![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Mem u Zin (mem ve zin anlamında) bir kürt aşk hikayesidir. (bkz: yusuf ile züleyha) (bkz: tahir ile zühre) (bkz: romeo ve jülyet) ehmede xani 'nin(1651 yılında hakkari'nin "han" köyünde dünyaya gelen ünlü kürt alim,yazar ve filozof.yapıtları arasında "nubara biçukan" (küçüklerin turfandası), eqida imane(inanç yolu) ve mem u zin(mem ve zin) sayılabilinir.xani kürtçenin yanında türkçe,arapça ve farsçayı da çok iyi bilir ve kullanırdı.eserlerinin hemen hemen tamamını kürtçe yazmıştır.xani doğubeyazıt'ta(ağrı) vefat etmiş ve oraya gömülmüştür) 17.yy'da yazdigi unlu manzum eseri. kurmanci lehcesiyle yazilmistir. birbirine asik olan ancak kavusamayan iki gencin trajik oykusunu anlatir. bu hikaye milattan cok önceden bu yana halk arasinda söylenen ve mitolojik nitelik kazanan bir destandi. ozan bu destandan ilham alarak o hikayeyi kendi çaginin yasantisina göre somut bir kaliba dökmüs, çagdas bir uslupla yazmisti. bu suretle hem destani kaybolmaktan kurtarmis, hem de insanliga ölmez bir eser armagan etmisti. bu eserde memo ve zin'in aski etrafinda çaginin yasantisini, o zamanin sosyal, kültürel ve idari durumunu da güçlü bir maharetle tasvir etmisti. ıyiligi, dogrulugu, suçsuzlugu, zayifligi ve çaresizligi memo ve zin'in sahsinda toplayarak; kötülügü, dalkavuklugu, fitneciligi ve ikiyüzlülügü de bekir'de somutlastirarak gözler önüne sermistir. kürtçesi bir yana m. emin bozarslan'nın türkçe tercümesi de gayet güzel olan eser.en etkileyici yerlerinden biri de zin'nin mum ile mem'in ise dicle ile yaptığı konuşmadır. zin bı fındera dı peyive(zin muma sesleniyor) dem,şem'e dı kır jıbo xwe demsaz(bazen mumu ederdi kendine muhattap) ki:ey hemser u hemnışın u hemraz("ey sır ve oturma arkadaşım,baş arkadaşım) herçendı bı sohtıne wekı mın(gerçi yanmak yönünden benim gibisin sen) emma ne bı gotıne wekı mın (fakat konuşma yönünden benim gibi değilsin) ger şıbhete mın te jı bı gota (eğer sen de benim gibi söyleseydin) de mın bı xwe dıl qewi ne sohta (benim de gönlüm fazla yanmazdı) derde mın u te jı yek bı ferqe (benimle senin derdin farklıdır) ew ferqe jı xerbe ta bı şerqe (o fark doğudan batıya kadardır) meşrıq tuyı,agıre te zahırsen (doğusun ateşin görünüştedir) mexrıb ez,u batıne mın agır (batı da benim, içim ateştir) daim dı sojıt me rışteye can (her zaman yanıyor canımızın damarı) te na sojıtın bı xeyre ezman (senin ise bazı vakitlerden başka yanmaz) pehtı me lı ser,dı dıl perenge (benim başımda alevler,gönlümde köz var) cane me dıgel perenge cenge (canım o közle savaştadır) şewqek te lı ser seri diyare (senin başının üstünde ışık var) sewdayeki serseri dı bare (ondan serseri bir sevda yağıyor) ew şewq jıbo tera zımane (o ışık senin için dildir) ev pehti jıbo mera ziyane (benim başımdaki alev ise zarar verir bana) pehta jı dıle me dayı ser ser (benim gönlümden başıma vuran alev) hukmje dı ketın lı baye serser (şiddetli rüzgara hükmeder) her çendi bı şev dı minı bıdar (gerçi geceleri uyanıksın sen) sıbhan dı nivi heta vı evar (ama sabahtan akşama da uykudasın) evar u seher bı roj,eger şev(akşamdan şafağa,günden geceye) ez her dı sojım wısa lı ser hev (hep yanarım ben") mem bı dicle'ra dı peyive(mem dicle'ye sesleniyor) naçar ı jı heyşete dı çu dur(mem çaresiz insanlardan uzağa giderdi) hemder ı dı bu dıgel şete kur(derin nehirle hemdert olurdu) ki: ey şıhbete eşke mın rewane("ey benim gözyaşlarım gibi dökülen nehir) be sebr u sıkuni,aşıqane (ey aşıklar gibi sabırsı ve sukunetsi nehir) be sebr u qerar u be sıkuni(sabırsız kararsız ve sükunetsizsin) yan şıbhete mın tu ji cinuni?(yoksa sen de benim gibi deli misin?) qet nıne jıbo tera qerarek(senin için hiçbir karar kılmak yok) xalıb dı dıle teda nayarek(galiba senin de gönlünde bi yar var) her kehze te jı çı tete bıre?(her an senin de hatrına ne gelir?) sergeşte dı bı lı rex cizır'e?(ki böyle cizre'nin yanıbaşında coşuyorsun?) ev şehreye ger jıbo te mehbub(eğer bu şehirse senin sevgilin) hasıl geriyaye bo te metlub(işte elde etmişsin arzunu) daim dı dıle tedane menzil(her zaman koynundadır bu konaklar) deste te lı gerdane hemail(kollarını dolamışsın gerdanına) heja jı xwede tu fıkre na ki (hala allah'tan korkmuyorsun da) her roji hezare şıkre na ki(her gün binlerce şükretmiyorsun da) ev çende dı ki hawar u gazi(bunca feryad figan ediyorsun) edı çı mıradeki dıxwazi?(artık ne murad istiyorsun?) behude çıra dı ki tu feryad?(boş yere niye feryad ediyorsun) aware dı çı diyare bexdad(avare avare bağdat diyarına gidiyorsun) ger ez bı gırım we ger bı nalım(ben ağlarsam,inlersem eğer) wer ez bı mırın we ger bı kalım(ben ölürsem sızlarsam eğer) herçı weku ez bı kım rewaye(her ne yaparsam ben revadır) maquli jıbo mera fenaye(benim için mantıklı yol,yok olmaktır) carek lı dıle mı jı guzer ke(benim gönlümün içinden de geç bir kez) serçeşmeye çeşme mın nezer ke(gözlerimin baş pınarına bak bir kez) derde dıle mın ku be dawaye(gönlümün derdi neden dermansızdır) çeşme tere mın çıma ceraye(ıslak gözlerimin macerası nedir) diwaneme mın peri bı der da(divane oldum ben periyi elden kaçırdım) ez dicle'me zenbere me ber da(dicleyim ben zenbereği bıraktım) westani u nergızi u seqlan(dicle kıyısındaki yer isimleri) derwaze u omeri meydan(dicle kıyısındaki yer isimleri) van seyregehan tu le dı kı geşt(sen oralarda dolaşıyorsun) ez mem'e jıbo mıra der u deşt (tek başıma kaldım burda bu ovalarda") rivayete göre ehmede xani "mem u zin" i 1690 yılında yazmaya başlamış ve bitirişi 1695 yılını bulmuştur.ayrıca kitap 1919 yılında istanbul'da arap harfleriyle, 1958 yılında şam'da arap harfleriyle,1962 yılında moskovada latin harfleriyle basılmıştır daha sonraları 1968,1973 ve 1990(en son ne zaman basıldı bilinmiyor 1990 baskısı) yıllarında m. emin bozarslan tarafında türkçeye çevirilerek basıldı. Filmi, içerdiği bir çok hataya rağmen, izleyenlerin canını okumuştur diyebiliriz...zira mazlum çimen'in insanın içine işleyen müzikleri, filmin çekildiği mekanlar, sahneler (hele filmin başındaki newroz sahnesi, dağlardan ellerinde meşaleler ile inen insanlar) ve o hep bildik destanın musa anter anlatımı...sonrasında show tv de bir çok defa gösterildi bir de beko vardır bu şaheserde; kötüdür, ispiyoncu*dur, yapmadığı kötülük yoktur (her destanda vardır bunlardan en az bir tane olmak üzere) ama filmin sonunda affedilir ki bence bu destanı farklı kılan noktalardan biridir bu... zaten filmde zin'in babası söyler, "bir beko gider, yenisi gelir"... ehmedê xani mem u zin nin girişinde derki: ben bu kitabı diğer kürt aydınları gibi farsça-arapça(zamanın gözde dilleri) yazmıyorum kendi dilimle(kürtçe) yazıyorum ki daha sonra çıkıpta sizin diliniz yok sizin edebiyatınız yok demesinler. (alıntıdır)... şimdi çıkar birileri kürt dili ve edebiyatı vardır ama yeterince yazılı kaynak(kitap,şiir,yazıt vs.vs.) yok der doğrudur efendim, nedense kürtler zamanın ve mekanın baskın dilleriyle yazarlar. yine bunda mecburiyet ve keyfilik olabilir. nasıl ki bugun türkiyede yaşayan kürtler türk dili ve edebiyatında etkili oluyorlarsa (ki onların seçimi değildir bu. okuma ve yazma dili türkçedir) geçmiştede bu olmuştur. Hikayenin Filmini izlemenizi şiddetle tavsiye ediorum. | |
| ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |