Çevrimdışı

Yapılmak istenen ortadadır. ABD’nin en yüce hayali BOP’nin gerçek amacı ” Büyük İsrail” için düğmeye basılmıştır. Osmanlı’nın hilali , Davud’un yıldızı için açıkça araç olarak kullanılmaktadır.

Bir ABD projesi olan “Yeni Osmanlı Projesi”, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Davutoğlu tarafından, milli bir proje gibi sunularak hayata geçirilmek istenmektedir. Özellikle çok uluslu olması nedeniyle yıkılan Osmanlı’nın örnek alınması, emperyalizmin oyununu ortaya koymaktadır. Ilımlı İslam ve Yeni Osmanlı Projesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni musalla taşına yatırmak isteyen zihniyetin, Büyük İsrail’in üzerini kapatmak için kullandığı bir kalkandır.
Bu proje Yahudi asıllı İngiltere-ABD vatandaşı ünlü tarihçi Bernard Levis tarafından hazırlanıp, geliştirilmiş ve Türkiye’de Edelman tarafından dile getirilmiştir.
Bu proje iktidar tarafından kabul görmüştür. 1993′te Erdoğan tarafından Mehmet Metiner’e hazırlatılan Kürt Raporu’nda, bu özlem şu söylemle dile getirilmiştir.
“ Osmanlı tipi eyalet sistemi” Görüldüğü üzere Erdoğan taa 93′lerde bölünmüş bir Türkiye’nin hayalini kurmakta, “Sultan Recep” unvanıyla emperyalistler tarafından tahta çıkarılacağı günlerin hayali ile teselli bulmaktadır.
Şimdi biraz geriye giderek, oğul Bush’un Başdanışmanı C.Rice’nın söylemlerini hatırlamak gerekmektedir.
“Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde 22 ülkenin sınırları değişecektir. Sınırları değişecek ülkeler arasında Türkiye’de vardır.”
İşte Yeni Osmanlı veya Osmanlı Milletler Topluluğu Projesi’nin altında yatan gerçek budur. Türkiye’nin federatif sisteme geçerek, yeni devletçiklerin kurulması ile birlikte üniter yapının parçalanmasıdır.
Aslında bir başka adıyla Neo-Osmancılık ABD ve İngiltere’nin ortaya attığı ve üzerinde titizlikle çalıştığı yeni bir oluşum değildir. Başlangıç dönemi 1980 öncesidir.
“Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir.”
CIA ajanları Paul Henze ve Graham Fuller’in bu söylemleri 1980′den hemen sonra, ilk zehirli meyvesini vermiştir. Kenan Evren 1983 yılında, seçimlerden hemen önce ” Kanun Kuvvetinde Kararname” çıkararak Türkiye’nin 12 eyalete bölünmesini öngörmüş, ancak bu kararnamenin yasalaşmasını iktidara gelecek partiye bırakmıştır.
Ancak Özal’ın başkanlığında kurulan ANAP hükümeti “Milletin tepkisini çekeriz” düşüncesi ile bu Karaname’yi onaylamamışlardır.
Tıpkı AKP gibi alt yapısı hazırlanarak, ANAP iktidara getirilmiş ve Turgut Özal Başbakan olmuştur. Dindar görünümünün altında, gerçek bir Amerikancı olan Özal, ABD’nin ipine sımsıkı sarılarak,” Federasyonu tartışalım” demiştir.
Amerika’nın desteklediği bir başka seçim darbesi ile 2001′de “Milli Görüşçü”lerin yenilikçi kanadı iktidara gelmiş ve adı AK olan bu parti, beyaz teslimiyet bayrağını göndere çekmiştir.
Daha önce solcu geçinen turuncu renkli ve kamu oyu tarafından isimleri bilinen 10 yazara, 2003 yılında ABD’nin İstinye’deki Başkonsolosluğu’nda ” Yeni Osmanlıcılık” konusunda bir haftalık seminer verilmiştir. Bu seminerden sonra doların üzerindeki piramidin ve piramidin üzerindeki “Ulu Göz”ün gücüne teslim olan yazarlar, bölücü Yeni Osmancılık’ın bed sesli kargaları kesilmişlerdir.
Cumhurun başı ise bir seminerde yaptığı konuşmada, “İkinci Cumhuriyet, Yeni Osmanlıcılık kavramlarının ve bu tartışmaların ortaya gelmesini ben çok sağlıklı görüyorum ve geleceğe ümitle bakıyorum.” söylemiyle bu bölücü projeye ne kadar sıcak baktığını açıkça ifade etmiştir.
Şunu iyi bilmemiz gerekmektedir. Osmanlı Milletler Birliği, Büyük İsrail Devleti’nin ve Yahudilerin Tevrat’tan çok sonra yazılmış Kabala felsefe kitabında iddia edilen “ Dicle ve Fırat arasındaki kutsal topraklar”ın hayata geçirilişidir.
“Bize bir görev verildi. Biz BOP’nin eşbaşkanlarından biriyiz.” İşte Sn. Erdoğan’ın defalarca Türk milletine iftiharla sunduğu (!) görev, BOP’nin hizmetkarlığıdır.
“İngiltere eski sömürge devletleriyle bir milletler topluluğu halinde. Neden Türkiye de eski Osmanlı topraklarında, Balkanlar’da Ortadoğu ve Orta Asya’da yeniden liderlik kurmasın?”
Neden olmasın dediğinizi duyar gibi oluyorum. Hatta Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun dillendirdiği, direktörlüğünü ABD ve İsrail’in yaptığı bu flimin senaryosuna bir kaç ülke daha ben ekleyeyim. Balkanlar (Yunanistan dahil) Bosna-Hersek, Arnavutluk, Libya, Fas, Tunus, Suudi Arabistan, Cezayir… Niçin olmasın?
Nasılsa hayal kurmak hatta yüksekten atmak bedava…Kibirli olmak, kendini dev aynasında görmek ise politikanın vazgeçilmez alışkanlığı…
Ama “lider olamayanların”, “Ben liderim” havasına bürünmeleri, hayli uzun boyuna güvenerek milletine yüksekten bakması ise çadır tiyatrosunda beceriksiz sanatçıların tuluat gösterilerine benzemektedir.
Bu ülkeler içinde hangisi Türkiye’nin liderliğini kabul edecektir? 12 mil iddiası ile uluslar arası sularda hak iddia eden Yunanistan mı, yoksa Kıbrıs Barış Harekatı’nda verdiği petrolü geri isteyen Kaddafi mi, 1.Paylaşım Savaşı’nda İngilizlerle bir olup
Osmanlı’yı arkasından vuran Arap ülkeleri mi? Hangisi?..
Veya Kudüs’ün eski Osmanlı toprağı olduğunu kabul edecek İsrail mi Osmanlı Birleşik Milletler Topluluğu’na ” eyvallah” diyecektir?
Türkiye’yi bölme ve Türkleri yok etme projesi Amerikalıların tam yüz on dört yıllık rüyasıdır. Bu rüya 1. Paylaşım Savaşı’ndan on sekiz yıl önce, ABD Kongresi’nin 31 ocak 1896yılında yaptığı 54. toplantıda alınan gizli karar gereği tutanaklara geçmiştir.

Bu gizli karara göre;
ABD’nin belirleyeceği bir temsilci ile her Hristiyan ülkeden bir temsilcinin, Osmanlı İmparatorluğu adındaki kabul edilemez ve inatla devam eden bu şeytani hareketlerinin düzene sokulması gerekmektedir….
…. Türkiye Birleşik Devletleri adı altında toplanması ve Utah eyaletini örnek alması sağlanacaktır.
….. Türkiye’de Ilımlı İslam’ı benimseyen yönetimler kurulacaktır.

Görüldüğü gibi bu Amerikan rüyası 1980′de dillendirilmiş, 1983′de iktidara gelmiş ve 2001′den sonra da Türkiye için bir kabusa dönüşmüştür. Davut’un altı köşeli yıldızı, Osmanlı’nın hilali ile parlatılmaya çalışılmaktadır.
Biz Türklerin binlerce yıldır kemikleşmiş bağımsızlık geleneği elimizden alınmak istenmektedir. Türkiye’nin önüne iki seçenek konulmuştur. Ya AB ve Batı’nın kıskacı…
Ya da Osmanlı Milletler Birliği… ABD’nin büyük biraderi İsrail’in efendiliği… Her ikisi de Türkiye’nin bölünmesini ve ulus devletin yıkılmasını hedef alan projedir.
Avrupa’da yapay ulus devletler mantar gibi biterken, Osmanlı Milletler Birliği adı altında ulus devleti ve elimizde kırıntı halinde kalan bağımsızlığımızı hedef alan bu projeyi ” milli” gibi sunmak, gafletin de çok ötesindedir.
O halde…” Ülkenin ve milletin istiklali tehlikededir. Ülkenin ve milletin istiklalini gene milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
FİGEN ÖZEN
İLK KURŞUN