09 Ocak 2021, 02:16 | #21 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Dostlar Dostlar Fethi Naci'ye Geldin mi, iyi Yollarından yürüyüşler sızdıran sonbahar Bir tenhalığı eskisinden çok sezmeyi Bakımsız bahçeler mi olur, büyük ahşap boş odaları mı olur Ne olur Ey bana sevmeme gücü veren güzellik Eski bir kadını eski bir park kanepesinde bırakan sonbahar Aldatılmış bir yüzü yağmur oluklarında O yüz ki bir denizin tekrar tekrar bittiği Gece yarısı kokularında Yosunlu bir kıyıda ancak Dilinde çakılların ve derinliğin en son tadı İşte Bir vakit daha geçti, şimdi ne yapsak Ne yapsak, bir vakit geldi ve geçti Ey bana sevmeme gücü veren güzellik Sonbahar Sen mi kaldın bir Yok birşey yapacak. Bin dokuz yüz yetmiş bir yazı, ey unutulmayan yaz Bıraktığın gibi mi kalsak Bir çiçek milyon kere katılaştı eridi Açtı dağıldı Yaşamadı hiç belki Bir ışık olsun yakmadı Tuzlu ve ıslak bir ışık Tankerler geçti kıyılardan gene Suyu zonklataraktan Gül koktu saçlarında taşıdikları benzin Senin saçlarında Alnın üstünden kuzular inen bir tepe gibi eğildi Boynun bir uçurumdan çekiliyormuş gibi gergin Bitti o yaz, şimdi Yerleşti çoktan Bize sevmeme gücü veren güzellik. Tenha bir meyhanede oturuyorduk sevgilim İzmir'in eski rıhtımında Bilirsin, severim çok İzmir'in eski rıhtımını Hani bir çesit kuşlar vardır bulanık denizinin İnsanlar gibi konuşur o kuşlar bazen Ve unutulmuş diller gibi pek anlaşılmaz ne konuştukları Millerce yıl öteden bir tenhalığı sözlendirirler Hatırla Ne demiştim o gün ben sana "Her tenha semtte kurulmamış bir saat yakışır" Benim o bunaltılı günlerimden kalma bir mısra Ve sense bana Aragon'un -Parisli şair, yüzü aslan dolu- Sımsıcak, dipdiri bir mısrasını anlatmıştin Seninle ve parmaklarınla Bardakta duran suyun bir akarsuyu Nasıl kıskandığını anlatmıştın boyuna Nasıl mı Dedim ya, seninle ve parmaklarınla Neden olmasın, yeni yakilan bir sigarayla da anlatılabilir şiir Apansız bir yolculukla da Bir karpuzu ikiye bölmekle, bir portakalı dilim dilim ayırmakla Anlatılabilir Ama bizim memleketimizde şiir Yazık ki ölümle anlatılır biraz Ölümle anlaşılabilir Olsun, diyeceksin ne çıkar bundan Biz hayatı şiirden Şiiri hayattan özümlemedik mi Ölümde girse araya Sahici aşklar kurmadık mı seninle Tertemiz, dosdoğru aşklar İzmir'de İzmir'in eski rıhtımında Unutmak için şimdilik Kolayca unutulmaz ya İçimizdeki bin dokuz yüz yetmiş bir yazını. Yeni bir yüzmüydü ne Kuru bir bozkırı çıkarıp göğsünden Yeni yazdığı bir şiiri düzeltiyordur Ahmet Oktay Alnını dayayaraktan cama Kalemsiz kağıtşiz yazar çünkü Ahmet Oktay İçinden geldiği gibi Ve mısra çeker durmadan, hafifçe eğri sırtını doğrultarak Nemlenir kimi zaman da gözleri Şiir yürür, şiir sever, şiir içer mi Şiir mi Yürür de, sever de, içer de elbet. Kocaman bir sevgi miydi ne Dünyanın bütün zamanlarını dolaşan Bastırıp gögsüne bozkırın Ey, baksana, diyor, ne biçim kent bu Geçerek caddelerinden Dalarak meyhanelerine Ne biçim kent bu Bilmiyor ki nice insan kolsuzdur Sevgisizliğe, bir sevgisizliğe kullanırlar kolu. Hohlayıp siliyorum iyice Gözlüğümün camlarını Göğe bakıyorum gözlerimi kısarak Güneye gidiyor bir leylek sürüsü Yeni Caminin üstünde Son bir defa daha süzülerekten Erimeye yüz tutuyor kentin pembe kapıları Günbatımı! Günbatımı! yeni konuşmaya başlayan bir çocuğun diliyle Kolumu tutuyor Fethi Naci, şu manzaraya bak, diyor Tam Galata Köprüsünün üstünde Diyor ya, biz alıştık, yüreklerimize bakıyoruz gene de Uykusuz gecelerimize bakıyoruz: onurun uykusuzluğu Susturulmanın Ve gün batımıyla leylek sürüsü Hüzünlü bir görüntüyü akıtıyorlar Nacinin yüzüne Kırılmak ama birlikte Birlikte, ama kırılmamak ve sanki kalplerimiz her yani dökülen bir otobüste Öyle İşte son damlalarını da bırakıyor güneş Karanlık bastiracak neredeyse Tırmaniyoruz Yüksekkaldırımı İyi biliyoruz, sevgimiz de öfkemiz de yalnız bizim olmamalı Güneş çekiliyor iyice Ne manzara kalıyor, ne göğün evlerindeki kızartı Ak bulutlar kara bulutlar Ötede bir bulut yavrusu Bilinmeli, diyoruz yeniden Yeniden başlamalı, yeniden Dostum, görüyorsun ya işte Bozuldu birkere umudun ordusu. Gelsene , diyordu İzmir'deki sevgilim Son mektubunda Kemetaltındaki kahveleri anlatıyordu İnce belli çay fincanlarını Kim bilir, belki de avutmak istiyordu beni Unutup kendi mahzunluğunu O kadar çabuk yeşerir ki, diyordu umut Öyle çabuk çiçeklenir ki Güçtür çünkü, herşeyden daha güç Denize, göğe toprağa karışmış bir kalebentlik Üstelik biliyorsun da Öfkeliyiz, öfkeyse sonuçtur er geç Bir aşk gibi yaşamak gerek öfkeyi Sevginin ağıtıdır bir bakıma Ve bir gün de gelebilir ki sevgilim Kapkara bir davet olabilir kin Zulmün ve tutsaklığın diyeti olabilir Sen bunu bilemezsin Bilsen de şairsin, havalar da, soğudu, kendine iyi bak Ve sakın unutma: sıra öfkenin. Bin dokuz yüz yetmiş bir yazı Yok böyle bir sevgilim benim Ama dayanıklı, ama gözü pek, ama umutla dolu Olunca böyle bir sevgilim olsun isterdim. Elimde bir çanta, şurda burda dolaşıyorum Hep bir yerlere gideceğim sanki Güvercinler konuyor saçlarıma bileklerime Uçuşuyorlar Bir çınar yaprağı düşüyor ayaklarımın dibine Kupkuru Elime alıyorum, çiziyorum üstüne kalbimi Kalbim, diyorum Yorgunsa da, yaralıysa da, hepimizin aşkına sevgili. Edip Cansever |
|
09 Ocak 2021, 02:17 | #22 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bilmez miyim hiç Bilmez Miyim Hiç Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok Kıyılar da bomboş, kır yolları da Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler Yol kenarında bir kapı, tahta Peki, kim yitirmiş evini, ya da Hangi yitikle yok olmuş o yapı Kimbilir Vuruyorum yokuş aşağı, kıyıya Bir taşın üstüne oturuyorum Ben oturur oturmaz Çıkıyor kuytularından bütün görünümler Ve ufak bir oyun oynuyor bana doğa Alıp alıp götürüyor gözlerimi bıkmadan Kısalıp uzayan bir çift yılan balığını andıran gözlerimi Güneşin şavkından yuvarlanan çakıllara Tam o sıra bir vapur yanaşıyor iskeleye uzun sürecek bir sonbahar taslağı gibi Denize yeni sürülmüs bir tarlaya benziyor, uyanık, diri Ve işin tuhafı bense Alışıyorum gittikçe Her gün bir parça daha alışıyorum yalnızlığıma Ürperiyorum bir ara arkamdaki ayak sesinden Ve bu yüzden mi bilmem Durup bir süre çevreme bakar gibi yapıyorum Sürüyle kus havalanıyor defnelerin içinden Sürüyle, evet, hatırlıyorum birden Nicedir unutmuşum saymayı bile günleri Dağılıp gitmişler herbiri bir yana Kuşlar gibi, onlar da Benimse ne gidecegim bir yer Ne de özlediğim bir şey var Öyleyse neden yazıyorum bu sözleri ona Bu biraz sevdaya benzeyen, biraz da sevdasızlığa Böyle gelişigüzel, böyle kırık dökük Sanki hiç kimselerin kullanmadığı bir gün kalmış bana. Uzun bir cumartesiyi hatırlıyorum, saat on iki Dalıp gidiyorum, düsünüyorum da, saat on iki Bir sigara yakıyorum, bir kağıda bir iki dize yazıyorum Yerini iyi bilen, onurlu bir iki sözcük daha Ama hiç kımıldamıyor, akrep de, yelkovan da Yani tam böyle birşeye benziyor zaman Yılgın ve çarpıcı renkler içinde pek kımıldamayan Çıkageliyor sonra, saat on iki. Anlıyorum Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi Yalnızca bunun için uzun Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da Örneğin Bir sevgiyi yontup onarmak için Döğüşmek de sevgidir Ve benim bildiğim kadarıyla Her şeydir bir insan, her şeydir Yalandır kısalığı yaşamın Ve özellikle insan dediğimiz şey İnançlı bir insan soyunun parçasıysa. Sonunda başbasa kalıyoruz gene Başbaşa kalıyoruz doğayla ben İşte az önce yağmur da başladı, cumartesi günlerden On temmuz cumartesi Bir vapur daha kalkıyor iskeleden Ve yağmur hızlanıyor biraz Uzanıp yatsam diyorum otların üstünde çırılçıplak Tam öyle yapıyorum Şimdi yağmuru seviyorum, şimdi yağmuru seviyorum, yağmuru seviyorum. Edip Cansever |
|
09 Ocak 2021, 02:18 | #23 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Dönelim Dönelim Dönelim Döndürsün bizi Kalbin akıp giden bulutlara benzeyen sesi Yağmursuz bir yağmura açılmış kapılardan Ve akılda kalan bir yokuştan Ve yalnız çocuklara özgü o sonsuz sinema koltuklarından Ve çocukluktan Dönelim Dönelim mi biz Gençlikten, oralardan Mutluluğu bir kabuk gibi saran mutsuzluklardan Dönelim mi acıya Acıya, büyük acıya Ve soralım mı acaba Ey büyük yalnızlık insansan eğer Bir kaya Dalgalar yalarken onu O bakarken kaskatı kalabalıklara Ah, kalbin bulut bulut akan sesi. Bütünüyle bir semte benziyor Ruhi Bey Binlerce, on binlerce kedinin hep birden kımıldadığı Kedilerden örülmüş birsemte Ve soğuk bir tuvalde yerini bulamamış renkler gibi Soğuk ve ayakta tutan çelişkileri Bir görünümden bir başka görünüme kolayca sıçranan Her şeyin, ama herşeyin çok dıştan farkedildiği Eh belki de bir satır fazlalığı ya da bir satır eksikliği Belki de genç bir şairden ödünç laınan. Yürüyor mu, yürümeyi mi düşünüyor Ruhi Bey Düşünmesi daha mı sonra koyuluyor yola Nereye gidecek ama, nereye varacak sanki Yoksa bir oyun tadı mı buluyor bunda Oyundan atılmaktan korkmayan bir oyuncu gibi Boşvermiş de sanki oyunun kurallarına Üstelik son bölümde, perdenin kapanmasına Azıcık vakit kalmış Ya da vakit var daha. Ama ne çıkar Gövdenin yazgıya başkaldırması mı Ruhi Beyin Başkaldırması mı yoksa Vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı mı Vaktinde anlamanın sevinci mi Ya da biraz geç kalmanın O gereksiz tedirginliği mi Hangisi Ama belli ki sonundayız her şeyin En sonunda. Edip Cansever |
|
09 Ocak 2021, 02:19 | #24 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir taş atarsın Bir Taş Atarsın Bir taş atarsın, taş nereye düşerse Mutlaka bir köşebaşıdır Çünkü yüreğin daralmıştır ve kıştır ...Kullanılmamış bir sicim gibidir soğuk ...İşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır. Şimdi bir şamandıra denizin yüzünde Durulmamış bir anı gibi kendini salmıştır. İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğu Yalnızlık bir başına kalmıştır. Edip Cansever |
|
09 Ocak 2021, 02:20 | #25 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Sevgi Sevgi Nasıl söylesem bilmem, Ve anlatsam ne ile? Bu öyle bir duygu ki Gelmez kaleme, dile... Sen varsın bakışımda, Her nefes alışımda, İçimde ve dışımda, Günahlarımda bile! Gözümde, hayalimde Hiç sorma ki neler var... Sendedir ufukları Ve ancak sana kadar... Dünyayı iki şeyden İbaret bilirim ben; Biri, herşey olan sen! Biri, sen olmayanlar! Enis Behiç KORYÜREK |
|
09 Ocak 2021, 02:21 | #26 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Neyiz Neyiz Tarife kalkma bizi; Ne şuyuz, ne de buyuz Adem denen denizi Arayan birer suyuz Döner, kıvrılır fakat Daire olmaz bu hat Ne kadar sürse hayat, O yolun yolcusuyuz. Enis Behiç KORYÜREK |
|
09 Ocak 2021, 02:22 | #28 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Hatıra Hatıra Geçsin günler, haftalar, Aylar, mevsimler, yıllar... Zaman, sanki bir rüzgar Ve bir su gibi aksın... Sen gözlerimde bir renk, Kulaklarımda bir ses Ve içimde bir nefes Olarak kalacaksın... Enis Behiç KORYÜREK |
|
09 Ocak 2021, 02:23 | #29 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir gelsen Bir Gelsen Her tarafım ateşler içinde Yanıyorum sanki seni düşündükçe Bir mucize olsa bir gelsen İmkansızı aşıp bir gelsen Söndürmek için değil Aşkınla ateşleri körükleyip Kalbimi yakıp kül etmek için Bir gelsen, ah bir gelsen Ensar Aktaş |
|
09 Ocak 2021, 02:24 | #30 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Beni bırakıp gitme Beni Bırakıp Gitme Ne olur Bu kış ortasında Soğukta Beni bırakıp gitme Gitme ne olur Üşüyorum Üşüyor, titriyorum Gerçi, Döneceğini bilsem Seni bu karda, kışta Dağ başında Yıllarca beklerim Donana dek beklerim Ama biliyorum ki Dönmeyeceksin Geri gelmeyeceksin Ne olur Beni birakip gitme Gitme ne olur İşte hançer Al öldür istersen Beni ölümden de beter Etme ne olur Ne olur Beni birakip gitme Ensar Aktaş |
|
Etiketler |
sair, Şair |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Sivilce değil akne değil! Göz çevresindeki bezeler ne anlama geliyor? | Hestia | Güzellik, Sağlık ve Bakım Önerileri | 1 | 21 Kasım 2020 21:05 |
Janties: Şort Deseniz Değil, Bikini Hiç Değil! | vioLeta | Moda Trendleri | 5 | 08 Nisan 2019 13:01 |
Yağmur Yağsa Kış Değil Mi? Kişi Halini Bilse Hoş Değil Mi? | PySSyCaT | Atasözleri ve Deyimler | 0 | 01 Ekim 2014 23:11 |
Bayram değil, seyran değil Kral bizi niye öpsün? | Lilith | IF Ekstra | 2 | 27 Mart 2013 00:09 |