01 Ocak 2010, 16:17 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Delinin Güncesi & Kelebek, Kimsesizlik, Uçurtma Bir delinin güncesi, günlerden kelebek... - Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı ? - Kelebekleri… Çocukluğun vazgeçilmez sorusudur "hangi sevgin diğerinden daha üstün" Ben kelebekleri sevdim en çok rengarenk kanatlarını birde erken ölümlerini, nazlı uçuşlarıyla çiçekler arası göçleri ömürlerinin en uzun yolculuğu olduğu için. Karanlığı göremeden ölüme öykünen dilleri adına birde koza cesaretini gösterip sadece bir gün adına her şeyden vazgeçtikleri için… Annemi sevmemek değildi niyetim ya da babamı unutmak; sevgi sözcüklerinin arasında sadece kelebekleri daha çok sevdim. Anlamadılar babamın yılların yorgunluğundan sonra o büyük cesaret ile gittiği gurbet elde ölümle uyandığını sadece bir zamanlık rahatlık için seçilmişti ağır şartlarıyla süründüren emek akşamları. Annemin kanatsız günlerde narin gülüşünü serdiğini ve çocuklar arası göçlerinde çırpındıkça her kanatta bir tokluk taşıdığını söyleyemedim… Annemi de babamı da çok sevmiştim o yüzden kelebeklere âşıktım… Anlatamadım… Bir delinin güncesi; günlerden kimsesizlik... — Yalnızlık mı daha güzel, sessizlik mi? — Kimsesizlik… Odamın kekeme akşamlarındayken üstelik daha yağmur yağmamış şehre, kaldırımlarda uyumak soğukla yüzleşmek değilken aklıma düşerdi yalnız mıyım bu sessizlik canıma batıyor mu? Kederden ölecek kadar aşağılık bir sessizlik bu. Yağmur yok dediysem bulutsuzluktan falan değil mevsim normallerinde seyreden hafif gün telaşları sadece. Sessizliğin uğultusu yankılanıyor (nasıl bir cümle bu… Sessizlik… Uğultu… Yankı… Nasıl bir araya geldi bilmiyorum ) şakaklarımda açan tedirgin çiçekler baş ağrısına muzdarip günlerin akşamında iki elin merhametli dokunuşuyla un ufak olacak. İşte en büyük hayalim, sırlarımın açığa çıkması umurumda değil, çiçeklerin un ufak olması kadar. Nedensiz şekilde yalnızlığımı kazıyorum buğulu camlara suni teneffüs saatlerindeyken aşklarım ve ellerim saçlarımı okşarken. Yağmur yok dediysem güneşin çok olduğundan değil, bulutların soyu tükenmesin diye çocuklar ceplerine saklamış… Öyle dediler haberlerde ben deliliğimin yalancısıyım. Sessizlik merhametsizliktir hele bir de dilsizsen yani mecburi göçlerin ağır yarası olur yol boyu geri dönüp geçtiğin dağlara bakarsın ocakta unuttuğun demlik aklına takılır , çay ziyan olacağından değil bir garibin susuzluğuna merhem olsun istersin öyle bir şey işte dilsiz olduğunu bildiğin halde sessiz günlerin sana yoldaş olması… Kimsesizliğin en güzel halidir bu hiç olmazsa ümidin yoktur saçını bir el okşamasına dair. Beklemezsin gece olsun, masal anlatsın diye birileri. Ümidin olmadığı yerde kimsesizlik yakmaz canını ellerin üşüse de bilirsin bu yalnızlığın senfonisidir ve sessizliğin dibe vurumu. Bu yüzdendir kimsesizliği bu kadar sevmem… Bir delinin güncesi günlerden uçurtma... — Serçelerimi daha çok seversin martılarımı? — Uçurtmaları… Cami avlularında duaların eşliğinde yemlenme telaşına düşer serçeler, güvercinlerin iri cüssesine inat kaçamak lokmalarla nazlanır sonrasında gökyüzünü tavaf ederler. Kanatlarının küçük olmasına inat kuşandıkları serüvenler ve yol halleri hep imrenilecek bir güzellik olur. Sonra bir hevese yenik düşer o nazlı çırpınmaları. Bir taşın koynunda uyurlar, sapan bile pişmandır dudak büken çocuk kadar ama bitmiştir ömür… Şimdi balkonda ki serçelerin neşesini görüyorum ama maskelerinin altında bir yüz daha taşıyorlar yazık vurulacağım korkusu. Çocukları sevmenin bedeli bazen ölmek olabiliyor… Denize bakan odam yosun kokusuyla kardeş oldu olalı martılar konuğum olur her gece. Mübarek sanki ötmez zılgıt çeker öyle ağır havası var. Üzümün şarap olma telaşı gibidir martıların simitle olan kardeşliği. Kaç vapur iskeleye tek lokma atmadan yaklaşır. Boğazın deli sularını süsleyen yalnız hisar mıdır martılar değil midir Bizans'tan bu yana bu şehre güzellik taşıyan… Bunca güzelliğin ardından küskün göçleri başlar martıların umursanmazlıkları akşamları evine dönen her insanın aklına bir kez olsun gelemeyişi bir de çocukların ellerine konamayışı ince bir sızı olur kanatlarında. Hüzün doğurur balıkların gölgesine, akşamlar hep kederlidir martılara… Ne çok serçeydim vuruldum çocukların elinde… Ne çok martıydım unutuldum her gece... Ben en çok uçurtmaydım bayırların yaz güneşi şenliğinde... Kanatlarımın olmaması umurumda mı gezinir dururum çocukların elinde… Alinti.
__________________ Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir.. | |
|
Etiketler |
delinin, guncesi, güncesi, kimsesizlik, ucurtma |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kelebek İle Uçurtma | Tanem | Öykü Masal ve Hikayeleri | 4 | 13 Ekim 2021 12:35 |
Kimsesizlik | Kacak | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 10 Kasım 2011 20:32 |
Aşkın Yaş Güncesi | by_C3zA | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 08 Şubat 2010 02:39 |