19 Ocak 2008, 22:26 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | HiçLiğim.. Yürüyorduk… Yan yana olmak yakın olmak anlamına gelmiyordu şüphesiz.... Uzaktık… Uzaklardaydık… Yalnızdık ikimizde… En uzaklardayken en yakın olabilmeyi başarabildiğimiz günler de uzaktı şimdi… Sanırım biraz da yabancıydık ... Konuşmayı beceremiyorduk… Bir suskunluk büyüyordu aramızda git gide.. Ve her adımda büyüyen o boşluk… Söylenmiş yada söylenecek her sözü anlamsız kılıyordu üstelik… Sahildeydik.. Deniz durgundu ve griydi sanki… Veya gri görmeye ben mi meyilliydim biraz? Basit, sıradan, günlük ve ruhumuza dokunmayan kısa cümleler kuruyorduk ara sıra.. Ve belki de deniz kadar griydiler… Günler süren yağmurdan sonra, bulutların ardından şöyle bir görünen güneş kadar iğretiydi gülüşlerimiz yüzümüzde… Hiç istemediğim halde birkaç sitem cümlesi dökülüverdi yine de içimden, tutamadım… Öyle sanıyorum.. Emin değilim.. Beynime üşüşen kelimelerin bir cümle oluşturup oluşturmadığından da…Hangilerinin ses bulup, hangilerinin beynimin kıvrımlarında gizlenebilmeyi başarabildiğinden de... Yoğun iş temposunu anlatıyordu O bana… Mazeret cümleleri değildi bunlar.. Her zamanki gibi benden daha kontrollüydü ve ses bulmasını istedikleri sadece onlardı.. Ve “konuş, bana bırakma “diyordu.. “Bırakırsan hep işimi anlatırım sana”… Güneş aldatıcıydı ve rüzgar vardı biraz.. Bir banka oturduk sonra.. Ben, aramızdaki boşluk, uzaklar ve O… Bir yıkımdan sanık sevgiye verilen mahkumiyetin kayıtlarını anlatıyordu O ve saplarını alüminyum folyoyla sardığı kırmızı karanfiller satıyordu bir kadın.. Uzatılan karanfile yeterince “hayır” olmalı ki cevabım , tek söz etmeden uzaklaştı kadın.. Martılar çığlık çığlığa denizle cilveleşmeye devam ediyordu ve gemiler geçip gidiyordu uzaklardan.. Uzaktılar.. Uzaktaydılar.. Başka bir mevsimde, uzaklarda bir yerde… Vadideki kayısı ağacında kalan tek kayısı düştü toprağa.. Gören olmadı.. Bir yangın başladı uzak, çok uzak bir gezegende… Hızla sarıp sarmaladı alevler dağı, taşı, var olan her şeyi… Çok sürmedi.. Yandı, bitti, kül oldu… Külleri savruldu dört bir yana… Bir deniz feneri yıkıldı başka bir sahilde.. Ve dindi fırtına.. Yakında, çok yakınlarda bir inci gerdanlık kopup dağılıverdi.. Dönüp bakmadım.. Eğilip toplamadım… Yere düşen tanelerin, boşlukta yankılanan sesini dinledim… Belki de benimdiler, bilemedim… Bir martı havalandı kayaların üzerinden, kanat çırptı yorulana dek gökyüzünde.. Uzaktı şimdi, çok uzak… Kalabalıktı sahil… Sevdalar uçuyordu yanı başımızdan… Kalkmayı kim teklif etti… Ben mi.. O mu.. Uzaklar mı.. Boşluk mu fark edemedim… Yada önemli miydi kimin teklif ettiği, bilemedim… Sonuçta kalkmıştık ve yürüyorduk.. Uzaklar o kadar uzak ve boşluklar öylesine derindi ki; yan yana kalsak o tuzaklarda kaybolabilirdik… Kendi ıssızlığımdan bir “hoşça kal” bırakıp uzaklara, caddenin kalabalığında kaybettim yalnızlığımı.. O’ysa.. Uzaktı şimdi.. Çok uzak… Sadece bir düştü… Düştü… Pencereyi açtım… Bir sigara yaktım.. Yağan yağmuru izledim sonra.. Üşüdüm biraz | |
|
19 Ocak 2008, 22:29 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Uzaklar o kadar uzak ve boşluklar öylesine derindi ki; yan yana kalsak o tuzaklarda kaybolabilirdik… Kendi ıssızlığımdan bir “hoşça kal” bırakıp uzaklara, caddenin kalabalığında kaybettim yalnızlığımı.. Sözün bittiği an bu olsa gerek. |
|
19 Ocak 2008, 22:30 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. bu sayfa benim olsun.. hayatın arka bahcesini goren her insanın uyesi oldugu, omru hayatlarında hep suskun olmayı sectiklerinden, hep sesizce izlediklerinden belkide ilk kez seslerini duyurmak icin var olan bir kulup burası ve her uyenin gecmisinde bir seni sevmeler cumhuriyeti sakinligi de vardır ki akabinde kırık kalp sahibi olmuslardır. |
|
19 Ocak 2008, 22:35 | #5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. O gitmiştir. Sana düşen taş gibi durmaktır. Kimse böyle olman gerektiğini sana söylemez ama sen bilirsin “taş” gibi olmak gerektiğini. Vücudun yer çekimine karşı savunmasızdır, boylu boyunca uzanmak ister. Uzanmak da değil aslında “yığılmak”. Yapamazsın. Düşünmen gereken başkaları vardır. Boğazına acı gelir oturur, yutkunursun. Öyle alışırsın ki yutkunmaya acını, o acı boğazına yapışır kalır. Senin bir parçan olur artık, alışırsın. Yıllar geçer büyürsün. Hayat devam eder. Başka acılar olur, başka sevinçler. Her seferinde elin ilk önce telefona gider. Onun güven dolu sesini duymak istersin, sonra yokluğunu hatırlarsın, acı biraz daha artar, sen yine yutkunursun. “Baba biz Erdek’e tatile gidiyoruz annemle. En sevdiğin yere. Ne bulurdun orada hala anlamıyoruz, ama biz seni bulmaya gidiyoruz baba!” “Baba bir görsen öyle başarılı bir iş kadını oldum ki, gurur duyardın benimle. Belki de zaten duyuyorsundur bir yerlerde.” “Baba seni öyle özledim ki, hiç tanımadığım insanlara yokluğunu anlatıyorum burada.” “Baba hani ben hiç ağlamadım ya arkandan, çünkü sen ağlamama dayanamazdın ya.” “Baba, azıcık ağlasam…” |
|
19 Ocak 2008, 22:36 | #6 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Ben sevmeyi beceremedim.. Belki de sevilmeyi.. Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı.. Ben yağmur ağladım, bir şehre yağdı Ben şehre ağladım, bir yağmur yağdı Ben bir ağladım, şehre yağmur yağdı ßen... Yağmur.. Ağladım. |
|
19 Ocak 2008, 22:44 | #8 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. anlık bir değişim iç içe iki ruh duvarları siyaha ya da kırmızıya boyamak konusunda kararsız istese de sevgi sözcükleri yazamıyor,zorlama kendini dışardan bi yerlerden seyrediyor ve anlatıyor nedensiz ölümü kafasında atabildiğinde turuncu yaşıyor hayatı lavanta kokuyor teni gülümsemek gerektiğini hatırlıyor birden bire günler uykusuz geçse de keşke hep böyle kalsa,içine dönmese ben onun yerine diliyorum o bilse de,bilmese de.. |
|
19 Ocak 2008, 22:47 | #9 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Beynimin alt üst olmuş harmanlarında, yoğruluyordum hala Bana bir sevmek gerek diyordum da, başka bir şey demesini bilmiyordum... Oysa yorgundu beden, yenikti yürek Harman zamanıysa çoktan geçmişti... Sen miydin o kapılarda beklediğim, yoksa gelen yalnızlığımın ayak sesleri miydi? Gelseydin sever miydin beni, hiç kimsenin sevemediği kadar, Yoksa sen de mi keskin bıçaklarla, kör kurşunlarla geliyordun bana, Öyleyse yoktu bir daha sevmek, tövbe olsundu da, ben nasıl sevgisiz yaşayabilirdim ki! Harmandım bu akşam harmandım, yoktu dizimde dermanım ağlatmayındı beni, söyletmeyindi beni.. Bir sevmek vardı kör kuytularda, bir özlemek vardı gece zifirlerinde, bir tutku vardı nefessiz bırakan beni! Ben ağlamıştım az önce sana ne gerek vardı gökyüzü, Canımın sızısı bulaşmış olabilir miydi sana da, ruhumdan kayıpda... Baharda ağlamak olur mu be gülüm, balım, can sızım.. Bahara çiçek, güneş, ışık, toprak kokusu yaraşırdı da, Aklımın bilip, gönlümün anlamadığı sağanak sağanak yağmak yakışmıyordu be gök gözlüm... Gözüm müydü ağlayan yoksa gökyüzü müydü çıldıran anlayamıyordum!!! Ben ağlıyordum, yağmur yağıyordu; yağmur ağlıyordu, ben yağıyordum... Fikrimin ince tepelerindeki bahar çiçeklerinin dallarını kırıyordu yağmurun gözyaşları, İçimdeki denizin dalgalarını köpürten yağmur, yüreğimi canımı acıtıyordu! Sonra bir güneş açıyordu, hah tamam işte bahar diyordum!... Ama yine yanılıyordum, bir bulut arkasından bir bulut daha.... Ben yağıyordum, kan yağıyordu, yüreğim kanıyordu, gözlerim bulut oluyordu yağıyordu Allah yağıyordu! Toprağıma ince ince yağmur sızıları işliyordu, işlemekte ne kelimeydi, toprağımdaki çimenlerin içleri acıyordu, biliyordum. İşte… Mevsim bahardı, hava yağmurdu, güneş bozuktu, çiçekler dayanamayıp yağmura dökülüyordu, toprağın canı sızıyordu... Kuşlar mı? Kaçıp sığınacakları saçak altı arıyorlardı. Sanaydı bahar, tüm şarkılarım sanaydı, kafiyelerim bozuluyordu, cümle sonlarındaki... Yağmur dindi, ama gözlerinden akan yaşların tuzu kaldı yanaklarında, toprağın.. Kaç bahar geçmişti de, hiç bu kadar canı acımamıştı bahçedeki küçük kayısının, Ben ne diyordum, ne dedim, bilmiyordum! Kurduğum cümlelerin sorumluluğu kuşlarındı, baharındı, çok biraz benimdi! Kısacası bugün Ankara' da bahar vardı, ama baharda yağmur, yağmurda özlem ve keder vardı. Diyeceklerim bundan ibaretti, çünkü yine yağmur başladı… |
|
19 Ocak 2008, 22:53 | #10 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Küçük bir kız kalbimin ellerinden tuttu bu gün. En sevdiğini sormuştum, dolu dolu gözleri, sensin dedi. Güldüm ama inandırdı, öyle bir baktı ki. O inanmıştı, beni de inandırdı. Soğudum kaldım, çakıldım boşluğa olduğum yerde. Bir küçük kızdı. Adını bile ezberleyememiştim, kahrolası ben. Varamamıştım sevgisinin farkına, bakamamıştım bana baktığı gibi gözlerine. Küçük bir kızdı, büyük dertler sığdırmıştı yüreğine. İsimsiz mektuplarından, ecüş bücüş yazılarından, o lanet olası cümleleri seçtim. Nasıl yakmışlardı canını, nasıl yakabilmişlerdi. O sadece sevebilmeyi tüm saflığıyla sevebilmeyi bilirdi oysa. Onlarca yazının arasından, aylar sonra nihayet tanıyabilmiştim duygularını. Bir küçük kızdı, sevdi beni. Kimse böylesine sevmemişti tatlı tatlı. Neyimi sevdi ki diye sordum kendime. Yoktu oysa benden hiçbir beklentisi. Bildiklerimin kısırlığında, dönüp dolaşıp aynı cümlelerle anlatmıştım onlara yaşamı. Hiç içine girip görmediğim yaşamı, bir resmi anlatır gibi anlattım. Anladım ki içindeydi o herşeyin, benim olmadığım kadar içinde. Küçük bir kız tuttu elimden beni, terledi eli elimde. Ne de güzeldim ben onun gözünde. Şiirlerle dillendirmişti sevgisini. Hiç hissetmemiştim sevildiğimi böylesine. Sevginin en doğal halini hissettim, küçük bir kızın elimde terlemiş, titreyen elinde. |
|
Etiketler |
hiçliğim, hicligim |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Hiçliğim Ancak Sende Anlam Kazanır.. | vaLerya | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 14 Ocak 2011 17:26 |