11 Ekim 2008, 18:00 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Kırmızı güllü kız John Blachard, tren istasyonundaki bekleme sırasından kalktı, üniformasını düzeltti ve istasyona doğru gelen kalabalığa doğru baktı. Aşık olduğu ama yüzünü hiç görmediği bir kızı arıyordu. Olay şöyle başlamıştı: Onüç ay evvel bir kütüphanede rafların arasında bir roman almıştı ama kitaptaki yazılardan çok, kurşunkalemle yazılan notlar iligisini çekmişti. El yazısının zerafeti, düşünceli bir ruh ve sağduyulu bir zekayı yansıtıyordu. Kitabın başında ödünç alan kişinin ismini buldu: Hollis Maynell. Biraz zaman ve çabayla kızın adresini de buldu. New York'da oturuyordu. Ona bir mektup yazıp, kendisini tanıttı ve yazışmak istediğini belirtti. Ertesi gün 2. Dünya Savaşı'na katılmak üzere uzak denizlere açılacaktı.... Bir yıl, iki aydır yazışıyorlardı ve birbirlerini çok iyi tanımışlardı, her mektup aşklarını besleyen bir tohumdu, yeni bir aşk yeşeriyordu...John kızdan bir resim istedi ama kız reddetti. Eğer gerçekten kendisine önem veriyorsa, nasıl göründüğünün öneminin olmaması gerekirdi. Nihayet, Avrupa'dan dönme vakti gelince, ilk buluşmalarını kararlaştırdılar. New York'taki Büyük Tren Garı'nda saat 7'de buluşacaklardı. Kız, " Ceketimin yakasında kırmızı bir gül olacak, beni öyle tanıyacaksın" diye yazmıştı. Saat 7'ydi ve John, aşık olduğu ama yüzünü hiç görmediği, kızı arıyordu. Bu noktadan sonra, gelin hikayenin gerisini John'un kendi ağzından dinleyelim: Genç bir kadın bana doğru geliyordu, uzun boylu ve inceydi, sarı saçları bukle bukle kulaklarının arkasına dökülüyordu, gözleri çiçekler kadar maviydi, dudakları ve çenesi çok narindi ve uçuk yeşil elbisesiyle sanki bahar gibiydi. Ona doğru gittim, ama gül takmadığını tamamen unutmuştum. Yaklaşınca, dudakları kıvrıldı ve kışkırtıcı bir gülüşle " Gidelim mi denizci?" diye mırıldandı. İstemsiz olarak ona doğru bir adım attıktan sonra Hollis Maynell'i gördüm: Tam kızın arkasında duruyordu, rahat 40'ını geçmişti, beyazlaşmış saçlarını eski püskü bir şapkanın altına tıkıştırmıştı, oldukça şişmantı, tombul dizleri, düz topuksuz ayakkabıları vardı, yeşil elbiseli kız hızla uzaklaşıyordu..sanki ikiye bölünmüştüm. Kızın peşinden gitmek istiyordum ama içimden bir ses ruhuyla bana yoldaşlık eden kadını arıyordu. Solgun, tombul yüzlü, kibar ve hassas biriydi, gri gözleri sıcak ve içtenlikle parlıyordu. Duraklamadan parmaklarım mavi deriden yapılmış, yıpranmış kitabın kopyasını kavradı, bu çok daha değerliydi, aşktan bile... Kadını selamladım ve kitabı ona doğru uzattım. "Ben Teğmen John Blanchard, siz de Bayan Hollis Maynell olmalısınız, tanıştığımıza çok memnun oldum, sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim?" Kadın gülümsedi: " Tüm bunlar ne demek anlamadım evladım, az önce giden yeşil elbiseli kız bu gülü yakama takmam için rica etti, ve eğer siz beni yemeğe davet ederseniz, sizi caddenin karşısındaki büyük restorantta bekleyeceğini söyledi, bu bir deneymiş, öyle dedi" Bayan Maynell'in zekasına hayran kalmamak ve onu anlamamak elde değildi, gerçek karakter, çekici olmayana karşı davranışıta yatıyordu, Houssaye'in dediği gibi: "Kimi sevdiğini söyle, ben de sana kim olduğunu söyleyeyim." | |
|
Etiketler |
güllü, kırmızı, kız |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Güllü Köy | Tanem | Öykü Masal ve Hikayeleri | 0 | 13 Ekim 2021 17:50 |
Güllü Geliyor Güllü (1973) Türkan Şoray, Ediz Hun, Sadettin Erbil | CORDON BLEU | Antikacı | 0 | 23 Temmuz 2021 23:23 |
Güllü'nün son hali | Risque | Magazin Haberleri | 11 | 02 Ekim 2020 01:31 |
Güllü Pasta | Kralice | Pastalar | 0 | 15 Kasım 2008 18:18 |