Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Kocam bir muhendisti. Onunla sâkin tabiatini sevdigim icin
evlenmistim. Bu sâkin adamin gogsune basimi koymak icimi nasil da isitirdi..
Gel gor ki iki yil nisanlilik ve bes yil evlilikten sonra bu sâkinlik beni
yormaya baslamisti. Esimin -bir zamanlar cok sevdigim- bu ozelligi artik beni huzursuz ediyordu.
İş iliskiye gelince oldukca icli, hattâ asiri hassas bir kadinim. Romantik
anlara, kucuk bir cocugun sekere duskunlugu gibi can atiyorum. Oysa kocamin sakinligi, baska bir deyisle vurdum duymazligi,
evliligimize romantizm katmamasi beni asktan almis, uzaklastirmisti. Sonunda kararimi ona da acikladim: bosanmak istiyordum. Saskinliktan
gozleri acilarak 'niye?' diye sordu.
'Gercekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.' Butun gece
agzini bicak acmadi. Dusunuyordu. Bu hâli ise hayal kirikligimi daha da artirmaktan baska bir ise yaramiyordu: iste,
sikintisini disari vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu: 'seni caydirmak icin ne yapabilirim?' Demek ki
soyledikleri dogruydu: insanlarin mizaci asladegistirilemiyordu. Son
inanc kirintilarim da kaybolmustu.
'Iste mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabini kendin bulup
kalbimi ikna edebilirsen kararimdan vazgecebilirim.' 'Diyelim dagin
tepesinde bir ucurum kenarinda bir cicek var. O cicegi benim icin koparmak, dusup vucudunun butun kemiklerinin
kirilmasina, hattâ olumune mâl'olacak. Bunu benim icin yapar
misin?'
Yuzumu dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabini yarin verecegim' dedi. Bu cevapla son umidim de yok olmustu. Ertesi sabah uyandigimda evde yoktu. Bos bir sut sisesini mutfak
masasinin uzerine koymus, altina da bir not birakmisti. 'Sevgilim' diye basliyordu, 'O cicegi senin icin koparmazdim' Kalbim
yine kirilmisti. Okumaya devam ettim.
'Cunku her zaman yaptigin gibi bilgisayarin altini ustune getirip
cokerttikten sonra monitorun onunde agladiginda, onu tekrar duzeltebilmem icin ellerime ihtiyacim var.'
'Anahtarlari her zaman evde unuttugunu bildigimden, senden once
eve varabilmem uzere kosmam gerektiginden bacaklarima ihtiyacim
var.'
'Arabayi kullanmayi cok sevdigin halde sehirde hep yolu
kaybettiginden, yolu gosterebilmem icin gozlerime ihtiyacim var.'
'<Sâdik arkadasin>in her ayki ziyaretinde sebep oldugu, karnindaki
kramplari rahatlatabilmem icin avuclarima ihtiyacim var.'
'Evde oturmayi sevdiginden, ice kapanikligini dagitmak, can sikintini
hafifletmek uzere sana sakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem
icin agzima ihtiyacim var.'
'Sabahtan aksama kadar bilgisayara bakmaktan gozlerinin bozulmasi
kacinilmaz oldugundan, yaslandigimizda tirnaklarini kesebilmem, saclarinda -gorulmesini istemedigin- beyaz telleri ayiklayabilmem,
merdivenlerden asagi inerken elini tutabilmem, ciceklerin renginin - gencliginde senin yuzunun rengi gibi oldugunu soyleyebilmem icin
gozlerime ihtiyacim var.'
'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o ucuruma gidip,
o cicegi senin icin koparirim bir tanem.'
Baktim, mektuptaki yazinin murekkepleri yer yer dagiliyordu. Goz
yaslarim mektuba dusuyordu. 'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna
olduysa luften kapiyi ac canim. Cok sevdigin susamli ekmek ve taze
sutle kapida bekliyorum.' Kosarak kapiyi actim. Endiseli bir yuzle ve
ellerinde sIkica tuttugu susamli ekmek ve sutle kapinin onundeydi.
Artik cok iyi biliyordum: beni ondan daha cok kimse sevemezdi. O
cicegi ucurumun kenarinda birakmaya karar verdim.
Bu gercek askti. Ilk yillardaki heyecanlar icinde gormeye alistigimiz
askin, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiginde, huzur ve
durgunluk icinde de hep var olmaya devam ettigini goremeyebiliyoruz.
Oysa ask hep vardir..
Belki artik heyecansiz, belki artik romantik degil.. Belki sıkıci, tekduze, hatta belki yuzsuz..
Ama hep oralarda bir yerdedir. Cicekler ve romantik dakikalar iliskinin
baslamasi icin elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de
gercek askin sutunu ebedi kalir.