04 Ocak 2010, 17:54 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Sevmek İçin Tanımak Ve Anlamak Gerek Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. — Her gün geçtiği yolunun üzerindeki iğde ağacının kesildiğini görünce ağlayan, — Çok sevdiği köpeği Foks öldüğünde matemini tutan, — Yalova’da köşke zarar veren ağacın dalı kesilmesin diye köşkü kızaklarla kaydırtan, — Savaş sonrası Çankaya’da ücretle çalıştırılan ve ayrılışlarında çantalarında Gazi markalı sigara çıktığı için görevli personel tarafından dövüldüklerini gördüğü Yunan esirlerinden özür dileyerek sigara ve para ile onları uğurlayan, — İçki içmeyen ve beş vakit namaz kılan Mareşal Fevzi Çakmak yemekte olacağı zaman masaya içki koydurmayıp limonata ile yetinen, — Ramazanlarda Hafız Yaşar Okuyan’a, gündüzleri Hacı Bayram Veli ve Zincirlikuyu camilerinde şehitlerimizin ruhu için hatim okutan, akşamları da huzurunda okuttuğu sureleri derin bir hazla dinleyen, — Ankaralı lar tarafından kendisine hediye edilmek istenen Çankaya’daki evin tapu tescilini, 1.İnönü savaşını kazanan orduya bağışlanmak üzere M.S.B’ye yaptıran — Yurt gezilerinde, Kara Fatma, Satı Kadın gibi Kurtuluş Savaşı’nın kahraman Türk kadınlarını buldurup ellerini öpen, vefalı, şefkatli, merhametli, inançlı, saygılı, dürüst, yüreği sevgi dolu bir insan olan Atatürk. Her şeyimizi borçlu olduğumuz böyle bir Önder nasıl sevilmez ? Onun; parasal yardım yaparken dahi, ne kadar zarif bir tutum sergilediğini Yaveri Muzaffer Kılıç’ın aşağıdaki anısı ne güzel anlatıyor.(1) “Bir gün Atatürk’le beraber Abidinpaşa’dan gelip Samanpazarı yoluyla Ulus’a geçiyorduk. O zamanlar Samanpazarı’nda bulunan üç beş dükkan dan birisi Ali Efendi isimli kitapçıya aitti. Kitapçı dükkanının kepenklerinde, nefis bir halı asılmış duruyordu. Harp yıllarının sonu olduğundan hiçbir yerde, hele Ankara’da böyle güzel bir şey görmek pek şaşırtıcı olduğu için bu halı Atatürk’ün de dikkatini çekti. Hemen arabayı durdurup indik. Beraberce dükkana yürüdük. Kitapçı Ata’yı görünce, ”Buyurun Paşam” diyerek heyecanla bir Emri olup olmadığını sordu. Paşa da bu halıyı çok güzel bulduklarını ifade ettiler. Kitapçı; -Paşam, bu halı bir müşterimin.Paraya ihtiyacı olmuş, satılması için bana bıraktılar. Benimle bir ilgisi yok dedi. Atatürk, böyle güzel bir halının çok kıymetli olduğunu, bunu halı sahibinin nereden almış olabileceğini öğrenmek istediler. Kitapçı ezile büzüle; -Paşam, emanet koyan isminin söylenmemesini özellikle rica ettiler, müsaade ederseniz ismini söylemeyeyim dedi. Bu sefer Atatürk daha çok merak edip; -Çocuk, belki halıyı almak isteyeceğiz. Kimin ve kaça olduğunu öğrenmek isteriz dediler. Kitapçı; -Paşam 40 lira istemişlerdi deyip yine halı sahibinin ismini vermedi. Atatürk halı sahibini iyice merak edip ısrar edince de, kitapçı istemeyerek ve sıkılarak; -Abdülhalim Çelebi Hazretlerinin Paşam dedi. Abdülhalim Efendi, Mevlana sülalesinden gelmiş, Konya milletvekili olarak Meclis’te görev yapıyordu. Kapısı herkese daima açık, cömert, gayet güzel konuşan, Mevlevi kalpağı ile gezen, Akıllı, sevimli, hoş sohbet, özü sözü doğru bir kişiydi. Atatürk, bu cevabı alınca çok duygulandı ve bana dönerek dükkana 40 lira bırakmamı emretti. Hemen parayı bıraktım. Kitapçı halıyı koşarak indirip paket yapmaya koyuldu. Bu arada Atatürk, Abdülhalim Efendi’nin kişiliğinden övgüyle bahsederek; -Abdülhalim Efendi, evde halısını satacak kadar parasız kalıyor ama, kapısını kimseye kapamıyor diyerek onu övdü. Sonra da kitapçıya dönerek; -Bana bak, halıyı biz alıyoruz. Fakat halıyı Abdülhalim Efendi’nin evine yollayınız, biz oradan aldırırız. Akşamüzeri de kendilerine bir kahve içmek için geleceğimizi söyleyiniz. Dediler. Kitapçı bu davranışa şaşırmış bize bakarken, arabaya binip uzaklaştık. Aynı akşam Abdülhalim Efendi’nin evine gittik. Kendisi bizi avlu kapısında karşıladı. Eve girince baktım halı, kapı arkasında paketli olarak duruyordu. Mütevazı evinde minderlere oturuldu, kahveler içildi. Abdülhalim Efendi; -Paşam halıyı almışsınız. Fakat halı evime geri geldi. Müsaade ederseniz, arabanıza koyduralım. Dedi. Atatürk de; -Abdülhalim Efendi halı yine bizim olsun. Biz arada sırada sana kahve içmeye geldikçe onun üzerinde kahvemizi içeriz. Diyerek halıyı açtırdılar ve odaya serdirdiler. Kahveler içildi ve sohbet edildi. Giderken Abdülhalim Efendi yine bizi kapıya kadar uğurla*****; -Paşam eğer müsaadeniz olursa halıyı….. derken Atatürk sözünü keserek mütebessim, -Abdülhalim Efendi, onu sana emaneten bırakıyoruz. Her gelmemizde onu burada görmek ve üzerinde oturmak isteriz. Diyerek veda edip ayrıldılar. Böylece Atatürk, Abdülhalim Çelebi Efendi’ye, kitapçıya bile belli etmemeye çalışarak ihtiyacı olan yardımı yapmış, fakat halıyı almamışlardı.” Bu ibret verici anı; O büyük asker, devlet adamı ve devrimci liderin, en az bu nitelikleri kadar Büyük olan insanlığını anlatmasının yanı sıra Onun, gerçek dindar ve üstelik bir tarikat mensubu olan Çelebi’ye saygısını göstermek bakımından da ayrı bir önem taşıyor. Ayrıca; Herkese açık sofrasını sürdürebilmek için halısını satan bir tarikat ehlinin, dini siyasete alet ederek para, mevki ve güce ulaşan, yurt içinde ve dışında saf ve eğitimsiz vatandaşları sömürerek trilyonluk mal varlıklarının sahibi olup sefa süren günümüz din ve tarikat bezirganlarından farklılığını da ortaya koyuyor. Tabi anlayana ve anlamaktan yana nasibi olanlara ! Reşit ÇAĞIN E.Dz.Kur.Alb. (1)Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar -Prof.Yurdakul Yurdakul | |
|
17 Ocak 2010, 20:35 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Sevmek İçin Tanımak Ve Anlamak Gerek PayLaşım için TeşekkürLer.
__________________ Her$eyimi saf dı$ı ßıraktım korkularımı ßiLe sancıLarım ipi kopan ßir Oltanın ucunda kaLdı ßeLki'de ßir ßaLığın ßoğazında sakLı.. |
|
Etiketler |
anlamak, gerek, sevmek, tanimak, tanımak, ve, ıçin |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yalancıyı tanımak yalanı anlamak | Lcia | Aşk ve İlişkiler | 0 | 27 Ekim 2014 17:38 |
Zekâyı Anlamak İçin Aptallığı İncelemek Gerek | Kızın1i | Kişisel Gelişim | 0 | 08 Aralık 2012 20:58 |
Kedileri Anlamak ve Sevmek | Sue | Hayvanlar Alemi | 0 | 14 Ağustos 2012 15:47 |
Allah’ı sevmek ve tanımak nasıl olur? | KarakıZ | Genel İslami Konular | 0 | 06 Aralık 2011 10:10 |
Atatürk’ü Sevmek ve Anlamak Aynı Şey Değil | JB | Genel Paylaşım | 0 | 24 Aralık 2010 20:25 |