Çevrimdışı

Suya serpilmiş su gibidir:
Hüzün içinde ayrı bir hüzün.
Karmakarışık ve ayırt edilemeyen,
Beklemek… Gelemeyeceğini bile bile beklemek…

Bugünü bilmeyen yarını özlemezmiş ya hani,
Yarını özlemeyen bugünü bilmez derler ya;
Bugün de dünün yarını ey gönül
Farkında olamasan da…

Ve bekleyişler vardır narin mi narin,
Kırılgan duyguların gözyaşları başkadır
İsyandan bulutlar kadar uzak,
Özleme yağmurlar kadar yakın,
Bekleyişler vardır narin mi narin…

Kutsala ant içtiğim bir dalgalanma
Ruhumda köpürüp duran o denizden,
Coşarken alabildiğine hoyrat ve cesur
Bir narin bir özlem bir bekleyiş dolu sur:
Yokluğun…

Gözlerinin içine baka baka demek vardı,
Vatana hizmete yemin etmek…
Ve gözlerinin içine baka baka,
Bu şehit kokulu sevdada yitmek…

En güzel günlerin sabahında bir nebze
Olmayışın diniyordu benim bile dinmediğim gönlümde
İçten anlatabiliyordum en azından kendi kendime
Bugün anlatamadım anne
Çıkıp gelmediğinde
Bir kutsalın önünde tüm kutsalları anarken…

Duana sarılıp asker olduğum vatanımda
Kur’an’a bayrağa millete hizmete yemin etmek
Ne güzelmiş ne güzel…
Ak sütünün helalliği şehit kanının alında
Bir bayrak oldu ki sorma;
Meğer bir millet dolaşıyormuş bir damla kanımda
Bugün öyle bir anladım ki sorma…
Bayrağın nazlı gölgesi uğrundakilere helalmiş anne…

O bayrağın altında dua ederken
Selamet-i vatanı canı dilen dilerken
Gözlerinin sıcaklığını hissetmek vardı
Gönül sıcaklığını gönlümce hissederken…