30 Kasım 2014, 13:48 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Acı - ferman Karaçam Seni de vururlar bir gün ey Acı* Uçuşup durduğun kanatlarından* Sazın, sözün, türkülerin tükenir* Ellerin koynunda kalakalırsın Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey Acı* Gül açan yüzlerimizde* Göğeriyor rengin senin de Biz seni* Tâ eskilerden tanırız* Hani göğüslerimize taş olur inerdin* Avuçlarımızda Hira Dağı’ydın* Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde* Akdeniz rüzgarlarına karışan sendin Biliyorum* Hiçbir tarih yazmayacak* Ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda* Göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize* Mitralyözlerin Washington’dan ayarlandığını Seni de yakarlar bir gün ey Acı* Bir taptuk kul gözlerinden vurursa* Parmakların eğri ağaç tutamaz* Çığlıkların çağlar aşar, duymazsın Ve ben biliyorum* Örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı* Ve İbrahim’in baltasını* Ben biliyorum Nereden başladı bu kesik dans* Ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü insanlar kim?* Kim kimin yanında* Kim kimin karşısında* Meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim Üsküdar kız lisesinde okuyan genç kız* Çantasında kimin fotoğrafını taşıyor* Kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar* Neden gülüyorlar ki Seni de vururlar bir gün ey Acı* Filistin’de sapan taşlı çocuklar* Dalın, kolun, fidelerin budanır* Kuru bir kütükle kalakalırsın Öyle bakmayın balkonlarınızdan* Fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,* Damarlarımızı yırtıyor* Tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları* Pompalıyor yüreğime Plevne türküleri ağıtlara dönüşürken,* Çeçenya’da yiğitler* İnancın emeğin / ve Aşk’ın* Kılcal damarlarına ulanıp sustular… Ve ne Bağdat’tan* Ne Şam’dan* Ne Mekke’den* Ne Diyarbekir’den* Ne İstanbul’dan* Ne Buhara’dan* Bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi* Duymuyor Seni de vururlar bir gün ey Acı* Halepçe’de soldurulmuş gül gibi* Bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın* Suskun, sıcak, uzun yaz geceleri Ve siz* Ey analar,* Hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler söylerdiniz* Hani siz, fatihler doğururdunuz… Gelin kızların giysileri kirletildi* Çocuklar hep yetim kalıyor ‘Elem yecidke yetimen feava’ Ve ben biliyorum* Ben biliyorum* İstanbul’un* Bağdat’ın* Diyarbekir’in* Mekke’nin* Buhara’nın* Birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü sonra Ey insan* Ey insanlık* Ayağa kalk Kolları ve bacakları budanmış delikanlıları* Boyunları gövdesinden ayrılmış insanları* Gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu çocukları* Gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin Ve bir gün* Bu dünya* Gül bahçesine dönecek* Bunu böyle bilin; ve* Unutmayın…
__________________ Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.. | |
|
Etiketler |
acı, ferman, karaçam |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Açelya - ferman Karaçam | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 30 Kasım 2014 13:46 |
Ordamısın 7 harf - ferman Karaçam | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 30 Kasım 2014 13:45 |
Aşk buzlu bir yanardağ - ferman Karaçam | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 30 Kasım 2014 13:42 |
Kor ayaklar - ferman Karaçam | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 30 Kasım 2014 13:41 |
*İstanbul’dan Adapazarı’na – Ferman KARAÇAM | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 30 Kasım 2014 13:38 |