![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. .. saatleri geri alıyorum..birazdan yeniden sevişmeye başlayacak gözlerimiz..dudaklarımıza tasdikli imzalar atacağız..rüzgar okşayacak tenini..söylemeyi unuttum rüzgar gerçekte benim ellerim.. yaşlandı yaş(lar) ım saçlarına ak düşmüş bir gülüşü öptüm boynundan doğdum ve doğurdum al üstümden yorganını gece üşüdüğüm zamanlarda susuyordum açıldı kahkaha tene düştü kalbi çarpan dokunuş soyundu huzur içine aldı özlemleri nasibim olsun bu son vuru(lu) ş ..gökyüzüne düştüm..çıplaklığımı örttü mavi..mavilerin içine gir sevgilim aşk'ı üşütmeden sevişelim..acıtma yüreğimi..farkında olmadan irkilelim ve sevinelim.. uykusu kaçan bir gecenin bedenine dokundu sevi usulca soydu üzerinde ağırlık yapan kaygıları okşadı ve titretti yüreği aydınlatan mumun alevini parmaklarını doladı saçlarına karanlığa yapıştı ıslak kavuşmaların sesi aşk'ın dudakları kulağın altında alev aldı özlemler yakalandı hüzün tutuştu utancın çırası çıkarken doruklara sarıldı dil yarası .. devam et konuşmaya..kelimelerini yutup cümleler doğurmak için yaklaştım nefesine..kabul ediyorum bendeki bu delilik hayatın içinden akan tescilli acılardan içti ve öyle sarıldı umudun bacaklarına..gülüşlerinde Akdeniz'in sıcaklığı var yasla dudaklarını Ege'nin kıyılarına... beni benden alıyor yüzündeki şehvet sende kalmaya geldim perdeleri artık ört.. | |
| ![]() |
![]() | #3 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. “..denize sarıldığımda hissettim dalgaların ellerini belimde..bir kumsalda yaşayan çakıl taşları gibi kalabalık özlemlerim..onları denizde kaydırmayın ıslatırım sizi...” orta şekerli bir şiir nasıl da keyif verdi akşamıma şarap tadında mısralarla karşılıyorum geceyi düşüm..! kim olduğunu bilmeden sayıklıyorum ismini duy sesimi ve yaklaş ateşimde ısıttığım kelimeleri fısıldayacağım kulağına gözlerim ellerinin pusulası olacak kaçırma soluksuz akan bengisuyumu yetişemediğin her dakika pişmanlığın olacak düşüm..! Tenimde saklı bir kent var keşfe çıkmazsan bu senin kaybın olacak “..çıplak ayaklarımla koştum kuru yosunların üzerinden sahil boyu..yetişememe korkusu bir kramp gibi indi bileğime..biraz telaş biraz da beklemektir yaşam..! yüreğim bana biraz zaman ver az dinlenip coşacağım...” sırrımı saklıyor hala yağmurkuşu ıslanıp çır(ıl) çıplak kaldığında yüreğim konuşmaya başlayacak düşüm..! Ruhların buluşması da sevişmektir ten tene varlığını hissettiğim an tutku bedeninden akacak (k) aldır beni sonbahar hüznünden annemin yalnızlığını da tüketti sessizliğim dudaklarım öpmeye meyilli zaten konuşmayacağız ki ıslatacağız kavuşmaları düşüm..! Bende ki bu cömertlik gidenlerin yitirdiği “..gecenin sihirli elleri açtı penceremi...rüzgar sormadan dokundu yüzüme yüzümde unuttuğum bir şeyler var..kabullenmesi zor ayrılıkları çıkarttım üzerimden..rüzgar yanıma uzandı..hadi aç kollarını uyumalıyım göğsünde...” hangi limanda demir attıysa gözü kara şarkılar halatları çözülsün notaların istiflemeye geliyorum düşüm..! Melodisi esrik bir çılgınlık var bende kapılarını aç sınırlarını zorlamaya geliyorum.. |
| ![]() |
![]() | #4 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. erkeğin aradığı kadın olmak istedin uzattın saçlarını geceler boyu düşlerin uykularına sığmadı sabaha nöbetçi geceye isyankar oldun koynuna aldığın karanlık ısıtmadı kollarını aynadaki yüz sana mı aitti..? temizledin ihanetlerle kirlenmiş olan yüreğini sevişmek sahnesi olmayan bir oyun kırbaçsız bir sahipti yumuk ellerinde ellerini suskunluğunla yıkadın gözlerinin ıslaklığı yağmurdan mıydı..? biriktirdin özlemlerini ayrılıklara inat gezinirken rüyalarının sahilinde kırık cam parçaları kesti ayaklarını sadece bedenden akmadı kan yüreğin sızladı kilitledin dudaklarını iki yüzlü öpüşlere suskunluğun ümitsizliğinden miydi..? soyundun yağmurlarda gündüz vakti eline el değdi sarıldın ve terkedildin uçurum kıyılarında şarkını çaldılar ihpar etmedin çocukluğundu isyanlarını bastıran bekledin beklediğinin kim olduğunu bilmeden acıların büyüttüğü yürek yoksa senin miydi..? yalnızlığına kustun bütün gözyaşlarını çirkefliğin biri beş paraydı beş kuruşa sattın umutlarını devirdin bütün kadehleri devirdin bar köşelerinde özlediğin gelmedi yıkıldın uzun ve kıllı kollar taşıdı vücudunu vücudunu temiz tutmak için savaştın haykırışlara gizlediğin savunmasız çocukluğun muydu..? erkeğin aradığı kadın olmak istedin bastırdın arzularını yağmurlu günlerde utanılacak hiçbir şey kalmamıştı soyundun çıplaklığını gösterdin gün batımı kızıllığında saçların dağınık ve uzundu beline kadar indi yılların birikmişliği göğsünde büyüttüğün masumiyeti denize bağışladın seviştin rüzgarla kimse görmeden doğurduğun yalnızlık rüzgarın oğlu muydu..? erkeğin aradığı kadın olabilirdin belki de ama erkek neyi aradığını bilemedi erkeğin aradığı kadın erkeğin düşlerinde kaldı ...ama sen hiç yılmadın erkeğin aradığı kadın olmak istedin sadece.. |
| ![]() |
![]() | #5 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Çırılçıplak soyunduğum harflerin/üst üste getirdiği/bir ayrılıktayım ve farkındayım/üşüyor sözlerim sensiz/sar bikere cümlemi Ateşim var öp beni...Yani sen gibi Yani sen… Sevişen acıların uygunsuz yakalanışı kalbime Sar… Yaram berem kan ağlar… Yani sen… İklimlerden sonbahar Avluda saklambaç mevsimini geçtim yar Onyedinci sayfanın içine katlanmış bir aşka Sarı yapraklarımı döküyorsam Ellerim dikiş izlerinden tanıyorsa hayatın takma kollarından kaçışlarımı Birikmiş özlemlerim vuruyorsa yüzüme Kıstığım bir yerde yeniden başlıyorsa seslenmeler Anlattım işte git demeni bekliyor acılarımın çapraz dikiş yerleri Ama önce “gelmeni” ıslatılmış bir düşün ağzı sulanıyor bu yalvarışa Yalıtılmış gözlerimde ne bir bulut ne bir yağmur var Kapatıp/Açtığım Beklediğim zamanlar Sadece sen… Yani sen… Birde Ayrı kalmalar ay(ı) rılmalar (kimse bilmiyor gittiğini aslında benim kadar) Burnu beş karış havada bir tahammülsün İlik yerleri genişlemiş düğmeler açılırken Daha kolay soyunur ayrılıklar Bu kadar… Ah bi değse tenin ayakuçlarıma Göçte bi yalnızlık var Bende olmayanı istiyorum Alkışları yükseliyor vedalarımın . . Senden bir eksik Benden bir fazla Bu kadar Yani sen Ayrılık gibi Vedalar gibi Sonbahar gibi En çok sevdiğim gibi Aynı anı yaşamak gibi Gitmekle kalmak gibi . Hepsi kitaplarda var Bende olmayanı istiyorum Yani sende var . Anlattım işte git demeni bekliyor acılarımın çapraz dikiş yerleri Ama önce “gelmeni” bu kadar Çırılçıplak soyunduğum harflerin/üst üste getirdiği/bir ayrılıktayım ve farkındayım/üşüyor sözlerim sensiz/sar bikere cümlemi Ateşim var öp beni...Yani sen gibi... Derya Uludağ |
| ![]() |
![]() | #6 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bir hikayemiz var mı ? (bence var../ yoksa bu hasret neden tüter..? ..) imgelerin izdüşümünde dansa kaldır beni uyuklayan bedenimi uyandır yüreğimi uçuklatan satırlarına sarıldım hadi beni yeniden kandır hala çocuğum sevdalarda yalpalayarak yürürsem yüreğinde ayağım takılıp da düştüğümde adını sayıklarsam mimiklerim çıldırırsa seni görünce beni bağışla her şeyin sebebi hasretindendir hangi geceydi her gece miydi susuzluğum sarılmalara..? gökten üç elme düştüğünde biri de bana değmiş miydi..? kaç yaşında fark ettim unuttum hatırladım kadın olduğumu..? hangi şarkı kesti göbek bağımı bağladı beni hayata..? beni bu soruların cevaplarından tutar mısın..? gecenin bilmem kaçı aklımın kaçışı sorgu sual dinlemiyor saatler önce hangimizin yüreğinde yıldız kaydı..? tuttuğum dileklerde unuttum kayıplarımı kime baksam üzgün ağlamaklı yaralı haydi gel şu uzaklığın kopçasını tek bir hareketle çıkart üzerimden şehveti bir bıçak gibi sapladım bedenime göğüslerim değil yüreğim dirileşiyor sana öyle bakma demiştim beynim tahrik oluyor zaten kandıramadım geceyi gündüzün koynuna girmek için hızla geçiyor gecelelerde benim gibi sevgilim sabırsız isyankar laf dinlemez işin ucunda sevda olunca saatleri bile saymıyor.. |
| ![]() |
![]() | #7 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Mesela seninle biz aşk olsak; Günışığı senin henüz afyonu patlamamış yanardağlarının O ateşli eteklerinde haylazca gezinirken “Lav!” diye haykırırdı Tanrı Irz namus tertemiz uyanırdık yeni sabaha Günahlarımızın kullanım süreleri tükendiğinden Yırtarak en iç organımızın ambalajını Tazelerdik birbirimizin vücutlarını bir bakıma O an derisi güneşte karartılmış başka bir şehirde alırdık soluğu Ben ciğerlerimizin alkolle mesh edildiği o eylül gecesinden Ufak tıbbi müdahalelerle kurtarılmış damarlarımızı Jiletler tarafından düzenlenen intihar saldırılarında muhafaza ederken Nabza göre şerbet dağıtırdın sen kadınlığının avlusunda Öfkeli kan grupları sloganlarıyla göğüslerini inletirken Çığlıklarımın tüm çıplaklığıyla yaptığım o yardım anonsları Ayıplanırdı Et ve Balık Kurumu’nun olağandışı toplantılarında “Erken Boşalma” referandumlarını dahi kaybetmene rağmen Devlet inatla göz yumardı Sen menşeli arsızlıklara Hatta memur statüsündeki bazı meleklerin Senin işlediğin suçları yazmayı reddetmeleri sonucunda Anadilindeki bütün fail-i meçhul eylemler benim üzerime kalırdı! Çünkü biz estetik bir cinayetin tek ipucuna mandalla tutturulmuş iki kirli çamaşırdık! Mesela seninle biz savaş olsak; Kendine dokunmanın büyülü coğrafyasında Hiçbir ulusun kimliğine bürünemezdi meme uçların Dik başlı kavgacı ve öldürmeye bir hayli hevesli… Uçsuz bucaksız vahalarda fellik fellik çöl arayan yalnızlığına Kum saatlerinde fazlaca vakit tanısam da ben O düşmanca güzelliğin gururunu asla çiğnetmezdi “Akacak zaman damarda durmaz!” diyen çocukluğumla Sana 80’lerin sonlarından vurdulu kırdılı oyunlar getirirken Bir hayli gösterişli törenlerle açtığın Güney Cephesi’ni Var gücünle korurdun sen o sıra Kasıklarının bozkırında şaha kalkan süvari birliklerimden Hele ki benim tenine duyduğum vatanseverliği Yedi cihana korku salan meşhur kelime ordularımla Asırlardır harpten harbe sürüklemem yüzünden Saçların ellerime karşı daha da bir asabileşirdi Kendini anlamanın us’lu coğrafyasında Bakışlarımızın gözetiminde ateşkes imzalardık mecburen Keza sen namlunu Azrail’in alnına dayadığında Silah seslerinin bile nefesi kesilirdi! Çünkü biz iki kurşunun kentin ortalık yerinde sevişme ihtimaliydik! Mesela şimdi seninle biz ihanet olsak; -ki yalanlarımızın anatomisini beraber çözmeye kalksak İstanbul da kulak kabartırdı bu büyük insanlık olayına Canı burnuna gelen şehrimin Gökte arayıp yerde yerin dibinde bulduğu Hani rujlarını dalgalara bakarak süren o aşüfte yakamozları Öpüşlerimizle damıtabilmek için Tekrar karışırdık Marmara’nın tuzluluk oranına En çok da rüzgârı mahrem sayan malum dalgakıran şarkı sözlerimızı Mırıldanır dururdu Boğaz’ıma düğümlenen suskunluklar Fersah fersah keşfettiğimiz o kayıp ütopyalar Koca bir tarihsel yanlışlığı yüklerken şairliğimin sırtına Sen masalların rahmini kanırtarak derin meselelere inerdin Benimse o esnada müthiş gerçeklikler düşerdi aklıma Ve denizin kenar mahallelerinde şuh kahkahalar atan Allahsız balıklar “Bu martıların da dini imanı yok!” benzeri cümlelerle etrafta bağrışırlardı Tüm köşelerimi tutardın böyle zamanlarda Hadi derdin -Silahlan kurşunlan! -Yeter lan! Yeter toplan artık içimin dağınıklığından! Ben sözümün eri olurdum hep senin esmer sokaklarında Sen yüksek kaldırıma döktüğün amniyon sıvılarını Bıyıkları yeni terlemiş kopillerden canın pahasına savunurken Cüretinle bir anıt gibi boy gösterirdin er meydanlarında Zaten mesken bildiğin topraklarımı aldatıp da Başka bedenlerin ruhlararası otobanında seyahat edersen Yüreğindeki trafiğin akışını sağlayan ışıklar da bir bir kapanırdı! Çünkü biz iki renk körünün yeşil ile kırmızıya orta yol bulma çabasıydık! Mesela şimdi seninle biz hiç olsak hiç; Darmadağın ağızlarımızı bir nehrin altdudağına yaslayarak Şakayla karışık takılırken suyun mahcup tavırlarına Akıp gitse ölüm bacaklarımızın arasından… Lakin biz bir daha asla sensizlikle sınanmasak.. |
| ![]() |
![]() | #8 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Derin bir soluk aldı şehir; vakit gelmişti. Ölüme beş kala yalana dört nala gitmeliydi. Siyah atların sırtında hızını ayarlayamamış sevişmeler davet edilmemişti cenazeye. Oysa fesleğen kokusunu bir tek onlar unutmamıştı… Bir kadının sigara tutuşuna âşık olan erkekler tanıdım Ki adları ayyaş bir tenin gölgeliğiydi Sessiz film oynarken ağlayan erkekler tanıdım Ki boyları derin bir uçurum rengiydi Serseri bir zamanın ziyaretçisi kafiye takıntıları vardı sonra Sonrası iyilik güzellikti… Sanrılı odalarda soğuk sevişmeler büyürdü Göğüs altında saklanan mektuplar yalnızlık kokardı Gün geçtikçe sarardı soluklar Ve gece töre cinayetlerine kurban verirdi karanlığını Oysa hatırı sayılır bir kadındı şehir arsızlık imtihanında Arz-ı endam ederdi mengene bakışlı saat yosması Bir kadının sigara tutuşuna âşık olan erkekler tanıdım Ki adları tutkulu bir ihanetin yeminiydi Sessiz film oynarken ağlayan erkekler tanıdım Ki boyları ahşap bir yalnızlığın bedeliydi Gösteri sonrası makyajını silerken eşcinsel falcı Tarot kartları yepyeni yollar çizerdi keten atlaslara Divan örtülerinin düzen tutmayan kenarına iliştirilirdi Çocuk özlemi Oysa hazır değildi yıllar evlat edinmeye sarı gözlü esmer çocukları- Ki onlar hayatın üvey yalanları - Bir kadının sigara tutuşuna sadece şairler âşık olurdu Ve şair bir adam her daim zencefil kokulu sade kahve telvesiydi Şehir en çok bu yüzden intihar etti…..... Gereksiz bir kavganın sonunda duvardaki gölgelerin alnını öpecek kadar sağır hayata; kimsenin anlamaya meyil vermeyeceği kadar karışık bir tamlama… Ruh hastasıyım kabul ediyorum dedi kadın. Oysa saniyeler önce dingin bir hayatı olduğunu ilan ediyordu şehrin köpek suratlı ağır abilerine. Selamını aldım diye başladı adam sesinin şiddetini ayarlayamadığı konuşmasına. Noktaya varana dek çok badire atlatacaktı cümleleri; biliyordu. Umursamadı. Gerçi ne vakit umursamıştı ki bir kadının uzun boyunu. Evet dedi kadın kısa bir iç çekiş arasında. Evet dedi adam. Yaklaşıyordu gece sevişmenin kıyısına. Bu kadar kolaydı işte bazıları için bir kadının içine akmak. Bu kadar zamansızdı bazı kadınlar için bir adamı tüm çıplaklığı ile kabul etmek. Oysa büyük sözler verilirdi başka kıtalarda aşk için. Ve aşk her daim sevişmenin ön koşulu kabul edilirdi. Bunları yazmak istedim sana sıhhatsiz satırlarımda. Biraz eylül güneşinin şeytan tırnaklarına yararından, biraz tarçın kokulu reçel kaynatmanın öneminden söz edecektim. Yazacak gücüm olursa eski giysilerden ikinci el hayatlar kurmayı da anlatacaktım. Hesaplamıştım yani; satır satır ezberlemiştim gülüşünü. Ama ani bir yağmur yağdı şehre. Eylül saçlarını savura savura gitti. Ben en çok ekimi severim gerçi. Doğum günümü çok az insan hatırladı. Doğum günümü hatırlayan çok az insana minnet duydum. Yaşlanınca böyle oluyormuş zahir insan hatırlanmak istiyormuş. Gülme; yaşlanıyorum işte. Saçlarımda beyaz teller gününü gün ediyor. Vazgeçmedim ama ben tehlikeli bir renk kıvamında yürümekten. Dağınıklığını toparlayamadım odamın. Cam kenarına yerleştirdim fesleğenleri. Kimse bilmez ne kadar severim ben ıhlamur kokusunu. Bir sen belki? Sahi … Kış yaklaşıyor; yalnızlık mevsimi değildir kış. Hep buna inandım bilirsin. Ama ben ne zaman sahiden yalnız oldum ki? Korktum yalnızlığımla yüzleşmekten… Aynada gördüğüm sureti affetmek çok zamanımı aldı. Tehirli bir zehirim belki de şehrin en taşlıklı geçidinde. Basit kafiyeler bunlar; bin üç kişilik tenzih listesi yazmalıyım. Ardından kuru temizlemeciye göndermeliyim yakaları düzene iliklenmeyen gömleklerimi. Ruhun çamurlu seslerini temizleyecek bir şarkı sipariş etmeliyim bir de. Yüksek ökçeli ayakkabılar almalıyım cazibeli ayrılıklar için. Biraz uyumalıyım; mutlaka güneşin doğuşunu izlemeliyim.Fotoğraf çekmeyi özledim. Ah ben bu imgeyi ne kadar çok kullandım susuşlarımda. Siyah beyaz kareler insana yalan söylemez sandım. Garip değil mi yalana meyilli gözlerin doğru heceler peşinde koşması?Vatansız bir sanrı gibi adımlıyorum adımın alnıma düşürdüğü yazgıyı. Karanlıktan korkuyorum artık. Kendimden korkmayı öğrensem iyi mi olurdu? Sorular itina ile kaldırıldıkları sandıklardan çıkıyor bir bir. Naftalin kokusu alerji yapıyor avuçlarımda. Seni özlüyorum. Hepsi bu… Bir şarkının hayatın akışını bozacağına inanıyorum… Hiç dinlemiyorum ağır aksak kadınlık durumlarını. Biraz cinai bir kokusu var saçlarımın. Bunun için özür diliyorum çocukluğumdan. Geç kalıyorum tüm görüşmelere. Özgeçmişime işliyorum yaralarımın dökümünü. Bileşik fiiller her durumda bitişik mi yazılır sorusuna yanıt veriyorum üşenmeden. Seni özlüyorum. Hepsi bu… Anlamak zor belki cümlelerimden. Yetenek istiyor işte erkeklik. Ağzı bozuk kadınlığım da buradayım dediğine göre vakti geldi son cümlenin… Hepsi bu… MÜGE SENÖZ |
| ![]() |
![]() | #9 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Emanet sevinçlerini sarıp sarmalayıp koyuldun yola...Sımsıkı sarıldığım umutları da sığdırdın kucağına...Yolun açık olsun dünüme mührünü, bugünüme hüznümü, geleceğe gönlümü katan adam... Kırık dökük sesini toparla artık. Gözyaşların yüreğime damlıyor. Dağlanıyorum acınla...Hep gülüşler asılıydı doyamadağım yüzünde. Lütfen izin ver, anılarıma saklayacağım, hatta baş köşesine oturtacağım bu günden kalan gülüşün olsun. Yakışmıyor sana hüzün... Toparlan artık kış günlerimin kardeleni...Bizimki bile bile ladesti. Unuttun mu, ayışığının denizleri yıkadığı gecelerde söyledik biz aşka şarkılarımızı....Aldırmadı mı? Yapma bitanem, o bize aldırmasaydı şimdi elimizde ne kalacaktı. Bak sımsıkı sarıldığımız yaşanmışlığımız var. Eksik mi diyorsun, yarım diye mi söyleniyorsun? Belki de böyle olduğu için hep vazgeçilmez olacak aşk adına yaşadıklarımız...Hem belki kavuşmalar öldürürdü narin aşk güvercinini. Bırak özgürce kanatlansın, mavinin en koyu tonlarında pembe umutlarına kanat çırpsın...Sen yarımsın, ben yarımım, aşk yarım kalmış çok mu? Tensiz sevişmeleri bilir misin bitanem? Yüreklerin sevişmesi tenden daha tutkuludur. Hatırla, dokunmadığımız bedenlerimizin yaktığı ateşleri...Hatırla o ateşlerle kavrulan gecelerimizi...O tensiz sevişmeler değil miydi şehvet giyinmiş aşka hazırlayan bizi? Korkma bensizlikten canımın yongası. Sensiz de sevişirim ben seninle...Gözlerinden içtiğim adı olmayan kelimeler kazılı benliğimde...Büyütürüm bir bebeği büyütür gibi özenle. Sevişirim sensiz, senli kelimelerim, senli gecelerimle... Ah be hayatımın anlamı adam...Dilim dönmüyor yokluğuna dair hislerime...Kelimeler nasıl da yetersiz...Aradım taradım, tüm sözlüklere baktım. Sensizliği anlatan o keskin kelimeyi bulamamışlar aşkım. Onu hissedebilen bir tek benim. Ne yazık ki ben de o kelimeyi bulmakta işte böylesine yeteneksizim...Çaresizim harflerin ses vermediği duygulara karşı... Sadece izdüşümlerini anlatabilirim sensizliğin. Sanki bir kerpetenle tırnaklarımı teker teker söküyorlar seni silebilmek adına geleceğimden. Ama onlar bilemezler ki geçmişime diktiğin yüzyıllık çınar ağaçlarını. Tıpkı o ağaçlar gibi büyüyeceksin geleceğimde...Varsın olmasın elin elimde, varsın değmesin gözün gözüme. Sen kazılısın bende... Bir kendine geliş borçlu bu gün bana. Bilmem ki tek bir kadeh şarap içmeden yaşadığım bu sarhoşluktan ayılır mı bu kadın? Ki ben şişelerce şarabın sarhoş edemediği ne geceler eklemişim yaşanmışlık haneme. Kim yükledi bedenime içinde alkol olmayan sarhoşlukların serseriliğini...Naralar atmak istiyorum, “hey insanlar silkinin yüreğimin yarısı kopuyor benden, bana ne sizin saçma sapan sevinçlerinizden, bana ne sizi boş yere üzen kederlerden” diye haykırmak istiyorum. Çıkmıyor sesim, tıpkı kabuslardaki sessizlik gibi bir şey bu yaşadığım. Sessiz, sadece kendi duyduğum çığlıklar atıyorum... Ama bak yine ıslak yüreğim. Haklısın erkeğim. Sana nasıl ağlama diyebilirim. Ben karşında birbiri ardına dizerken gözyaşlarımı, nasıl saklarsın sen umutsuzluklarını...Bilirim kıyamazsın. Kıyamadığımız nelerden vazgeçtik bu güne kadar bir düşünsene. Kaç vazgeçiş yükledik geçmişimize. Ağla aşkımıza vedalar yazgılı adamım...Ağla. Ağla ki ben de kırayım zincirlerimi. Gün bugündür. Vedamıza hediye edelim gözyaşlarımızı. Denedim, olmadı. Güçlü kadın elbisesi bedenime uymadı. Ki ne zor zamanları atlatmıştım ben bu elbiseyle. Bu ayrılığa o bile dayanmadı.... Yazgının çizgisine uzat adımlarını. Adamım, zaman ayrılık zamanı... Funda BİLGİLİ |
| ![]() |
![]() | #10 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Siyah Düşlerin Mavi Sevişmeleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. selamıma düşerse aşk, ellerinden öperim mümkünse kavgasız zamanların, incelikli sabahlarında görüşelim zaten susmayacaktım sadece avutacaktım vedaları bir kadeh şarap içer misiniz..? Ardından, uyuturuz bütün sefil aldanışları tutkunun doruklarında bekliyorum müsaitseniz, beraber kandıralım isimsiz dokunuşları beni beklerken buldular kaçıp giden sevdaları iyi niyetime gelmiş, artık tutuklamıyorum duasız sürüklenen kayıpları utancımı bağışlayın, korkularımdan temizleyemedim fütursuz soyunmaları sakıncası yoksa yardımınızı isteyeceğim, o narin ellerinizle üzerimden çıkartır mısınız, işe yaramayan yılışık avuntuları..? gözlerimden öpmeyin, ayrılık getirir batıl bir inanç doğru ama, siz dudaklarınızı dudaklarımda gezdirin hayır, üşümüyorum dirileşen, biriken özlemlerimin teni ışıkları yakmayın ne olur, nefesiniz gözlerimin rehberi ..artık her şeyi öğrendiniz isterseniz şimdi beni, sev(mey) ebilirsiniz.... biliyorum, beni sevmek istiyorsunuz ama önce bir itirafım olacak; düşlerime tecavüz ettiler, bakire değil gülümseyişlerim ..artık her şeyi öğrendiniz isterseniz şimdi beni, sev(mey)ebilirsiniz.... |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
düşlerin, mavi, sevişmeleri, siyah |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Radyo - RitimFM: Dj DüşLerin Ressamı ~Dj düşlerin Ressamı ile inleyen Nağmeler ~ | İpek- | Yayındaki DJ'ler | 1 | 24 Eylül 2021 16:42 |
Siyah Ve Mavi'nin Buluşması | Afrodit | Fotoğraf Kulübü | 0 | 04 Eylül 2012 23:13 |
Mavi'nin yerini siyah aldı! | Düş | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 15 Kasım 2011 14:41 |
Mavi-siyah | Satuk | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 01 Mart 2010 17:58 |