IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 20 Temmuz 2010, 00:48   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yıllar sonra bir gününüz böyle olsun ister miydiniz?




Huzur evinin kapısından hızlı adımlarla giren ve halinden 60-70 yaşlarında olduğu anlaşılan kadın, girişteki danışmadan bir şeyler sorar.
Danışma memuruyla aralarında geçen ve kısa süren konuşmadan sonra aradığı şeye bir an önce kavuşma heyecanıyla olsa gerek daha bir hızlı adımlarla merdivenlere yönelir.
Kapı numaralarına bakarak ilerlemektedir koridorda. Ve hışımla dalar 24 numaralı odaya…
Bir yatak, çelik bir elbise dolabı, küçük, formika kaplı bir sehpa, dayanakları ahşap bir tek misafir koltuğunun bulunduğu, yerlerin mozaik olduğu, penceresi batıya bakan, pek köhne sayılamayacak bu Huzur evi odasında yaşı 70’ e varmış ve çoktandır ilaç tedavisi gören birisi yatmaktadır.
Kaybetmişlikle bulmuşluğun, ya da bulmuşlukla kaybetmişliğin arasında bir çok zıt duyguyu aynı anda yaşayan kadın, gözlerinin ışığına bakılırsa, sevinmektedir. Alnındaki daha bir belirginleşen hayat çizgileri ise üzüntülü olduğunu ortaya koymaktadır.
Çok kısa bir sürede anılar gözünün önünden bir film şeridi gibi geçmiş olan kadın, üzerinde lacivert eşofman bulunan yataktaki yaşlı adama yaklaşır. Gözleri nemlidir. Yıllardır denize hasret bir kaptanın denizi seyrettiği gibi seyreder bir müddet onu. Ve buruk bir sevinç içerisinde seslenir.
- Merhaba,
Nihayet buldum seni.
Nasılsın,
Beklemiyordun değil mi beni?..
- Merhaba,
Ben kaybolmadım ki bulunayım.
Herkes biliyor ki,
Son sekiz senedir buradayım.
- Yanlış anladın,
Kavuştum sana dedim.
Belki inanmayacaksın ama,
Seni çok özledim.
- Çıkaramadım, af buyurun,
Tanıtır mısınız kendinizi?
Ne zamandır tanıyorsunuz,
Bendenizi?
- Yapma Allah aşkına
Yapma be şâir
Ne şiirler yazmıştın hani,
Beni sevdiğine dâir.
- Hem sevdim hem şiir yazdım ha
Şimdi iyice şaşırttınız.
Aklımı yitirmedim daha
Bence siz ortaya bir yalan attınız.
- Yalan değil söylediğim
Niçin öyle düşünüyorsun?
Bu değildi beklediğim,
Beni kırmak mı istiyorsun?
- Niyetim sizi üzmek değildi,
Samimi söylüyorum.
Sadece gerçekleri,
Anlamak ve anlatmak istiyorum.
- Haydi, gezdireyim bahçede seni,
Hava alırsın, mevsim nasıl olsa yaz.
Hem belki konuştukça,
Hatırlarsın geçmişi biraz.
- Hatırlamam neyi değiştirir,
Konuşsak da hoş konuşmasak da hoş.
Gerçek olan tek şey şu değil mi;
Sevgisiz geçen hayat boş.
- Alır alır gelirdim seni buraya,
Ancak Huzur evinde kavuşuruz derdim.
İster inan ister inanma ama,
Ben sana bu güne söz verdim.
- Ya, demek öyle,
Pekiyi ya bunca geçen zaman?
Hasret nasıl telafi edilir,
Mümkün mü o günü tekrar yaşaman?
- Hiç unutmam,
Bir sohbette sormuştun bana,
“Bende ne buldun?” diye.
Gönlümü çalan ne servetindi
Ne de verdiğin bir hediye.
- Allah Allah,
Diyorsun ki şuydu sorduğun,
Peki söyle bakalım,
Neymiş bende bulduğun?
- Oturduğumuz o parkta gözlerine bakarak,
Gülümsemiştim.
Ve daha sonra sana,
Sen beni çok sevdin, demiştim…
- Hatırlıyorum elbette hepsini,
Unutulur mu hiç?
Onca gayret onca emek.
Tahmin etmeliydim,
Sen, “O” sun demek.
- Evet, benim,
“Sevmekten kim usanır?” diyen,
Kaç kere yemin eden,
Kaç kere geri gelen…
- Anlıyorum, kaçan kovalanır, sevenden kaçılır,
Bizde böyledir değil mi âdet?
Üç günlük dünyada
Çok görülür saadet.
- Gittim… Gittim ama,
Sebepsiz değildi gidişim,
Terk etmiş olsam da seni o gün.
Geldim işte yanındayım,
Ve seninim bugün.
- Neye yarar ki,
Ne olursa olsun neden,
Beni terk ettin.
Ve geçti artık iş işten,
Sen unutulmuş olmayı,
Çoktan hak ettin.
- Yalvarırım,
Yalvarırım bana bunları söyleme.
Kırk yıldan sonra,
Tam bulmuşken seni,
Yeniden kaybetmemi isteme.
- Bırak !..
Bırak lütfen ellerimi,
Ömür bitmiş seni neyleyim?
Tek başıma yaşadığım dünyadan,
Bırak da, yalnız gideyim…
Sağ elini avuçlarının arasında tutan kadından kurtaran yaşlı adam, oturmakta oldukları banktan da aniden kalkar.
Bastonunun da yardımıyla ağır aksak yürümeye başlar. Ağlıyordur… Ama arkasına bakmadan yürümektedir. Binaya mı? Odasına mı? Hayır…
Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş gençliğinin maralını, güzel hatıralar yaşadığı kadınını, yüzlerce şiir yazdığı ilham perisini bırakmıştır arkasında…
Gitmektedir…. Ama nereye gittiğini ne kendisi ne bir başkası bilmektedir…

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Alt 20 Temmuz 2010, 12:12   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yıllar sonra bir gününüz böyle olsun ister miydiniz?




Harika Bir yazı Yazanın Yüregine sagLık

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bir, böyle, gününüz, ister, miydiniz, olsun, sonra, yıllar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Zenci bir sevgiliniz olsun ister miydiniz? Desmont IF Anket Arşivi 6 09 Haziran 2016 13:55
Fanatik Beşiktaşlılar böyle bir araba ister miydiniz? Düş Fotoğraf Kulübü 0 21 Kasım 2012 13:46
Böyle Xbox'larınız olsun ister miydiniz? Bulut Oyun Dünyasından Son Haberler 0 25 Mayıs 2012 17:18
Böyle ayakkabılar giymek ister miydiniz? pyracantha Komedi ve Mizah 2 22 Ekim 2010 01:33
Yıllar sonra bir gününüz böyle olsun ister miydiniz?.. KaranLIK Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 31 Ağustos 2005 20:22