Çevrimdışı

Merhaba ☕️

Boşu boşuna tartışmamalısınız bence. Kimse olumlu veya olumsuz tanımlamaları genelleme yapmadığı müddetçe ortada bir sorun olmayacaktır. Zira size anlayışsız ve cahil bir köylü örneği ile, anlayışlı ve gerçekten millete efendilik edebilecek cesaret ve bilgelikte olan köylü örnekleri göstermek istemiyorum. Fakat evet hayatımda her iki örneği de şahit olarak yaşadım. Kaldı ki anlayışı kıt tanımına cuk oturacak bir çok sözde okumuş insan örnekleri olduğunu da hepimiz biliyoruz öyle değil mi? Burada tartışılması gereken ne bu tip tanımlamalar ne de bir kısmın savunup diğer kısmın reddetmesi. Ne zaman şurada bir tartışmaya denk gelsem herkes birbirine giriyor bir kaç mesaj siliniyor belki birileri banlanıyor ama hepsi bu oluyor. Oysa tartışmalar kendi düşüncelerinizi karşıya empoze etme yarışı filan değildir. Görülen veya varolan sorunu nasıl ortadan kaldırırız diye yol arayışına girmektir. (Olumsuz mesajların kaldırılmasını talep etmekten bahsetmiyorum)

Şimdi konunun sonunda kaçınızın “anlayışsız,cahil” kalmasın diye bir çocuğun eğitimine para vermek aklına gelecek mevzu bu. Aslında bu değilde bir mesaj ile mevzuyu buraya getirmişsiniz. Anlayışsızlık sadece köylüye vurulmuşta hepimiz medeni, anlayışlı,bilge ve süper zekaymışız gibi “yok efendim köylü de cahil değil Atatürk demişse haşa kimsenin haddine değil, hadi gelin şikayet edelim de vicdanlarımız rahatlasın” tartışması yapmamalıyız. Tartışılacak şey bu ise buranın da anlayışı gerçekten tartışılır.

Emekçinin emeğinin karşılığını layıkı ile alamaması konusu asıl konumuz, ona gelecek olursakta demek ki köylü sadece kağıt üzerinde milletin efendisi imiş. Bunun da yolunu yine bu sözü yazanlar tarladan değil mektepten geçirdiği için bir çok köylü üretimi durdurup şehre göç edip mühendis filan olmaya çalışıyor biz de yiyecek içecek ihtiyacımızı oradan buradan karşılıyoruz işte. Köylü mü kaldı ki efendisi olsun milletin diyerekten bitirmek istiyorum. (Yani köylünün üretim yapmasına değer vermek katkı sağlamak ve aynı zamanda eğitim alma imkanı tanımak yerine, köylerde eğitim vermeyip insanları hem eğitime tabi tutup hem de göçe zorladıklarından bahsediyorum)

(Bazıları için parantez şart yoksa diledikleri gibi anlıyorlar.)

Not; Umarım herkes bir öğrenci eğitimi için katkıda bulunur gerçekten.
Not2; Mümkünse kimse beni bi tartışma ortamına çekmeye çalışmasın zira ben bu yazıyı sizleri bi tartışma ortamından doğru yolla çıkarmaya çalışmak için yazdım.
Not3; Kendinize bir kahve ısmarlayın, çay ısmarlayın ve rahatlayınnn

Eh be arkadaşım Afrin ise oraya bi Afrin için açıldı deseydin ya kahin miyiz anlayalım bir söz paylaşmışsın kapatmışsın içeriği. Bir ton mesajda şimdi bunun için yazamayacağım ki parmaklarım acıdı gözlerim yoruldu. Bir kaç yorum sonrası ona da değinirim artık.

 

Çevrimdışı

Bende tarım sektöründe çalışan bir birey olarak konuya ekonomik yönden bakmak istiyorum. Bu sezon çiftçinin üretmiş olduğu Mısır,Buğday,Arpa Nohut v.s tarım ürünleri sırasıyla 1,50 TL/KG 0,90 TL/KG 1,0 TL/KG 4 TL/KG gibi rakamlara, büyük sermaye sahibi tüccarlar tarafından alındı. Bu sermaye sahipleri kimisi işletme sahibi kimiside ürün piyasasının borsasının yükselmesini bekleyen stokçular. Ürünlerin şu anki piyasa fiyatlarına gelecek olursak 1kg cin mısırı BİM'de 5,50 TL bir kg Nohut ise ortalama 10-15 TL seyrinde değişmekte. Büyük baş hayvanın kesimini 25 TL/KG'den yapıp 50 liraya vatandaşa et satan sermaye sahipleri daha ne kadar köylünün emeğini gasp edecek.

Köylüye bu ürünlerin maliyeti, Mazot,Gübre,Tohum,Sulama,Tarla Kiralama,Makina,İşçilik gibi bütün giderleri hesaplarsak ürünün birim fiyatına denk gelmekte ve köylünün karlılığı en az seviyeye düşmekte. Sezon öncesi de bankalardan hasat zamanı ödemeye kredi çektiyse zaten ya başa baş çıkar ya da zarar eder.

Köylünün elinden çıktığı andaki fiyat ile Vatandaşa satışa sunulan fiyatlar arasındaki farkı birilerinin görüp, hem vatandaşın cebinin yanmamasını,hemde köylünün karlılık oranını artırmak için satış kotası belirlemesi gerekir. Büyük sermaye sahipleri köylü üzerinden prim yapıp her yıl şubesine şube katarken,vergi rekortmenleri listesine girerken,köylünün mazotu nasıl ödeyeceğim diye düştüğü sıkıntıdan kimsenin haberi yok.

Köylü Milletin Efendisidir demiş Ulu Önderimiz. Çok doğru bir söz söylemiş,şöyle bir etrafımıza baktığımız zaman üretilmiş olan şeylerin bir çoğu köylüden,çiftçiden topraktan gelmekte. Ama şu zamanda köylü milletin efendisi olmaktan çıkmış,sermaye sahibi sözde efendilerin ceplerini doldurmakta. Köylünün TDK'daki tanımını bir kenara bırakıp köylünün sorunlarını tartışmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanmış olan köylüdür.

Mustafa Kemal Atatürk

__________________
''Engin Gönül Hakka Niyaz.''

 

Çevrimdışı

Yorumları okurken siyasi sohbetlerde hep anlatılan şu olay aklıma geldi ; Süleyman Demirel’i Bakü’ de görkemli bir şekilde karşlayan Haydar Aliyev, el ele salona girerler Demirel için ne kadar övgüye değer söz varsa hepsini söyler. ''Süleyman gardaşım dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı siyasi pezevenği, der
Söyler ama azeriler ''pezevnk'' sözü sövgü için değil övgü için kullanılır. Herkes şok öksürmeler falan
Demirel zeki adam tabi durur mu ? “sende az pezvnk değilsin” diyerek işi tatlıya bağlar.

Siz de az ... değilsiniz ha ! hemen konuyu siyasi noktaya çevirdiniz.
Tartışmalardan uzak konuyla gerçekten ilgili arkadaşlar Agop Dilaçar'ı değil , Nihad Sami Banarlı'nın ''Türkçenin sırları'' Kitabını şiddetle tavsiye ediyorum. Ben de dahil olmak üzere kullandığımız dil çok zayıf elli -yüz kelime ile Türkçe konuştuğumuzu zannediyoruz.Geri kalmamızın en büyük sebeplerinden biri budur.

 

Çevrimdışı

@esekherif abi lütfen tavsiye ederken şiddet kullanmayalım.

Herkesin son yıllarda moda akımı gibi derdine düştüğü organik tarım ürünlerini severiz ama o tarım ürünlerini binbir emekle üreten, gecesini gündüzüne katan insanları köylü lafıyla hakir görme furyasına düşmüşüz millet olarak.
Bizim oralarda bunun için bi laf vardır; "anan turp baban şalgam sen içinde gülbeşeker" Köylü olan atalarımızın sözüdür...

 

Çevrimdışı

Hazret'e bu konuda katılmıyorum ancak üretim ve üreticiliği güzellemesini haklı buluyorum devrin şartlarına baktığımda. TDK'ya da büyük tebriklerimi iletmekle birlikte umarım "köylü kurnazı" tabirini de en kısa sürede sözlüğe eklerler.

 

Çevrimdışı

Köylü anasını da alsın gitsin.

__________________
Sonsuza dek özlemimsin Gökçe`m...

 

Çevrimdışı

Köylü köyünü sevendir.Köyünün havasını suyunu taşını toprağını sever ürünlerini büyük bir özveri sevgi ve ilgiyle yetiştirir.Çalışkandır, vatanseverdir, misafirperverdir, kendi kendini de yetiştirir...
Severiz biz de köylüyü köyümüzü.😌