06 Temmuz 2011, 22:54 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İnsan Neden Öldürür? Reddediliş Risaleleri'ni yazabilmek için gidilecek her yer anlaşılabilirdi. Fakat bir tek bunu anlamak mümkün değildi. Pagan vandalları arasına düşmem kolay atlatılıcak bir badireye hiç benzemıyordu. durum kötüydü. Son derece Vahimdi.. Kuzey Ormanlarının vahşileri beni götürdükleri ahşap kalede sorgulamak için hazırlanıyorları. Masif taşlar kullanarak, inisiye mimarlarla gotik kaleler kurma aşamasına bile gelmemiş bu kuzey vandallarının işkence yöntemlerini düşünmek bile istemıyordum. '' insan neden öldürür?'' syaline yanıt aramak için çıktığım aydınlanma ve irşad seyrüseferlerinde, en iyi insan öldüren kavimler arasına doğru ilerlemem, korkarım affedilemez bir hata olmuştu. Bu işten yakayı sıyıramıyacaktım.Bari hiç değilse fazla acı çekmeden ölebilseydim. Gövdesi postlarla kaplı Vandal Kralı anlattıklarıma inanmış gibi gözükmüyordu. Her şey itiraf edip gerçeği söylediğim halde, ona göre ben bir romalı casustum ve bu Mesihlik alan palavradan ibaretti. Tüm ermiş, öte alemlere geçmiş hallerimi; zındıkların bakış açısına göre meczup denebilecek görüntümü takınıyordum kı casus olduğum düşünülmesin. Fakat çam yarmasından iri, saçları belınde, demirden pazubantlarını kırıp atıcakmış gibi gözüken adaleleri ile dehşet alametleri yayan Kral bir elinde iki yanı keskin baltası, diğer eli belinde ağzından köpükler saçarak haykırıyordu: '' Konuş Aşağılık Roman casusu; lejyonlar nerede ?'' İki kolum ve iki bacağım bağlı olarak yatırıldığım tahta masadan başımı doğrultarak en uhrevi ifademi takınıp: '' Ben Roma casusu değilim efendim.'' dedim '' KESss! Aşağılık köpek! Sen daha Vandal işkencesi görmedin. Ondan dilin ötüyor! diye haykırdı Kral ve belinden kaldırdığı eliyle bir işaret yaptı. O lahza dört vandal eri yerinden fırlayıp yanıbaşımdaki masaya yatırılmış, sarışın Slav esirin ağzına zorla demirden huni soktu. Yanıbaşımızda kaynayan kazanlardan birine daldırdıkları koca bir kepçe ile ne olduğunu anlayamadığım, fıkır fıkır kaynayan kara bir sıvıyı alıp huniye boşalttıkları anda Slav esir canhıraş bir çığlıkla sarsıldı. Ağzında huni olduğu için boğazdan yükselen boğuk çığlık hırıltıya dönüşüp yok olurken çırpınmaya çabaladı. İki eli, iki ayağı bağlı olduğu halde öyle bir çırpınmaya yeltendiki bağlı olduğu masa kalkıp yürüyecekti az kalsın. Bir dakikaya varmadan sarışın Slav esirin ağzı boynu boğazı dudakları eridi gitti.Ölgün bir çırpınışla son nefesini verdi.Sırt üstü düştüğünde yüzü gözü kan kırmızısı olmuştu.Bana döndü Vandan Kralı: '' Beğendin mi Romalı ?'' '' Efendim ben Romalı değilim'' dedim fazla cüretkar olmayan bir ses tonuyla.. '' Bak lejyoner, benle dürüst konuşursan seni forsa olarak Vikinglere satacağım ve hayatın kurtulucak. Ama doğruyu söylemezsen şu yanındaki adamdan daha kötü işkenceler beklıyor senı ! Anlıyor musun ?! '' diye bağrırak konuştu. '' Efendim ben lejyoner değilim.Ben romalı değilim. Ben casus değilim. Bağışlayın lütfen beni!'' dedim ağlamaklı. '' Peki nesin sen o zaman ? Kimsin ? Ne arıyorsun bu vahşi ormanlarda ? '' Efendim ben ' Reddedilenlerin Mesihi'yim.'' Kralın Vandal olduğunu unutmuştum. Bular Mesihe falan inanmazlardı. Bunlar hala Pagan çağı ikonlarına tapıyorlardı. Anlatmayı denedım: '' Yani Efendim Yüce Yaradan beni gönderdi dünyaya..'' Sözümü kesti: '' Kim? Kim gönderdi ? '' Yüce Yaradan. Rab! yani hepimizi ve herşeyi yaratan Tanrı! Müthiş bir kahkaha kopardı Vandal Kralı. Onu gören savaşçılarıdahep bir ağızdan kahkayı bastı. Koca ordugah kahkaha ile kırılıyordu. Havadaki bu yuuşamadan cesaret alıp atıldım: '' Efendim tüm insanlar ve tüm dünyanın iyiliği için geldim ben.'' Kral aniden ciddileşti. Gülmesini kesti ve yüzünü astı.Ordugahtaki gülmeler kıp diye kesildi. Bir işaret yaptı kral: '' Bu daha akıllanmadı! '' Yanıbaşımda harekete geçen dört cengaver fırlayıp bir Frank esir yakaladı. Dört beygir getirildi ahşap kalenin önüne. Çığlık ve yalvarmaları arasında el ve ayakları dört beygire bağlandı. Atların döşüne birer tekme çakıldı ve atlar ok gibi fırladı dört bi yana. Acı bir çığlık duyuldu ve ardı sıra gökten kan yağmaya başladı. yüzüme gözüme bulaştı kanlar. Parça parça olmuştu Frank esir. '' Romalı anlatıcakmısın bize ? Anlatmıyacakmısın ? '' '' Anlatacağım efendim!'' dedim '' Hah şöyle! Hizaya gel. Anlat bakalım. Kimsin ve ne arıyorsun buralarda!'' '' Efendim ben Reddedilenlerin MEshi'yim. Tüm insancıklar sürekli lanetlenip reddedilip dışlandığına göre, yakında reddedilmemiş kimse kalmıyacağına göre ben bütün insanlığın mesihi'yim. İnsanlığı kurtarmaya geldim. Ve onun için bazı öenmli sorulara yanıt arıyorum. O yanıtları kitaplara yazıp tüm insanlara dağıtacağım ve her şey düzelecek.İnsanlar kurtulucak.Hatalarını anlayacaklar.! .. sustum. Herkes de susmuş beni dinliyorlardı. Kralın da suskun olması benı umutlandırdı. Acaba söyldiklerimden etkilenmişmiydi. Şefkatle bana eğildi: '' bizden ne istiyorsun ?'' diye sordu '' Efendim ' insanlar neden öldürür?' sualinin yanıtını arıyorum burda. Bunun yanıtını en iyi vandallar bilir dediler. Çünkü en iyi ve en çok onlar öldürürler. Onlar bu işi yemek yer su içer gibi tereddütsüz yaparlar, dediler.'' '' Bütün söyliyeceğin bu mu ?'' '' Evet efendim.'' dedim yutkunarak. Doğruldu kral. '' Bu adam olmıyacak!'' dedi ve bir işaret çaktı. Koşa koşa gelip kollarımı çözdü askerler. Sonra beni ayağa kaldırıp ellerimi arkadan birbirine bağladılar.Ayaklarımıda bağladılar. On metre ileride duran yağlı kazığa doğru beni çekiştirdiler. Direnmedım. Dirensem ne işe yarıyacaktı kı? Bütün ağırlığımı kaybetmekten başka... Direnmemiş ve ses çıkarmamış olmama şaşırdılar. Kral ' devam edin ' die işaret yptı. Kapişonlu, uzun kara kaftanımın altındaki tumanımı çekip sıyırdılar. Hançerle kesip attılar. Kaftanımı belime kadar topladılar. Hiç kıpırdamadım. Kazığa oturtulucak bir adamdaki bu sğukkanlılığa bir anlam vermeye çalışıyorlardı. Devam edin anlamında işaret eden kral bana son bir şans tanımak için: '' Sana son kere soruyorum! konuşucakmısn?'' dedi '' konuşucağım!'' dedim yine... konuş öyleyse dedi.. '' Siz beni kazığa oturtacaksınz demekki.. Rabbin elçisini kazığa oturtarak ona işkence ypmk ıstıyorsunz ama Rab size daha ağır işkenceler yapıcak.. Kral yine güldü. ama bu kahkahada tedirginlik vardı. Yapma ya! dedi Senin Rabbin işkence ypmasını bılrmı ? '' Hemde en büyüğünü!!!!'' dedim bütün özgüvenimle. '' bizim işkencelerımızden dahamı korkutucu?'' dedi.. ÇOK DAHA KORKUTUCU dedim..! '' bak şimdi merk ettim neymiş daha korkutucu olan ?'' dedi. '' Sana bu kadar acı vermemı ıstedığınden emınmısın?'' diye sordum artık çizmeyi aşmış sen diye hitap ediyordum.. ' sen Kım Bana Acı vermek kim sefil keşişş!' diye haykırdı. '' Bakın! ; Hepinzn Öleceği tarih elımde . Bunu öğrendiğiniz anda, öleceğiniz ana kadar ne tür acılar çekeceksiniz biliyormusunuz?'' '' Bu çok sçma. Hem de bunu bilmen mümkün değil. Hem diyelim öğrendik; ne olur ki!? Sonunda herkes ölecek, öyle değil mi?'' '' Hem cahil hem de ahmak bir kralsın sen!'' dedim. Son kumarımı oynuyordum. ' öleceğin anı bilmekten daha ağır bir işkence yoktur! Çünkü her an, her lahza devamlı ölürsün o zaman.'' '' Diyelim öyle! senin herkesin öleceği günü bildiğine nerden inanalım?'' '' Bak dedim Vandal kralına , şurada duran cengaver var ya atın yanında o bugn ölücek! '' dedim. Köleler arasında bulunan ve olan biteni izleyen havarilerim Slav Feodor, İbrani Franz, Sakson John Ronald, Cermen Thomas, Sakson George, Frank Gustave, Slav Lev, Viking Knut ve Hunlu barbar akarsu'da bir kıpırdanma oldu.Birbirlerine baktılar. Ve kalabalıktan sıyrılan Feodor fırlayıp gösterdiğim askerin gırtlağına hançeri daldırdı.Hırlayıp orada can verdi asker. Slav köle Feodor'u kıskıvrak yakaladılar. '' sakın ona dokunmayın yoksa hepinizin öleceği günü söylerim'' dedim ' En başta Kralınızın!!' İnsanoğlu dondu kaldı. O saatte yıldırımlar çaktı ve gök gürledi. Gökyüzünden seller sular boşalmaya başladı. Alevler söndü. kaynar kazanlar soğudu. Vandal kralı etkilenmişti. '' Çözün şunun ellerini'' diye emir verdi. Bir anda ellerim çözüldü. Kral yanıma gelıp usulca sordu: '' Benim öleceğim günüde biliyorsun öyle mı ?'' '' Evet!'' dedim.. söyle o zmn .. '' öğrenmek istediğinden emınmısın ?'' '' Evet '' dedi.. '' Söylersem orada oturamazsın ama !'' '' Nasıl yani? '' '' Behey Kral tutki şu ordugah 3-5 gün sonra senın öleceğini duydu seni bu tahta oturturlarmı ?'' '' Hmm.. Doğru o zmn sessizce bana söle ..'' '' Sana söylersem sen orda oturabılırmısn ?'' '' Hmm .. Doğru oturamam Son hesapları görmek için harakete gçerım.. '' Hala söylememı ıstıomusn ?'' '' hayır ! '' '' Peki beni öldürücekmısın ..?'' '' Hayır '' '' Peki ne yapacaksın ?'' '' Daha kötüsünü yapacağım '' '' Neymiş daha kötüsü ?'' '' En büyük işkenceyi yapacağım sana .. Bu, Senin Rabbinin işkencesinden daha büyük! '' '' Neymiş o ?'' '' Aradağın sualin yanıtını vereceğim'' '' İyi. Söyle o zaman '' '' Söylememı ıstedığınden emınmısın ?'' '' kuşkusuz.. Tabi!'' '' Ama o zaman öyle Mesih filan olarak orada oturamazsın.'' '' Ne demek bu şimdi ? '' '' İşte o demek! sorduğun sorunun yanıtın aldığın anda sen de mesihlik tahtından düşersin.'' '' Buna inanmam için bir neden var mı ?'' '' İnanmaman için bir neden var mı?'' '' var ! '' .. Neymiş o? '' Çünkü Rab benı seçti ve yolladı neden görevden alsınkı ?'' '' Rab herkesi seçer acemi Mesih. Seni mesihlik için seçtiyse. tüm yaratıklarıda öldürmek için seçti.'' '' Böyle düşünmemiştim hiç..'' '' Öldürmek için seçtiklerinin , cinayetlerinden dolayı kahrolmaması için de seni onlara gönderdi. yani sen onlara aslında doğuştan suçlu, suça ve cinayete programlı olmadıklarını, bazı aksilikler sonucunda katil olduklarına inandıracaksın. İnsanlar hem katil olacak böylece hem de katillikleriyle barışık. Bunu sağlamakta senin görevin.'' Durdum. Düşündüm. Bir parça yalpaladım. Kaba kuvvetten başka mezhiyei olmadığının düşündüğüm bir Vandal kralı bile bana felsefe ve hikmet dersi verebiliyorsa eğer ben neden Mesih seçilmiştim ki ? Üstelik adamın çok haklı olduğu yanlar vardı. İçim daraldı. '' Feodor'u öldürücekmisin dedim ansızın. '' hepinizi öldürüceğim .. Sen ve havarilerin . Hepinizi'' dedi '' Bunun çaresi yok mu ?'' '' var '' '' Nedir o ?'' '' Sen şurada duran henüz ele geçmiş Hunlu bakireyi işkenceyle öldürürsen hepinizi affedeceğim..!? '' '' Hmm . Kabul'' dedim hiç tereddütsüz. Sustu. Boş boş bakındı. Sonra umusamazca bir tümce sarfedip çekti gitti; '' bugunlerde ne kadar çok Vandal, Mesih kılığında dolaşıyor ortalıkta!'' Dondum kaldım.. Hayatta kalabilmek için işkenceyle öldürmek zorunda olduğum Hunlu bakireyi bana doğru sürüklüyordu muhafızlar. Yüzüne baktım melekler kadar güzel Hunlu bakirenin. Büyük acı duymam gerekıyordu. Oysa sadece gövdemin önünden sarkan yılanın helecana geldiğini duyumsuyordum. .. O lahza anladım ki Rab hepimizi kargışlamış..! | |
|
Etiketler |
neden, İnsan, Öldürür |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Aşk hem öldürür hem yaşatır' sözü sizce doğru mu? Neden? | Sarya | EylulFM Paylaşım | 1 | 12 Temmuz 2023 08:19 |
Aşk hem öldürür hem yaşatır' sözü sizce doğru mu? Neden? | Sarya | EylulFM Paylaşım | 0 | 20 Haziran 2023 21:07 |
İnsan Neden Hayvana İşkence Yapar ve Öldürür? | M`y | Hayvanlar Alemi | 1 | 21 Haziran 2018 17:26 |
Domuz gribi insanı neden öldürür | YapraK | Sağlık Köşesi | 0 | 28 Eylül 2009 22:42 |