29 Mart 2009, 23:12 | #11 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Akif'in Şiirlerinden Bir Demet Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı? "İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım?" (A’râf Suresi 155. Ayetin bir kısmı) Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı? Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı! Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun! "Yandık" diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun! Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında, Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında, Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm; Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm! Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i, En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i!... Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın Emvâci hurûş-âver olurken melekûta? Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet, Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet? Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban? Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin, Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in? İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet? Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet? Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ? Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ! Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm! Suç başkasınındır da niçin başkası muhkûm? Lâ yüs'ele binlerce sual olmasa du kurbân; İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân! Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık; Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık! Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın... Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın! Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi: Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi! Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted: Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed! Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar, Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar! En kanlı senâatle kovulmuş vatanından, Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan! İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok... Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok! Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi? Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî! M.Akif Ersoy |
|
29 Mart 2009, 23:16 | #12 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Akif'in Şiirlerinden Bir Demet Âtiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak.. Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak... Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak. Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle. İmânı olan kimse gebermez bu ölümle: Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir." Davransana... Eller de senin, baş da senindir! His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin. Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz? Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz? Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın? Esbâbı elinden atarak ye'se yapıştın! Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan. Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk! Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk! Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın? Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun. Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun! Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar; Me'yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez... En korkulu câni gibi ye'sin yüzü gülmez! Mâdâm ki alçaklığı bir, ye's ile sirkin; Mâdâm ki ondan daha mel'un daha çirkin Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman, Nevmid olarak rahmet-i mev'ûd-u Hudâ'dan, Hüsrâna rıza verme... Çalış... Azmi bırakma; Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma! Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş... Sesler de: "Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş!" Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından, Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından! Sâhipsiz olan memleketin batması haktır; Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır. Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar... Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var. Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır! Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır! 'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur!' deme, yılma. Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma. M.Akif.. |
|
29 Mart 2009, 23:20 | #13 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Akif'in Şiirlerinden Bir Demet ÂHİRET YOLU Sokakta sâde bir "âmîn!" sadâsıdır gidiyor: Mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor. Basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût, Başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût; Denildi: "Fâtiha!'; âmîni kestiler bu sefer, Göğüsler inledi, derken, açık duran eller, Hazîn alınları bir kerre okşayıp indi; Deminki zemzemeler bir zaman için dindi. Duyuldu sonra imâmın nidâ-yı mağmûmu, Diyordu: - Söyleyin Allâh için şu merhûmu, Nasıl bilirsiniz ey müslümanlar? - İyi biliriz! -Yarın huzûr-i İlâhîde toplanıp hepiniz, Bu yolda hüsn-i şehâdet edersiniz ya? - Evet! - İmâm efendi, helâllık da iste, merhamet et... - Helâl edin hadi öyleyse şimdi hakkınızı. - Helâl edin hadi bekletmeyin adamcağızı! Cemâatin yüreğinden kopup "helâl olsun!" Nidâ-yı saffeti, birden cenâze, ah-ı derûn, Misâli uğradı evden; fezâda yükseldi. İçerde başladı bir cûş-i nevhadır şimdi; Baş örtüsüyle kadınlar gözüktü pencereden: - Bıraktın öyle mi, en sonra kardeşim, bizi sen? - Yıkıldı dostlar evim, barkım... Âh gitti kocam!.. - Dayım melek gibi insandı; ben nasıl yanmam! - Tamam otuz senedir komşuyuz da bir kerre, Kızıp da "ey!" demiş insan değildi, hemşîre! - Zavallı Remziye! Boynun büküldü evlâdım... - Babam ne oldu? - Baban... Öldü. - Etme Ayşe Hanım, Bu söylenir mi ya? Hicrân olur zavallı kıza... - Ayol, şu öksüzü bir parçacık avutsanıza... Açın da cumbayı etrâfa baksın ağlamasın... Göründü cumbada baktım ki tombalak, sarışın, Sevimli bir küçücek kız... Beşinde ancak var. Donuk yanakları üstünde parlayan yaşlar, Zavallının eriyen ruh-i bî-günâhı idi. Benim o mersiye yâdımda ağlıyor ebedî. Sefine pâre ki: sırtında mevc-i bî-hissin, Yüzer... Önünde ademden nişâne bir engin, Çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına; Bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlıyana? Cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça, O tahta pâreye benzerdi, düşmüş emvâca. Nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını? Nasıl görür ki yetîmin huruş eden yaşını? Bu hây ü hûy-i kıyâmet-nümûn içinde söner, Samîm-i hilkati sûzân eden enîn-i beşer. Değilmiş öyle geniş nâlenin hudûdu meğer: Sokak bitip dönülürken kesildi mâtemler. O tahta pâre-i câmid, o iğbirâr-ı samût, Güzer-gehindeki eşbâhı bir mehîb sükût İçinde haşr ederek dalgalarla seyrediyor; Zemîne bakmıyor artık semâ deyip gidiyor. Bu mahmilin neye sık sık değişsin efrâdı? Suâli fikre büyük bir hakîkat anlattı: Evet bekâ ezecek cism-i zâr-ı fânîyi, Vücûd çekmiyecek ömr-i câvidânîyi, Bu bâr-ı müdhişin altında titreyip dizler, Dayanmıyor üç adımdan ziyâde dûş-i beşer! Ağır ağır gidiyorken cenâze kâfilesi, Nihâyet oldu musallâ birinci merhalesi. Çıkınca üstüne son minberin hatîb-i memât, Açıldı dîde-i im'âna perde perde hayât. Senin en son serîrindir şu bî pervâ uzanmış taş; Ki nermin hâb-gâhından çıkar, bir gün vurursun baş! Elinde yok halâs imkânı, mâdâme'l-hayât uğraş... O, mutlak sedd-i râhındır, aşılmaz.. Muktedirsen aş!' Musallâ: Müncemid bir mevcidir eşk-i yetîmânın; Musallâ: Ahıdır, berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın; Musallâ: Minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın; Musallâ-: Ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın. Bu minberden iner nâsûta en müdhiş hakîkatler, Bu yerden yükselir lâhûta en hâlis kanâ'atler. Civârından geçer zulmette bî pâyan hayâletler: Kefen-ber-dûş geçmişler, kalan üryan sefâletler! Babam, kardeşlerim, evlâdım, annem... Belki bunlardan Muazzez bildiğim kıymetli birçok yâr-ı can el'ân Bu taştan atfeder zanneylerim dünyâya son im'ân... Benim rûhum bu heykelden duyar hâmûş bin efgân! Serîr-i saltanatlar devrilir, alt üst olur dünyâ; Müşeyyed bürc ü bârûlar düşer bir bir, bu taş hâlâ, Zamânın dest-i tahrîbiyle, durmuş, eyler istihzâ; Bütün mevcûda hâkim bir adem timsâlidir gûyâ. Namaz kılındı; duâ bitti. Kârban, yoluna Düzüldü taht-ı memâtın girip birer koluna. Yarım sâat henüz olmuştu. Yolcular durdu; Demek ki; komşusu dünyânın âhiret yurdu. Cenâze indi omuzdan yavaş yavaş, sonra, Sokuldu servilerin ortasında bir çukura, Atıldı üstüne üç beş kürek kemikli çamur Kabardı toprağın altında bir an, bir ur! Evet, çıban, ki yatan duymuyorsa dehşetini, Dönün de arkadakinden sorun fecâ'atini· Sükûn içinde uyurken şu bir yığın toprak İlel'ebed o küçük rûh çırpınıp duracak!... M.Akif Ersoy |
|
29 Mart 2009, 23:22 | #14 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Akif'in Şiirlerinden Bir Demet BİR GECE Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi, Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! Lakin, o ne husrandı ki: Hissetmedi gözler, Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi! Neden görecekler? Göremezlerdi tabiî; Bir kerre, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi, Bir kerrede, mâmûre-i dünyâ, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin. Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi. Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o Ma'sum, Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi! Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi; Zulmün ki, zevâl aklına gelmezdi geberdi! Âlemlere rahmetti evet şer-i mübîni, Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sâhipse, O'nun vergisidir hep; Medyûn ona cemiyyet-i, medyun O'na ferdi. Medyundur o mâsûma bütün bir beşeriyet... Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret. Mehmet Akif Ersoy.. |
|
30 Mart 2009, 23:57 | #16 | ||||
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Akif'in Şiirlerinden Bir Demet
TşK EdRm.. hePSini oKumanı TerCih edeRim.. | ||||
|
31 Mart 2009, 00:12 | #18 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Akif'in Şiirlerinden Bir Demet anLaşTıK Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. biRaZ daHa moDeRn tüRkÇe iLe yaZıLaN şiiRleRiNi teRciH etSem iyi oLaCaK (: |
|
30 Ekim 2010, 14:57 | #19 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Ey Yolcu. . .(Mehmet Akif Ersoy) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ey Yolcu. . . Gitme, ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım: Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim, bilmem ki? Öyle dehşetli muhitimde dönen matem ki!.. Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan, Yatıyor şimdi... Nasıl yerlere geçmez insan? Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu, Nereden başladı yükselmeye, bak, nerde ucu! Mehmet Akif Ersoy |
|
28 Kasım 2010, 16:31 | #20 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Mehmet Akif Ersoy Şiirleri...+ Şiir Videolar. [FLASH] Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. face="Times New Roman">Cenk marşı Ey sürüden arkaya kalmış yiğit arkadaşın gitti haydi sen de git bak ne diyor ceddi şehidin işit haydi git evladım uğurlar ola haydi git evladım açıktır yolun zalimlere karşı bükülmez kolun bayrağı çek ön safa geçmiş bulun uğurun açık olsun uğurlar ola. eşele bir yerleri örten karı ot değil onlar dedenin saçları dinle şehit sesleridir rüzgarı haydi git evladım uğurlar ola haydi git evladım açıktır yolun zalimlere karşı bükülmez kolun bayrağı çek on safa geçmiş bulun uğurun açık olsun uğurlar ola haydi levent asker uğurlar ola yerleri yırtan sel olup taşmalı dağ demeyip taş demeyip aşmalı sende ki coşkunluğa er şaşmalı kahraman askerim uğurlar ola haydi git evladım açıktır yolun zalimlere karşı bükülmez kolun bayrağı çek ön safa geçmiş bulun haydi levent asker uğurlar ola haydi git evladım uğurlar ola.... Mehmet Akif ERSOY Gönülle Başbaşa Dudakları bir dal ateş, mercan gibi Bakışları masum bir heyecan gibi Yürürken titriyen o narin endamı Pembe bir gül açmış taze fidan gibi Fark edemiyorum gözle gördüğümü Saçlarında bağlı aşkın kör düğümü Bir tatlı rüya mı, bir canlı büyü mü? Elim dokunuyor, fakat yalan gibi... Mehmet Akif Ersoy Resim İçin Beni rahmetle anarsın ya, işitsen, bir gün, Şu sağır kubbede, haib, sesimin dindiğini? Bu heyulaya da bir kerrecik olsun bak ki, Ebediyyen duyayım kabrime nur indiğini... Mehmet Akif Ersoy Hüsran Ben böyle bakip durmayacaktim, dili bagli, Islam'i uyandirmak için haykiracaktim. Gür hisli, gür imanli beyinler, cosar ancak, Ben zaten uzunboylu düsünmekten uzaktim! Haykir! Kime, lakin? Hani sahipleri yurdun? Ellerdi yatanlar, saga baktim, sola baktim; Feryadimi artik bogarak, na'sini, tuttum, Bin parça ettim si'irime gömdüm de biraktim. Seller gibi vadiyi eninim saracakken, Hiç çaglamadan, gizli inen yas gibi aktim. Yoktur elemimden su sagir kubbede bir iz; Inler 'Safahat'imdaki hüsran bile sessiz! Mehmet Akif Ersoy Çocuklara Ne odunmuş babanız: Olmadı bir baltaya sap! Ona siz benzemeyin, sonra ateştir yolunuz. Meşe halide yaşanmaz, o zamanlar geçti; Gelen incelmiş adam devri, hemen yontulunuz. Ama dikkatli olun: Bir kafanız yontulacak; Sakın aldanmayın: İncelmeye gelmez kolunuz!.. Mehmet Akif Ersoy Sırtlan Sırtlanları Geçmişti Beşer yırtıcılıkta Dişsizmi Bir İnsan Onu Kardeşi Yerdi.. Mehmet Akif Ersoy Canan yurdu Eyvah! sevgilininyurdu ıssız kalmış Ayak bastığı heryer kırgın bir mezar olmuş İçindeki ahenk uçmuş da Ses seda kalmamış yuvada Yer yer gömülü durur emeller Sanki kıyamet gününü beklerler... Ya rab! niye böyle bir yığın toprak Olmuş yatıyor o temiz saha? Ya rab! niçin o parıltı ortada yok? Ya rab! niçin uzayıp gitmekte bu gölge? Ya rab! sevgilinin yuvası üzerine Gerilmiş bu kat kat aydınlık perdesinin anlamı ne? Mehmet Akif Ersoy Kosova Nerede olsam karşıma çıkıyor bir kanlı ova Sen misin yoksa hayalin mi vefasız kosova Hani binlerce mefahirdi senin her adımın... Hani sinende yarıp geçtiği yol Yıldırım'ın Hani asker, hani kalbinde yatan şah-ı şehid Söyle Meşhed öpeyim secde edip toprağını Yokmudur Murad'ın sende iki üç damla kanı... Mehmet Akif Ersoy Tebrik Gökten ay parçası halinde, o rahmet güneşi, İndi afaka bu akşam, bu mübarek akşam. Ebedi kandili yaktıkça, Huda'dan dilerim, Parlasın dursun o iman senin alnında, Paşam!.. Mehmet Akif Ersoy Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ordunun Duası Yılmam ölümden, yaradan, askerim Orduma 'Gazi' dedi Peygamber'im Bir dileğim var ölürüm isterim Yurduma tek düşman ayak basmasın Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber Türk eriyiz silsilemiz kahraman Müslümanız Hakk'a tapan müslüman Putları Allah tanıyanlar, aman Mescidimin boynuna çan asmasın Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber Millet için etti mi ordum sefer Kükremiş arslan kesilir her nefer Döktüğü kandan göğe vursun zafer Toprağa bir damlası boşa akmasın Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber Ey ulu Peygamberimiz nerdesin Dinle minaremde öten gür sesin Gel! Bana yar ol ki cihan titresin Kimse dönüp süngüme yan bakmasın Amin desin hep birden yiğitler Allahu ekber gökten şehitler Amin! Amin! Allahu ekber... Mehmet Akif Ersoy Hayatın Anlamı Senın Bakıslarında Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı... Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.. Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş. Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada za...man da durmuyor tabi ki. Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona 'Şu karşıki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar. İstersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir.' demişler.Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş. Bilge 'Sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor.' demiş. Adam kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. 'Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin.' Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış 'Evet, kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? '. Adam şaşkın bir şekilde şunu söylemiş: 'Ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki.'. Bunun üzerine bilge 'Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel.' demiş. Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü. Geri geldiğinde bilge, adama 'Bahçe nasıldı? ' diye sormuş. Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış. Bilge gülümsemiş, 'Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış.' demiş ve eklemiş: 'Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider sen farkına varmazsın.. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın akıp giden zamanın anlam kazanır... Hayatının anlamı senin bakışlarında gizlidir.'... Mehmet Akif Ersoy Konu Sevda tarafından (28 Kasım 2010 Saat 17:14 ) değiştirilmiştir. |
|
Etiketler |
akif, akifin, bîr, demet, ersoy, mehmet, siirlerinden, yolcu |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... | Dedecan61 | IF Günlük | 246 | 24 Aralık 2024 14:01 |
Mehmet Akif Ersoy’un şiirleri ve hayatı… Mehmet Akif Ersoy vefatının 83. yılında anıyoruz.. | Beatrice | Özel Günler | 2 | 27 Aralık 2019 17:38 |
Kahramanmaraşlı Halk Şairlerinden ve Şiirlerinden Örnekler | efLatun | Akdeniz Bölgesi | 0 | 20 Aralık 2011 19:36 |
Demet Akalın'ın çıplak sesi! Demet Seray'a rakip oldu! | Süslü | Haber Arşivi | 0 | 15 Ocak 2010 00:48 |