02 Şubat 2007, 18:48 | #5 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Yanıt: Ermeni soy kırımı !!! Bu başlığıda kilitleyecekmisiniz ? |
|
02 Şubat 2007, 19:21 | #6 | ||||
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yanıt: Ermeni soy kırımı !!!
Bu bizim sorunumuz değil. Bizden toprak ve tazminat almak isteyen sahtekâr Ermeniler'in sorunudur. Kim kimin soyunu kırmış? Osmanlı arşivlerinde cilt cilt kitaplarda toplanmış bu konuyla ilgili bütün belgeler. Tüm Osmanlı coğrafyasında yaşayan toplam Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin iken, nasıl oluyor da bir buçuk milyon Ermeni'yi öldürebiliyoruz? İki yüz binini diriltip tekrar mı öldürdük? Bu konuyu ırkçılığa sapmadan tartışmak isteyenler varsa, buyursunlar. | ||||
|
02 Şubat 2007, 19:49 | #7 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yanıt: Ermeni soy kırımı !!! Tartışmak değil, aynı taraftayız zaten Muhammed aynı düşünceleri taşıyoruz ama bizim bunu burda konuşmamız bişeyi değiştirmeyecek, bunu anlatmaya çalışıyorum. |
|
03 Şubat 2007, 14:50 | #8 | ||||
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yanıt: Ermeni soy kırımı !!!
Eğer, doğru bilgiler tartışılır gerçeklerin okunması sağlanırsa, konu hakkında bilgisi olmayan arkadaşlarda aydınlanır. Türkiye'de öz Türk olupda, bu konu hakkında hiç bir bilgisi olmayan, yığınla insan var. Konuşulmasının, hiçbirşeyi değiştirmeyeceği düşüncesine, katılmıyorum. | ||||
|
03 Şubat 2007, 15:09 | #9 | ||||
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Yanıt: Ermeni soy kırımı !!! Tarih gazeteden yada mecbualardan öğrenilmez. İyice araştırılmalıdır buyrun inceleyen . Kaynaklar belirtilmiştir. Ejdatlarımıza yapılan Soykırımlar . Bugun Irak'ı Amerika işgal edebiliyorsa , Osmanlı İmparatorluğuda Halkına zülüm yapan bu ırk'ı topraklarından Men etme hakkına sahiptir.
Ermeniler Tarafından Yapılan Katliamlar ( 1914 - 1921 )
HR. SYS. 2878/1, Belge no: 2 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ERMENİ ÇETELERİ İLE RUSLARIN MÜ Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. LÜMANLARA VE MUSEVİLERE YAPTIKLARI SOYKIRIM Rusların Ermeni çeteleriyle birlikte Hasankala'dan hudûd-ı asliyyeye sürüldüklerinde beraberlerinde götürdükleri iki bin islâm ahalisinden bir kısmını öldürüp bir kısmını ülke içlerine sevkettikleri, Erzurum'da dokuz kişiyi idam edip on dört yaşına kadar olan erkek nüfusu meçhul yerlere gönderdikleri; Pekreç nahiyesinde Ermenilerden oluşan bir mahkemenin üç-dört yüz kişiyi astığı, Aşkale, Tercan, Ilıca, Tavuskerd ve Artvin cihetlerinde İslâm namına birşey bırakmadıkları, Van'da Ermenilerin iki yüz kadar kadın ve çoçuğu öldürüp Mahfuran Deresi'nde sekiz-on bin Müslümanı katlettikleri, Narman hududunda Hot karyesi ahalisinin mitralyözlerle tamamen imha edildiği, Bitlis'in Çukur nahiyesindeki Morh-i Süflâ muhacirlerinin çoğunun kılıçtan geçirildiği, Ergani, Cinis, Pezentan ve Semerşeyh karyelerinin ahalisiyle birlikte yakıldığı; Kürt Bedirhani Kamil'in şarlatanlığı sebebiyle Bitlis'e yakın bir yere yerleştirilen pek çok köy ahalisinin açlıktan öldüğü, ağır hasta çoçukların Bitlis Hastahanesi'nde vahşice öldürüldüğü, Balekan karyesinde katledilenlerin cesetlerinin köpeklere yedirildiği, Çukur'da esir edilen kadın ve kızlara tecavüz edilip ihtiyarların yakıldığı, çocukların süngüyle öldürüldüğü vesâir katliama dair Erzurum, Bitlis ve Mamuretülaziz vilayetlerinden gelen telgraf sûretleri. 21 B. 1334 (24. V. 1916) HR. SYS. 2872/2, Belge no: 9-11, 17 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ERMENİLERİN VAN HAVALİSİNDE RUSLARLA BİRLİKTE YAPTIKLARI MEZÂLİM Ermeni ve Rusların Van ve havalisinde Müslüman ahaliye büyük mezâlimler yaptıkları, Van'ın Abbasağa mahallesinden Firdevs'in ifadesine göre işgalcilerin kadın, çocuk, genç, ihtiyar demeden İslâm ahaliyi çeşitli zulümler yaparak öldürdükleri; hamile bir kadının karnını yararak çocuğu çıkarıp kafasını kestikleri; girdikleri evlerdeki insanları saatlerce işkence yaptıkdan sonra öldürdükleri, on beş-on altı yaşlarında erkek bir çocuğu çırılçıplak soyarak cinsel organını kestikleri ve daha sonra doğradıkları; Amerikan müessesesine götürülen kadın ve kızların ırzına geçildiği, mezarlıkları kazarak defnedilmiş olanları dışarı çıkardıkları ve ziyaretgâhları kazıp içlerine pislik doldurdukları hakkında. 28 Ş. 1334 (30. VI. 1916) HR. SYS. 2872/2, Belge no: 114-116 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ERMENİLERİN SOYKIRIMINA KARŞI OSMANLI DEVLETİ'NDEN YARDIM İSTENİLDİĞİ Ermenilerin, Revan, Şuregil, Zaruşat, Ağbaba, Çıldır, Göle ve Göleviren'deki Müslümanlara karşı katliam, yağma, ırza tecâvüz gibi mezâlimler işledikleri, milletvekillerini katlettikleri; Müslüman ahalinin ise, kendilerini savunmak için Osmanlı Hükûmeti'nden yardım talep ettiklerine dair. 22 R. 1337 (25. I. 1919) HR. SYS. 2877/2 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Filibe'deki Ermeni ve Bulgar eşirrasının Dersaadet'e sahil yönünden patlayıcı madde sevkedecekleri ... Filibe'deki Ermeni ve Bulgar eşirrasının Dersaadet'e sahil yönünden patlayıcı madde sevkedecekleri ihbar olunduğundan gerekli tedbirin alınmasının bildirildiği. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. face="Arial">ERMENİ SORUNU NEDİR ? Osmanlı Devleti zayıflamaya başlayıp, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz kalınca, Türk - Ermeni ilişkileri kötüleşmeye başlamıştır. Batılı ülkeler Osmanlı Devleti'ni bölerek bölgesel çıkarlarına ulaşabilmek için Ermenilerle Türk toplumunun arasını açmayı hedeflemişlerdir. Özellikle Avrupa'nın bazı büyük devletleri “ıslahat" adı altında bir yandan Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışırken, bir yandan da Ermenileri, Osmanlı Yönetimi'ne karşı teşkilatlandırmışlardır. Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliselerinin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda, Ermeni toplumu yavaş yavaş Türklerden uzaklaşmaya başlamıştır. Türklerin hoşgörüsüne rağmen, yabancı devletlerle ittifak etmek suretiyle Türklerle mücadeleye başlayan Ermeniler, Batının desteğini alabilmek için kendilerini "ezilen bir toplum" olarak göstermeye ve "Anadolu üzerindeki egemenlik haklarını Türklerin gasp ettiği"ni dile getirmeye başlamışlardır. Bu faaliyetlerini basın aracılığıyla duyurarak kamuoyu yaratmaya çalışmışlardır. Bu asılsız propagandalarını iddialarının kanıtları olarak bugün de kullanmaktadırlar. 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanları Ermenilerin daha fazla Batı’ya yönelmesine sebep olmuş, karşılıklı beklentiler artmıştır. Ermeniler, Misyonerler vasıtasıyla yönlendirilmeye ve yabancı devletlerin nüfuzu için kullanılmaya başlanmışlardır. Buna karşılık Ermeniler de Batı’yı amaçlarını gerçekleştirmek için bir araç olarak görmüşlerdir. Islahat Fermanı ile Müslümanlar ve gayrimüslimler eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler,1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sonunda, Rusya'dan "işgal ettiği doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını" talep etmişlerdir. Bu isteklerle birlikte Ermeni sorunu ortaya çıkmaya ve uluslar arası bir şekil almaya başlamıştır. İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni sorunu, aslında emperyalizmin Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır. ERMENİ İSYAN VE KATLİAMLARI : Ermenilerce sırasıyla, Anadolu'da: Armenakan ve Vatan Koruyucuları, Cenevre'de: Hınçak, Tiflis'te: Taşnak komiteleri kurdurulmuştur. Bu komitelere hedef olarak Doğu Anadolu toprakları, amaç olarak ise Osmanlı Ermenileri'nin bağımsızlık kazanması gösterilmiştir. Bu amaçla kışkırtılan Ermeni komiteleri, 1890 yılındaki Erzurum isyanı ilk olmak üzere, Kumkapı gösterisi, Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon olayları, Sason isyanı, Babıali gösterisi, Zeytun ve Van isyanı, Osmanlı Bankası'nın işgali, II. Abdülhamit’e suikast teşebbüsü ve 1909 Adana isyanlarını çıkartmışlardır. Ermeniler, Türk halkına en büyük zararı, Birinci Dünya Savaşı sırasında giriştikleri katliamlarla vermişlerdir. Bu dönemde Ermeniler; Türk köylerine baskınlar düzenlemek suretiyle halka büyük zarar vermişlerdir. Örneğin Van’ın Zeve Köyü’nün bütün halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeniler tarafından öldürülmüştür. TEHCİR KANUNU, UYGULAMASI VE SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI İDDİASI: Osmanlı Hükümeti’nin bütün iyi niyetine rağmen, ülkede Ermeni olaylarının giderek yoğunlaşması, erkek nüfusun askere alınmasından dolayı savunmasız kalan Türk kadın ve çocuklarına Ermeni saldırılarının artması ve ordunun birçok cephede savaş halinde bulunması nedeniyle mahalli isyanların topyekün bir ihanete dönüşmemesi için, cephe gerisinin emniyete alınması ihtiyacını doğurmuştur. 26 Şubat 1921 tarihinde Türk Milli Mücadelesinin Önderi Mustafa Kemal Paşa, ‘Public Ledger’(Philadelphia) muhabirine şunları söylemiştir: “Rus Ordusu, 1915’te bize karşı büyük taarruzunubaşlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.Cinayetleri işleten ve saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini, bazı küçük devletlerin daha sulh zamanından beri kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan bilistifade ve bu maksada matuf olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyorlardı.” 24 Nisan 1915'de Ermeni Komiteleri kapatılmış ve yöneticilerinden 235 kişi, "devlet aleyhine faaliyette bulunmak" suçundan tutuklanmıştır. Ermenilerin her yıl "sözde soykırım anma günü" olarak andıkları 24 Nisan, bu tarih olup tehcirle alakalı değildir. Komitelerin kapatılması, elebaşlarının ve bazı teröristlerin tutuklanması, olayları yatıştıracağına daha da şiddetlendirmiştir. Osmanlı Hükümeti son insani çare olarak; savaş bölgelerindeki halk ile Osmanlı Devleti'ne karşı casusluk ve hıyanetleri görülenlerin, savaş alanlarından uzak yerlere "sevk ve iskanı" için 27 Mayıs 1915'de "Tehcir Kanunu"nu çıkarmıştır. 1914 yılı resmi verilerine göre Osmanlı Devleti'nde 1.234.671 Ermeni nüfusu bulunmaktadır. Bu sayı Ermeni Patrikhanesi'ne göre 2.5 milyon, Lozan Konferansı Ermeni Heyeti'ne göre 2.2 milyon, Fransız Sarı Kitabı'na göre 1.5 milyon, Britannica'ya göre 1.5 milyon ve İngiliz yıllığına göre 1 milyon olarak belirtilmektedir. SOYKIRIM NEDİR? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dünyada soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmak için 1948'de kabul ettiği Soykırım Sözleşmesinde, Soykırım; “bir milli, etnik, ırki veya dini grubu, grup niteliğiyle, kısmen veya tümüyle, yok etmek kastıyla; a. Grubun mensuplarını katletmek, b. Grubun mensuplarına ciddi bedensel ve psikolojik zarar vermek, c. Grubun maddi varlığının kısmen veya tamamen yok olmasına yol açacak hayat şartlarına kasten tabi tutmak, d. Grup içinde doğumları önlemek amacıyla önlemler dayatmak, e. Grubun çocuklarını bir başka gruba zorla nakletmek” olarak tanımlanmıştır. Türkiye bu sözleşmeye 1950 yılında taraf olmuştur. Bugün resmi/hukuki olarak; II nci Dünya Savaşı boyunca Nazilerin Yahudilere ve diğer etnik gruplara karşı giriştikleri kitlesel kıyım ve Srebrenitsa (Bosna) da Sırp milliyetçileri tarafından Boşnaklara yapılan katliam, soykırım kapsamında kabul edilmektedir[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]. Soykırım suçu, gerçek anlamda yukarıda örneklenmiş olan olaylarda işlenmiştir. Ermenilerin iddia ettiğinin aksine, 1915 yılında Doğu Anadolu bölgesindeki Ermenilere yönelik uygulama, sadece güvenliğin sağlanması amacıyla imparatorluk içinde başka bir bölgeye göç ettirme olup soykırım değildir. Ermenilerin Doğu Anadolu'da savaş ve tehcir sırasında kayıplar verdikleri doğrudur. Ancak bu kayıplar, Doğu Anadolu'da yaşanan savaş ve isyanlar nedeniyle asayişin sağlıklı olarak sağlanamaması, araç, yakıt, gıda, ilaç yetersizliği, ağır iklim şartları ile tifüs gibi salgın hastalıkların yol açtığı tahribat sonucu meydana gelmiştir[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]. 6. SONUÇ: Ermenilerin Türklere karşı silahlı terör metodolojisini kullanmaya başlamaları, Türkiye açısından Ermeni sorununa önemli bir boyut kazandırmıştır. Özellikle Türk devlet adamlarına yöneltilen bu terörist strateji ilk defa 1905'te II. Abdülhamit'e yapılan bombalı saldırı ile başlamıştır. 1965 yılına kadar devam eden sakin bir dönemden sonra, Ermeni lobisinin desteğiyle terör hareketleri birdenbire tekrar ortaya çıkarılmıştır. Basın ve yayın faaliyetleri programlı olarak uygulamaya konulmuştur. Ermeni terörü, yurt dışındaki Türk görevlilerine, temsilciliklerine ve kuruluşlarına yönelik silahlı saldırılar şeklinde kısa zamanda hızlı bir tırmanış göstererek yoğunluk kazanmıştır. 1973 yılından 1994 yılına kadar 36 devlet görevlisi şehit edilmiştir[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]. Ermeni terör örgütlerinin müşterek amacı; her fırsattan yararlanarak Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek ve sözde işgal altındaki Ermeni topraklarını kurtararak, "bağımsız bir Ermenistan" kurmaktı. Bugün Ermenistan politikasında, söz konusu isteklerin değişik başlıklar altında devam ettiği görülmektedir. Ermenistan, bağımsızlığını elde etmesini müteakip, bağımsızlığını kazanmadan önceki yayılmacı politikasını uygulamaya koyarak Dağlık Karabağ üzerinde iddia ettiği haklarını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Türkiye, Ermenistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan devletlerdendir. Buna rağmen Ermenistan, Türkiye ile ilişkilerini “Büyük Ermenistan’ı Kurma Hayali” çerçevesinde yürütmüş ve bugün dahi aynı politikasını ısrarla devam ettirmektedir. Ermenistan, soykırım iddialarının kabulü ve tesciline bağlı olarak, Türkiye'den yüklü bir tazminat almak ve son aşamada Türkiye sınırları içerisinde bulunduğunu iddia ettikleri sözde Ermeni topraklarının iadesini sağlayarak büyük Ermenistan'ı kurmak yönünde bir siyaset izlemektedirler. Nitekim Ermenistan parlamentosu 23 Ağustos 1990'da kabul ettiği bildiride; "Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiyesi ve Batı Ermenistan'da gerçekleştirilen 1915 soykırımının uluslararası kabul görmesi çabasını destekler." maddesine yer vermiştir. Ermenistan Parlamentosu, 1992 yılında Sovyetler Birliği ve Türkiye arasında imzalanan Kars Anlaşmasıyla belirlenen Türkiye - Ermenistan sınırını tanımadığını açıklamış, bunun üzerine Türkiye, Ermenistan’ın Türkiye’nin mevcut sınırlarını tanıdığını resmen ve yazılı olarak açıklamaması halinde Ermenistan’la ilişkilerini resmileştirmeyeceğini duyurmuştur. Sonraki yıllarda iyileşmeye başlayan Türk-Ermeni ilişkileri, Dağlık Karabağ’da savaş durumunun devamı, Azeri topraklarının 1/5’inin hala Ermeni işgali altında olması ve binlerce Azeri’nin topraklarından göç etmek zorunda kalması nedeniyle Türkiye’yi Ermenistan ile ilişkilerinde temkinli davranmaya itmiştir. Sözde soykırımın tanınmasını hedefleyen girişimler, özellikle Belçika, Fransa, Avustralya, Yunanistan, Lübnan, Kanada, Rusya, ABD ve Arjantin'de yoğunlaşmış ve bu ülkelerde ardı ardına soykırım anıtları dikilmeye, söz konusu devletlerin bazılarının okullarında sözde soykırım ders olarak okutulmaya başlanmıştır. Ermenistan’da Ter-Petrosyan yönetiminin nispeten ılımlı tutumundan sonra, Nisan 1998'de Koçaryan'ın cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte, aşırı milliyetçi hareketler serbest bırakılmış ve Ermenistan Türkiye ile ilişkilerinde sertlik yanlısı bir politika izlemeye başlamıştır. Bunun yanı sıra Koçaryan, yapmış olduğu resmi bir açıklamada; "soykırımı hiçbir zaman unutmayacaklarını, dünyaya bu trajediyi hatırlatmak durumunda olduklarını, soykırımın cezasız kaldığını ve uluslar arası tanıma ile kınamanın layık olduğu şekilde gerçekleşmediğini" ifade etmiş, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 53. oturumunda da bilinen iddialarını tekrarlayarak, Ermenistan'ın Türkiye ve Azerbaycan tarafından abluka altına alındığını dile getirmiştir. Sonuç olarak; Ermenistan ve Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler; sözde soykırım iddiaları vasıtasıyla sorunun tüm dünyada tanınmasını, soykırım olarak kabul edilmesini, bu yolla Türkiye'den tazminat ve toprak talebinde bulunulmasını amaçlamaktadırlar. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Konu inFerno tarafından (03 Şubat 2007 Saat 15:20 ) değiştirilmiştir. | ||||
|
03 Şubat 2007, 15:45 | #10 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yanıt: Ermeni soy kırımı !!! arkadaşLar sizden ricam bu basLigin en onune "Sözde" keLimesini ekLermisiniz.o soykirim idaaLari sozdedir vede butun tarih boyunca oyLe kaLacaktir.. |
|
Etiketler |
ermeni, soykirimi, soykırımı, sozde, sözde |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Erdoğan'dan 'sözde Ermeni soykırımı' açıklaması | NurSima | Güncel ve Son Dakika Haberler | 0 | 22 Nisan 2021 21:38 |
Sözde soykırımı tanıyan ülkelerle ticaretimiz arttı | PassioN | Haber Arşivi | 0 | 09 Şubat 2012 20:42 |
Sözde Ermeni Soykırımı *Anket | Srehto | Serbest Kürsü | 4 | 14 Ekim 2007 12:50 |