Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Türkçe kelimeler ve anlamları [M]
Mağrib: Mağrip, batı. Mah: Ay. Mahbup: Sevilen, sevgili. Mahı: Balık. Mahıtaban: Parlayıcı, parlak ay. Mahi göz: Mahveden göz. Mahi: Mahveden. Mahim: Ay yüzlü sevgilim. Mahpara: Mahpare, ay parçası, ay benzeri. Mah-pare: Ay parçası gibi olan sevgili. Mahraba: Büyük mendil, erkek mendili. Mahrama: Mendil. Mahzun: Üzgün, üzüntülü. Mahzun: Üzüntülü, kederli, tasalı. Mail olmak: Meyli olmak, ehli olmak. Mail: Ehil, meyil. Malamat: Ortaya çıkarma, açıklama. Malı: Çapı, yağlık, başa sarılan örtü. Mamur: Bayındır, bakımlı. Man: Bana. Mar: Yılan. Marağa dügüsi: Marağa pirinci. Maral bakışan: Dişi geyik gibi bakışına. Maral: Dişi geyik. Marifet: Hüner. Masiva: Ondan gayrısı (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tabirler. Dünya ile ilgili şeyler.
Maslahat: Uğraş. Maş: Baklagillerden yenilebilen bir bitki, taneleri ufak bir tür börülce. 2.Mercimek. Maşrık: Doğu yönü. Maşuğun: Sevgilini. Maşuk: Sevgili. Mat etmek: Satranç oyununda yenmek. Mat kılmak: Mat etmek. Mat: Satranç oyununda uğranılan yenilgi. Mavu: Mavi, göl. Mayıl olmak: Meyil vermek, sevmek, gönül vermek. Mayıl salmak: Meyil salmak, gönül düşünmek, sevdalanmak. Mayılam: Meylim var, istekliyim, özlemliyim. Mecal: Güçlük, dinçlik, derman, takat. Mecnun: Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı. Medet: Yardım çağrısı. Mefta: (Meftah) Hazine, Mehhr-i mübüvvet: Peygamber mührü. Mehle: Mahalle. Mehr-i muhabbet: Muhabbetin şefkati. Mehriban: Dost, seven, güler yüzlü, sevecen. Meknun: Örtülü, gizli, saklı, Mektep uşağı: Okul çocuğu, öğrenci. Melaik: Melekler. Melhem: Merhem, acıyı giderecek, iyileştirecek em. Melil: Üzgün, üzüntülü. Melul: Üzgün, üzüntülü. Memat: Ölüm, ahrete göç etmek. Memir: Bayındır, mamur. Men aref: Kendini bilme, kendini kötülüklerden koruma. Menend: Benzer. Men: Ben. Menal: Ele geçirilen, sahip olunan varlık; mal, mülk. Menem: Benim. Menemşe: Menekşe. Menevşe: Menekşe. Meni: Beni. Menim tekim: Benim gibi. Menim: Benim. Mennen: Benden. Mensiz: Bensiz. Menzil: 1. Yolculukta dinlenmek amacıyla konaklanılan yer, konak, konak yeri. 2. İki konak yeri arasındaki uzaklık.
Menzil: Mesafe, ulaşılması amaçlanan yer. Meraga[Maraga]: Batı İran'da, Sahand dağının güney eteğinde Urmiye gölüne yakm şehir. Merah: I.Bilmek isteği; 2.Kaygı, tasa. [merak] Merd-i peleng: Erkek kaplan, erkek panter. Merduvan: Merdiven. Mesgen: Mesken, barmak, yuva. Meskenet: Miskinlik, uyuşukluk, bitkinlik, yoksulluk. Mesnevi: Her beyti ayrı uyaklı -başlı başına uyaklı- bir Divan Edebiyatı koşuk biçimi. Bu türdeki yapıtların genel adı.
Mest müdam: Heraman, devamlı sarhoş. Mest: Sarhoş, aklı başında olmayan. Mestan: Esrik, sevgi esriği, gözleri süzgün. Mestan: Sarhoşlar. Mestur: Sınırlanmış, çizilmiş, yazılmış, örtülü. Meşrig: Doğu yönü. Meta: Sermaye, satılacak mal, Metederem: Överim. Metel: Şaşkın. Mevla: Tanrı. Mey: İçki. Meyil: Meyil vermek, gönül vermek, ilgi yöneltmek, ilgi duymak. Meyit (Meyyit): Ölü. Meyli: Gönlü, isteği, dileği. Mezat: 1. Artırma ile yapılan satış. 2. Artırma ile satış yapılan yer. Mezer: Mezar. Mezet: Mezat, artırma ile satış yapılan yer. Miheng: Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran ayar aleti. Bir insanın kıymetini ahlakını anlamaya yarayan vasıta.
Mihman: Misafir. Mihnet: Sıkıntı, çile. Mihr-i muhabbet: Sevgi ve aşk, aşk güneşi. Mihrap: Sevgilinin kaşları, mihrabın girintili yapısının bir yaya benzetilerek, kutsallığa yönelmiş bir övgü ile sevgilinin kaşlarının anlatılmasında kullanılması.
Milağ: Elma, armut, ayva hevengi. Minasip: Uygun. Minekaş ayvan: Alınlığı mavi çinilerle süslü ayvan, balkonlu konak. Miner: Biner. Mirze: Soylu, saygın kişi, mirza. Misk: Güzel kokulu bir madde. Misk-ü-amber: Çok güzel koku. Mizan: Terazi, ölçü, tartı, akıl, idrak, muhakeme. Mahşerde herkesin amellerini tartmaya mahsus bir adalet ölçüsü olup hakiki mahiyeti ancak ahrette bilinecektir.
Mor menevşe: Mor menekşe, menekşe. More: Trakya ve Rumeli yöresinde erkeklere bir hitap sözcüğü. Mori: Trakya ve Rumeli yöresinde kadınlara bir hitap sözcüğü Möhebbet: Muhabbet, sevgi" aşk, dostluk. Mufassal: Netice, sözün kısası, Mugallit: Taklitçi. Muhannet: Korkak, soğuk davranışlı, uzak. Muhip: Seven, sevgi besleyen. Muhkem: Sağlam, metin, sıkı sıkıya kuvvetli, tahkim edilmiş, sağlamlaştırılmış. Mukaddem: Zaman ve mekan cihetiyle daha evvel olan. Mukadder: Kader , kısmet. tayin olunmuş. Mulla: Molla. Murtat (Mürted): Dönek. Musahip: Yol kardeşi, birlikte olan, arkadaş. Muş: Muş ili. Muştu: Sevindiren haber, müjde. Muştuluk: Muştucuya verilen armağan, muştuluk, müjdelik. Muy: Saç. Muzu: Engel. Mübah: İşlenmesinde sevap ve günah olmayan şey. Müdam: Devam eden, süren, sürekli. Müddei: İddia eden. İddiacı. davacı. Müheyya: Hazırlanmış olan. Müjgan: Kirpikler. Mülevves: Kirli, pis, bulaşık, alıkoyulup sonraya bırakılmış veya durdurulmuş olan. Karışık, intizamsız.
Mülk ü meleküt: Maddi olmayan alemin varlığı, varlık melekler. Münaci(müncü): Kurtaran. Münezzeh: Arınmış. Münkir: İnkar eden. Müptela: Bir şeye tutulmuş, düşkün, aşık. Mürayi: Riyakar, iki yüzlü. Mürşit: İrşad eden, doğru yolu gösteren, gafletten uyandıran, Peygamber varisi olan kılavuz. Tarikat piri, şeyhi.
Mürur etmek: Ulaşmak, varmak. Müsahip: Yol kardeşliği. Müstecap: Hoş görülen, istediği kabul edilen, icabet olunmuş. Müşerref: Şereflendirilmiş, şerefli. Müşg-ü amber: Misk-ü amber. Müşteri: Müşteri yıldızı, Jüpiter. Erendiz.