25 Aralık 2011, 19:13 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Kadının Anatomisi... Bir Kadın Ruhunda Dolaşmak .... Bir kadın ruhunun çırılçıplak, ürpertici, karanlık ama bir o kadarda göz alıcı, dehlizlerinde tutkuyla dolaşmanın zevkine varan bir erkek, bugüne kadar heves duyduğu,arzuladığı, bedenlerde şehvetin kollarına atıldığı sevişmelerin ne kadar yavan olduğunu fark eder. Düşünsel yeteneği,duygusallığı ne kadar gelişmiş olursa olsun erkek… bu kadın ruhunun dehlizlerindeki cennette; yağmurların kokusunu, bulutların güzelliğini, güneşin parlaklığını, çimenlerin ışıltısını, gökkuşağının o eşsiz renklerini…cehennemde ; ateşin yakıcılığını, fırtınaların şiddetini,gecelerin zifir karanlığını gördüğünde kadın doğasının nasılda bu kadar değişken ve anlaşılmaz olduğuna şaşkınlıkla tanıklık eder. Az önce sizi şefkat dolu kollarında teselli eden, sımsıcak saran bir kadının az sonra nasılda ulaşılmaz ve buz gibi olabileceğini, bununsa o kadının doğası olduğunu gören bir erkek, bütün kendini erkek sayma öğretilerine ve kendilerine tanrı vergisi olarak verildiğine inanılan “erkeklik gururuna” rağmen dehşete düşerek korkar… “Erkekler kadın ruhundan anlamaz.” Denilmesinin sebebi,erkeklerin bütün kendilerini güçlü , korkusuz saymalarına, bütün gururlarına karşın bir kadın ruhunun dehlizlerinde kaybolduklarında ıssız ve karanlık bir sokakta fırtınaya tutulmuş bir kedi yavrusu gibi çaresiz ve yapayalnız kalmış hissetmelerindendir aslında. Her erkeğin en az bir kez bir kadın ruhuna dokunmuşluğu, annesi de olsa o ruhun dehlizlerinde kaybolmuşluğu vardır. Ama en güzeli size aşık bir kadının, kendi ruhunun dehlizlerinde dolaşmanıza izin vermesi, siz keyifle karışık bir korku yaşarken, onun kendinden emin ve bir o kadarda keşfedilmeyi hevesle bekleyen bir arzuyla sizi izlemesidir. Her kaybolduğunuzu sandığınızda size küçük ipuçları bırakması, siz o ipuçlarını bulup daha derinlere ilerlerken, büyük bir keşif yaptığınızı sanarak sevinirken, birden ne kadar büyük bir dehlizde olduğunuzu ve giderek kaybolduğunuzu fark etmenizle yarıda kalan sevincinizin hüznünü, kahkahalarla izlemesidir. Hiçbir erkek bir kadının ruhunda ondan izinsiz dolaşamaz veya onun bulunmasını istemediği bir dehlize girip orada kaybolamaz. Eğer size aşık bir kadın ruhunu dehlizlerinde dolaşmanıza izin veriyorsa bunun size sunulmuş bir şans olduğunu, bir dünya seyahatinden bile daha keyifli, daha heyecanlı ve uzun sürecek bir seyahate çıktığınızı bilmeniz gerekir.Yanınıza bolca yolluk almalısınız. İlgi, sevgi, özen, tatlı dil, samimiyet, dostluk bu seyahatte yanınızda bulunması gereken ve çokta yer kaplamayacak yolluklardır. Kadınlar ruhlarının dehlizlerinde kaybolmaktan korkmayan ,onlardan izin almaksızın girmeye ve dolaşmaya kalkmayacak kadar saygılı, ama yinede meraklarına yenik düşüp buna cüret edebilecek kadar cesur erkeklerden garip bir haz duyarlar. Aslında doğalarında ki bu belirsizlikten kendileri de her zaman tam olarak mutlu değildirler. Keşfedilmeye ve erkeğin gösterdiği tüm çabaya layık görülmüş olmanın heyecanını yaşarken,bir yandan da keşfedilen dehlizleri arttıkça deşifre olup, kadınlık büyüsünün kaybolacağından endişe etmeleri de size bırakılan ipuçlarının azalmasına ve o dehlizlerde ilerlemenizi yavaşlatabilir ve sizi yorabilir… Hatta ruhunun dehlizlerinde çok ilerlediğinizi fark eden bir kadın size ne kadar aşık olursa olsun, büyüsünün kaybolacağı endişesiyle sizi hiç beklemediğiniz bir anda terk edebilir. Bu bir terk ediş midir yoksa yeni dehlizler oluşana kadar mı gitmiştir asla bilemezsiniz… Bir kadın ruhunun çırılçıplak, ürpertici, karanlık ama bir o kadarda göz alıcı, dehlizlerinde tutkuyla dolaşmanın zevkine varan bir erkek, bugüne kadar heves duyduğu,arzuladığı, bedenlerde şehvetin kollarına atıldığı sevişmelerin ne kadar yavan olduğunu fark eder… Ve yorulmayı göze alabilenler bir ömür boyu gerçek mutluluğa ulaşabilir ancak… AŞK KORUYABİLİR BİR TEK KALDIYSA EĞER HALA MASUMİYETİMİZİ BİZ ALTINDA İMZASI OLAN AŞIKLAR BÖYLE YAZDIK VASİYETİMİZİ. | |
|
25 Aralık 2011, 19:13 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Bir Kadının Anatomisi... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! - İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. ağlamıyacağım der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı... Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan... İnançlarını yitirdi kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E.. o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki! Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
|
Etiketler |
anatomisi, bir, kadının |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bir Kadının Anatomisi (1995) Hülya Avşar, Mehmet Aslantuğ | CORDON BLEU | Antikacı | 0 | 01 Ağustos 2021 21:39 |
Mesanenin Anatomisi | Liaaa | Ödev ve Tezler | 0 | 09 Şubat 2012 17:22 |
Balık Anatomisi | KarakıZ | Hayvanlar Alemi | 0 | 09 Kasım 2011 22:54 |
Bir Ayrılığın Anatomisi | Candy | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 28 Ağustos 2010 19:09 |