![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Flörtözün Anıları (Ben bunları anlatacağım anlatmasına ama gene kimse umursamayacak, biliyorum... Sadece arınmak için yapıyorum... Kimse bana yardım etmeyecek biliyorum... O bana yasak bir elma... Bense zavallı Adem gibi cennetimden sürgün edildim... Üstelik o yasak meyvenin tadına dahi bakmamışken daha... Tanrı henüz benim için bir Havva yaratmamışken... Elbette anlatacağım, ama anlamak istemeyecek kimse... Çünkü benim portrem, ahlakım, ruhum, eğilimlerim hiç onların hayal ettiği sahnelerle yaşamaya uymuyor... Uymuyor ama insanoğlu işte, belli olmaz. Burada papaza günah çıkarmıyoruz. Dünyada her şeyin bir hududu vardır... Ama konuyu "belli olmaz" ile kapatıyorum... ) :CHJ: (Ben bunları anlatacağım anlatmasına ama gene kimse umursamayacak, biliyorum... Sadece arınmak için yapıyorum... Kimse bana yardım etmeyecek biliyorum... O bana yasak bir elma... Bense zavallı Adem gibi cennetimden sürgün edildim... Üstelik o yasak meyvenin tadına dahi bakmamışken daha... Tanrı henüz benim için bir Havva yaratmamışken... Elbette anlatacağım, ama anlamak istemeyecek kimse... Çünkü benim portrem, ahlakım, ruhum, eğilimlerim hiç onların hayal ettiği sahnelerle yaşamaya uymuyor... Uymuyor ama insanoğlu işte, belli olmaz. Burada papaza günah çıkarmıyoruz. Dünyada her şeyin bir hududu vardır... Ama konuyu "belli olmaz" ile kapatıyorum... ) Gecenin buz gibi soğuğunda oturduğum bankın karanlık yolunda yürümeye başladım. Düşündüm de hayvanların aşkları ve sevgileri insanlarınkinden daha gerçekti. Yalan, ihanet, ego, hırs, kıskançlık, bencillik, birbirinin canını yakmak yok; sevginin en saf ve temiz hali var... Böyle bir şeye içgüdü demek kadar saçma bir şey olamazdı bana göre... Gecenin ayazında uzun uzun düşündüm bunu... Karnımız toktu biz insanların ama kalbimiz açtı... O ana kadar tutmaya çalıştığım yaşlar gözümden ptır pıtır dökülmeye başladı... "Ben de sadece sevilmek istemiştim" dedim içimden... Ama elimde kandırılmış, ihanete uğramış, üstünde tepinilip tekmelenmiş ve yaşadıklarının şokuyla "Sadece küçük bir an" içinde bitmeyecek sandığım; bütün duygularını yitirip nasır tutan kalbim kalmıştı sadece... Bu bir kedinin büyük aşkı gibi bir şeydi... Flört etmeyi seven bir yanım var ancak kadınlarla olan ilişkimi sorarsanız oldukça iyi başlayıp; tuhaf biten bir yanı var... Ben bazı şeyleri deniyorum, çabalıyorum ancak kimse bana inanmıyor... Benim ortadan kaybolacak bir hayat arkadaşım olmadı hiçbir zaman... Çünkü ben kalbimdeki hiçbir cesedi sahipsiz bırakmadım... Geriye dönüp baktığımda böyle büyük riskleri nasıl alabildiğime aklım el vermiyor... Acı hissetmeyen, darbe işlemeyen bir vücudum var... Kaderimi yaşayıp yenisini yazmak için çok uğraşıyorum... Aslında tuhaf olan ben değilim; hayat insanı bir tuhaf yapıyor... Ben de bitiyorum... Şarkılar dinlerken tüylerim diken diken oluveriyor... Ne fıçı biralar, ne bardak dolusu rakılar sarhoş edemiyor, zaman zaman gözlerim doluyor... Bir ara göğsüm sıkışıyor, yüreğim acıyor... Sonunda kendimi tutamıyorum... "İyi ki bunları yaşamışım" diyorum sonra... Sorun bendeyse kurtarın beni o zaman... Yek atmaktan sıkıldım artık... Sevişmek bir sanattır ve kadın bu sanatın bir çiçeğidir... O duyguyu ben bir kaç kez yaşadım... Gerçi paralı bir sürü sevgilim de vardı, ama o kadar iğrenç bir hayattı ki bu, kendimden hep nefret ettim... Beni hayatımda sadece tek bir kadın sevmişti ve o da şu an bir mezarda... O kollarımda öldüğünde, o duyguyu asla anlatamam... Geç kalmıştım... Kendini çoktan kesmişti... Her yeri kan revan içinde yanıma kadar geldi, elleriyle başımı tuttu ve bana bakıp "Seni seviyorum" dedi ve acı bir ölüm öpücüğü kondurdu dudağıma... Gülümsemeye çalışıyordu hala... Yardım çağırana kadarsa çoktan ölmüştü... Bense ağlamaktan ve haykırmaktan başka bir şey yapamadım... O günden sonra insana ve hayvanlara ait tüm biyolojik yapıyı araştırmaya başladım ve öğrendim... Paranormal olaylara olan ilgim daha da arttı... Favori rengim artık siyahtı... Kalan umutlarımdan birini seçip hepsini kaybeden birisi oluverdim o günden sonra... Yalnızlıktan adımı dahi unutmuştum... Ne Hande, ne Arzu, ne Esra ne de bir başkası tatmin edebildi, mutlu edebildi beni... Çünkü onlar beni yalnızca param için seviyorlardı... Para yoksa onlar da yoktu... Cinsel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz tiplerdi... Tek gecelik aşk masallarıydılar... Derken şaşkaza üniversiteye başladım... Bir kaç yıl sonra karşıma biri daha çıktı... Farkında değildim ama hayatım bir kez daha altüst olacaktı... Üniversitede ilk iki sene harika bir performans sergilemiştim... Derken bölümü okul 12.si olarak bitirecektim ki, işler umduğum gibi gitmedi... Okul uzadı... Onun benden nefret ettiğini biliyordum ancak nedenini asla bulamadım... Ben nefret edilecek ne yapmıştım ki? Sadece duygularımı ifade ederken biraz zorlanmıştım... Çünkü onu diğerleriyle bir tutmuyordum o farklıydı... Neden böyle sevdiğimi ben bile tam olarak bilmiyorum... Aşk denen şeyin tanımı da bu değil mi? Sebebi olmayan sevgi... O kadar güzeldi ki, onu tanımadan unutmak istedim bir an... Hayat mars etti yine, hem de zar tutarak... Sonra biriken cesaretimi topladım, kendime hakim olamadım, dayanamadım, yeniden aşık oluyordum, o bana yeni bir hayat verebilirdi ve yanına gittim. Sonuç: Olmayacak gibiliydi... Her neyse kendime baya bir süre gelemedim tekrar... Dilim lal oluyordu, gözlerimse kör, kalbim dört nala koşuyor gibiydi... Çok fazla olmasa da az buçuk anılarımız oldu, olmadı değil... Ama sadece bu kadar... Ama bende bıraktığı etki paha biçilemezdi... Patlayan bir volkanın lavlarının altında ezilen bir adamdım... Bir kaç defa daha başkalarıyla denemeye çalıştım, unutmaya çalıştım ama her seferinde karşımda o vardı... Her seferinde ihanete uğradım, gözlerimin içine baka baka yalanlar söylendi, arkamdan işler çevrildi, kullanıldım, sömürüldüm.... Bir türlü bu lanetten kurtulamadım... İyi başlıyor sonra kötü bitiyordu tüm ilişkilerim... İnsanlar beni acemi biliyor, halbuki ben vaktinde yapmam gereken tüm rolleri yaptım ve hala da yapıyorum... Sevişme konusunda asla acemi değilim... Herkesin ilk başta kanının kaynadığı sonra bir sebep bile bulmadan, açıklamadan dışladığı nefret ettiği lanet olası birisiyim ben... Bir köpek gibi kovalarım ama yakalayınca ne yapacağımı bile bilmem... Ben sadece yaparım... Kanayan damarımı kapasam da bir iç kanamayı ben bile engelleyemem... Maskelerimse düşmek üzere... İnanın bana Şeytan bile yanımda masum kalır... Öyle lanet olası bir hayatım vardı ki; hala bazı şeyler değişmiyor... Tüm geçmişi unutsam bile, ne kadar düzelmeye çalışsam da, ne kadar denersem deneyeyim olmayacak gibi nitekim hep fiyasko; ben ona kalasıcağım o da bana kalasıca bu gidişle... Burcum kova, elementim hava yani rüzgar... Onun da burcu terazi ve onunda elementi hava yani rüzgar... Ama rüzgarların savaşı her zaman kasırgalı olur... Aslında o göründüğü kadar da yumuşak değildir: Otoriter bir yapısı olmasına rağmen bunu tatlılıkla gizler. Hükmedici özelliği ve sevimli karakteri hoş bir şekilde birleştiği için herkesi parmağında oynatabilir. Kendi dediğini tatlılıkla ama mutlaka yaptırır. İnanılmaz derecede dürüst olabilir bazen ancak düşündüğünü her zaman söylemez. Nazik bir diplomatdır. Uyum ve güzellik onun için çok önemlidir. Huzurlu olması için bunlar gereklidir. Sanatla uğraşmasa bile sanata düşkündür.Olayların farklı yönlerini, geçmiş ile geleceği, bilinenler ile bilinmeyenleri karşılaştırmaya ve bunlar arasında tam bir denge oluşturmaya çalışır. Bu yüzden zor ve geç karar verir. Diğerleri onun sürekli her şeyi enine boyuna tartmak istemesini, tereddütlerini ve kararsızlığını anlamayabilirler. Bense zaman zaman kaosu ve deliliği bir silah olarak kullanmayı severim... Özelliğim çılgınlık ve dehadır bazen... Umursamaz olamam, bencil olamam... Her türlü düzene ve kurala karşı çıkıyorum. Bu da onu ürkütüyor. Rollerimiz çok farklı... O, görüntüsüne önem verir ve kendisine iyi bakar. Bu yüzden yaşlandığı zaman bile o hoş görüntüsünü korur. Oysa ben pek fazla kendime bakmam bile... Fiziksel olarak aynı düzeydeyiz... Astrolojik açıdan benim güneşim Terazi burcunun 5. evini yani gerçek aşk evini aydınlattığı için ona bu derece bağlıyım galiba. Dışarıdan bakıldığı zaman soğuk, ilgisiz ve fazla mantıklı görünsekte aslında daha sıcak bir ilişkimiz olabilirdi. Terazi ise benim 9. evime yani felsefi düşünceler ve uzak yolculuklar evime düşmektedir. Eğer bir şeyler yanlış giderse bu birbirimize uygun olmadığınız için değildir. İkimizde hava elementiyiz ve aynı element olan burçlar birbiri ile iyi anlaşır. Birbirimizi açık, net ve tarafsız olarak anlayabiliriz. Birlikte hayatımız zengin, dolu ve gürültülü olacaktır. Yani eğlence dolu! O gün gelmeyeceği için sorun da yok... Ben bu şehrin, bu insanların kara şövalyesiyim o kadar... Kimse bana kolay kolay güevenemez çünkü çok gizemliyimdir, çok pis sezerim ve ben bir şeyi sezersem genelde doğru çıkar... Unutsam unutamazsın deniyor; unutmasam unutman lazım, boşver deniyor... İşte ben de bu yüzden böyle oluyorum... Mesele kimsenin beni anlamaması, önyargılaması, bana deli ve takıntılı muamelesi yapması... Mezardaki bir ölüyü hala sevmektense; yeniden sevmek daha akıllıca... Ama hiç kimse bana bu şansı tanımıyor artık ne yazık ki... Tuhaf, anlatılmaz bir duygu... Sürprizleri severim ama yekpare zaman denilen şey nedir? Hile oyunu kazandırsa da; kaderi değiştirmez öyle değil mi? Yalandan da olsa gülümseyip, kalkıyorum... Yalnızlık denen ------yla yaşamasını öğrendim... Gerçekten sevmeden, "seviyorum" demeyi bir türlü öğrenemedim. Tek kusurum buysa eğer: Özür dilerim... Ben yaşamak isteyipte; Cesaret edemediğin sevginin ta kendisiyim... Yalnızlığın ortasında sıkıştı yine yüreğim... Şiir yazacağım seni unutmak üzerine, Hala sabahları sancıyor yüreğim bir bilinmeyende; Aşkın damarları tıkanmış olmalı, Seni unutmak istiyorum İstanbu'lu unutmak gibi mesela... Sen kahkahalarında bir adım öndeyken, Ben seni unutmanın çabasında Hep bir adım gerideyim... Niye hep beni bulur böyle aşklar? Ben ki sana ölesiye umut bağlayan kişiydim bir zamanlar Tüm haklarımı bir bir içime sakladım... Esas yaşamak beni mahvediyor... Yine flörtöz zamanlardayım, idare edin... Son ödeme tarihi geçti bu aşk’ın Daha ne kadar almalıyım sensizliğe bilet ? Uyan da, çok yorgunum bize artık ağlayamam... Sorun bendeyse kurtar beni... Sonuçta tek gideceğiz ölüme... İster kanat, ister oynat Benim değil artık bu mülteci beden... (1.Bölümün Sonu) | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
anıları, bir, flörtözün |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İstanbul Anıları | aSk | EylulFM Paylaşım | 1 | 28 Aralık 2021 15:20 |
Can Yücel (Anıları) | Afrodit | IF Ekstra | 1 | 31 Ocak 2011 11:27 |
Atatürk Anıları. | PopSy | Atatürk Köşesi | 59 | 27 Temmuz 2008 03:53 |
Atatürk'ün Anıları | Burak | Atatürk Köşesi | 7 | 08 Ekim 2006 02:14 |