19 Temmuz 2006, 18:20 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir ayrılığın anatomisi. insanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır" der dostoyevski... veda acısı, kabuğunu soyar insanın; yaldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer.birlikteliğin örttüğü tüm kusurları, ayrılık sergiler.bir ayrılık arifesinde helalleşilir ve o an hakiki tabiatlarıyla yüzleşilir. "ölene kadar" diye söz verilmiştir, ama "ölüm yolunda" başka tercihler belirmiştir. kararsız prensesin vicdanı azap çekerken 7 cücelerin somurtkanı "aklını başına al" diye fısıldar kulağına; haytası ise "kalbinin sesini dinle" diye çekiştirir eteğinden... hep hayran bakan gözlere, hatalar takılmaya başlar. "ama"yla biter alelade iltifat cümleleri: "sen iyi bir insansın, ama arkadaşların kötü", "seni seviyorum, ama bu ilişkide mutlu değilim", "ben başka türlü bir beraberlik düşlemiştim" vs.. vs... sonra gelsin uykusuz geceler...bir türlü karar verememeler...ruhen gidip gelmeler..."hele biraz daha zaman geçsin" diye nikah ertelemeler... birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar... "aslında bütün bunlar bizim iyiliğimiz için"e kendini inandırmalar... sonrası hep aynı: bekleyenin "hani sonbaharda buluşacaktık. hazan geldi geçti, sen gelmez oldun" sızlanmaları... bekletenin "geliyorum az kaldı" oyalamaları... bittiğini bile bile işi uzatmalar; söyleyemedikçe hepten batağa saplanmalar...terke makul bir gerekçe ararken hepten çarşafa dolanmalar...veda konuşmasında süslü iltifat cümlelerinin arasına, o cümleleri hiçleştiren mayınlar serpiştirmeler... üzgün görünmeler... bağış dilenmeler "...ama kaçınılmazdı" demeler..."sözünden caydın"yakınmalarını "sen de eski sen değilsin. değişmişsin" diye göğüslemeler... asıl kendinin değiştiğini bilmezden gelmeler... ve son sahne: terk edenin o mahcup "gönlüm başkasında" itirafına karşılık terk edilenin kırık çalımı: "uğurlar olsun! ben yoluma devam ediyorum". ihanetler böyledir:ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir. ondan sonra dur durak yoktur: güvenilmez aşık, sevdikçe kıran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan biçare dervişe döner. artık acılara hapsolmuştur: buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin "ah"ı tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığına kapanacaktır. | |
|
20 Temmuz 2006, 17:10 | #2 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Yanıt: Bir ayrılığın anatomisi. gerçekten çok doğru ;bigeyes |
|
Etiketler |
anatomisi, ayriligin, ayrılığın, bir |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Ayrılığın anatomisi | Lcia | Aşk ve İlişkiler | 0 | 19 Ekim 2014 19:55 |
Uzlaşmanın Anatomisi | Kalemzede | Felsefe | 0 | 04 Ekim 2011 23:22 |
Aşkın Anatomisi | Perius | Burçlar, Fallar ve Kehanetler | 0 | 13 Mayıs 2011 11:28 |
Bir Ayrılığın Anatomisi | Candy | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 28 Ağustos 2010 19:09 |
Bir AyrıLığın Anatomisi | SibeLim | Aşk ve Sevgi Köşesi | 2 | 20 Ekim 2009 02:46 |