Medeniyeti eleştiren eserleriyle tanınan İngiliz yazar Aldous Leonard Huxley, 25 Temmuz 1894'te doğdu. Yazar ve öğretmenliği bir arada ***üren Leonard Huxley'in dört çocuğunun en küçüğü olarak, Surrey yakınlarındaki Godalmin'de dünyaya geldi. Aldous, 1903 yılında girdiği ve elit kesimin çocuklarının devam ettiği yatılı okulun ardından, 14 yaşında dönemin en önemli eğitim kurumlarından biri olan Eton'a kayıt yaptırdı. İki ay sonra annesini kaybetti.

1911 yılı Huxley için deyim yerindeyse kabus gibi geçti. Henüz 17 yaşında olan yazar geçirdiği bir göz hastalığı nedeniyle kör olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı ve Eton'daki eğitimini yarım bıraktı. İyileştikten sonra 1912 yılında Marburg'a bir yıl sonra Grenoble'a gitti ve eğitimini 1916 yılında Oxford'da İngiliz Edebiyatı ve Felsefe okuyarak tamamladı.

Aldous Leonard Huxley, gözündeki hastalık nedeniyle orduya alınmadı ve 1. Dünya Savaşı yıllarını bir çiftlikte, sivil hizmet görevlisi olarak geçirdi. Bu çiftlikte Bertrand Russell ve uzun yıllar arkadaşlık edeceği D.H. Lawrence ile tanıştı. 1917'den sonra bir zamanlar devam ettiği ancak bitiremediği Eton'a öğretmen olarak atandı. İki yıl sürdürdüğü bu görevin ardından Londra'da yayınlanan haftalık bir gazetede redaktörlük stajı yaptı. Söz konusu gazetede yayınlanan kitap ve tiyatro eleştirileriyle dikkat çekmeye başlayan Huxley, aynı yıl içinde Belçikalı Maria Nys ile evlenerek bir çocuk babası oldu.

1921 yılında ailesiyle birlikte İtalya'ya taşındı. Burada yazarlık kariyeriyle ilgili düşünü gerçekleştirmek için kolları sıvayan Huxley, birkaç şiir denemesinin ardından yayınladığı "Krom Sarısı" adlı romanını okura sundu. Taşlamalı bir üslupla, o zamanın sosyetesini irdelediği bu roman, kısa zamanda başarı kazandı. Yine bir İngiliz olan Thomas L. Peacock'un etkisi altında kalarak kendine özgü bir biçime imza atan yazar, "Krom Sarısı"nın ardından yayınladığı "Antic Hay" ve "Meyve Vermeyen Yapraklar" adlı romanlarında bu özelliğini geliştirdi.

Sonraki üç yıl boyunca edebiyat alanında adı pek duyulmayan Huxley, bu zaman zarfında dünya seyahati gerçekleştirmiş ve Fransa'ya yerleşmişti. 1928'de "Ses Sese Karşı" adlı yapıtını yayınladı. "Ses Sese Karşı"da yazar, beden ile ruh arasındaki tezatı ve insanlar arasındaki yalnızlığı belirginleştirmek için üç kişinin bütün hayatını gözler önüne serdi. Her ne kadar bu başarılı romanında, İngiliz sosyete dünyasını ironik biçimde eleştirmeyi giderek artan bir tempoda ortaya koymuş olsa da olumlu çıkar yolları aramaktan da geri durmadı. Romanın sonunda yalancılığı ve iki yüzlülüğüyle tanınan başkahraman Burlapp'ı hedeflediği ruhsal dengeye kavuşturdu.

Aldous Leonard Huxley, 1932 yılında "Cesur Yeni Dünya" adlı ütopik romanıyla çalışmalarının doruğuna ulaştı. Totaliter büyüt bir devletteki tam teknikleşmiş bir dünyanın satirik/karamsar vizyonu olan bu yapıtta, hayatı insanlıktan uzaklaştıran sanayi toplumundaki sözde gelişimin o güne kadar yapılmış en kapsamlı eleştirisini gerçekleştirdi. Romana göre eleştirel düşüncenin yerini yüzeysel bir tahmin gereksinimi almış, rastlantısal olarak bu dünyaya düşmüş, geleneksel değer kıstaslarına göre geliştirilmiş olan bir insanın sonunda canına kıyacağı öngörülmüştü.

1936'da yayınlanan "Gazze'deki Kör" adlı romanda, hayatın anlamsızlığına ve yüzeyselliğine karşı ilk kez mistik/dini düşünceyi ön plana çıkardı. İnanmış bir pasifist olan Huxley, bu romandan bir yıl sonra Amerika'da yaşamaya karar verdi. Ağır bir virüs enfeksiyonunun ardından karısını yitirdi. İkinci evliliğini Laura Archera ile yapan yazar, kendini giderek dine adadı. 61 yaşındayken algılamasını kuvvetlendirmek için ilaçlar kullandı ve bu konudaki deneyimlerini "Sezgi Kapıları" adlı romanında topladı.

"Cesur Yeni Dünyayı Bir Kez Daha Ziyaret Etmek" adlı denemesini kaleme alan yazar burada eleştiri uygulanmaksızın tekniğe inanılması gerektiğini vurgular. Huxley son yazılarında Budizm'in etkisinde kalarak kimi zaman bu dine karşı ilgisini dile getirirken kimi zaman da hesaplaşmalar içine girmiştir. Yazar ayrıca bu din sayesinde gençlik yıllarında içine düştüğü nihilizmden kurtulabilmiştir. "Cennet ve Cehennem" ile "Ada" adlı ütopik yapıtları Budizm'in etkileri taşır.

Birçok üniversitede konuk profesör olarak ders veren Huxley, hayatta yediği iki büyük darbeyi atlatamadı; Aldous Leonard Huxley, önce dil kanserine yakalandı ardından tüm yazılarıyla birlikte evinin yanmasına tanıklık etti. Ünlü İngiliz yazar Huxley, 22 Kasım 1963'de yaşama veda etti.

Eserleri
Roman: Krom Sarısı (Crome Yellow, 1921), Antic Hay (1923), Meyve Vermeyen Yapraklar (Those Barren Leaves, 1925), Ses Sese karşı (Point Counter Point, 1928), Cesur Yeni Dünya (Brave New World, 1932), Gazze'deki Kör (Eyeless Gaza, 1936), Sezgi Kapıları (The Doors of the Perception, 1954), Cennet Cehennem (Heaven and Hell, 1956), Ada (Island, 1962)
Deneme: Cesur Yeni Dünyayı Bir Daha Ziyaret Etmek (Brave New World Revisited, 1958)