09 Aralık 2010, 20:13 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Çelişkiler Bakanlar Kurulu, 2011 yılı programının fert başına gayri safi yurtiçi hasıla tablosundaki satın alma gücü paritesi (SGP) rakamlarını değiştirince, hem kişi başına gelirimiz, hem de milli gelirimiz bir anda büyüdü. SGP, ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. Eldeki toplu bir para, parite oranı ile farklı bir para birimine dönüştürüldüğünde, tüm ülkelerde aynı sepetteki mal ve hizmetler satın alınabilir. SGP ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını yok ederek, ulusal para birimlerini birbirlerini dönüştüren orandır. Yapılan bu düzeltmeyle 2010 yılı için SGP (Dolar/TL) 1.159 rakamı; 0.982 ve 2011 yılı için SGP (Dolar/TL) 1.211 rakamı: 1.025 olarak düzeltilmiştir. Bu küçük düzeltme sonucunda hepimizin cebine bir gecede 2.354 dolar girmiş ve bunun sonucunda da kişi başına gelirimiz 15 bin 392 dolara çıkmıştır. Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırının altında maaş alan çalışanların sayısının istendiği bir soru önergesini yanıtlayan Çalışma Bakanı, ülkemizde yaklaşık 17 milyon kişinin açlık ve yoksulluk sınırının altında ücret aldığını bildirmiştir. Bunlardan yaklaşık 7.5 milyon kişinin açlık sınırı olan 900 TL’nin altında bir ücretle geçinmeye çalıştıkları görülmektedir. Kişi başına geliri 15 bin doların üzerine çıkan bir ülkede, çalışanların durumunu Çalışma Bakanı’nın verdiği yanıt çok iyi anlatmaktadır. Bugün yaklaşık 8 milyon kişi işsizlikle boğuşmaktadır, yaklaşık 12 milyon kişi yeşil kartlıdır. Yapılan sayısal düzeltmeler sonucunda, halkın zenginleştiği palavralarına sadece siyasi iktidar ve yandaş medyası inanmaktadır. Vatandaşlarımızın yıllardır hangi şartlar altında ve nasıl yaşadıkları çok iyi bilinmektedir. Ancak kısa sürede büyük girişimcilik örneği göstererek, gemi, villa, medya kuruluşu, sağlık kuruluşu alabilecek duruma gelenler, yabancı bankalarda hesabı olanlar ve ülkeyi pazarlamakla mükellef olanlar, vatandaşın sıkıntılarını anlayamazlar. Ve sorunlarını da çözemezler. Ülkemizin temel sorunları olan ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, açlık, terör, yolsuzluk, hukuksuzluk, irtica gibi konular gündemde yer bulamamaktadır. Ya da gündeme alınması istenmemektedir, engellenmektedir. Demokrasi ve özgürlük, sadece siyasi iktidarın istedikleriyle sınırlıdır. Siyasi iktidarın isteğinin dışına çıkılınca, her türlü baskı söz konusu olmaktadır. Başbakanın, rektörlerle yaptığı toplantı öncesinde öğrenciler, kendi önerilerini sunmak için dosya vermek istemişler ancak polisin orantısız güç kullanması sonucunda olaylar yaşanmış, bazı öğrenciler göz altına alınmışlardır. Sosyal devletin bitirildiği bir piyasa ekonomisinde ve paralı eğitim sonucunda, ülkemizde öğrencilerin üniversitede okuma özgürlükleri kalmamıştır. Bu adaletsizliği protesto edenler, her türlü baskı ve şiddete uğramakta, okuldan atılmakta ve hapis cezası almaktadır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Öte yandan özgürlük diyerek, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarını görmezden gelerek, üniversitelerde türbanı serbest bırakmak, hukuksuzluğun ve anayasayı tanımamanın en büyük örneğidir. Bir bez parçası için demokratlık ve özgürlük havariliğine soyunanlar, bugün ülkemizin çok büyük sorunları karşısında sessizliklerine, sessizlik katmakta, yanlış bilgilerle toplumu aldatmaktadırlar. Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun; “Tarih boyu türban Müslüman olmanın ve sayılmanın ön şartı hiç olmamıştır.” demesine karşılık, türbanda ısrarcı olanlar, türban ile sadece başları değil, ülke sorunlarının da örtülmesini sağlamaktadırlar. İslam dünyasının halifesi Abdülmecit’in kızı Dürrüşehvar Sultan’ın (1914-2006), hiç türban takmaması, acaba bugün Türkiye’yi yöneten kafalar için ne anlam taşımaktadır? Halife’nin kızı ve ailesinin dini inançları az mıydı, yoksa inançlı Müslüman değiller miydi? Emperyalizmin oyunu olan türban ülkenin kötü yönetimini, ekonomik krizi, terörü, işsizliği, yoksulluğu ve hukuksuzluğu örtmektedir. Bu iktidara karşı direnmek için, tam bağımsızlıktan yana olanların, emperyalizmin karşıtı tavır alanların ve yurtsever çizgisini koruyanların bir araya gelerek, örgütlenmeleri gerekmektedir. Başarı, daima örgütlü toplumlarla gelir… Suay Karaman Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri İLK KURŞUN | |
|
Etiketler |
çelişkiler |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Çelişkiler Sultanı,Başbakan.. | VenceRemoS | Serbest Kürsü | 31 | 16 Ağustos 2012 04:24 |
Felsefi Çelişkiler | Kalemzede | Felsefe | 0 | 23 Eylül 2011 01:28 |
Hayattaki çelişkiler | AngeLus | Felsefe | 0 | 09 Kasım 2009 10:55 |