman geldiğinde torunu arşidük Karl von Habsburg, bu on şeytani adam arasındaki yerini alacak. Juan Carlos Deccal Kral Mı? Kral Juan Carlos, 5 Ocak 1938 yılında Fransa’nın soylu Bourbon ailesinin (Avrupa’daki asalet genellikle kan bağı ile geçer) üyesi ve İspanya’nın merhum kralı XII. Alfonso’nun soyundan gelen biri olarak Roma’da doğdu. 23 Temmuz 1969’da İspanya’nın askeri diktatörü Generalissimo Fransisco Franco, İspanya parlamentosu önünde “Tanrı’ya ve tarihe olan sorumluluğumuzun bilincinde olarak, prens Don Juan Carlos Borbon y Borbon’u varisiö olarak açıklamaya karar verdim” şeklinde bir beyanattta bulundu. Habsburg’lar gibi juan Carlos da, “Kudüs Kralı” unvanına talip. Bunun da ötesinde kendisine “Kutsal Katolik Topraklarının Savunucusu” deniliyor. Yine aynı Habsburg’lar gibi Juan Carlos’un da Yahudi Siyonist çıkarları ile bağlantısı var. Bu bağları kuvvetlendirmek isteyen İspanya kralı, İsrail cumhurbaşkanı Haim Herzog ile birlikte Madrid’deki Yahudi sinagogunu ziyaret etti. Habsburglarla olan bir başka önemli benzerliği ise, bazılarının Juan Carlos’un Deccal veya 666 rakamıyla bilinen şeytan olabileceğini iddia edilmesi. Bu tezi savunanlardan en önemlisi, California’lı bir İncil öğretmeni olan Dr. Charles Taylor. Dr. Taylor “Deccal Kral-Juan Carlos” isimli kitabı 1993 yılında yayımlandı. Bu kitap, Juan Carlos’un Kitabı Mukaddes’te bulunan Deccal’in tüm özelliklerine uygunluk gösterdiğini öne sürüyor. Şahsen ben Juan Carlos’un Deccal olduğuna tamamen ikna olmuş değilim ama, kehanetlerle paralellik gösterdiği de bir gerçek. Kral Juan Carlos sadece İlluminati İç Çemberi’nin üyesi değil, aynı zamanda güçlü bir Katolik Roma Cemiyeti Opus Dei’nin üyesi. Opus Dei (Tanrı’nın Eli), İspanyolca konuşulan ülkelerin holding başkanlarından oluşuyor. Sert disiplini, Papa’ya olan sadakati, gizli ayinleri, istihbarat operasyonları, ve ara vermediği kriminal faaliyetler, Opus Dei’nin “Kutsal Mafya” ve “Beyaz Farmason” gibi hoş olmayan sıfatlarla anılmasına yol açtı. Bronfman Hanedanlığı Viski ve Para “Edgar Bronfman Sr., Amerika’nın borçlanmasını belirleyen ve kaderini kontrol eden, isimleri bilinmeyen, seçilmemiş yöneticiler listesi için aday olarak kabul edilmeli”. Bunlar Dr. Lennis L. Cuddy ile Robert Henry Goldsborough’un Güç Şebekesi isimli kısa fakat çarpıcı kitabından. Cuddy ve Goldsborough’a göre, Kanadalı Bronfmanlar birbirine geçmiş idare merkezleriyle orantılı olarak artan, paha biçilmez bir ekonomik ve siyasal güce sahip. Edgar M. Bronfman, uluslar arası dev damıtma ve içki fabrikası Seagram Co. Ltd.’ nin yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü. Oğlu Edgar Jr. ve erkek kardeşi Charles ile birlikte 164,000’ den fazla (yaklaşık %26) Dupont hisse senedini ve medya devi Time-Warner’ın büyük bir kısmını elinde bulunduruyor. Bronfman Sr., Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve aynı zamanda Dünya Yahudi Kongresi başkanı. Bronfman ailesinin organize suçlarla örülü bir geçmişi var. Dope Şirketi isimli kitapta, “Bronfmanların Kuzey Amerika suç örgütleriyle bağlarının hiçbir zaman kopmadığı, aksine yeniden teşkilatlanma yoluna yoluna gidildiği” iddia ediliyor. Yaygın finans ve şirkeet ağı aileye küresel çapta suç işleme olanağı sunuyor. Edgar Bronfman’ın Dünya Yahudi Kongresi (WJC), Clinton yönetimiyle sıkı ilişki içinde. Ayrıca liberal, Hıristiyanlık karşıtı faaliyetlerin ana kaynağı. Bu bağlamda, okullarda ibadetin yasaklanmasını ve okul kitaplarından dini referansların ayıklanmasını istemekle birlikte, komünistlerin kurduğu Amerikan Sivil Özgürlük Birliği (ACLU) gibi liberal Yahudi kuruluşlarınu bir çatı altında toplamaya çalışıyor. Yahudi Aklama Birliği (ADL) ile müttefik olmanın yanısıra, Mason Locası’nın New York ayağı B’nai B’rith ile de ilişkisi bulunuyor. Masonların, mistik Yahudi Kabala sistemi ile eğitimden geçmeleri ve İlluminati’nin “herşeyi gören göz” sembolünü Tanrı’nın bir işareti olarak kabul etmeleri kayda değer. Farmasonluk, kutsal Kudüs şehrindeki Zeytin Dağı üzerinde Büyük Tapınağın yeniden inşa edilmesini destekliyor. Bu, aynı zamanda Edgar Bronfman’ın liderliğini yaptığı Dünya Yahudi Kongresi’nin hedeflerinden biri. İncil çok açık bir dille, dünyanın son günlerinde Yahudilere ve İsrail’e kendi içlerinden gelecek bir yıkımla karşılacakları yönünde uyarıda bulunuyor. İncil’deki kehanet, dini inançlarından dönen Yahudi liderlerin, İsrail’i şeytana ve hazırladığı büyük komployu satacaklarını, “ölümüne imzalanmış” bir anlaşmayla İsrail’i şeytana teslim edeceklerini öngörüyor. Sonuç olarak Kudüs, Tanrı’nın gazabına uğrayacaklar. “Kudüs’teki insanları idare eden siz alçak adamlar, Tanrı’nın sözüne kulak verin… Ölümle yaptığınız anlaşma bozulmayacak, ve cehennemle olan sözleşmeniz devam edecek; sel felaketi geçtiğinde, sizler onun altında kalmış olacaksınız.” İsrail’i ve halkını seven Hıristiyanlar ve tüm kalpleriyle Yahudi insanların Mesih Hz. İsa’yı tanımalarını ve kabul etmelerini arzu edenler, İsrail’i ve Yahudi’leri önlerinde bekleyen korkunç tehlike karşısında uyarmalı. Eğer İsrail’in en yakın dostu olan Hıristiyanlar bunu yapmazsa, kim yapacak? Lord Peter Carrington Bankacı ve Bilderberg Üyesi Britanyalı Lord Carrington, dünyadaki para akışının, kaos ve savaşın, siyasi entrikaların hiçbirinden bugüne kadar geri kalmadı. Yüksek dereceli bir Bilderberg mensubu olan Carrington, Barings Bankası’nın batmasından sonra Avrupa kıtasının ve aslında tüm dünyanın en güçlü bankası haline gelen tarihi Hambros Bankası’nı yönetiyor. Carrington, İngiltere Başbakanı tarafından, Sırplar, Hırvatlar ve Müslümanlar arasında yıllarca etnik çarpışmalar yaşanan ve soykırımlara sahne olan savaş esnasında arabulucu olarak görevlendirilmişti. Carrington’ın savaşın sona ermesi ya da hızlanmasında rol oynadığı rol henüz kesin olarak bilinmiyor. Ama lordun aynı zamanda eski bir NATO genel sekreteri olduğunu biliyoruz. Lord Carrington, Bush-Reagan hükümetlerindeki bürokratları İlluminati İç Çemberi’nin siyasal ve maddi ayak işlerine bakan uşaklar haline getiren ve tabii ki bir Rockefeller firması olan New York’taki Kissinger A.Ş’nin kurucu ortağı. Carrington, Hanbros’un perde arkasındaki başkanı olmasının yanı sıra dev Barclays bankasının da yöneticilerinden. Aynı zamanda Avrupa çapındaki mafya bağlantılarını ve masonik çıkarları gözetiyor. Sahip olduğu Hambros Bankası’nın, Michael Sindona’nın Banca Privata’sında %25’lik hissesi var. Sindona’nın yönettiği sermaye grubu, P-2 Mason Locası operasyonları ve Vatikan’daki gizli faaliyetler için mali destek de bulundu. İç Çember’in diğer üyeleri gibi Lord Carrington da, Kudüs’ün gelecekte dünyanın başkenti olmasını istiyor. İsrail davasını geliştirmek için, Bronfman’larla, Rockefeller’larla, Rothschild’larla, eski savunma bakanı Ariel Sharon ve eski başbakan İzak Şamir gibi diğer İsrail’li yetkililerle omuz omuza çalıştı. Bu grubun amaçlarından biri de, Kudüs’te yeniden bir Yahudi tapınağı kurmak. Harry Oppenheimer Elmas Kralı Harry Oppenheimer, İlluminati’nin dünyayı sarıp sarmalayan projelerinde en çok göze batan isimlerdir. Güney Afrika’lı milyarder, ülkesindeki hükümetini, Nelson Mandela’ya ve liderliğini yaptığı komünist Afrika Ulusal Kongresi’ne geçmesini temin etti. 1985 yılında Oppenheimer, Güney Afrika Ortak Konseyi’ni kurdu. Kuklası durumundaki Nelson Mandela ile yaptığı gizli anlaşmalar sayesinde, Güney Afrika’nın kontrolünü elinde bulunduruyor. Oppenheimer ailesi, sahip olduğu maden ocakları sayesinde olağanüstü bir zenginliğe kavuştu. Rothschild elmas hisselerinin temsilcisi olarak Güney Afrika’ya ilk giden kişi, Almanya doğumlu Sir Ernest Oppenheimer (1880-1957) oldu. Oppenheimer, 1917’de elmas, altın, platin, ve diğer değerli madenlerin ticaretinde bir dev haline dönüşerek Güney Afrika Anglo Amerikan Ortaklığı Ltd.’i kurdu. Bundan sadece iki yıl sonra 1919’da, De Beers Madenleri’nin yönetimi ele geçirdi. 1957 yılına gelindiğinde Oppenheimer hanedanlığı dünyadaki elmas madenlerinin %95’ine sahip bulunuyordu. Bugün Harry Oppenheimer’in, İsrail’in ölüm saçan gizli servisi Mossad ile çok yakın ilişkisi var. Oppenheimer, Johannesburg ve Proteria yakınlarındaki Botswana’da gizli askeri üs kurmak için 3,5 milyar dolar harcayan Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı ile gizli çalışmalar yürüttü. Kudüs’te kurulacak olan Büyük Tapınağın müjdecisi olduğu söylenen dünyadaki en büyük Yahudi tapınağı, Johannesburg’da inşaat halinde. Bu proje, küreselleşme taraftarı arkadaşları Rockefeller’lar ve Rothschild’lerle birlikte, Oppenheimer’in çabaları ve parası sayesinde her gün biraz daha ilerliyor. Aslında en korkutucu olan, Oppenheimer’in bağışlarıyla Pretoria’da son zamanlarda inşa edilen devasa ABD Konsolosluğu ve CIA merkezleri. Mimari açıdan tuhaf görünüşlü, dümdüz, üstünde tepe taşı olmayan İlluminati piramidine benzeyen bu yapılar şimdi, casus uyduların yörünge sistemlerini denetliyor. CIA bu inkarcı yapının derinliklerinde, İlluminati’nin Afrika’da istikrarsızlık yaratma ve nüfusu azaltma planlarını, yani katliam planlarını uyguluyor. İlluminati İç Çemberi’nin Afrika’yı ablukaya almak ve eski “güzel sömürge günlerini” geri getirmeyi hedefleyen diğer girişimleri gibi, Ruanda ve Brundi’de meydana gelen soykırım ve katliam da yine bu CIA/ABD Konsolosluğu kalesinden yönetilmişti. İç Çember’deki adamlar, üstün ve soylu beyaz ırkın –Paralı Efendilerin- köleleri üstünde egemenlik sahibi olduğu paha biçilmez doğal kaynak zenginlikleriyle övündüğü eski döneme özlem duyuyorlar. Küresel İlluminati İç Çemberi’ndeki seçkinlerin her daim tetikte, her şeyi gören gözünün kontrolü altında, Nelson Mandela gibi siyah hizmetkarların hükümet başkanlığı yaptığı Yeni Bir Koloni Afrikası geliyor. Kraliyet Sarayı Prensler ve Adaylar İç Çember’in kendine has kutsi havasını, Rothschild, Rockefeller, Bronfman, Carrington ve Oppenheimer hanedanlıklarına mensup olanların haricinde başka kim soluyor? Araştırmalarım, otomotiv sektörü patronu (Fiat Motors) İtalyan Giovanni Agnelli ve Temsilciler Meclisi sözcüsü Newt Gingrich’e “Para Çantası” olarak hizmet eden Avusturya’lı multimilyarder yayımcı Rupert Murdoch gibi kişiler üzerinde yoğunlaştı. Bulgularım aynı zamanda, büyük Alman elektronik karteli Siemens’in yönetim kurulu başkanı Heinrich von Pierer’in yaptığı işleri ve güç potansiyelini de mercek altına almam gerektiğini gösterdi. Bir başka nüfuz sahibi aday ise aslen Macar bir Yahudi, şimdi ise aslen Macar bir Yahudi, şimdi ise İngiliz vatandaşı olan George Soros. 3,5 milyar dolar tutarındaki Quantum Fonu’nu ve diğerlerini idare eden bu uluslar arası yatırımcı, her yıl İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nu yönlendirilen önemli isimlerden. Hollanda’dan Prens Bernhard da üzerinde durulması gereken bir isim. Dan Smoot, Görünmeyen Hükümet isimli kitabında, “Prens Bernhard, gizemli bir örgüt olan Societe Generale de Belgique’in (Hollanda kraliyet ailesinin milyarca dolar değerindeki holding şirketi) önde gelen üyelerinden” diyor. Bernhard aynı zamanda çok gizli Bilderberg grubunun en üst düzeydeki liderlerinden biri. İngiltere kraliçesi Elizabeth’in eşi Prens Philip de önemli kişiliklerden. Oğlu Prens Charles’ın aptallıkları ve düşüncesiz hareketleri sebebiyle ülke idaresinin iplerini doğru düzgün elinde tutamayan Philip, Britanya’nın güçlü Birleşik Farmasonluk Locası’nı yönetiyor. Ayrıca, gizli monarşik bir oluşum olan Garter Düzeni’ne başkanlık ediyor. Prens, aynı zamanda İlluminati’nin çevreci propaganda yapan gruplarından biri olan Dünya Vahşi Hayat Fonu’nun da başkanı. Daha bitmedi. Bunlarla beraber BM Kutsal Yazın Mütevellisi’ne başkanlık ediyor. Söz konusu mütevelli,n “dünyadaki tüm İncilleri, kitabı mukaddesleri ve kutsal kitapları” tek bir merkezde toplamak için hazırlanan gizemli bir projeyi yönetiyor. Amacı ise tüm insanlık için ortak ahlak ve dini yaşam kuralları oluşturacak, Tek Bir Dünya İncili geliştirmek. Roma Papası ve dünyadaki yaklaşık bir milyar Katolik’in piskoposu Papa II. Jean Paul, özellikle belirtilmesi gereken bir isim. Papa II. Jean Paul’un Son Günleri, Hepsi Düşünüyor, Papa’ya Barış Prensi Tacı Giydirme Planı gibi konferansların kasetlerini dinlediğimde yaklaşmakta olan Yeni Dünya Düzeni’nde Papa’nın oynayacağı rolü inceledim. Şu an için Vatikan’ın İlluminati ile yakın işbirliği içinde ve İç Çember’in tamamlayıcı bir unsuru olduğunu söyleyebilirim. Papa’nın da kendisine ait küresel çata geniş bir haber alma, siyaset ve finans organizasyonu var. Aslına bakarsanız bu organizasyon, İlluminati’nin büyük hedefiyle hem suç ortağı hem de rakibi gibi çalışıyor. Ama her şeyden önemlisi hem Papa’nın, hem de İç Çember üyelerinin geleceği, Kudüs ve İsrail için geliştirdikleri ortak plana bağlı. Kraliyet Sarayı Soytarılar ve Rol Yapanlar Ross Perot, Ted Turner, Mihail Gorbaçov, Paul Volcker, Henry Kissinger, Alan Greenspan, Robert McNamara, Peter Peterson, James Wolfensohn, Robert Rubin, ve Clionton, Chirac, Major Kohl, Chretian gibi dünyadaki belli başlı siyasetçilerin isimlerini İç Çember adayı olarak açıklamadığım için hayal kırıklığına uğrayan okuyucularıma şunu söylemek istiyorum. Emin olun ki, onların bu grupla olan bağlantılarından haberim var. Bu adamların sadık işçiler olarak İlluminati gündemine destek verdiklerinin farkındayım. Ama bu tutkulu adamlar, önemsiz kukladan başka bir şey değiller. Efendilerinin talimatlarına uymak zorundalar. Bu şekilde davrandıkları için de geçmişte cömertce ödüllendirildiler. Yazılarımın ilerleyen bölümlerinde işledikleri suçları ve faaliyetlerini daha yakından inceleyeceğiz. Lucis Trus’ın kurucusu Alice Bailey, Ender Rastlanan Psikoloji isimli kitabında, Clinton, Bush, Yeltsin ve Gingrich gibi siyasetçilerin acınası köleliğinden bahsediyor. “Aidiet duygusunun, hizmet ettikleri Tarikat tarafından karşılandığını, çünkü dünyayı yeniden yaratma görevinin kendi ellerinde yattığını hayal ediyorlar” diyor. Bailey, çok açık bir dille, bu isimlerin sadece hizmetkarlar olduğunu söylüyor: “Bu hizmetkarlar… Plandan haberi olanlar. Ve kurdukları her organizasyonun, yavaş yavaş gelişmekte olan Dünya Hizmetkarlarını oluşturuyorlar. Dünyanın kuruluşu onların elinde.” On Kral’ın Bakış Açısından Küresel Bir Bakış Dünyayı gizliden gizliye idare eden, ama 2000 yılı itibarı ile tüm dünyanın hakimiyetini ele geçirmek isteyen belli başlı hanedanları ve aileleri inceleyerek, bu kötü ruhlu grubun geleceğimize yönelik genel düşüncelerini kavramaya başladık. İç Çember’in adamları, başkenti Kudüs olacak şekilde, bir Dünya Hükümeti hatta Dünya İmparatorluğu kurmak için çalışıyorlar. Siyonizmi yüceltiyor, Yahudilerin Büyük Tapınağını yeniden inşa etmeyi ama aslında bunları yaparken, ne Tevrat’ı ve Musa’nın Şeriatı’nı, ne de Mesih, Hz. İsa’yı şereflendiriyorlar. İnsanlığı, küresel hakimiyet hedeflerinin önünde engel teşkil eden “faydasız yiyiciler” olarak görüyorlar. Hıristiyanlar, yurtseverler ve milliyetçiler için kafalarında planladıkları şeyi düşünmek bile dehşet verici. Eğer bu adamların planları gerçekleşirse İsrail ve Yahudiler de bundan çok çekecekler. Dünyadaki büyük dinler, insanı hayrete düşüren iğrençlikte şeytani bir din oluşturmak için okült mezheplere birleş | |
|
Etiketler |
adamlara, dair, dünyayı, yöneten |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Rusya’yı 300 Yıl Yöneten Hanedan | Afrodit | Tarih | 0 | 01 Kasım 2012 11:15 |
İmajınızı Yöneten Siz olun | Sue | Kişisel Gelişim | 0 | 27 Temmuz 2012 12:04 |
Karılarını yöneten erkekler | ALeMCi | Fıkra | 1 | 11 Eylül 2010 19:42 |
Yöneten Erkekler (: | Gιzєм | Ah Erkekler | 5 | 15 Temmuz 2009 09:15 |