28 Aralık 2009, 13:50 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İngiltere Victoria Dönemi Ekonomik üstünlüğüyle, denizlerdeki hegemonyası ve kurduğu imparatorlukla, ayrıca sanayi devrimini ilk gerçekleştiren ülke oluşuyla, fikirlerinin diğer ülkeler üstündeki etkisi, dilinin, parasının ve kurumlarının parlaklığıyla İngiltere, XIX. yy’da tarihinin doruk noktasına ulaştı. Devrimleri takip eden ve 100 yıldan uzun süre devam eden bu dönem, İngiltere’yi dünya devletleri arasında birinci sıraya yükseltti ve XIX. yy İngiltere’nin yüzyılı oldu. Ayrıca, sömürgelere yapılan seferler ve 1854-1856 arasındaki kısa süren Kırım Savaşı dikkate alınmazsa, bu yüzyıl aynı zamanda bir barış dönemi oldu.(Sömürge savaşlarını savaştan saymıyor Thema Larousse-anlamak) Pax Britannica İngiltere’yi uluslararası dengeyi belirleyen, gerektiğinde çıkarlarını ve saygınlığını korumak için diplomatik müdahaleye her an hazır, ama daima « görkemli yalnızlığı » ile kendini korumayı bilen bir devlet haline getirdi. Döneme adını veren Kraliçe Victoria, bu görkemin sembolüydü. 18 yaşında tahta çıkan ve 81 yaşında ölen kraliçe, pek zeki ve kültürlü olmamakla birlikte, gözden düşmüş İngiliz monarşisine eski prestijini kazandırmayı ve tebasını şaşırtıcı bir biçimde kendine bağlamayı başardı. Onun politik dehası, monarşiyi orta sınıfın istekleri ve değerleriyle bağdaştırabilmesine dayanıyordu. Ayrıca milliyetçilik hareketlerinin doruğa çıktığı bir dönemde, Büyük Britanya ve Irlanda’nın yanı sıra Avrupa, Asya, Afrika, Amerika ve Avustralya’daki kolonilerin kraliçesi ve Hindistan İmparatoriçesi olan 1. Victoria, ulusun ve imparatorluğun onurunu görkemli bir biçimde temsil ediyordu. Demokrasiye Doğru Meşruti bir model olarak benimsenen XIX. Yüzyıl İngilteresi, özgürlük ile otoriteyi, istikrar ile ilerlemeyi günlük hayat içinde bağdaştırabilmiş olmaktan gurur duyuyordu. Politik sistem beş temel üstüne kurulmuştu. Başta Avam Kamarası’nın Parlamento’daki işlevinin sürekli artmasıyla belirginleşen parlamenter rejim geliyordu. Öte yandan hükümet, XVIII. yüzyıldan beri bakanlar kuruluna başkanlık eden baş bakanıyla gerçek bir kabine hükümetiydi (Victoria döneminin iki önemli başbakanı Gladstone ve Disraeli’ydi). Üçüncü olarak muhalefet, bir « goige hulwm et » etrafı örgütlenıniş bir güç ı. halini gelmişti. Dördüncü unsur partilerin rolünün her geçen gün biraz daha artmasıydı. Eski Toty ve Whig adlarının yerini 1882 yılından sonra Muhafazakdrlar ve Liberaller aldı. Bunlar, iki partili sistem sayesinde sırayla iktidar oldular. Meşrutiyetin son çarkı ise monarşiydi. Gücünün gitgide azaldığının farkında olsa da krallık, kraliçe Victoria’nın kullanmakta hiç tereddüt etmediği imtiyazlarına sahip çıkmayı sürdürüyordu. Ancak demokratikleşme süreci ağır işliyordu. Önce 1832 yılında burjuvazi lehine, sonra 1867 yılında ve tekrar 1884-1885’te işçi sınıfı yararına oy verme hakkını yaygınlaştıran seçim reformlarına rağmen, İngiltere bir oligarşi tarafından yönetilmeye devam etti. Bu durumun nedeni sadece genel oy hakkının olmaması değildi; parlamento ve partiler, yarı aristokrat yarı burjuva olan belli bir siyasi zümrenin elindeydi. Nihayet sonunda İşçi Partisi’nin kurulması, işçi sınıfının, egemen iki partiden bağımsız politik bir temsil gücüyle kendi haklarını ifade etmek istemesinin doğal sonucuydu Dünyanın Atölyesi Sanayi devriminin öncüsü İngiltere’nin ekonomik üstünlüğü XIX. Yüzyılda iyice belirginleşti. Teknik ve ekonomik açıdan gösterdiği ilerleme, İngiltere’nin sahip olduğu en önemli kozdu. XVIII. yy’daki sanayi devrimine öncülük eden devletlerden biri olduktan sonra İngiltere, üstünlüğünü görkemli bir biçimde ispat etti. Ulusun dinamizmi, peşpeşe gerçekleştirilen yenilikler, başarılı girişimcilik anlayışı Ingiltere’ye sadece yadsınmaz bir üstünlük vermekle kalmadı, aynı zamanda yurttaşlarına kendine güven ve gururlu bir yurtseverlikle güçlenmiş bir üstünlük duygusu da kazandırdı. İlerlemesini koru***** olgunluk çağına ulaşan İngiliz ekonomisi, nüfuz alanını tüm dünyaya yaydı. Bir yandan büyük karlar sağlarken, öte yandan da imalat ve teknoloji, ticaret ve yatırım gibi alanlardaki başarısını artırdı. Avrupa ve Asya’nın yanı sıra yeni yeni önem kazanmaya başlamış kıtaların pazarları da gitgide made in England damgalı ürünlere açılmaya başladı. Her şey İngiliz üstünlüğünün daha da artmasına yardımcı oluyordu:doğal kömür ve demir kaynakları, sermaye birikimi, teknik üstünlük, 1846’da benimsenen serbest mübadele, Londra şehir merkezi sayesinde banka ve finans kurumlarının güçlenmesi, Artık kapitalizm, acımasız rekabet ortamı içinde eşi görülmemiş bir atılımla bütün dünyayı yayılabilirdi. Sanayi alanında tekstilin egemenliğinden sonra, yüzyılın sonuna doğru elektriğin ve kimyanın gelişmesiyle «ikinci sanayi devrimi » başladı. Bu evrede üstünlük, metalürjiye ve mühendislik bilimlerine geçti (pamuğun krallığını demiryollarının üstünlüğü izledi). Ama bu dönemde İngiliz üstünlüğü artık tehlikedeydi. Geçmişteki atılımlarına rağmen Ingiltere, diğer ülkelerin (özellikle Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri) hızla sanayileşmeye başlamasıyla, etkinliklerinin bir bölümüne yeni bir yön vermek zorunda kaldı; özellikle de hizmetler sektörüne yöneldi. Ekonominin yıprandığını söylemek çok abartılı olsa bile, güven ve refahın üstünlük çağı artık sona ermişti. Toplum ve Kültür Güçlü ve geleneksel aristokrasinin karşısında muzaffer bir burjuvazi yükselirken işçi hareketleri de gelişti. Uzun süre, 1832’den itibaren, aristokrat İngiltere’nin yerini burjuva İngiltere’nin aldığı öne sürüldü. Aslında Victoria İngilteresi, gerek sosyal, ekonomik, politik açıdan, gerek zihniyet bakımından aristokrat bir ülke olarak kalmıştı. Ancak güçler dengesinin orta sınıf lehine ve toprak sahipleri aleyhine yavaş yavaş değiştiği de bir gerçekti. Öte yandan, bu toprak sahipleri de kendi aralarında ikiye ayrılıyordu: unvanın babadan oğula geçtiği yaklaşık 300 aileden oluşan, kendi içine kapalı yüksek soylular sınıfı ile yaklaşık 3000 aileden oluşan taşralı küçük soylular sınıfı (gentry). Bu sosyal yapının merkezini oluşturan orta sınıf, tükenmek bilmez bir dinamizmle gelişmeye ve ele geçirdiği üstünlüğü daha da arttırmaya devam etti Nüfusun yaklaşık yüzde 20’sini temsil eden bu orta sınıf, ülkenin ilerlemesine ve refahına katkıda bulunduğuna inanıyordu. Bu sınıf, ticaret dünyasından olsun serbest meslek sahibi, din adamı veya entelektüeller çevresinden olsun, saygın, sebatkar ve çalışkan kişilerden oluşuyordu. Victoria döneminin emek,) saygınlık ve erdem gibi ideallerinin somut bir örneğiydi. Halk kitleleri, yani “aşağı sınıflar” nüfusun çoğunluğunu oluşturuyordu. Disraeli, ünlü romanı Sybil’in bir bölümünde İngiltere’yi « iki ulus » arasında bölünmüş bir ülke olarak tasvir eder: bunlar, zenginlerle fakirlerdir. Aslında Disraeli’nin çağdaşları da toplumu ikiye ayırma eğilimindeydi: bir yanda imtiyazlıların oligarşisi, öte yanda «nasırlı elleri » ve «kötü tıraşlı yüzleri »yle tehlikeli halk yığınları. Imalathane bölgelerinde çalışan işçilerin yaşamı, iş kazaları, uzun çalışma saatleri, iş güvenliğinden yoksun çalışma ortamları, sağlık koşullarına aykırı konutlar, fabrikalardaki sıkı disiplin, kadın ve çocuk işçi sayısının gün geçtikçe artmasıyla belirgindi. Bununla birlikte yavaş yavaş bir işçi bilinci oluştu ve işçi hareketi, 1836-1848 arasındaki reformcu çartist işçi hareketleri ile, sendikacılığın gelişmesi ve 1880’den sonra da sosyalizmin yeniden güçlenmesi ile atılım yaptı. | |
|
Etiketler |
donemi, dönemi, ingiltere, victoria, İngiltere |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Victoria’s Secret 2014/2015 Yaz Modası, 2014 Victoria’s Secret Bikinileri | Violent | Moda Trendleri | 0 | 19 Nisan 2014 12:22 |
İngiltere ve İngiltere Coğrafyası | Ezgi | Genel Coğrafya | 0 | 01 Temmuz 2012 11:57 |
Victoria \ Seyşeller | efLatun | Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar | 0 | 10 Mart 2012 17:27 |