IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 29 Ocak 2010, 10:52   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Laiklik nedir?




Evet arkadaşlar bazı konularda ki tartışmalar neticesinde bu konuyu açma gereği hissettim. Gündemimizde bazı konuların kapanması için sürekli ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülen laiklik olgusu nedir ? Değerli görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Alt 29 Ocak 2010, 11:11   #2
Çevrimdışı
qXp
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




Laiklik anlayisi Atatürk'ün kendi agzindan zamaninda su sekilde aktarilmis:

"Laiklik, yalniz din ve dunya islerinin ayrilmasi demek degildir. Tum yurttaslarin vicdan, ibadet ve din ozgurlugu de demektedir." M. Kemal,(1930).

"Laiklik asla dinsizlik olmadigi gibi sahte dindarlik ve buyuculukle savasma kapisi actigi icin gercek dindarligin gelismesi olanagini saglamistir. Laikligi dinsizlikle karistirmak isteyenler, ilerleme ve canliligin dusmanlari ile gozlerinden perde kalkmamis dogu kavimlerinin fanatiklerinden baska kimse olamaz." M. Kemal,(1930).

"Bunun disinda bir de devletin dinsel bir siyaset izlemesi ve yonetimindeki ulusal topluluklarin vicdan ozgurluklerine maddi olmasa da manevi baski yapmasini istemek takdir buyurursunuz ki akil ve mantikca dogru olmaz. Iste bunun icin din ile dunya islerinin birbirinden ayrilmasini istedik." M. Kemal,(1923).

Birde Resmi belgelerden kendisinin türban hakkinda söylediklerine bakiyoruz:

Atatürk, 31 Ocak 1923 tarihinde İzmir Eski Gümrük binasında halk ile yaptığı konusmada şunları belirtmektedir :

"Kasaba ve şehirlerde yabancıların dikkati ençok örtünme şekli üzerinde toplanıyor. Buna bakanlar kadınlarımızın hiçbirşey görmediklerini sanıyor. Bununla beraber din gereği olan örtünme, kısaca belirtmek gerekirse, denebilir ki; kadınların sıkıntı çekmesine yol açmayacak ve adaba aykırı olmayacak şekilde basit olmalıdır. Örtünme şekli kadını hayatından, varlığından tecrit edecek bir şekilde olmamalıdır."

21 Mart 1923 tarihinde Konya Hilaliahmer Kadınlar Şubesi'nin tertip ettiği çay ziyafetinde şöyle söylüyor:

*** "Muhterem Hanımlar, düşmanlarımızı aldatan bu dış görüntü bilhassa kadınlarımızın şeklinden, giyim tarzından ve örtünme şeklinden kaynaklanıyor. Onların aldanmalarına yol açan diğer bir nokta da yabancılarla temas edebilecek mevkide bulunan kadınlarımızın tavır ve hareketlerinin millî tavır ve hareketlerimizin timsali olmayıp, belki Avrupa tavır ve hareketlerinin taklitçisi olarak görülmesidir. Filhakika, memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde giyim tarzımız, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirlerdeki kadınlarımızın giyim tarzı ve örtünmesinde iki şekil tecelli ediyor; ya ifrat, ya tefrit görülüyor. Yani ya ne olduğu bilinemiyen, çok kapalı, çok karanlık bir dış görünüm gösteren bir kıyafet, - veyahut Avrupanm en serbest balolarında bile dış kıyafet olarak arzedilemiyecek kadar açık bir giyim. Bunun her ikisi de şeriatın tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz kadını o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. 0 şekiller dinimizin muktezası değil, muhalifidir. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı. Dînî örtünme, kadınlar için zorluk çıkarmayacak, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal şekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine aykırı değildir."

"Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre millî hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır."

"Bizim örtünme meselesinde nazarı itibare alacağımız şey, bir yandan milletin ruhunu, diğer yandan hayatın icabatını düşünmektir. Örtünmedeki ifrat ve tefritten kurtulmakla bu iki ihtiyacı da temin etmiş olacağız. Giyim tarzımızda milletin ruhi ihtiyacını tatmin için, İslam ve Türk hayatını başlangıçtan bugüne kadar layıkiyle tetkik ve etrafiyle açıklamamız lazımdır. Bunu yaparsak görürüz ki, şimdiki giyim tarzımız ve kıyafetimiz onlardan başkadır, lakin onlardan daha iyidir diyemeyiz. Bizim kadın hayatımızda, kadının giyim tarzında yenilik yapmak söz konusu değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri bellettirmek mecburiyeti karşısında değiliz. Belki ancak dinimizde, milliyetimizde, tarihimizde zaten mevcut olan beğenilir adetlere uygunluğu sağlamak mevzübahs olabilir. Biz başlıbaşına ferden her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkimize, kendi arzumuza, kendi terbiye ve seviyemize göre istediğimiz kıyafeti seçebiliriz. Ancak bütün milletin şayanı kabul göreceği şekilleri, bütün milletin hayatında uygulanması mümkün olan kıyafetleri herhalde genel temayülde aramak ve o şekillerin gerçekleşmesini de genel temayüle uygunlukta görmek lazımdır. Bazı milletlerin zevk alemlerini memleketimizde tatbike kalkmak şüphesiz ki hatadır. Bu yol toplum hayatımızı feyz ve fazilete ulaştırmaz."

"Daha selametle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını mesaimizde müşterek kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlakî, içtimai, iktisadi hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekçisi yapmak yoludur. Eğer kadınlarımız dinin tavsiye ve emrettiği bir kıyafetle, faziletin icabettirdiği hareket tarzıyla içimizde bulunur; milletin ilim, sanat, içtimaiyat hareketlerine iştirak ederse bu hali, emin olunuz; milletin en mutaassıbı daha takdir etmekten geri duramaz. Bilakis o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşı, belki onun müteşebbislerinden daha fazla savunucusu olur."Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 11. Cilt, s. 149-151

*** "Gezilerim sırasında köylerde değil özellikle kasaba ve şehirlerde kadııı arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok sıkı ve özenle kapatmakta olduklarını gördüm. Özellikle bu sıcak mevsimde bu durumun kendileri için mutlaka işkence ve ıstırap nedeni olduğunu tahmin ediyorum. Erkek arkadaşlar bu biraz bizim bencilliğimizin eseridir. Çok namuslu ve dikkatli olduğumuzun gereğidir. Fakat saygıdeğer arkadaşlar, kadınlarımız da, bizim gibi anlayışlı ve düşünceli insanlardır. Onlara ahlakla ilgili kutsal kavramları aşılamak, millî ahlakımızı anlatmak ve onların beynini ışıkla, temizlikle donatmak esası üzerinde bulunduktan sonra fazla bencilliğe gerek kalmaz. Onlar yüzlerini dünyaya göstersinler. Ve gözleriyle dünyayı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir şey yoktur."Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 211.

*** "Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başına bir bez veya bir peştemal veya buna benzer bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın anlamı ve işareti nedir? Baylar uygar bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum, milleti çok gülünç gösteren bir görüntüdür. Derhal düzeltilmesi gerekir."Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 217

*** "Bizim kadınlarımız, bazı yerlerde Avrupa kadınlarını bile gıptaya sevkedecek kadar ilerlemişlerdir ve eğer kadınlarımız yalnız bu yönü düşünür ve yalnız şıklıkta, zerafette Avrupa kadınlarını bile geçmeyi amaç kabul ederse kadınlık hayatında, dolayısıyla bütün milletin hayatında varmak istediğimiz mutlu inkilaba ulaşmakta kolaylık sağlayamayız."

"Kadınlık meselesinde dış görünüş ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele alanı, kadınlarımız için görünüş ve kıyafette başarıdan daha çok, asıl başarılı olunması gereken alan ışıkla, kültürle, gerçek faziletle süslenmek ve donanmaktır. Ben saygıdeğer hanımlarımızın Avrupa kadınlarından daha aşağıda kalmayacak, tersine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak ışık ve kültürle donanacaklarına kesinlikle kuşku duymayan ve buna kesinlikle emin olanlardanım."Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 151 - 153.


Konu qXp tarafından (29 Ocak 2010 Saat 15:13 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 12:43   #3
Pentagram
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




Alıntı:
Bugün türkiyedeki müslümanlarin basina bela olmus laiklik anlayisi Atatürk'ün kendi agzindan zamaninda su sekilde aktarilmis:

sen gavur musun ki "müslümanların başına bela olan..." diyorsun.

ayrıca
Alıntı:
"Laiklik, yalniz din ve dunya islerinin ayrilmasi demek degildir. Tum yurttaslarin vicdan, ibadet ve din ozgurlugu de demektedir." M. Kemal,(1930).

evet Laiklik budur.bune neden sorgulamak için bir konu açma gereği hissettinki Ruhadam. Hani Türkiye laik mi değil mi diye bir konu açsaydın (çok klişe oldu artık ama olsun..) işte o zaman daha anlamlı ir konu olurdu.Tarifi belli olan bir kavramın tartışmaya açılması biraz anlamsız geldi bana.Laiklik evrensel bir kavramdır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 13:54   #4
Çevrimdışı
qXp
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




PentagraM Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
sen gavur musun ki "müslümanların başına bela olan..." diyorsun.

ayrıca evet Laiklik budur.bune neden sorgulamak için bir konu açma gereği hissettinki Ruhadam. Hani Türkiye laik mi değil mi diye bir konu açsaydın (çok klişe oldu artık ama olsun..) işte o zaman daha anlamlı ir konu olurdu.Tarifi belli olan bir kavramın tartışmaya açılması biraz anlamsız geldi bana.Laiklik evrensel bir kavramdır.

Sırf bu yüzden Aşırı dinciler Atatürk ü sevmiyor o yüzden öyle yazdım Pentegram. Altına açıklamamı yazmışım zaten. Konuyu lütfen baltalama varsa bir düşüncen yaz.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 14:19   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




Cevap vereyim pentagram ; Laiklik denilen kavram evrensel olmakla birlikte ülkemizde birçok kez değişik yorumlanmış, her kesim işine geldiği gibi anlamış aktarmıştır insanlara... Bende Türk halkının küçük bir kesiminin üyesi olduğu bu forumda insanımızın ne anladığını merak ettim o kadar.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 15:06   #6
Pentagram
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




qXp Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Sırf bu yüzden Aşırı dinciler Atatürk ü sevmiyor o yüzden öyle yazdım Pentegram. Altına açıklamamı yazmışım zaten. Konuyu lütfen baltalama varsa bir düşüncen yaz.

konuyu baltalamak olsaydı amacım daha farklı bir yorum yapardım inan ;-] kaldıki düşüncemide belirttim zaten.Ruhadam güzel bir konu açmış ve en son mesajındada zaten bu güzel konuya daha güzel bir yorum eklemiş onada eyvallah ama sen "ben hem müslümanım elhamdülillah" diyip hem de laiklik konusunda "müslümanların başına bela olan.." diye bir yorum eklersen o zaman konuyu sen baltalamış oluyorsun
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Aşırı dinci diye belirtirsen ortadaki anlaşmazlık kalkmış olur zannımca.çünkü bu ülkede demokrasiden bahsediyorsak isteyen istediği gibi dinini yaşar kimsenin bir başkasının ibadet anlayışına karışmak gibi bir haddi yoktur.Laikiz diyoruz (M. Kemal Atatürk'ün yapmış olduğu tanımı gözönüne alarak) ama bir Hristiyanı bir Yahudiyi ya da bir Ermeniyi görünce savunma mekanizmalarımız hemen harekete geçiyor olumsuz yönde
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
mademki Laikiz o zaman bırakın isteyen istediği gibi yaşasın dinini.Müslümansak o zaman müslümanlığa yakışır bir şekilde icra edelim dinimizi.ama Laikiz diyip bir başkasını yobaz olarak görmek ya da Müslümanız diyip bir başkasını dinsiz imansız görmek çok yanlış bir tavırdır.Bilmem anlatabildim mi
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 15:17   #7
Çevrimdışı
qXp
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




Elhamdülillah müslamanım kardeşim 5 vakit namazımı kılmaya çalışırım. Kuran-ı Kerim okurum. Tek eksiğim osmanlıca vardı onu öğreniyorum yavaş yavaş. Atatürk'ün ilke ve inkilaplarına bağlıyım. Vede iyi bir milliyetçiyim. Hatamı söylediğin için teşekkür ederim düzelttim her insan hata yapabilir dimi. Teşekkürler

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 16:10   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




Eskiden padişahlar devlet işlerinde dini hükümler vekavramları kural olarak alıyordu.Cumhuriyetin kurulma amacı zaten laiklik demokrasi halkın vicdanen özgür devletin kurallarını bağımsız hukuk kurallarına göre belirlemesidir.Sonraki zamanlarda Fransızca bir kelime olan “Laik”in kelime anlamı; ruhanî olmayan kimse, dinî olmayan şey, fikir, müessese, sistem,prensip)bu kelimenin “lâ dinî = din dışı” diye türkçede tercüme edilmesi farklı görüşleri ortaya çıkarmıştır.
Laik hukuk deyince, esaslarını dinden almayan hukuk; laik devlet deyince dini inanç ve esaslara dayanmayan devlet anlamındadır.
Laiklik, devletin dine ve dinin devlete bağlanması sisteminin her ikisine de aynı derecede karşı ve her ikisini de ortadan kaldıran üçüncü bir orta ve denge sistemidir. Bu sistemde din ve devlet birbirinden ayrılır ve her biri diğerine karşı otonomdur.
Laik sistemde din ile devlet birbirine rakip değildir. Her ikisi de insanın iyiliği emniyeti, huzur ve rahat içinde yaşaması içindir.
Laik sistemde din siyasete karışmaz, devlet faaliyetlerine direktif vermez, dindarları aleyhe teşvik etmez; devlet de dine karışmaz, dine müdahale etmez. Ancak, bu devlet, toplumun dinî ihtiyaçlarını temine yardım etmez demek değildir. Halkın dinî ihtiyaçları da vardır. Diğer ihtiyaçlarda olduğu gibi devlet bu ihtiyaçlara da yardım etmeye ve bunları düşünmeye mecburdur. Bugün batı ülkelerindeki Kilise vergisinin varlığı bu düşünceye dayanır.
Din özgürlüğünün ve bundan doğan hakların hem dînî taassuba, hem de siyasî taassuba karşı korunması gerekir. Bunun için gerekli tedbir laikliktir.
Batılı ülkeler hukukunda laiklik, din ile devletin ayrılması ve devletin din, dinin de devlet işlerine karışmaması; ülkede mevcut din ve mezheplere karşı devletin tarafsız olması; bunlardan hiçbirine, diğeri aleyhine olarak özel imtiyaz tanımaması; buna karşın dinin de devlete karşı, nispeten bağımsız olarak manevi hayatın düzeni olarak hüküm sürmesidir. Şu halde laiklik ne dinsizliktir, ne de din düşmanlığıdır.
Laiklik sadece devlet ve kamu faaliyetleri alanına ait bir prensiptir. Ferdin kişisel ve manevi hayatı bu prensibin dışında kalır.


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 16:18   #9
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




laiklik , devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir.
Kısaca laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.

Genel Anlamı: Laik olma durumu ( din işleriyle dünya işlerini ayıran, dinin dünya , özellikle devlet işlerine karışmasını istemeyen kişi, toplum, devlet.).
Felsefi Anlamı: İman ve inancınyerine, aklın egemenliğini kabul eden bir inançtır.
Hukuki Anlamı: Somut olarak devlet ile dinin birbirine karışmaması olarak ifade edilebilir.
Siyasi Anlamı: Siyasal iktidarın, dinsel kudret ve otoriteden arındırılarak bağımsız hale getirilmesidir.Yada dinin siyasal erk ve yaptırım gücüne sahip olmamasıdır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Ocak 2010, 18:38   #10
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Laiklik nedir?




Bence konunun başlığı, Gerçek Laiklik ve Türkiye'deki Laiklik Anlayışı olmalıydı. Yukarıdaki tanımlara katılıyorum. Ancak Türkiye'de tamamen farklı bir laiklik anlayışı ve bu anlayıştan doğan bir dayatma var. Bu da ; din ile devlet işlerini ayırmak değil, aksine devletin dini kontrol altına almaya çalışmasıdır. Bunun örneklerini saymakla bitiremeyiz. Güncel olan bir kaçı ; başörtüsü yasağı, Kuran kurslarının kapatılması ve Kuran talebelerine yaş sınırının getirilmesi vs sayılabilir.

Bu konuda, Fransız akademisyen Pierre-Jean Luizard ile Zaman gazetesi bir söyleşi yapmış ve akademisyen Fransa'daki laiklik ile Türkiye'deki laikliğin çok az benzerlik taşıdığına işaret etmiştir. Buradaki laikliğin, zamanında Fransa'nın, sömürgesi olan Cezayir'e dayattığı laikliğin bir kopyası olduğunu belirtmiştir.Söyleşinin tamamı için, bakınız ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Türkiye kendi kimliği ile örtüşmeyen ne aldıysa Batı'dan hep sorunlar yaşamış ve aldıklarının ıslahıyla boğuşmuştur. Bunun bir örneğini hukuk sistemimizde de görmekteyiz. Medeni hukuk İsvicre'den, ceza hukuku İtalya'dan, ticaret hukuku Almanya'dan alınmış sözde bize uyarlanmıştır. Ancak gerek dini gerekse kültürel bir çok sorun ortaya çıkmıştır.

Türkler tarih boyunca dinlerini herşeyin üzerinde tutmuş, ona göre yaşamış ve ona göre yönetmişlerdir. Bu Gök Tanrı inancı hakimken de böyle olmuştur İslam dini hakimken de.. Öyleki devleti yöneten kağanlar Kut anlayışı ile halkı yönetme işini kendilerine Tanrı tarafından verildiğine inanmışlardır.

Din ve devlet her zaman iç içe olmuş Cumhuriyet dönemine kadar bir ayrıma gidilmesi düşünülmemiştir. Ne olduysa cumhuriyet devrinde bir ayrıştırma süreci başlatılmıştır. Maksat ise devletin bizzat dini kontrol etmek istemesidir. Hatta bunun için okullar açılmış, Diyanet kurulmuştur.

Laiklik, birilerinin elinde kalkan olmuş dindarlara karşı baskı unsuru olarak kullanılmıştır. İçimizdeki cahiller de maalesef bu insanlara çanak tutmaktadır..

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
laiklik, nedir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Laiklik NurSima İslamiyet 0 02 Nisan 2022 21:24
ATATÜRK DİYOR Kİ! Din ve Laiklik SimHa Atatürk Köşesi 1 24 Ocak 2020 22:41