05 Aralık 2014, 12:51 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Hayalet – Cezmi ERSÖZ* Odanın ortasında çırılçıplaktın.* Bir sandalyede oturuyordun.* Odan ılık, tanıdık, hiç kesilmeyen bir rüyanın ortasında salınıyordu.* Yüzünden dünyadaki bütün zamanlar geçiyordu.* Yüzündeki bütün zamanları özlüyordum…* Yüzünün bütün zamanlarının dışındaydım. Odanda tek başınaydın, ama o büyüsünü,* o derinliğini yaşamayı çok arzulasam da,* yine de nerede olduğunu bilmediğim dünyaya senden gidiliyordu…* Senin gözlerinden görülüyordu…* Senin gözlerinden görülüyordu benim sonsuz düşüm…* Sonsuz kayıplığım…* Varlığımın bir parçası sana gitmiş, bir parçası bende kalmıştı.* Varlığımın sende olan parçası seninle gerçek dünyaya,* başka ruhlara, öteki hayatlara gidiyordu…* Beni içeri, odana, yanına almamıştın.* Varlığımın en sahici, en cesur, en erdemli yanı içerde,* seninle kalmıştı, seninle gitmişti öteki hayatlara, başka ruhlara…* Böyle başlamıştı o büyük dışlanmam.* Ömrüm odanın kapısında, beni içeri çağırmanı beklemekle geçmişti…* Yaşamadım diyemem, yaşadım.* Sevgilerim oldu.* Başarılar kazandım.* Misafirler geldi evlerime…* Çılgın, başıboş, şımarık, ihtiras dolu yaz akşamlarım oldu…* Sevgi dolu mektupları aldım.* Telgraflar, çağrılar… Yolculuklara çıktım.* Beni karşılayanlara el salladım sevinçle, içim kamaşarak…* İştahlıydım. Arzularım hiç dinmeyecek gibiydi…* Doğum günlerimde pastamı keserken herkese ve kendime hak ettiğimizden daha çok şans diledim hep… Ama yine de unutamazdım senin kapında bekletildiğimi,* beni içeri almadığını, varlığımın en anlamlı, en sahici parçasının sende kaldığını,* o ikiye bölünmüşlüğümün derin sızısını unutamazdım,* bunun yıllarca süreceğini ve de hiç dinmeyeceğini…* Bazı geceler penceremi açar derin nefesler alırdım.* Nefes alırken gücümü daha da artırsın,* acılarımı bana unuttursun diye Tanrı’ya yaranmak geçerdi aklımdan.* Doğanın ayrılmaz bir parçasıydı odan.* Odan doğadaki o en ağırbaşlı cinayetlerin ortasında sessizce beklerdi…* Daha da ısınırdı sahipsiz ruhlardan yapılmış camları… O camları kırabilsem, sana dokunabilsem, kendimi sana inandırabilsem kainatın bütün şefkati,* bütün sevgisi içime akacaktı, biliyorum…* Yaşarken hiç tatmadığım bu duygu elimi uzatsam dokunabileceğim kadar yakındı sanki.* Ama neden bu kadar uzaktaydı, hiç anlayamıyordum…* Bilmek çözer sanıyordum bu muammayı…* Bu uzaklığa çalışırsam beni içeri alırsın diye düşünüyordum…* Çünkü yaşadığım şehirlerden en umutsuz durumlardan büyük vaatler,* büyük sürprizler çıkarıyorlardı karşıma insanlar…* Sanki insanlar o büyük kayboluşlarını unutturmak için bir arada yaşıyorlardı…* Ben de o insanlardan biriydim ve bir gün kapını açıp beni içeri alacağını,* bir gün beni gerçekten seveceğini sanıyordum…* Bu yüzden dünyadaki hiçbir şey üzerinde dikkatimi yoğunlaştıramıyordum.* Bu hayatta hiçbir şeyi tam yapamıyordum.* Görenler kendimden intikam alıyorum sanıyorlardı…* Sonsuz bir ertelemeydi hayatım.* Aslında bu bir gecikmişlik değildi.* Hayattan istifa etmek de değildi.* Hem sen olmadan nereye gidebilirdim ki?* Ben senden uzaklaştığımda gecikmiş olurdum her şeye,* seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum her şeyden,* seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum kendimden…* Uzağa, istediğim uzaklara gitme şansım ancak yanında olursam mümkündü.* Çünkü ne zaman içime baksam yüzünden geçen bütün zamanları,* bütün özleyişleri, yüzünden gerçek dünyaya açılan yolları,* başka ve öteki hayatları görüyordum…* Yüzünde varlığımın sende kalan parçasını görüyordum.* Böyle zamanlarda yüzünde, acıyla gölgelense de bağışlayan bir gülümseme olurdu.* Ve bu gülümseme senin beni bir gün içindeki varlığımla buluşturacağını hissettirdi…* İşte o zaman bu sürgün bitecekti…* İşte o zaman yaşadığım bütün endişeler, bu suçluluk,* değersizlik duyguları, bu korkular, bu günaşırı intiharlar bitecekti…* Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin? …* Geri döneceğini bile bile tanımadığın, sana hep yabancı yollara düşmek…* Karşına çıkan herkeste seni aramak…* Seni hatırlattığı için birine âşık olduğunu sanmak…* Sen olmadığını bile bile, bütün hayatını bu ilişkiye adamak için çırpınıp durmak…* Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin? …* Düşünsene, ben seninle düşlerimi, heyecanlarımı, çocukluğumu, acılarımı aldattım…* Seni unuturum diye yaşamaya başladığım her aşkı, ben yine seninle aldattım…* Sen beni içine almadığından beri yıllardır ben seninle kendimi aldattım…* Bir tek seni sevdiğim doğruydu…* Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı…* Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir hayalet hediye ettin…* Tepeden tırnağa aşka, tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet…* Bu hayaletin içinde beni değil seni gördüler hep.* Çoğu bu hayalete dayanamayıp çekip gitti…* Kimisi senin beni beklettiğin kapıda, beni bekledi.* Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan…* Ve ben en çok onların sevgisine inandım.* En çok onlara derinden üzüldüm.* Ve hep merak ettim, karşılıksız ve onca yıl bir hayaleti nasıl böylesine sevebildiler diye… Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşamak için çok sebep bulunduğuna bu insanların bir hayalete duydukları o akılalmaz,* o sonsuz sevgileri yüzünden bir kez daha inandım…* Seni unutmak için başladığı her aşkı yine seninle aldatan bir hayalete…* Seninle kendini, bütün hayatını, düşlerini, çocukluğunu,* yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete…* Bir tek sana duyduğu sevgisi doğru olan,* bu yüzden bütün hayatı büyük bir yalan olan hayalete… Cezmi ERSÖZ*
__________________ Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.. | |
|
Etiketler |
cezmi, ersöz, hayalet, – |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Zehirli Çiçek - Cezmi Ersöz | Sevda | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 26 Aralık 2011 06:09 |
Cezmi Ersöz / Yedek Sevgili | Candy | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 11 Eylül 2010 16:49 |
Cezmi Ersöz-Yaralı Ne Varsa... | Aze | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 27 Mayıs 2010 20:49 |