Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Türkçe kelimeler ve anlamları [Ş]
Şad olmak: Sevinçli olmak, neşelenmek. Şad: Sevinçli, şen. Şadda: Kuşak. Şadlığ deryası: Sevinç denizi. Şadlığ-şadlık: Sevinç, sevinçlilik. Şadlık ünü: Sevinç sesi, sevincin sesi. Şahanterlan: Şahin kuşu. Şahan-terlan: Şahin kuşu. Şahbaz: İri bir tür akdoğan. Şakkü'l - kamer: Ayın ikiye bölünmesi. Şamama: Güzel kokulu, yuvarlak, sarı kırmızı ya da sarı kahverengi çizgili bir tür küçük kavun. Saz şairlerinin şiirlerinde genç kız memesi kimi kez şamamaya benzetilir.
Şana: Tarak. Şar: Şehir, kent, pazar. Şaşarsız: Şaşırırsınız. Şavk: Işık. Şavkı çalmış: Işığı vurmuş. Şayan: Yakışır, yaraşır, değer. Şaz: Şad, mutlu, mutluluk. Şaz: Şad, sevinç, neşe, mut. Şefi: Ela göz, tatlı şaşı. Şefteli: Şeftali. Şeher: Şehir, kent. Şekva: Şikayet, aciz kaldığını ve zavallılığını haber vermek. Şem: Balmumundan yapılma mum. Şems ü kamer: Ay ve güneş. Şems: Güneş. Şeraben tahur: Cennete mahsus şurup. Şerik: Ortak, ders, okul arkadaşı. Şeş: Altı (sayı). Şevle: Şule, alev, yalım, parıltı. Şeyda bülbül: Gülün sevgisiyle kendini yitirmiş bülbül. Şeyda: Şaşkın, deli, sevda delisi. Şikar eylemek: şikar eylemek, avlamak. Şikar: Av. Şikest eylemek: Kırmak. Şikeste: Kırılmış, incinmiş. Şire: 1.Şıra, daha mayalanmamış üzüm suyu; 2. Kimi meyve sularına verilen ad. Şirin güftar: Tatlı söz. Şirin: Ferhat ile Şirin hikayesinin baş kadın kişisi. Şirin: Tatlı, sevimli. Şita: Kış. Şol: Şu. Şovg-şovg: Şavk, ışık, parıltı. Şövle: Şule, alev, yalım, parıltı. Şuğ: Filiz, ağacın ilkbahar sürgünü. Şuh-i-terlen: Özgürce uçan doğan. Şule: Alev, ateş. alevlenmiş olan. Şule: Alev, yalım. Şüşe çekmek: Büyümeye, biçimlenmeye başlamak. Şüşe: Şişe, sıvıların, özellikle içkilerin konulduğu camdan yapılmış dar ağızlı kap.