11 Haziran 2012, 15:03 | #1 | |||||
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Bejan Matur'dan
Allahın Çocukluğu İnsanın dönüp döneceği yerdir Çocukluğu. Sabah ezanı Bu yüzden Müslümanlara Allahın selamını öğretir. Allahın çocukluğu Gündoğumunda Ölüleri anmakla başlar. Ve anne ölür Ezanda ölür anne Selamı üzerine olan her çocuk Allahı düşünür. Dili vardır taşların. Sabahları en çok Islak bir huzurla Yatarken onlar İçleri ıslanmış kadınlar Pörsümüş yorgun erkekler Kutsanmak umuduyla Kıvrılır uyurlar. Hepsi laf bunların. Bana kalsa Ağır bir abdest kokusu İnce belli sürahiler Kadınların nemli apışaraları kokan Pazen donları. Burada Sözolmamış sesin kederiyle Başlar gün. Ve denir ki; Kaderinizi sevin Sevin kaderinizi Ve hayat için Tatlı bir tesadüf deyin. Ağır bir abdest kokusu İnce belli sürahiler Kadınların apışarası nemli pazen donları Ve mantarlı ayakları erkeklerin. Şadırvanda alaca su: Damlar Damlar. Ellerin beyazlığındadır ölüm Gövdenin kıvrımında. Benim erkeğimi isterken titreyen İçimin suyunda Ben unuttum her şeyi. Geldiğim yeri Annemi, babamı, Mezarlığa gitmeyi. Orada yapayalnız kaldı meşe Ölülerin arasında ölümü en iyi anlatan meşe. Bir ağaç nerede duruyorsa Benziyor oraya. Meşe mesela Akdeniz’de taşların arasında Farklı mı taşlardan? Selvi, ölülerin karanlık bir ah’la Durdukları son anın ipidir. Salkım söğüt, yaslı söğüt Suya kaptırmış içini, kırılgan. Benzer her şey baktığına. * Ben anneme benzerim Babama da tabii. Ve büyük halamın evinde yaşayan kediye de. Aslında şu yeryüzünü denizlerle düşünmemiz yok mu Hata ediyoruz. Dünyanın nefes aldığı bir ilk andı denızleri yapan. Dağları yapan bir öfkeydi Böyle söylüyor ilk kitaplar. Her dilin kendinden önce, Çok önce bir hayatı var. Ve onu sadece Bu kitaplar konuşuyor. Susarak bakıyoruz biz Hatırlamayarak. Şairler bir bok anlamıyorlar aslında Dünyanın çocuk kalmış bir acısı var Ve bu ezanda çıkıyor ortaya. Allahın selamı ölülerin üzerine oluyor Aşk diye bir şeyin farkına varıyor insan Dönmeyi öğreniyor Yerden kurtularak Durmadan dönerek Çölde yaşayanlara fısıldanmış bir hakikatle Kurur toprak * Nehir dediğin çölde kaybolur. Toprağını gizler nehir dediğin. Hiçliği tarif eden hiçliği anlar. Yokluğa bürünmek o ilk anda. Bir nehir tanıyorum Kayboluyor Bir çölün şehvetli karnında. Bir ayan olma hali belki, Ona en yakın göl Kayıklarını tutarak içinde, Balçığını yutuyor. Ama biliyor ki, Bir göl yutunca suyunu Ortada kalır Bir göl yutunca balıklarını Kararır. Tüm göllerini göremeden yeryüzünün Öleceğiz. Ne acı. * Gündoğumuyla gelen huzura da Günbatımının sancısına da Yabancısın. De ki; Sabahın efendisi sen değilsin Kimse değil. Yol gidenin Gün dönenindir Şiir hayatın Ve görenin. Allahın selamı Müslümanların ülkesinde Ölülerin üzerine olsun diyerek Kanatır günü. İnsanın çocukluğu annenin ölümüyle başlar Bitmez çocukluğu annesi ölenin. De ki; Sabahın efendisi sen değilsin Kimse değil. Kanamış bir solukla bakmaktan Yoruldum. Kimsesi yok kimsenin | |||||
|
11 Haziran 2012, 16:29 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Bejan Matur'dan Ama şimdi durduk yere hatırlatılmaz ki... Ben de en sevdiğim şiirini paylaşayım. Dünyada Olmak Acıdır. Öğrendim. Yeryüzündeki tüm kızıl taşlara Tanrının kanı sürülmüştür. Bu yüzden kızıl taşlar Çocukluğumuzu öğretir. Tanrı, biz çocukken, Yanımızda dolaşır. Küpemize dokunur Ve kolyemize. Pabuçlarımıza ve kurdelamızın Kızçocuk olmak kıvrımına girer Saklanır. Kızıl bir elbise ve yatak almalıyım, Kızıl bir yüzük, Ve lamba. O zaman olmalı ki, Annenin zamanı başlar ve tükenir. Beklemeyi bilen kan, Taş olmayı da bilir. Dünyada olmak acıdır. Öğrendim. Kızıl karanlık Mavi karanlık Ve başlangıç Bir anlamı olmalı ki bunların, Bırakmaz bizi annemiz ve tanrımız. |
|
12 Haziran 2012, 00:27 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Bejan Matur'dan Sözcükler Acımızı Doldurmayacak Siyah örtüyle kapatılmış, ölme hazırlanan bir gelin gibi duran masada, konuştum onlarla. Yanımızdan bir şair hırsız gibi geçti. Sözün uçurduğu gövdesiyle. Şairlere baktım. Hepsi bir gölgeyi dolaştırıyor. Bir köpeği dolaştırır gibi. Sözcükler acımızı doldurmayacak. |
|
12 Haziran 2012, 00:30 | #5 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Bejan Matur'dan sana geldiğimde kanatlarını, siyah taşlarla örülmüş o ıssız şehrin üzerinde açacak, bulduğum bir ağacın dallarına tüneyecek ve acıyla bağıracaktım. her kadın kendi ağacını tanır. uçtum o gece. karanlığın girmeye korktuğu şehri geçtim. gölge olmayınca ruh yalnızdı. uludum. |
|
19 Haziran 2012, 21:12 | #6 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Bejan Matur'dan An ve Masal |
|
20 Haziran 2012, 23:37 | #7 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Bejan Matur'dan Bir kuyuya eğildiğinde Yüzünü görecek su yoksa Çekil Öldürse de su seni Görerek öldürür Susuz kuyudan kork Kuru düşünme cehennemi Nemlidir Ve ayak izleri vardır Önceden Gidecek olan herkesin |
|
28 Haziran 2012, 21:51 | #8 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Bejan Matur'dan Mavi dövmeleri |
|
29 Haziran 2012, 12:17 | #9 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Bejan Matur'dan Yüzüm eskiydi |
|
01 Temmuz 2012, 22:16 | #10 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Bejan Matur'dan Kör bir Maraş bıçağının üzerinde |
|
Etiketler |
bejan, maturdan |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Matur Kelime Kökeni | Sarya | Nedir? | 2 | 24 Şubat 2022 15:11 |
Aynı Topraklarda – Bejan Matur | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 01 Aralık 2014 14:35 |
Bejan Matur - Her Kadın Kendi Ağacını Tanır. | Nava | Şairler ve Şiirleri | 1 | 24 Ağustos 2012 15:36 |