11 Ekim 2010, 11:39 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Yüreğimi Ellerine Bıraktım.. ღ Ne güzel söylemiş Fuzuli: ''Küçük bir dağ çileğiydim ben, sevgilimin ellerinden kazana atıldım. Tam dudaklarına değicek iken koparıldım,ateşe atıldım...'' Boğuk bir yaz günüydü. Nemden boğulmuş hava, rüzgârın ürpertisine hasret bedenler. Kalabalık, gürültülü sokaklar. Zamanı yakalamaya çalışıyordum herkes gibi. Sıcaktan nefes alamazken birden ürperdim. Mayışmış bedenim buz gibi soğukla yeniden hayat buldu. Peşinden koştuğum zaman ellerime yapışmıştı. Sözcükler parmak uçlarımda takılı kaldı, onu gördüm! Gözlerimden ruhuma akmaya çalışan bir çift göz. Birkaç dakika önce nefret ettiğim hava,farkına varmadığım güneş,mavi gökyüzü yüzümde parlamaya başladı. Daha bir anlamlıydı saçlarına vuran kızıllık... Daha bir anlamlıydı gözlerine yansıyan ışık... Daha yeni sevmeye başlamıştım kaçan zamanı. Ama olmadı,olamadım. Koparılıp kazana atıldım. ღ Karanlık çöktü birden. Güneş aya bıraktı yerini. Boş bir sokokta buldum kendimi. Kalabalık kaybolmuştu. Tek bir sokak lambası iptidai ışığıyla aydınlatmaya çalışıyordu etrafı. Fon müziğim belirdi birden. Ritim oluşmaya başladı. Çöktüm kaldırıma. Belli belirsiz siluetin karşımda. Sözcükler yine parmak uçlarında kilitli. Baktım... Anlatmaya çalıştım; nefes alamadım. Uğraşmadım manasız sözcüklerle, kalbimi ellerine zımbaladım! ღ Farkına varmamışım, gün bitmiş. Yine aynı boş sokak, kalabalık basmış. Yoluma devam ederken bana teğet geçtiğin yere gelmişim. O sokak lambası altında kalbim kalmış, üstünde bir bıçak! ღ Bazen hapsolursun bu odalara. Zaman geçer, sen zamana mahkum... Alıp başını gitmek istersin bağlıdır elin kolun. Ay ışığı odana süzülür. Sen o aya dokunmak istersin, ellerin bağlıdır yatağının prangalarına. Rüzgâr girer sinsice pencerenden, kanına. Ona karışıp esmek istersin, o kadar hafif değilsindir, düşersin! Tek çare gece bir vakit dadanırsın kalemine. Yazdıkça geceye iyice karışasın gelir. Kalemin seni sakinleştireceğine iyice azdırır. Kimbilir ruhunda kaç ağır lafın, kaç neşterin izi, kanayan kaç yara var. Ama bu gece, bu gece sadece o duvarlar ağır geldi sana. Bu gece bir aşk için ağıt yakmadın. Sadece kendin için yazdın. Sıkıldın, ellerindeki iplerden bunaldın. Asla tam anlamıyla özgür olmadığını anlayınca bağırdın. İptidai bir ışıkla, iğrenç bir yazıyla devam ediyorsun satırlarına. Fondan Romeo and Juliet soundtrack... Seversin sen... Başa alıp bir daha dinlerken, yaz yine. Romeo'da yazı yazıyordu bu şarkıyla, ama eminim o senin gibi saçmalamıyordu. ღ Uykunun seni terkettiği şu gecede, kağıt bulamayıp bir kitabın içine yazıyorsun zavallı bir şekilde. Bir dolu kurgu beyninde, anlatmaya kalksan dalga geçerler. İşte yine o anlardan biri, kimsenin seni anlamadığını düşündüğün. ღ İnsanlar bilmem kaçıncı uykularındayken, işte sen yine buradasın. En sadık dostunla... Ama bu gece sadece saçmalamak geldi içinden. Bir kuş olup uçmak gökyüzünde, umarsızca. Balıkçıların attığı ekmek parçalarıyla bir gelen geçici toklukla uçmak... Rüzgârı yara yara, yıldızlara doğru uçmak... Diline bir şarkı dolayıp, mil mil yükselmek... ღ | |
|
Etiketler |
bıraktım, ellerine, yüreğimi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Suriyeliler, en yoğun yaşadıkları kent olan Hatay'da iki sektörü ellerine aldı | CORDON BLEU | Ekonomi Haberleri | 2 | 24 Mart 2022 13:21 |
Doktorlar küçük çocuğun dev ellerine çare arıyor | Seth | Haber Arşivi | 0 | 20 Ağustos 2014 19:15 |
Yüreğimi Seni Yutan Karanlığa Bıraktım. | Hesna | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 04 Şubat 2010 22:21 |
Ellerine kına yakıp askere gönderdiler | Cemalizim | Haber Arşivi | 0 | 10 Ağustos 2008 15:49 |