Nefreti aşmanın tek yolu var: Affetmek...
Başkalarını affettiğimizde biz özgürlesiriz!
Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı.
Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır. Affetmek insanı derinleştirir.
Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir.
Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir. Affetmek bir süreçtir.
Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.
Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır!. Yani koşullu affetme yoktur!. Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin çünkü affedebilen zaten üsütn olan, erdemli olan olacaktır!.
Affetmek bir seçimdir. Amacı ruhunuzu rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir. Affedemeyecek kadar aciz olduğunuzdan nefret etmeyi seçtiğinizde sizden önce bir gün aniden öldüğünde, affetme sürecinde duyduğunuz acılarla kavrulmuş tereddütünüzün yoğunluğunda, ruhunuz karanlığa bürünmesinden başka sonucu olmayacaktır!. O acı en gaddarımızın zaten acı olan bu hayatını telafisiz dahada acıklandıracaktır!.
Affetmek kolay değildir. Fakat ruhu özgürleştirmek için gereklidir. Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır.
Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, kölenmiş gururların yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir.
Affetmek, birden her şeyi unutup hemen eskisi gibi sevmek değil.
Affetmek, hemen konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, hemen bi şey yokmuş gibi ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, hemen beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, hemen sıcacık kucaklamak değil.
Affetmek, hemen suçsuzmuş gibi kabullenmek değil.
Affetmek, hemen hiç bir şey olamamış gibi haklı bulmak değil.
Affetmek, verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten ön planda değildir. Önemli olan şansı bulmuşken erdemlerin en büyüğünü yakalamak değilmidir.