![]() |
![]() |
![]() | #91 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. ısıltı: “aşk; körkütük hayâsızdır artık” yağmurlar nehrederken nehirleri; en büyük keşiftir; / rüzgarda dalganan saçların. ay ışığından koparılmış çakıl taşları varken kalbinin kesik taraflarında. ağaçlar yapraklarını; bir o kadar dökmüştür özlemle; yüzünde(n), bir gül açtı ney kokan nefesinde, iki beden birleşmek isterken, örtüsünü sıyırıp atmış aşk’ta, göğüslerinde bir kemancı eli, Ilâhî melodinin, soluğuna tutunmuş sarhoş yarat(t)ıkları! / kemânî ellerim, / keman çalmayı öğrenmiş,ve artık; / günâha kan kokusu bulaşmıştır… âh vaad; / suya kan kokusuyla yazılmıştır. / ve örtü; / bu kanla sıyrılacaktır. özlüyorum seni; ağacın toprağı - yağmuru özlediği, ve bir o kadar muhtaçlığı kadar. eksik olan bütün yanlarımla sesleniyorum sana; / hiç bu kadar çıplak kalınmadı / ve hiç bir özgürlük / bu kadar esir olmadı. çiğneyip geçerken geceyi, bir ressamın kirli paletini darmadağın ediyorum. bir şairin kalemini kırıyorum / ya da; hayır hayır! / bütün şairleri öldürüyorum / (bir kez daha) uçmak istediğin an; / bütün kanatlarımı sana veriyorum. / işte bütün vaadim budur!.. aşkın körkütük hayâsızlığında; artık bütün örtüler sıyrılmıştır, bütün şairler öl(dürül)müştür… / artık; / od’u da yakabilirsiniz!… ağaçlar derin bir hüzünle dökerken yapraklarını, gül kokmuştur nefesin. yağmurlar nehrederken nehirleri, rüzgârın temaşasındadır altın saçların ve örtüsünü sıyırıp atmış körkütük hayasız aşkta, kemânî dokunuşlardır günaha boyanan yanların… vâd-i hakîkat su üzre, kan kokusuyla yazılmıştır ve sıyrılacaksa örtü, yine kan kokusuyla sıyrılmalıdır… ağacın toprağa özlemi, suyun ağaca özlemi gibidir bütün özlemişliklerim ve hürriyet dediğin şey, en az esaretle eşdeğerdir…geceyi yırtarken, ressamın paleti darmadağın! bütün âsi yanlarımla bir şairin kalemini kırıyor, bütün şairleri öldürüyorum: “katiliniz benim!”… vâd-i hakîkatte bütün örtüler sıyrılmış; od yanmaktadır, od od’a düşmüştür!… |
| ![]() |
![]() | #92 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. sarhoşum şems kadar, “gel” diyenim en az mevlânâ kadar. ve aşk od’una düşmüşüm, en az mecnûn kadar. yusufun düşlerine gebe uykularım, / ki; / karanlık dehlizlerde, / kardeş ihanetleri kolluyorum! / bir gece, ben de düşebilirim, / kuytu kuyulara… kim o? / kimdir o? ben kimim! / ya, sen kimsin? karışıyor yüzler; bak / dünya tersine dönüyor! / ehrâm-ı cinnet! îsa’nın beşiğine tekrar döndüğü yerde, muhammed’in, halime’nin memesini emdiği yerdeyiz. / ihtimal; / onüçüncü havari de pişmandır artık! gel diyenim mevlânâ’nın şemsî aşkı kadar, mecnûn’um çöle düşmüş kadar. yûsuf kadar özleyen kardeşini ve bir o kadar kardeşi tarafından kuyulara atılanım ki kuyu zindandan öte bir saray ise bir o kadar da kuyuları özleyenim: “bir gün ben de düşebilirim!”… kaybedilmiş yüzler, silüet kalabalık; tepetaklak ehrâm, tersine dünya… kardeş cinâyeti ya da cinâyetin kardeşliği! “âh, pişmanlık!”… |
| ![]() |
![]() | #93 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. cehennet!… günâha dâvet, aşkın “yan!” hâli…fısıltı: “aşk örtüsü kalkmıştır!” aşk örtüsü, bohem yüzümden kalkmıştır ve doğrudur bütün kuşların öldüğü benimle dönmeni istiyorum. kimselerin görmediği bakışlara / gebedir sûretim fikirlerim ve tümcelerimin hepsi; ana sütünden (g)ayrı, meryem misâli doğurmaktadır, her imgesinde îsâyı. hiç bir satırın girmediği koyun, ve gizli dehlizlerin vedahi dehlizlerim kalmamıştır. nârin ellerimden kayıp giderken örtü(lerin); gül bahçesinde konuktur, aşkın “yan!” hali. / işte bir yanım cennet / ve işte diğer yanım cehennem / cehennetvârî bu yalnızlıkta, / gül bahçesidir soluk aldığın her yer. ashâb-ı kehf’i barındırken içimdeki kalabalıklar; bütün mağaralar benim, bütün kehf-î silüetler benim, kapında bir nefes sadâkat-i kıtmîr, (d)okunmamış en güzel şiir, / benim!… aşk; örtüsünü kaldırmıştır…kimselerin görmediği bakışlara gebe sûretim doğruluyor bütün kuşların öldüğünü, ceylanların bir o kadar kalpsiz ve kör kaldığını… her düşüncede îsâ’yı doğuran meryemdir akıl, bir o kadar olmazların girift yanlarına hapsolmuş… yâr; girilmedik hiç bir koyum kalmamıştır, aşk’ın örtüsünü kaldırıp attığı mânâda, bir o kadar çıplağım işte!… örtü; nârin ellerimden kayıp gitmekteyken gül bahçesine konuk olmaktadır aşkın yan(!)ar dön(!)er hâli… bir yanımın cenneti, bir yanımın cehennemi soluduğu bu cehennet âleminde, işte bir o kadar ârâfta, bir o kadar mağaraların muhammedîsiyim…. kapında bir nefes kıtmîr; “yazılmamış en güzel şiir ben’im!”… |
| ![]() |
![]() | #94 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Şimdi sana dair sözlerim diken dilime.... Külden ateşe gidiştir seni her hatırlayışım...Gri bulutlar çöreklenmemişti kentimizin üzerine... Yağmur a çeyrek vardı... Arşivlerde çoğalmış resimlerime ,bültenlere düşmüş ismime aldırmadan yürüyordum,kentin puslu akşamlarında... Aynı yağmurlardan kaçmıştık... Bir hüzün kavşağında bulmuştuk; ateş-sönmez bu sevdayı... Acı vardı ceplerimizde ..Fail-i meçhul umutlarımız... Daha kalın duvarlar örülmemişti gözlerimize....Günler bizim di ,Geceler bizim... bölüşmüştük herşeyi yağmur yağmamıştı günlerimize... Filistin senindi,Beyrut benim...ellerinde taşlarla ,çocuklar koşuşurdu ,gözlerinde... Dağlar benimdi..kentler senin...Bana ulaşmak zordu,sende ise yaşamak... Biz bunu başarmıştık seninle...sevmiştik birbirimizi,dağlarımızı ,kentlerimizi...sevmiştik ülkemizi... Birgün atladın dertleştiğimiz çatıdan...ve gittin sonsuzluğa...kalakaldım kanlı meydanlar ortasında ,bir başıma ...yaralı.. o ölümlü kaza sonrası yaralı kalmışlımla ve morg kapılarında bırakarak seni ,sürgün gittim yağmurlar kentine!!! yoksun yaar!! kaçtığım yağmurlar yağıyor üstüme... Şu soluğuyla tenimi dağlayan,hasret rüzgarlarında...SUS a kesmiş yüreğimin,acısı ve yanıtsız kalmış çağrımın köhnemiş sızısıyla, birbaşımayım... Sesime fidye isteyen duvarların ardında.... Kalın bir duvarla ayıralı beri hayatımı,senden ve yaşamdan... Hiç bir yanlışlığı bağışlamayan bir mezalimlik içindeyim... Ey yaar!! Bilemezsin ne akıllara zarar gecelerdeyim...Bazen kurşun yemiş gibi suskun!! Bazen bombalanmış bir kent gibi çığlık çığlığa!.. Bilemezsin hüznüme isyan zamanlarımı... Çocuklar ölüyor gözlerimin ortadoğusunda..Her metresi başka bir yangın gecelerimin... yoksun yaar! kaldım imlası bozuk cümlelerin arasında... sözcüklerim takarrof marka silahına sürülmüş tek bir mermi... seni düşünmek rus ruleti...şakağımda sensizliğin soğuk namlusu....yüzüm kül!! nerdesin yaaar!! üşü/yorum... |
| ![]() |
![]() | #95 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Hüzün yüklü morglarım var benim, sol yanımda. Ağrıyor. Düştü kelepçeli gözlerin, kırılan deli sözlerinin yanına. İçimden fersah fersah kaçışın iç denizine, sancım olur. Benim sancım İstanbul gibidir, biliyorsun… Sayfalara sığmayacak kadar bitimsiz. Coğrafyamı bertaraf eden rüzgâr gibidir yâr … YAR/SIZIM… Susuzluğun en kesif sayhalarındayım… Uzun seslenişlere dönüyor suskunluklarım… Başını alıp gitmiş bir hikayenin peşinden koşarken, düşürdüğüm sözcükleri dipnot düşüyorum eksik günceme… Hangi kıvrımından tutunsam acıdan bükülmüş harflere; Kırılgan İmâ’lar çatırdayarak saldırıyor sanki,içimdeki sancılara… Uzun ve derin camkesiği çiziklerimden kanıyor, anlamı morarmış güncemin önsözü… İç içe geçmiş anlamların karmaşıklığında sıkışıyor,zamana direnen sevdam… ZAMAN/SIZIM… Kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire. Adını şerh, yüzünü dipnot düştüm içime! ... Ki yağmur sonrası toprak kokar adın. Hadi ifşa et de düşlerini gökyüzüne. İçsizliğine (h)içleneyim. Al işte; (H)İÇİM… Koynuma doldurduğum insancıl cümlelerin dili sürçüyor… Şizoid bir krizin,arsız ısrarıyla kaybediyorum benliğimi… Öfkeli serzenişler çıkıyor demir kapılarımdan altından,hızla ve yanarak… Savaşlardan bana kalan her şeyi,diğerleri gibi takıp koluma; Yürüyoruz duvardan duvara… Dilime düşen birkaç tanıdık şarkının,no(k)tası konulmamış satırlarını kararlı “ES”lerle no(k)talıyorum… Boğulmuş sesimle , Acı (K)ayıplar afişliyorum şehrimin duvarlarına… (K)AYIBIM… Elimde belki çoktan unuttuğun iki fotoğrafın var. Hangisine baksam (d)üşüyorum yâr.. Akrebin yelkovanı defalarca kez yakaladığı zamanlarda, ben seni ezberimden silemiyorum. Susuyorum / üşüyorum / düşüyorum. Duyumsuyor musun? Soluklarıma sinen kokunu. DUYMUYORSUN … Hapislik gibi atıştıran yağmurlarda,yine hüzünlere gönüllü devriyelik yapıyor,gece yürüyüşlerim…Bahçemdeki sarı ışığın uzayan gölgesinde,sessiz ve yasak yalnızlıklar büyütüyorum kalabalıklara… Hüznün röntgenini çıkarıyorum bilmeden… Hadi ! tut/un bana güneşi ,lekelerim çıksın ortaya…Ya da güneşe tut/un beni… KARANLIKTAYIM… Ölmeyi denedim kendime, ölemedim. Sana gelecek zamanlarda tükendim. Artık gelemem. Ellerim (d)üşüyor. Nefesim tükeniyor. Ne desem duyulmuyor. SEN DUY BENİ EY YAR… Sessizliğin teninden soyamadım çığlıkları…Bu yüzden deliyorum öfkemin ambargosunu…Yine salıyorum yüreğimi,ölümlü kavgaların şiddetli çarpışmalarına… Yalana büyüyen bir çocuğu emziriyor zaman…İnfazlar büyütüyor geçmişimin beşiğinde… SALLANIYORUM… |
| ![]() |
![]() | #96 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Binmediğim hiç bir otobüs Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde Gittikçe azalıyor hayat Neyi erken yaşadıysam Hep ona geç kalıyorum Sana göçüyorum her sonbahar Yolların çıkmıyor aşkıma Unuttuğun yağmurların adı saklımda Seni içimden terk ediyorum Susmaktan yoruldum Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri Efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp Seni içimden terkediyorum Ne unutacak kadar nefret ettin Ne hatırlayacak kadar sevdin Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum Beni hep bulmamak için aradın Yanılgımdın Yandığımdın Yangındın Sensizliğe yenilmek Sana yenilmekten zor olsada Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak Seni içimden terk ediyorum Şimdi İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan İki yarım kaldık Tamamlayamadık bizi Elinden tutamadık yanlızlığımın Saçlarımıda uzaklarına gömdün İçimin mavisi senin okyanusundandı Al! geri veriyorum. Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim Sana bensizliği terkediyorum "Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi? Ne tuaf değil mi? İçimi acıtanda sendin Acımı dindirecek olanda "Ya öldür beni"dedim Ya da git benden İçi bulanık bir sevdanın ucunda Seni kaybettim Aldırmadın aldırmalarıma Bir gecede yakıp yârini Şafaklara sattın ihanetini Küllerime basanlar bile utandı yaptığından İşte soluk bir ömrün son nefesi Benden İçimden Terkediyorum |
| ![]() |
![]() | #97 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. "Yalnızım çünkü sen varsın" "gel" desen gelirdim gittiğin uzakta bendim dağ gibi bir ihanetten düştüm bu kendime son gelişim ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime kendimi suçüstü yakalıyorum ve kentsizliğimin isimsizliğini Araz'a uyak düşüyorum gözlerime senden düşler sürüyorum ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor bana en büyük tehdit yine ben oluyorum sonra bir durağa yaslanıyorum sonra bir kente ve sen gidiyorsun ben kanıyorum diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun" oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun yorgun Haliç'e biraz inat biraz ihanet bırakıyorum ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum aklıma düşüyorsun düşüyorum düşünce üşüyorum azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum yalanlarımla bir hiçlikteyim beni içinden kaç bu kentte her yağmur kendini ağlar aklıma düşsen yalnızlık oluyorum ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir nerde kimi üşüyorsun artık kendini yakan bir ateşim kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz şimdi boş duraklara yaslanıyorum boş kentlere oysa "gel" desen gelecektim gün düşlerime dönüşlerimde bakışın içiyor beni gözlerimden gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara uzaklığına uzanıyorum sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan yıkılıyorum şarkılara "kimseler biliyor" yalnızlık dostumdu şimdi korkum oluyor oysa "gel" desen gelecektim artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan kendimi yitirdikçe sana gidiyorum göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum uysal yalnızlıklar satın alıyorum gülüşümle ödeyerek ve içimde yalancı bir katil taşıyorum yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben kirli sözlerimi temize çekme oysa "gel" desen gelecektim gözlerim ihanete ihbar taşıyor kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına sözü namluna sürmelisin şimdi en yaralı yanımdan vurmalısın beni çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam susuşuna kan döküyor gözlerim sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun oysa bilmelisin Araz'ım kimsenin içi görünmez ve hiç bulamadıklarını asla yitiremezsin bak şimdi aramızda sessiz kalıyor söylenecek bütün sözler her sabah akşam oluyorsun alnından ellerine damlıyorsun yüzündeki yağmurla iniyorsun kente içine dert oluyorsun kentin dışına yağmur yüreğinde dağılıyor kristal şehirler duvarların kan öksürüyor ve sen başkalarının gözlerini yüzümde aramamayı öğreniyorsun beni bir durağa yaslıyorsun beni bir kente gidiyorsun oysa "gel" desen gelecektim susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın en susmakta neydi öyle sen en dinlerken biliyorum Araz'ım insan kendini bulmamalı, hep aramalı gittiğin yerden başlıyorum öyleyse gece cinnetlerimi de alıp yanıma denize bakmayı bilmeyenler bir gün mutlaka boğulur işte bundandır gözlerinden kaçışlarım siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı ben şimdi gurbetim içimde taşıyorum heba olsa da senlerce yılım oysa "gel" desen gelecektim ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden şairler ölüdür derler inanmıyorum en karanlık ceketimi giyiyordum ışığa kördüm çünkü şimdi ise güneşe ilerliyorum dirilmek için kimliği paslanıyor eski bir anarşistin gecenin kör gözünden utanıyorum hadi bana en militan kelimelerle saldır batır içime cümlelerini beyhude bir dehşet bırak hak ediyorum gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime can kaybından ölüyorum cenazemde namaz kılacağım zan altındayım yalanıma inanıyorum yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin kinim kendime susuşum sana küsüşüm tüm dünyaya üstü kalsın ihanetimin "gel" desen gelecektim yine bir tren geçiyor içimden sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan süsle beni ey aşk geçtiğin yerleri öpüyorum yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum dişlerindeki nikotin tadı terkimde sirenler ve ateş hatları içip sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla yasadışıyım tutukla beni gözlerimden kalemim bitti yitirdi şiirini şuur öldü kanımdaki mürekkep balığı solumdaki sise intihar etti intiharlar bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek yaşamak için geç bir zaman ölmek için ise erken çok davullu bir senfoni sürçüyor dikiş tutmaz ayrılığımda kirpiğinden yapılma bir darağacına geceyi asıyorum yoksun bu yağmurlar ıslatmıyor beni bir durağa yaslanıyorum sensiz gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum "gel" desen gelecektim oysa kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor şimdi herkes biraz sen biraz acı göğsümde bir vagon gizli sözler batıyor fırtınalar çıkıyor üstüme şakağımda intihar acemisi bir şairin delilik provaları arkandan uluyan kapılardan söküyorum kokunu yokluğunu kokluyorum yokluğunu yokluyorum çöz gözlerimi senden hadi ücranda yak bakışımı gözlerine bekçi sevdam dünden ve senden kalmayım içine her düşen kendi keşfi sanıyor seni oysa sen melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin ve kendini acıtmak istiyorsun ama güller kendine batamaz bilmiyor musun "gel" mi diyorsun herkes kendi gördüğüne bakar peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu hadi en kanadığımız yerden susalım "gel" desen gelirdim "git" dedin ve gittin Aşka... Rüzgara... Ayrılığa... Zamana... |
| ![]() |
![]() | #98 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. Gece Geçilen Şehirler Işik Seli Gibidir acilar büyütülerek unutulur sevdigim yüzünden kopunca bir buzul çiglik ellerin buz tutmuş iki yarim şarki olur ve ben yoksulluk kokulu bir gidiş birakirim sana beni adresime sorsun esmer bakişlarin dönsen de bulamazsin nasilsa gitsen de kentlerden sakindigim bekçi duruşlarimi ara emaresi boldur sokaklarin sol omuz başimdaki kokundan yakalanirim sokul ki geceme avuçlarin islanmasin saat başlarini beş geçer yelkovanin senle zamansizim amansizim senle büyük susarim kendime yenilirim her kavgada sonra koca agiz bir çocuk olurum bütün trabzanlardan kayarim bütün köprülerden sarkarim yüzüm kente sürülür içime sesin kaçar ben seni aglarim alişmak ölümdür sanki hiç ölmedik tanrinin gögsümüze taktigi bir nişandir ölüm teneşirlere yatiriliyor şimdi ellerim sana uzanmaktan yargiliyim hirçin bir iklimin sir girdabisin seni anlamak kendine çelmeler takmaktir ve kendini affetmesidir her seferinde (bazen beni affedebiliyorum istanbul) zehir yüklü bir mektup var dalgakiranlarimda parçali bulutlu durur sana kent şiirleri biriktirdigim bir gecede çok eşli bir yagmur başlar kentin en dövüşçü çocuklari aglar bilirim dişarida yagmur varsa sen içinde agliyorsundur aglama ki gülmesinler bize bak sen seviyorsun diye var sonbahar her mevsim gelişine söz veriyor saçlarina fisildiyor saçlarina bana bir pencere bile açmadigin saçlarina sensizlige alişmak bir bozgun agirlamaktir içinde biliyorum örtülerine unutma beni çiçekleri takiyorum şimdi yaşama hakkim sana gel de yagmurumdan iç |
| ![]() |
![]() | #100 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: HiçLiğim.. bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu seni bulup bulup yitirdim düşlerimde sonra yeniden buldum yeniden yitirdim bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi... bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini takvimden günleri birer ikişer çalmama aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye o gün gelmezdi bir türlü vade dolmazdı birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi yeni hayaller armağan ederdi bize çocuk olur kanardık sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk seviyorduk bir yaz gecesi dolunaydı bana bakmıştın. bende korkularımı yenmiştim bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık en güzel günlerimizdi o günler bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde sonra her şey değişiverdi umutlarımızı yitirdik kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk ayrı dünyaları özledik kendi peşimizden koştuk başkaları diye şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin bir cennetten bir cennete geçmeliydim itirazım olmazdı sürgünleri bana vermemeliydin. Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin ayrılık çığlıkları kanımı dondururken gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım bu sonu önce ben yazdım |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
hiçliğim, hicligim |
Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Hiçliğim Ancak Sende Anlam Kazanır.. | vaLerya | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 14 Ocak 2011 17:26 |