20 Ağustos 2010, 10:04 | #11 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Bertaraf Gonngg! Duydunuz zilin sesini... Kuralları biliyorsunuz, o iki kelimeyi katiyen kullanmayacaksınız, sorularıma makul ve mantıklı cevaplar vereceksiniz, başınızı emme basma tulumba gibi sallamayacaksınız, Mehter Marşı’yla geleceksiniz, İzmir Marşı’yla gideceksiniz! Yanıma alayım sizi şöyle... - Adınız? - Hıdır. - Elinizden gelen bu mudur? - Evet. - Eyooo! * Efsanedir bu, hatırlarsınız. Büyük usta Erkan Yolaç sunardı. Yarışmaya katılıp madara olanlara “pirinç, bulgur” filan hediye edilirdi! * Erkan Yolaç bıraktı... Başbakan var şimdi onun yerine. * İlla istiyor ki, sandığı filan beklemeyelim, çıkalım televizyona, o iki kelimeden birini söyleyelim. * Ya söylemezsen? “Bertaraf olursun” diyor. Halbuki... Bitaraf olan bertaraf olmaz. Bakınız, İsviçre. * Üstelik, benim bildiğim demokrasi, “gizli oy”, açık tasniftir... “Anayasa”nın 67’nci maddesine göre, seçimler ve “referandum”lar, “gizli oy” açık tasnifle yapılır. * Hal böyleyken, ne isteniyor? “Açık oy” açık tasnif. * Anayasa’ya aykırıdır! * Evet-hayır’a dönersek... Aradım ustayı, Erkan Yolaç’ı. * Sıkı durun... * Meğer, AKP’ye yakın bi hukukçu derneği, benden önce aramış, “evet” kampanyasına katılması için teklifte bulunmuş iyi mi... Sokak reklamlarında kullanacaklarmış, akıllarınca slogan da hazırlamışlar, “Erkan Yolaç, evet’e yol aç” yazacaklarmış... “Maddi tarafının çok cazip olduğunu” söylemişler, “bu para fırsatı kaçmaz” diye tembihte bulunmuşlar. * Tek kelimeyle cevap vermiş büyük usta... “Hayır” demiş! “Bugüne kadar şahsiyetimi satmadım, bundan sonra da satmaya niyetim yok.” * Üstelik, katmerli “hayır” demiş... Çünkü, hem para karşılığında “evet” kampanyasına katılmaya “hayır” demiş, hem de referandumda “hayır” oyu vereceğini söylemiş. * “Peki, hayır kampanyası için teklif gelseydi?” diye sordum... * Avanta için kendini satan abidik kubidik sanatçı bozuntularına ders gibi cevap verdi: “Gene kabul etmezdim. Bir tane oyum var, kullanırım, o kadar... Halka mal olmuş, halkın sevgisiyle programına 48 yıl devam etmiş biri olarak, para karşılığında halkın siyasi tercihini yönlendirmek kişiliğime, karakterime yakışmaz!” * Bunca pespayeliğin arasında, omurgalı kalan ustalarıyla onur duyuyor insan. * Netice itibariyle... Duydunuz zilin sesini. Başka kapıya... İzmir Marşı’yla! Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
20 Ağustos 2010, 12:35 | #12 | ||||
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Yılmaz Özdil; iyi yazar güzel yazar, iktidara karşı iyi saydırır.
burası dikkatimi çekti. AKPye dem vuruyor; ama CHP daha kötüsünü yaptı 1946 seçimlerinde: AÇIK OY GİZLİ TASNİF. neden bunu da dillendirmiyor acaba kendisinin demokrasi anlayışına göre. | ||||
|
20 Ağustos 2010, 16:28 | #13 | ||||
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Geçmişe neden bakıyorsun, Başbakan daha geçmişini bilmiyor mesela, Dersim katliamını İnönü yaptırdı diyor, ilgisi mi var? Celal Bayar ismini bilmiyor herhalde. Dersimde askerlerin alevi ve kürt kızlarını taciz ettiği, rahatsız ettiği iddiaları var, halk karakolları taşlamasın mı? Bunları hanginiz biliyorda, geçmişe takılıp kalıyorsunuz? Suçsuz anaları çocukları öldürenler utansın diyip geçmekten başka ne yapabiliriz? Hiç birşey, çünkü geçmiş adı üstünde geçmiştir. Başbakanın geçmişine takılıp kalmamalıyız ayrıca, cübbeyle sarıkla şeyh önünde neler yaptığını, demokrasi diye birşey yok diye konferanslarda ağladığını unutmamış olsakta, unutmuş gibi davranıyoruz. Demokrasi karşıtı bir insan 10 senede neden ve nasıl değiştide şimdi adalet ve demokrasiden bahsediyor? Bunlarada bakmıyoruz... çünkü geçmiş, geçmiştir Pentagram. Yılmaz abi güzel demiş;
Madara, fukara edebiyatı işte. Ha birde, zurnanın zuu dediği yerdeyiz, bdp'liler de 360 derece dönüp evet öyle zurna zuu diyor demeye başladılar, ''hayır''lısı olsun. Konu Luis tarafından (20 Ağustos 2010 Saat 16:40 ) değiştirilmiştir. Sebep: bilişim suçları kanununa göre düzenlendi... | ||||
|
20 Ağustos 2010, 16:54 | #14 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Dersim'e felan girmek istemiyorum o gerçekten derin bir mevzu. Sabiha Gökçen bombaladı İsmet İnönü iktidardı felan Bayar cumhurbaşkandı vs vs. Geçmişe takılıp kalmayalım diyoruzda; biz işte bu yüzden kaybediyoruz be aslında Luis. Geçmişten bağımsız olduğumuz için, geçmişimizi sorgulamadığımız için, geçmişte yapılan hukuksuzlukların hesabını sormadığımız soramadığımız sordurtulmadığı için şuanda bu tartışmalar içerisindeyiz. Ne yani geçmişi konuşmayalım, geçmişe bakmayalım diye yapılan AÇIK OY GİZLİ TASNİF gibi bir saçmalığı ve demokrasiye vurulan darbeyi yok mu sayalım!? Adamlar resmen sandık başında bekleyip kimin nereye oy attığnın çeteresini tutup DPyi silmeye çalışmışlar. Bu değil midir faşistlik ya da şuanda eleştirdiğiniz iktidar partisinin yapmaya çalıştığı. O yüzden önce geçmişinizle yüzleşin yanlışlarımızı kabullenip ondan sonra bir başkasının yanlışına bence eleştiri yapalım. Kim ne derse desin açık bir şekilde bu ülkede bir dönem CHPnin tek parti rejimi hüküm sürmüştür ve halada onun etkileri devam etmektedir. Yapılan bütün düzenlemelr bu etkileri yok etmeye yöneliktir ve sanırım bu etkinin kaybolmasından rahatsız olan kesimler varki; herkesin bir açığı aranıp olur olmaz sebeplerden ötürü kişiler birbirine çamur atabiliyor. Yılmaz Özdil'in yazılarını bende takip ederim severim; o yönden bir sıkıntım yok. Ama bütün yanlışlarıda iktidar partisine yükleyip geçmişteki partileri aklamak bence daha büyük bir yanlış Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
|
20 Ağustos 2010, 16:57 | #15 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Ben sana birşey söyliyim mi Penta? Bence tasnif dışı mesajlar bunlar. Çünkü geçenlerde youtube dan google'ın crack'ını indirip kurdum ama çalışmadı. Linkler kırık abicim. Bende bunu arıyordum. Paylaşım için teşekkürler. aeo aro mcx msn ok kib asl pls by :d |
|
20 Ağustos 2010, 17:33 | #16 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları 82 Anayasası kadar zorlayıcı, bağlayıcı ve kazuistik bir başka anayasa, başka bir ülkede yok. Bu anayasanın değişmesi şart evet, ama şahsen gündemdeki paket ile olmaması gerekiyor. Çünkü gündemdeki paket, birilerinin menfaati üzerine hazırlanmıştır. Ben 23-50 tek partili iktidar döneminin etkilerinin halen devam ettiğini düşünmüyorum çünkü 60 ve 82 anayasaları katıydı, kuralcıydı. Elbette devrimlerine ve inkılaplarına sahip çıktı, milliyetçiydi, koruyucu ve bütünleyiciydi. Ancak özgürlükler kısıtlanmıştı. Yılmaz Özdil'in de savunduğu düşünceler bunlar. - Hiç birşey eskisi gibi değil, sürekli değişim içindeyiz. Eskisi gibi olan tek şey, halen yatağa aç giren çocuklarımızın olması... üzücü... |
|
21 Ağustos 2010, 09:07 | #17 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Anında görüntü! “PKK itirafçısı” gazetelere konuştu, o albay 8 kişiyi öldürüp gömdü dedi, o albaya “anında” 8 defa müebbetle dava açıldı; PKK’yla çatışırken vurulup tekerlekli sandalyeye mahkûm olan onur madalyalı o albay, onuruna yediremedi, kendi canına kıydı... “PKK itirafçısı” Kızıltepe’de öldürülen albayı aslında öbür albay öldürttü dedi, cinayetle suçlanan albaya “anında” 9 defa müebbet istendi... “PKK itirafçısı” kitabevine bombayı atanlar şunlar şunlardır dedi, şunlar şunlar denilen astsubaylar “anında” hapse tıkıldı... “PKK itirafçısı” o albay bizi koruyor dedi, o albay “anında” tutuklandı... “İtirafçı gizli tanık” her şey onun başının altından çıkıyor dedi, Başsavcı “anında” içeri atıldı... “İtirafçı gizli tanık” orgeneral darbe yapacak dedi, orgeneral “anında” sanık oldu... “İtirafçı gizli tanık” bunlar çete dedi, gazeteciler profesörler rektörler sendikacılar generaller doooğru Silivri’ye... Hava Kuvvetleri Komutanı’na “İtirafçı ol, kurtul” teklifi yapıldı... “PKK itirafçısı” Genelkurmay Başkanı’nın oğluyla kankayım, tayinlerde bize kıyak yapıyor dedi, vaaaayyy diye 9 sütuna manşet yapıldı, sonra aynı itirafçı çıkıp, yazılanların hepsi yalan dedi, tek sütun haber bile yapılmadı... “İtirafçı gizli tanık” mektup yazdı, bunlar aslında PKK’lı, amirallere suikast yapacaklar dedi, yarbay kendi kafasına sıktı, Karşıyaka Mezarlığı’na, teğmenler “anında” demir parmaklıkların arkasına, Hasdal Cezaevi’ne... “PKK itirafçısı” tuğgenerali bi asker öldürdü, öldüren askeri de bi başka asker öldürdü, neden öldürdüklerini öğrenemedim, araştırıyorum dedi, o dönemin bütün subayları “anında” sorguya alındı. ¡ “PKK elebaşısı” Murat Karayılan, “Öcalan’la konuştular, ateşkes ilan ettik. Aslında Öcalan aradan çekilmişti, karşı taraftan diyalog talebi gelince, önderimiz bir fırsat daha verdi” dedi. ¡ AKP “anında” açıklama yaptı. “Külliyen yalan” dedi. “Provokatör bu” dedi. Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
25 Ağustos 2010, 12:58 | #18 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Şovsuz ibadet, ibadetten bile sayılmıyor artık! AKP’li Esenler Belediyesi “İstanbul için rekor vakti” sloganıyla, “aynı anda iftar rekoru” kırıp, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek için, trafiği kesti, caddelere masa kurdu, 70 bin kişiyle “aynı anda iftar rekoru” kırdıklarını açıkladı... Guinness’in Türkiye temsilcisi profesör de, sonuçları İngiltere’ye göndereceğini, “rekor tasdiki”nin bir ay içinde yapılacağını söyledi. * Birincisi: İstanbul’da o dakikada “aynı anda” en az 5 milyon kişi iftar açmadı mı birader? “Evinde” iftar açanların iftarı, “aynı anda” iftardan sayılmıyor mu? İftarımızın “aynı anda” iftar olması için, illa caddenin ortasına masa kurup, kameraları mı çağırmamız gerekiyor? * İkincisi: Sokakta aynı anda iftar rekoruysa bu... Neden Esenler Belediyesi’yle sınırlı? Kutsal topraklar mıdır Esenler? Mesela, Üsküdar Belediyesi’yle sokakta açtıysak iftarı, başka bi anda mı açmış olduk? * Üçüncüsü: Allah rızası için oruç tutarız, “sana inandım, sana güvendim, senin rızkınla orucumu açıyorum” diyerek, Allah’ın kabul etmesi için dua ederiz... İftarımızın iftar kabul edilmesi için İngiltere’ye göndermek nerden çıktı kardeşim? Ya tasdiklemezse İngiliz? * Dördüncüsü: Allah kabul etsin ama... Guinness kabul etmez! * Çünkü, Guinness’in Türkiye temsilcisi olduğu söylenen profesör, Guinness’in temsilcisi memsilcisi filan değil... Kendi kendine gelin güvey... Hatta, “dünyanın en çok konferans veren profesörü benim” diye Guinness’e başvurdu, kendi başvurusu bile kabul edilmedi. * Guinness’in Türkiye temsilcisi yok. Sadece, Guinness Rekorlar Kitabı’nın Türkçe basımını yapan anlaşmalı yayınevi var. Zaten, temsilciye de gerek yok. Guinness’e internet üzerinden başvuruluyor. Resmi internet sitesinde de, “söz konusu profesörün Guinness’le alakası yoktur, Guinness adına konuşma hakkı yoktur, onun üzerinden gelen başvuru şak diye reddedilir” uyarısı var! * Peki, Esenler Belediyesi internet üzerinden başvuru yapmış mı? Yapmış... Ama “İftar sadece İslam âlemini kapsar, tüm dünyayı kapsamaz, o nedenle iftar dünya rekoru denemenizi kabul edemeyiz, isterseniz, dünyanın en uzun masası rekoru deneyin” demişler... Ve, “çatal bıçak sayısı” gibi şartlar istemişler. Cevap gelmemiş... Bunun üzerine başvuru reddedilmiş. * Başvuru reddedildiği için, hakem göndermemişler... Guinness’in dünyanın hiçbir ülkesinde hakemi yok. Başvuru kabul edilirse, Londra’dan hakem gönderiyorlar. Denemeyi izliyor, rapor tutuyor, sonra da Guinness’in merkezi tasdikliyor. Hakem makem göndermemişler... * E hal böyleyken... Esenler’de kimdi hakem? Lokantacılar Derneği Başkanı, bi tane doktor, bi de Esenler Müftüsü iyi mi! * Cümleten hayır’lı rekorlar. Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
26 Ağustos 2010, 10:46 | #19 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Başın öne eğilmesin “aldı”rma Kim takar Yalova Kaymakamı’nı? Hiç kimse. Kim takar Yalova Valisi’ne? AKP takar! * Kaşla göz arasında tek kişilik kararname çıkarıp görevden “aldı”lar... * Peki niye “aldı”lar? * Volvo jipi olan Ordu Valisi’ne bi tane de Mercedes S320 “aldı”lar... Mercedes’i, Volvo’su, Mitsubishi jipi Nissan Primera’sı olan Trabzon Valisi’ne, bi tane Volkswagen minibüs, bi tane Mercedes S350 “aldı”lar... Dümdüz şehir Konya’nın Land Cruiser jipi olan Valisi’ne, bi tane de BMW 735 “aldı”lar... Başbakan Erdoğan, Rize Valisi’ne Mercedes S350 “aldı”... Mercedes’i eskiyen Uşak Valisi’ne Mercedes S350 “aldı”lar... Mercedes S320’si ve Toyota jipi olan Bolu Valisi’ne Audi Q7 “aldı”lar... Kırklareli Valisi’ne Mercedes’i varken Audi Q7 ve Chevrolet “aldı”lar, sonra Vali’yi Aydın’a “aldı”lar, gıcır gıcır Mercedes’i varken 450 milyara yeni Mercedes “aldı”lar... Mercedes’i olan Tekirdağ Valisi’ne Toyota jip “aldı”lar... Gariban ahaliye buzdolabı kanepe dağıtan Tunceli Valisi’ne, Mercedes’i ve Hyundai jipi yetmedi, Volvo “aldı”lar... Mercedes’i eskiyen Isparta Valisi’ne, Isparta’nın prestiji sarsılıyor diye, Audi A8 “aldı”lar... Mercedes’i, Mercedes jipi, Nissan’ı olan Ardahan Valisi’ne bi tane Volvo jip “aldı”lar, bi tane de Audi A6 “aldı”lar. * Oğlu Cumhuriyet mitingine katıldığı için mimlenen Yalova Valisi’ni, “pahalı” perdeleri söktürüp, “ucuz”a perde taktırarak, devleti “zarar”a uğratmak suçuyla görevden “aldı”lar! * Danıştay “aldı”rma sen diyerek, görevine iade etti... Baktılar ki, Danıştay devletin iflas ettirilmesine “aldı”rış bile etmiyor, devleti kurtarmak için, merkeze “aldı”lar. * (TÜBİTAK’tan burs kazanan, İngiltere ve Belçika’da eğitim gören, The Victoria University of Manchester’da master, Çukurova Üniversitesi’nde doktora yapan, yönetim bilimi doçenti olan, Avrupa Konseyi Yerel Demokrasi Komitesi’nde Türkiye’yi temsil eden, başkanlığını yapan, Avrupa Konseyi Seçilmiş Uzmanlar Komitesi ve Uluslararası Odalar Birliği Yönetim Kurulu üyeliğini yürüten, Türk-Alman İş Konseyi Eşbaşkanı olan, İngilizce ve Fransızca bilen; Avrupa Topluluğu çevre politikası, Türk kamu yönetimi, çokuluslu şirketlerin yönetim organizasyonu hakkında kitapları bulunan biri... “Aldı”kları Yalova Valisi Yusuf Erbay.) * Cevabı adım gibi tahmin ettiğim halde, sordurdum... Yalova il olduğunda valiye tahsis edilen 96 model Mercedes’e biniyordu, bir senedir arızalı, garajda, yenisini “aldı”rmadı, il özel idaresi personelinin servis aracı olarak kiralanan Ford’u kullanıyordu. Kaynak -[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
28 Ağustos 2010, 08:56 | #20 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları Beni bende demen ben bende değilem Benim milletim Benim askerim Benim polisim Benim kaymakamım Benim valim Benim müsteşarım Benim büyükelçim Benim milletvekilim Benim hükümetim Benim meclisim Benim adayım Abdullah Bey... Benim devletim ¡ PKK’yla kim görüştü? ¡ İşte onu benim’semiyor... ¡ “Senin” devletin diyor! ¡ Hava güneşliyken, ben. Hava bulutlanınca, sen. Nasıl çıkacağız işin içinden? ¡ Yapıcı öneride bulunayım... ¡ Lütfen açın, Et Balık Kurumu’nun resmi internet sitesini, Sırbistan Sjenica Belediye Başkanı’nın yazdığı teşekkür mektubu var orada... “Muhterem Bekir Ulubaş beyefendi, Et Balık Kurumu Genel Müdürü” diye başlıyor... “Şahsınızın ve heyetinizin Sjenica’ya gelerek satışında sıkıntı çektiğimiz büyükbaş hayvanlarımızın alımı hususunda yapmış olduğu alım anlaşmasının halkımız açısından anlam ve önemi çok büyüktür... Sırbistan halkı adına, şahsınıza ve kurumunuza teşekkür eder, şükranlarımızı sunarız.” ¡ Yani? Bizim Et Balık Kurumu Genel Müdürü, kalkıp Sırbistan’a gitmiş, adamların satışında sıkıntı çektiği büyükbaşların bize kakalanmasını sağlamış, e haliyle, şükranı hak etmiş. ¡ Halbuki, Et Balık Kurumu’nun, televizyonlarda canlı yayınlanan ihale şartnamesinde, hangi ülkelerden ithalat yapılacağı duyurulmuştu? ABD, Brezilya, Uruguay, Arjantin, Şili, Yeni Zelanda, Avustralya, İzlanda, Norveç, Estonya, Litvanya, Letonya, Macaristan. ¡ Var mı Sırbistan? Yok. ¡ Sırbistan’ın satışında sıkıntı çektiği büyükbaşları, bizim haberimiz olmadan bize kakaladığını nereden öğreniyoruz? Sırbistan’ın teşekkür mektubundan. ¡ Dolayısıyla, ben kendi payıma Murat Karayılan’dan rica ediyorum... Arkadaş bi teşekkür mektubu yayınlayın da, ne yediğimizi bilmiyoruz, bari, milleti ayakta yiyeni bilelim! Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
Etiketler |
Özdil |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Nihat Sırdar - Köşe Yazıları | SeytaninOrkestrasi | Serbest Kürsü | 9 | 17 Eylül 2010 09:29 |
Bekir Coşkun - Köşe Yazıları | SeytaninOrkestrasi | Serbest Kürsü | 3 | 06 Haziran 2010 21:48 |
Soner Yalçın - Köşe Yazıları | SeytaninOrkestrasi | Serbest Kürsü | 0 | 27 Nisan 2010 06:12 |
Güncel Köşe Yazıları | sasanim | Haber Arşivi | 1 | 01 Ağustos 2005 22:04 |