![]() |
![]() |
![]() | #11 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret YAĞMUR Küçük, muttarid, muhteriz darbeler Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz Olur dembedem nevha-ger, nağme-saz Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz Küçük, muttarid, muhteriz darbeler. Sokaklarda seylabeler ağlaşır Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır Bulutlar karardıkça zerrata bir Ağır, muhtazır dalgalanmak gelir Bürür bir soğuk, gölge etrafı hep Nümayan olur gündüzün nısf-ı şeb Söner şimdi, manzur olurken demin Hayulası karşımda bir alemin Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere Bakıldıkça vahşet çöker yerlere Geçer boş sokaktan, hayalet gibi Şitaban u puşide-ser bir sabi O dem leyl-i yadımda, solgun, tebah Sürür bir kadın bir rida-yı siyah Saçaklarda kuşlar -hazindir bu pek Susarlar, uzaktan ulur bir köpek Öter guş-i ruhumda boş bir enin Boğuk bir aaaad-ı sükun u tanin Küçük, pür heves, gevherin katreler Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz Olur muttasıl nevha-ger, nağme-saz Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz Küçük, pür heves, gevherin katreler |
| ![]() |
![]() | #12 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret Kimseden Ümmid-i Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bal Kendi cevvim, kendi eflakimde kendim tairim, İnhina tavk-ı esaretten girandır boynuma; Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim. |
| ![]() |
![]() | #13 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret Ömr-i Muhayyel Bir ömr-i muhayyel...Hani gülbünler içinde Bir kuşcağızın ömr-i bahârîsî kadar hoş; Bir ömr-i muhayyel...Hani göllerde,yeşil,boş Göllerde,o sâfiyet-i vecd-âver içinde Bir dalgacığın ömrü kadar zaîl ü muğfel Bir ömr-i muhayyel! Yalnız ikimiz,bir de o : Ma'bûde-i şi'rim; Yalnız ikimiz,bir de onun zıll-ı cenâhı; Hâkîlere bahş eyleyerek hâk-i siyâhı Dûşunda beyaz bir bulutun göklere âzim. Her sahn-ı hakîkatten uzak,herkese mechûl; Bir safvet-i masûmenin âgûş-ı terinde, Bir leyle-i aşkın müteennî seherinde Yalnız ikimiz sayd-ı hayâlât ile meşgul. Savtındaki eş'ar-ı pür-âhenk ile mâlî, Şİ'rimdeki elhan-ı muhabbetle nagam-saz, Ah istiyorum,göklere âmâde-i pervâz Bir lâne-i âvârede bir ömr-i hayâlî... Bir ömr-i hayâlî...Hani gülbünler içinde Bir kuşcağızın ömr-i bahârîsî kadar hoş; Bir ömr-i hayâlî...Hani göllerde,yeşil,boş Göllerde,o sâfiyet-i vecd-âver içinde Bir dalgacığın ömrü kadar zaîl ü hâlî Bir ömr-i hayâlî! |
| ![]() |
![]() | #14 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret Sen Olmasan Sen olmasan... Seni bir lahza görmesem yâhûd, bilir misin ne olur? Semâ, güneş ebediyyen kapansa, belki vücûd bu leyl-i serd ile bir çare-i te'ennüs arar, ve bulur; fakat o zulmete mümkün müdür alıştırmak bütün güneşle, semâlarla beslenen rûhu, bu rûh-i mecrûhu? .. Sen olmasan... Seni bulmak hayâli olsa muhâl, yaşar mıyım dersin? Söner üfûlüne bir lahza kaa'il olsa hayâl; soğur, donar, kırılır senden ayrılınca nazar; ne hazin gelir hayât o zaman vücûda, hem rûha! Yaşar mıyız seni kaybetsek âah ben, kalbim, bu kalb-i muztaribim? .. Sen olmasan... Bu samimi bir itiraf işte: Sen olmasan yaşamam; Seninle râbıtamız hoş bir iytilâf işte; fakat bu râbıta haalî mi ruhu ezmekden? .. Akşam gurûba karşı düşündüm sükûn içinde bunu: Fena değil sevişip ağlamak, fakat heyhât, bükaye değse hayât! .. |
| ![]() |
![]() | #15 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret Sabah Olursa Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Haluk, Eğer bu memleketin sislenen alın yazısı Dirençli, dinç bir elin güçlü, canlılık verici Dokunmasındaki titremle silkinip, şu donuk, Şu paslanan yüzü halkın biraz gülerse... -- O gün Ben ölmemiş bile olsam, hayata pek ölgün, Pek az ilişkim olur kuşkusuz; -- o gün benden Ümidi kes; beni kötrüm ve boş muhitimde Bütün acımla unut; çünkü kör, topal, tükenik Bakışlarım seni geçmişte görmek ister; sen Bütün etin, kemiğin, kimliğinle yarısın: Ve şarkılar gibi hep hep kulaklarımda sesin... Evet, sabah olacaktır, sabah oursa, geceler Geçer, kıyamete dek sürmez; en sonunda bu gök Bu mavi gök size bir gün acır; usanma sakın. Hayata neş'e güneştir, usanç içinde kişi Çürür bizim gibi... Siz, ey yarın uzaylıların Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın! Tükenmez özlemi vardır ufukların ışığa, Işık, ışık... Bugünün işte ruhu, özlemi bu; Silin bulutları, silkin o korku gölgesini, Koşun ışıklar içinden o kutlu kurtuluşa. Ümidimiz bu; ölürsek de biz, yaşar mutlak Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak! |
| ![]() |
![]() | #16 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret SİS Sarmış yine âfâkını bir dûd-ı munannid, Bir zulmet-i beyzâ ki peyâpey müaaaâyid. Tazyîkının altında silinmiş gibi eşbâh, Bir tozlu kesâfetten ibâret bütün elvâh; Bir tozlu ve heybetli kesâfet ki nazarlar Dikkatle nüfûz eyleyemez gavrine, korkar! Lâkin sana lâyık bu derin sürte-i muzlim, Lâyık bu tesettür sana, ey sahn-ı mezâlim! Ey sahn-ı mezâlim…Evet, ey sahne-i garrâ, Ey sahne-i zî-şâ'şaa-i hâile-pîrâ! Ey şa'şaanın, kevkebenin mehdi, mezârı Şarkın ezelî hâkime-i câzibedârı; Ey kanlı mahabbetleri bî-lerziş-i nefret Perverde eden sîne-i meshûf-ı sefâhet; Ey Marmara'nın mâi der-âguuşu içinde Ölmüş gibi dalgın uyuyan tûde-i zinde; Ey köhne Bizans, ey koca fertût-ı müsahhir, Ey bin kocadan arta kalan bîve-i bâkir; Hüsnünde henüz tâzeliğin sihri hüveydâ, Hâlâ titrer üstüne enzâr-ı temâşâ. Hâriçten, uzaktan açılan gözlere süzgün Çeşmân-ı kebûdunla ne mûnis görünürsün! Mûnis, fakat en kirli kadınlar gibi mûnis; Üstünde coşan giryelerin hepsine bî-his. Te'sîs olunurken daha, bir dest-i hıyânet Bünyânına katmış gibi zehr-âbe-i lânet! Hep levs-i riyâ, dalgalanır zerrelerinde, Bir zerre-i safvet bulamazsın içerinde. Hep levs-i riyâ, levs-i hased, levs-i teneffu'; Yalnız bu… ve yalnız bunun ümmîd-i tereffu'. Milyonla barındırdığın ecsâd arasından Kaç nâsiye vardır çıkacak pâk u dirahşan? Örtün, evet, ey hâile… Örtün, evet, ey şehr; Örtün ve müebbed uyu, ey fâcire-i dehr!.. Ey debdebeler, tantanalar, şanlar, alaylar; Kaatil kuleler, kal'alı zindanlı saraylar; Ey dahme-i mersûs-i havâtır, ulu ma'bed; Ey gırre sütunlar ki birer dîv-i mukayyed, Mâzîleri âtîlere nakletmeye me'mûr; Ey dişleri düşmüş, sırıtan kaafile-i sûr; Ey kubbeler, ey şanlı mebânî-i münâcât; Ey doğruluğun mahmil-i ezkârı minârat; Ey sakfı çökük medreseler, mahkemecikler; Ey servilerin zıll-ı siyâhında birer yer Te'mîn edebilmiş nice bin sâil-i sâbir; "Geçmişlere rahmet!" diyen elvâh-ı mekaabir; Ey türbeler, ey herbiri pür-velvele bir yâd İykâz ederek sâmit ü sâkin yatan ecdâd; Ey ma'reke-i tîn ü gubâr eski sokaklar; Ey her açılan rahnesi bir vak'a sayıklar Vîrâneler, ey mekmen-i pür-hâb-ı eşirrâ; Ey kapkara damlarla birer mâtem-i ber-pâ Temsîl eden âsûde ve fersûde mesâkin; Ey her biri bir leyleğe, bir çaylağa mavtın Gam-dîde ocaklar ki merâretle somurtmuş, Yıllarca zamandan beri, tütmek ne…unutmuş; Ey mi'delerin zehr-i tekâzâsı önünde Her zilleti bel'eyleyen efvâh-ı kadîde; Ey fazl-ı tabîatle en âmâde ve mün'im Bir fıtrata makrûn iken aç, âtıl ü âkim; Her ni'meti, her fazlı, her esbâb-ı rehâyı Gökten dilenen züll-i tevekkül ki.. mürâyi! Ey savt-ı kilâb, ey şeref-i nutk ile mümtâz İnsanda şu nankörlüğü tel'in eden âvâz; Ey girye-i bî-fâide, ey hande-i zehrîn; Ey nâtıka-ı acz ü elem, nazra-i nefrîn; Ey cevf-i esâtîre düşen hâtıra: nâmus; Ey kıble-i ikbâle çıkan yol: reh-i pâ-bûs; Ey havf-i müsellâh, ki hasârâtına râci' Öksüz, dul ağızlardaki her şevke-i tâli'; Ey şahsa masûniyyet ü hürriyyete makrûn Bir hakk-ı teneffüs veren efsâne-i kaanûn; Ey va'd-i muhâl, ey ebedî kizb-i muhakkak, Ey mahkemelerden mütemâdî sürülen hak; Ey savlet-i evhâm ile bî-tâb-ı tahassüs Vicdanlara temdîd edilen gûş-ı tecessüs; Ey bîm-i tecessüsle kilitlenmiş ağızlar; Ey gayret-i milliye ki mebgûz u muhakkar; Ey seyf ü kalem, ey iki mahkûm-ı siyâsî; Ey behre-i fazl ü edeb, ey çehre-i mensî; Ey bâr-ı hazerle iki kat gezmeye me'lûf; Eşrâf ü tevâbi', koca bir unsûr-ı ma'rûf; Ey re's-i fürûberde, ki akpak, fakat iğrenç; Ey taze kadın, ey onu ta'kîbe koşan genç; Ey mâder-i hicranzede, ey hemser-i muğber; Ey kimsesiz, âvâre çocuklar… hele sizler, Hele sizler… Örtün, evet, ey hâile… Örtün, evet, ey şehr; Örtün ve müebbed uyu, ey fâcire-i dehr!... |
| ![]() |
![]() | #17 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret KÜÇÜK ASKER Küçük asker, silah elde Kahramanca ilerliyor Karşısında bütün belde "Kahramanım, yaşa!" diyor... Küçük asker, küçük asker! Vatan senden hizmet ister. Vatan için çeker emek Herkes; bu borcu herkesin. Vatan demek ninen demek, Sen nineni sevmez misin?.. Küçük asker, küçük asker! Vatan senden şefkat ister. Vatan senden hayat umar, Sen yaşarsan o canlanır; Vatan için ölmek de var, Fakat borcun yaşamaktır... Küçük asker, küçük asker! Vatan senden kuvvet ister. Minimini omuzların Taşıyacak yarın tüfek; Tüfek değil, vatan yarın O omuza yüklenecek... Küçük asker, küçük asker! Vatan senden gayret ister. Küçük asker dinle bunu: Sakın boşa silah atma; Kılıcını, kurşununu Haksızlığa karşı sakla... Küçük asker, küçük asker! Hak da senden kuvvet ister. |
| ![]() |
![]() | #18 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret KUŞLARLA Kuşlar uçar, Ben koşarım." Onların kanatları var, Benim kanadım kollarım. Kuşlar kanadını çırpar, Ben de kolumu sallarım. Uçun kuşlar, uçun kuşlar, Hepinizle yarışım var. |
| ![]() |
![]() | #19 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tevfik Fikret Sancağ-ı Şerif Huzurunda Ey rayet-i Peygamber, ey ümmid-i ahiri Milyonla kulubun; Ey nefha-i gaybiye-i nusret, ki safiri Vecd- aver olur ruhuna şarkın ve cenubun; Kudsiyyet-i feyzinle açıl, rengini göster, Varsın soluk olsun Bir hahzacık ey seyf-i cihad, oyna kınından, Aksın koyu kanlar; Vadeyliyor Allah, olacaktır sana kurban İslam’a ihanet düşünen can-ü cihanlar. Gafil medeniyyet, seni en sonra muhakkak Hüsran ile tetvic edecek akl-i tebahın Allahına şükret: Şükret ve maasine olup taib-ü nadim, Haktan talep-i ecr-i cihad et... Ne saadet, Rabbin ne saadet ki, bugün din uğrunda Emvalimi verdim; Rabbim ne saadet, ne saadet ki yolunda Emvalimi, eşgalimi, amalimi verdim. Artık yürürüm... avn-i Hüda meşal-i rahım, Biazm-ü iradet; Peygamberimin sancağı oldukça penahım. Elbet benimdir ebedi savn-ü selamet Artık yürürüm... Yıldırım insin beni yakmaz, Boğmaz beni tufan; Ben hıfz-ı melaikteyim, elbette bırakmaz Onlar beni düşmanlara, yoktur buna imkan. Gözler yumulu, sine açık, can müteselli, Vicdansa pür-ümmid. Ben Rabbime doğru Her an müteveccih, mütevekkil ve saburum, Ölsem de ne mutlu bana, kalsam da ne mutlu! 1915 (Son Şiiri) |
| ![]() |
![]() | #20 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şair Tevfik Fikret ve Tevfik Fikret Şiirleri Şair Tevfik Fikret ve Tevfik Fikret Şiirleri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. KEMAN Anlaşılan o ki, şair kemanı diğer müzik aletlerinden daha fazla sevmektedir. Bu nedenle, küçük çocuğun ağzından keman sevgisini işlemiştir: Bana ağabeyim gibi, Tesir eden keman sesi… Bazı ağlar İçin için, Bazı gülmekten kırılır.. Hepsinin de güzel sesi Do, re mi, fa-fa, sol, lâ, si Kulaklarımda nağmesi” Şair, çocuklara vatan sevgisi vermeyi de ihmal etmemiştir: Vatan, öksüzler anası Yaşatırsak, bir o yaşar Yaşasın tâ haşre(kıyamete) kadar ! ” Bahara özlem, çiçeklere sevgi örneği: Gelin yüzlü papatyalar, Altın gözlü papatyalar. Rüzgâr eser kah o yana, Kah bu yana hep beraber, Dalga dalga eğilirler; Ferah verirler insana Güler yüzlü papatyalar, Altın gözlü papatyalar.” Yine aynı doğa sevgisi: “Kuşlarla” “Kuşlar uçar, ben Ben koşarım." Onların kanatları var, Benim kanadım kollarım. Kuşlar kanadını çırpar, Ben de kolumu sallarım. Uçun kuşlar, uçun kuşlar, Hepinizle yarışım var. Aynı sevgi, yukarda kuşları ve papatyaları anlatıyordu, bu*rada da kedisini: “Rengin” Rengin demek renkli demek; Benim kedim de üç renkli, Hem de benekli, benekli, Sarı kedim, siyah kedim, beyaz kedim Adı ‘Rengin’ olsun dedim” Aşağıdaki şiirde, çocukların geçmişe göre çok fazla imkânla*ra sahip olmalarının, kendileri için ne kadar büyük bir şans oldu*ğu anlatılmaktadır: “Hasb-ı hâl” (Sohbet, söyleşi) “……………..Vaktiylebiz Ne sıkıntılar çekmişiz Okumak, öğrenmek için; Düşündüm de güldüm demin.-Size ne mutlu çocuklar! Güzel kitaplarınız var; Hocalarınız da iyi, Öğretiyorlar her şeyi; Tahta, rahle (sıra) hep mükemmel; Hiç birisi yoktu evvel. Hasırlarda sürünürdük, Evlere hep cahil döndük…. Okuyunuz: Okuyanlar Çok şey bilir, çok şey yapar; Muradına onlar erer, Cennete de onlar girer, Okumalı, oynamalı, Hiç işsiz oturmamalı” Tevfik FİKRET |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
fikret, tevfik |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tevfik Fikret Kimdir ? | BeSte | Şairler / Yazarlar | 0 | 15 Mayıs 2024 09:09 |
Tevfik Fikret*Sılay | CORDON BLEU | Tarih / Siyaset | 1 | 25 Mart 2022 20:43 |
Tevfik Fikret Sen Olmasan | CyBeR | Şairler ve Şiirleri | 2 | 19 Şubat 2022 20:56 |
Şermin (Tevfik Fikret) | Desmont | Aile Evlilik ve Çocuklar | 0 | 27 Kasım 2014 21:55 |
Tevfik Fikret | AftieL | Şairler / Yazarlar | 0 | 09 Mayıs 2014 21:49 |