IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 12 Nisan 2010, 01:41   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




ÖSS


Türkiye’de 7 milyon kişi günde 2 dolarla yaşayıp, aileleriyle birlikte 22 milyon kişi asgari ücretle geçinirken...


Bu insanlarımızın çocukları dershane parasını nasıl öder?
a, bana ne
b, babam sağ olsun
c, onların sorunu
d, tarikata girsin
e, okumasın

Anadolu’da dersleri boş geçen çocuklar, kolejlerde en kaliteli öğretmenler tarafından yetiştirilen çocuklarla aynı sınava girip, aynı sorularla nasıl yarışır?
a, sana ne
b, hadlerini bilsinler
c, yerse
d, girmesin kardeşim
e, çok da pipimdeydi

Annesi dershane taksitini ödeyemediği için hapse atılan, ağabeyi de kahrından intihar eden Fethiyeli Samet, o moralle bugün girdiği sınavda nereyi kazanır?
a, Harvard
b, Oxford
c, Cambridge
d, Sorbonne
e, kaldırım mühendisliği

Teröristin döşediği yetmiyormuş gibi, devletin döşediği mayınlarla şehit oluyor artık çocuklarımız... Üniversite okuyorum ayaklarıyla kapağı ABD’ye atanlar askerlikten yırtarken, Türkiye’de üniversite okuyanlar askerlikten niye yırtamıyor?
a, what?
b, cinsiyet değiştirsinler
c, çürük raporu alsınlar
d, vicdani retçi olsunlar
e, jömanfu

Peki n’olacak bu memleketin hali?
a, inşallah
b, maşallah
c, evelallah
d, maazallah
e, amin

Böyle gelmiş, hep böyle mi gidecek... Kim düzeltecek bu işi?
a, Obama
b, Angela Merkel
c, Vladimir Putin
d, Sarkozy
e, Recep İvedik



Alıntı ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


----------

Satış tamam memleket süt'liman


“Duydun mu lan, Rıdvan Tanju'yu dinletmiş, şeytanekon olmuş” filan derken, öbürü de “vay be, n'oluyo lan memlekette” diye şaşırırken, Samsun Limanı'nı sattılar iyi mi!

*

(Diyeceksiniz ki, o liman zaten iki sene önce satılmamış mıydı? Satılmıştı ama, ah o Danıştay yok mu Danıştay, durduruyordu... Anca iki sene durdurabildi. İttir kaktır sattılar.)

*

Mustafa Samsun'a bi varacak ki “özel mülkiyettir” levhası, girilmez... “Madem öyle, Ordu Limanı'na yanaşalım” dese... Satıldı. “Çek Trabzon'a” dese, satıldı. Rize? Gitti. Hopa? Çoktan. Dön Sinop'a? Satıldı. Peki ya Ereğli? Geçmiş olsun. “Yarımca da mı yoksa?” Yarımca da.

*

“Bana millete ait liman bulun kardeşim” dese, Anadolu'ya Karadeniz üzerinden ayak basabilmesi mümkün değil maalesef... “Öbür tarafa giderim anasını satayım, Tekirdağ Limanı'na çıkarım, oradan yüze yüze karşıya geçerim” dese... Satıldı.

*

“Kır dümeni Ege'ye” dese... Dikili, İzmir, Kuşadası, Marmaris'ten haberi yok tabii garibimin, komple.

*

“İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri” dese... Antalya gitti, Alanya gitti, Mersin gitti, İskenderun gitti, boydan boya... “Ana olmuyorsa, yavruya çıkayım” dese, Talat itiraz eder, BM filan der.

*

Demem o ki... İsmet araya girip “illa millete ait olsun diye tutturma, liman limandır, çıkalım gitsin işte” diye ikna etmezse, Mustafa'nın işi zor.
---------------------------------------
NOT:
“Bir numara” belli oldu...
Ergenekon'un bir numarası.
Taraf'a baktım, yok.
Sabah'a baktım, yok.
Atlamışlar haberi...
İhbar edeyim bari.
Çarşamba günü Adana'da 4 yaşlı Arap taylarının katıldığı Ergenekon Koşusu yapıldı... Kim “birinci” oldu biliyor musunuz?
Özdil
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




Alıntı; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


----------

Abdurrahman


Adı üstünde...

Allah'ın kulu demek.

Rahmet sahibi demek.


*
“Dinsiz” deseler...

Dedesi, hacı, Nakşi şeyhiydi.

Büyük dedesi, medrese müderrisi.

*

“Başörtüsüne karşı” deseler...

Sekreteri bile türbanlı.

*

“Elit” deseler...

Şanlıurfa'nın gariban köyünden.

*

“Asker” deseler...

Sivil.

*

“DTP'yi kapattı, ırkçı” deseler...

Ana tarafından Kürt.

*

“Hukuk bilmiyor” deseler...

Ankara Hukuk mezunu.

*

“Savcı ama hâkim değil” deseler...

Acıpayam Hâkimliği yaptı, Bulanık Hâkimliği yaptı, Gürün Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı, Silifke Hâkimliği, Yargıtay Tetkik Hâkimliği yaptı.

*

“Tecrübesiz” deseler...

12 sene önce Yargıtay üyeliğine seçildi, Yargıtay Ceza Dairesi üyeliği yaptı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilliği yaptı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı.

*

“Koltuk sevdalısı” deseler...

Seneye emekli.

*

“Paragöz” deseler...

Milletvekilinden az alıyor.

*

“Anayasa'ya aykırı” deseler...

Madde 148, anayasal görevi.

*

“Uyarıyorum” dedi...

Bakalım ne diyecekler?





Alıntı ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

----------

Ana, yasa


Ahalinin kıçında don yokken...

En az üç çocuk yapın denir.


*

“Ana” üç tane yapar.

“Yasa”ya uyar yani.

*

Çocuklar “ana” der, bizi dershaneye yazdır, “ana” yüreği bu, üçünü de yazdırır... “Ana”nın eşi şoför, işten atılır, taksitler ödenemez, “yasa” gereği haciz gelir... “Ana” eşyalarımı almayın, evimi satayım ödeyeyim der, avukatlar “yasa” gereği “ana”ya senet imzalatır, 45 gün süre tanır... “Ana” çoluğu çocuğu toplar, “ana”dan üryan kiraya çıkar, evine satılık levhası asar, alıcı çıkmaz, “yasa”l süre dolar, pi“yasa” ekonomisi çalışır, 1800 liralık borç “yasa”l faizle 5 bin 250 lira olur... “Yasa” gereği “ana”yı içeri atarlar... “Ana”sının hapse tıkılmasına sebep olduğunu düşünen evlat, satılık levhasını çıkarır, yerine kendini asar... “Ana” hiç olmazsa cenazeye katılmak ister, “ana”lar ağlamasın ayaklarıyla teröriste hoşgörü gösterilen ülkede, “ana”ya “yasa”k derler, “yasa” gereği izin vermezler. Mahalle “yasa” bürünür, gazetelere haber olur, yetkililerin anca haberi olur! Kaymakamlık “yasa” gereği devreye girer, Milli Eğitim “yasa”ya dayanarak borcu öder, dershane “yasa”l olarak şikâyetinden vazgeçer, iş işten geçer, “ana, yasa”l olarak tahliye edilir.

*

Bu satırların yazarı, son cümlede “ana” fikir olarak, ben böyle düzenin taa “ana”sını demek ister... Gazetenin avukatları müdahale edip, aman sakın tamamlama derler, “yasa” gereği.


Alıntı ;[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Alt 12 Nisan 2010, 02:14   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




ßu adama hasTayım bir ara mumtalası olmuştum herqun yazılarını kendi forumumda paylaşıyordum burDa oyle bir bölum yok yokSa herqun atardım bu adamın yazılarını hayranlıkla okuyorum herqun

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Nisan 2010, 02:22   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




Nihat Sırdar-ı da öneririm ..

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Nisan 2010, 09:57   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




Öyle bir noktaya geldiki, memleket. Artık ülkenin saygın köşe yazarlarıda kafayı yeyip, stand-up'a başladılar.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Nisan 2010, 10:02   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




yılmaz ozdilin yazıları her zaman bu tarzdadır içinde biraz komedi var ama genellikle çok saglam LafLar sokar 2 yıldır takip ediyorum her yazısında mutalaka bir mizah vardır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Nisan 2010, 10:10   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun, Nihat Sırdar ... yazılarını severek takip ettiklerim ..

Nihat Sırdar'a karşı ayrı bir sempatim var... Alem FM'de kendisi DJ, Sabah (07:00) ve akşam (18:30) yayın yapıyor, Okullara gidiyor stand-up yapıyor, Türkiye'yi karış karış geziyor çok çalışkan insan severek okuyorum dinliyorum .. Herkese tavsiye ederim takip edebilirsiniz ..

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 23 Nisan 2010, 15:42   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




23 Nisan


Çocukları vali yapacaklar bugün.

Bakan yapacaklar.

Başbakan yapacaklar.

Cumhurbaşkanı yapacaklar.

*

Gazeteciler, makam koltuğuna oturtulan çocuklara salakça
sorular soracak, büyümüş de küçülmüş cevaplar alacak,
matah iş yapılmış gibi, pişmiş
kelle pozu verilecek, sırıtılacak.

*

“23 Nisan” denince,
akıllarına gelebilen vizyon
bu çünkü... Koltuk!
*
Peki ya “ulusal egemenlik?”
*
Hadi gelin, hazır “başkanlık sistemi” tartışılırken, bi soruyla cevap arayalım bu mevzuya...
*
“White House”a... Türkçe tercümesi “beyaz ev”e, neden “Beyaz Saray” deriz?
*
Alman “Weisses Haus” diyor... Beyaz ev yani.
İspanyol “casa blanca...”
İtalyan “casa bianca” diyor.
Fransız?
“Maison blanche” diyor.
Hepsinin dilinde, beyaz ev.
Azeri “ağ ev” diyor.
O da beyaz ev.
*
White House, dünyanın bütün dillerinde beyaz
“ev” demek...
*
Biz niye “saray” diyoruz?
*
Çünkü, bizim kafamızda, o evlerde oturup “yöneten” kişi, demokratik bir figür değildir... Dünya istediği kadar ev desin, oralarda oturan ve “yöneten”ler, saraylara layıktır. Padişahtır.
*
Ve, bu kafa, sadece
siyasileri değil, demokrasinin
diğer önemli unsurlarını da “padişah” olarak görür...
O nedenle “Adalet Sarayı”dır, o nedenle “Belediye Sarayı”dır!
*
O nedenle, “yöneten”ler saraylarda fink atarken,
ahalinin kıçında don yoktur...
Ve, o nedenle, yönetenlerini
saraylara layık gören ahalimiz karnını doyurmak için anca “Simit Sarayı”na gider!
*
İşte o nedenle...
*
Çocuklarımızı alıp, makam koltuklarına oturtacaklar bugün... Maazallah bu tür “faşizan” soruları merak edip kafalarını değiştirmesinler diye, kıçlarını alıştıracaklar... “Şöyle oturacaksın, böyle kaykılacaksın, şu şekil
fırça kayacaksın, patlat bakiim bi talimat”
filan.


ALINTI ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

----------

Bedelli


Anlamadığım şu... Kaç paraysa ödeyeceksek, niye “er” oluyoruz?

Hem papelleri sayacaksın.


Hem en altta kalacaksın.

Adalet mi bu?

*

2 bin dolar fazla verip, albay olmak istiyorum belki... Parasıyla değil mi?

*

Yapılacaksa, tam yapılsın.

Tarifesi yayınlansın...

Yüzbaşı, adı üstünde, yüz dolar.

Binbaşı, bin dolar.

*

Ya general?

Hepsini içeri tıkıyorlar, paramızla rezil olacak kadar keriz değiliz herhalde!

*

Peşin peşin tezkere...

Taksit taksit ödensin.

2 al, 1 öde kampanyası yapılsın.

İki biraderin biri bedavaya gelsin.

Bonus'la teşvik edilsin...

En az üç gönderene, F16'yla yemin törenine gidiş-dönüş bileti verilsin.

*

Durumu iyi olan kombine alsın.

Kendi gitmesin.

Çocuğu gitmesin.

Torunu da gitmesin.

*

- Askerliği nerde yaptın?

- Locada.

*

Tankçı, topçu meşakkatli; yeni sınıflar oluşturulsun mesela... “Bokumda boncuk var tümeni” kurulsun. “Babam sağolsun tugayı” kurulsun. Parası hangisine yetiyorsa, oraya gitsin.

*

İlla da gidilmesin zaten...

İsteyen, kendi yerine adam göndersin.

Vatanını çok seven, iki tane göndersin.

“Çok yurtsever insandır, hayır için her sene birini gönderir”
filan...

Bi bölük gönderene, madalya verilsin.

*

Daha olmadı...

“Tırışkadan ameliyatla dikiş attıranlar vakfı”
kurulsun. Zeki çocuklara askerlikten sıyırma bursu verilsin... E hem aklı yok, hem parası, marş marş, askere onlar gitsin.

ALINTI ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Haziran 2010, 21:00   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




Çünkü...


Hafta içi Levent’ten geçiyorum...

Bir genç taş atıyor.

- Nereye atıyorsun?
- İsrail’e!
- Bak ne yazıyor orada?
- Anaaa, Yapı Kredi...
- Konsolosluk arkada birader.
- Olsun artık abi, ne bileyim.

Memleketin bakanı, “Başbakan uçurumdan atlarsa, peşinden atlarız, töre budur” derse... Töre’nin bu olmadığını biliyorum ama, olacağı budur.
Gazze’de Türk bayrağı 2 liradan satılıyormuş bu arada... Biz hesapta işgal altında değiliz, Türk bayrağı 5 liradan satılıyor, üstelik ithal, Çin’den geliyor... Şeriat bayrağı ise, yerli malı, Topkapı’da yapılıyor, bombalanan HSBC’nin altında tezgâhta satılıyor, 3 lira.
Bayrak dedim, aklıma geldi...
Sahanın ortasına Filistin bayrağı diken Sivaslı futbolcuya 5 bin lira ceza keseceksin, spora siyaseti karıştırdı diye... Sonra, Milli Takım’ı geri çekeceksin İsrail’den, sporu siyasete karıştırarak... Beri yandan, Ermenistan maçında Azerbaycan bayrağını yasaklayacaksın.

“Hamas’ı halk seçti, saygı göster” diyeceksin... CHP milletvekilinin gözüne biber gazı sıktırıp, BDP milletvekilinin tazyikli suyla kalçasını kıracaksın, demokratik saygı ayaklarıyla... CHP eski liderine yumurta attırıp, BDP eski liderine “yaratık” diyeceksin.
Şehit cenazesine gitmeyeceksin, profesörü, askeri, gazeteciyi, sendikacıyı içeri tıkacaksın; havaalanında dikilip, takunyalı İrlandalıyı bağrına basacaksın.
Papa’yı vuran gazeteci katili, kendini mehdi ilan etmişti... Manyağın biri de, vahiy geldi diye İtalyan papazı vurdu. Rihanna, gene geleceğini açıkladı. Feysbuk’ta site kurmuşlar, önümüzdeki hafta intihar edecek olan Bihter için gıyabi cenaze namazı organize ediyorlar.
Bakın, kimi Filistin bayrağı taşıyor, kimi Kürdistan bayrağı, kimi şeriat bayrağı, Pakistan bayrağıyla gelen var, Malezya bayrağıyla gelen... Bebelerin kafalarında yeşil bantlar, bi pankart İngilizce, bi pankart Arapça... Cemaatler tarikatlar “diplomat” olmuş... Che Guevara posteri taşıyan Fatih Camii’nde, Los Angeles Lakers tişörtü giyen Saadet mitinginde.
Çıkarırsan Atatürk’ü...
Geriye bu kalır çünkü.

“Atatürk bu ülkenin çimentosudur, bir arada tutandır, çatıyı taşıyandır, onun için kolonlara vuruyorlar” derken, bunu kastediyorduk aslında... Çıkarırsan Atatürk’ü, geriye bu kalır.


ALINTI ;[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Ağustos 2010, 12:07   #9
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları




Çevreci tipler...


- Dereleri sattınız mı?

- Satmadık.


- Ya ne yaptınız?

- Devrettik.

- Ha, o başka.

*

Yemin etse başı ağrımaz!

*

Rize’de derelerin üstüne kurulan hidroelektrik santralının açılışını yaptı Başbakanımız... Ki, mahkemeliktir o santral, henüz kararı verilmemiştir... Yargı kararını filan beklemeden kurdeleyi kesen Başbakanımız, “bitakım çevreci tipler karşı çıkıyor” dedi.

*

İki ay önce...

*

Üç profesörümüz Bolu’da trafik kazası geçirdi, üçü de rahmetli oldu. Bir tanesi “üçüncü köprü İstanbul ormanlarını mahvedecek” şeklindeki rapora imza atan, Profesör Ahmet Hızal’dı... Bir tanesi ise, İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Profesör Asuman Efe’ydi... “Bitki Ana” olarak tanınıyordu.

*

Nereye gidiyorlardı?

Kastamonu’ya.

Loç Vadisi’ne.

*

Küre Dağları’nın milli park alanı içinde kalan Loç Vadisi’ne hidroelektrik santralı yapmak isteniyordu ve ahali itiraz edince, mahkemelik olmuştu... Kastamonu İdare Mahkemesi de, bu üç saygın profesörümüzü “bilirkişi” tayin etmişti... “Gelin, yerinde inceleyin, ağaçlar katledilecek mi, çevre zarar görecek mi, rapor yazın, ona göre karar vereyim” demişti.

*

Çevreci tipler yani...

*

Ve, maalesef kaza oldu, bilirkişi heyeti öldü. Ama, içimi sızlatan sadece bu değil... O kaza, tüm basınımızda haber yapıldı. “Bitki Ana”nın tüm gazetelerimizde, tüm televizyonlarımızda “hep aynı fotoğraf”ı yer aldı. Hep aynı vesikalık fotoğraf...

Akbil kartından alınmıştı.

*

Çünkü... Ömrünü memleketin ormanlarına adayan “Bitki Ana”, o feci kazada hayatını kaybedene kadar, tek bir kare bile haber olmamıştı Türk basınında!

*

Ne bir üniversite fotoğrafı.

Ne bir konuşma fotoğrafı.

*

Çantasından Akbil vesikalığı çıkmasaydı, o güne kadar kendisinden tek satır bahsetmeye tenezzül etmeyen Türk basını, fotoğrafsız vermek zorunda kalacaktı “Bitki Ana”yı.

*

Dolayısıyla...

Dereleri, ormanları haşat eden santralları “şahane oluyor” diye gümbür gümbür manşet yapan Türk basınına, “bitakım çevreci tipleri” şikâyet etmekte haklı...

*

Kim oluyor ki, o çevreci tipler?

Hangi hakla pişmiş aşa su katıyorlar?

Göstermeyin kardeşim bunları.

Konuşturmayın. Yazmayın.



Kaynak ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 19 Ağustos 2010, 09:20   #10
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yılmaz Özdil - Köşe Yazıları





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


SOY SOP


İşlerine geldiği zaman “Hepimiz Ermeniyiz” der bunlar, işlerine geldiği zaman “Bunun anası Ermeni” der...

Halbuki, ne hepimiz Ermeniyiz, ne de bir annenin Ermeni olmasıdır önemli.

*
Bakın, hazır “Soy önemli soyyy” diye bağırılırken, yaşanmış öykü anlatayım size.
*
Derviş Özer, tıp doktoru. Aynı zamanda, heykeltıraş. 90’lı yılların başı... Tatile giderken, Afyon’da mola verir. Çay bahçesine kalabalık bir grup insan gelir o sırada, üstleri başları perişan, alayı gariban, ağlamaktan gözleri şişmiş... “Hayrola?” der. Şehit cenazesi taşıyan köylülerdir.
*
O gün 3 yaşında olan ve ortalıkta neşeyle hoplayıp zıplayan kızına bakar, bir de köylülere... Bir yanda saçının telini dünyaya değişmeyeceği evladı, bir yanda evladını vatan için toprağa vermiş baba... Utanır...
“Bi şey yapmalıyım” der.
“Bu çocukları ölümsüzleştirmeliyim.”
*
“Şehit Ağacı” projesi hazırlar.
*
Terör şehitlerini künyelere yazacak, künyeleri ağaca takacak, çocukların birer yaprak gibi ebediyen salınmasını sağlayacaktır o ağacın dallarında...
Hayata geçirmek için aradığı fırsatı, anca 2003’te bulur. Resim Heykel Müzesi’nin açtığı yarışmaya katılmaya karar verir.
*
İstanbul’a gelir, künyeleri almak için Tahtakale’ye gider. Sorar soruşturur. Herkes aynı adresi verir. Ermeni bi usta...
Dükkana girer, anlatır.
O güne kadar hiç düşünmediği detaya dikkat çeker Ermeni usta, “Paslanmaması lazım” der, “Evlatlarımız ebediyete kadar ışıl ışıl olmalı.”
*
Olmalı ama, en pahalısıdır o bahsettiği künyeler, tanesi 1 lira 25 kuruş... “Ticari iş değil bu, takma kafana” der Ermeni usta, “Vatan işi” der... 5’te 1 fiyatına, kâr falan almadan, hatta zarar ederek, 25 kuruştan verir. 3 bin künye... “Haftaya gönderirim” der. Tam gününde gönderir.
*
Sonra, kısmet olmaz, araya başka işler karışır, hazırlandığı yarışmaya katılamaz heykeltıraş... Künyeleri paket halinde evinin deposuna kaldırır.
Taa ki, amacına ulaşacağı 2009’a kadar.
*
Ankara Kızılcahamam Belediyesi, Şehit Fatih Duru Parkı yapmaktadır. Başvurur... Belediye “Başımızın üstünde yerin var” der... Kurumuş bir sedir ağacı, gövde olur.
Ancak, bi sorun vardır.
Şehit sayısı 6 bini geçmiş, eldeki künye sayısı ise sadece 3 bindir.
*
Parkın açılışına yetişme kaygısıyla, İstanbul’a gelmez, Ermeni ustanın ismini telefonunu da kaydetmemiştir, internete girer, eksik künyeleri tamamlamak için askeri malzeme satan tüccarlarla temasa geçer. “Paslanmaz istiyorum” der. “Abi merak etme, künyenin kralı bu” garantisi verirler. Zaman dar... Ermeni ustanın 25 kuruştan sattığı künyeleri, 1’er liradan alır.
*
Tek tek isimleri yazar, takar sedir ağacının dallarına, Cumhuriyet Bayramı’nda açılışı yapılır. Medya ilk gün hücum eder, Türkiye ağlayarak seyreder, sonra unutulur gider.
Ve, kış...
*
Sadece tebrik yağmaz tabii.
Yağmur da yağar.
*
Şehit Ağacı’nın 3 bin yaprağı ışıl ışıl parlıyor hâlâ; gerisi paslandı...
*
“Vatan işi bu, evlatlarımız ebediyete kadar ışıl ışıl olmalı” sözü kulağında çın çın çınlayan heykeltıraş, ağlayarak, tek tek değiştirmek zorunda kaldı, Türk tüccardan aldığı künyeleri.
*
Bize de, bu satırları yazmak kaldı.
Yüreğimizdeki isyanla...
*
Soy sop filan değildir önemli.
Milleti kimin soy’duğudur.

Kaynak - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
Özdil


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Nihat Sırdar - Köşe Yazıları SeytaninOrkestrasi Serbest Kürsü 9 17 Eylül 2010 09:29
Bekir Coşkun - Köşe Yazıları SeytaninOrkestrasi Serbest Kürsü 3 06 Haziran 2010 21:48
Soner Yalçın - Köşe Yazıları SeytaninOrkestrasi Serbest Kürsü 0 27 Nisan 2010 06:12
Güncel Köşe Yazıları sasanim Haber Arşivi 1 01 Ağustos 2005 22:04