28 Kasım 2014, 20:29 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Endülüse Ağıt – Mehmet ERCAN Her yükselen bir gün düşer, inişler başlar zirveden Ömrün mutlu günlerine niçin aldanır ki insan Her şey değişir gök gibi bir gün pırıl pırıl bir gün bulutlu Sen de öylesin işte Bu gün güldürürse yarın ağlatır zaman Kime ebedilik vermiş kime yaramış sonsuzca Hedefini delip geçmezse kılıçla mızrak Geri döner yaralar kendi sahibini Zaman bu ne kılıç kını tanır ne sağlam Gındam kalesi Çürütür hepsini, paramparça eder zaman kılıcı Düşün nerdedir şimdi var mı onlardan bir iz Nerde muhteşem taçlı yemen hükümdarları? Şeddat’ın irem bağı, İrem cenneti nerde? Nerde bu gün İran’ın Sasani hükümdarı? Karun’un bitmez tükenmez serveti nerde bugün? Hani Ad, hani Adnan, hani Kahtan, bu dünya servetleri? Çaresiz onlar da boyun büküp emrine tarihin Çekilip gittiler birer birer, bir masal bir efsane gibi O saltanatlar sanki rüyada yaşanmış gibi Gerçek değil de bir hayal, bir gölge sanki Bir vuruşta yere serdi Daraa’yı zaman Yere geçirdi Kisra’yı, ne zaferleri kaldı ne zafer takları Don vurmuş yapraklar gibi kurudu Şa’b! Düşün ki bir beka bulamadı alemde Süleyman bile Bin türlü belası var dünyanın işte Bazen hüzün boşalır bazen bir sevinç tufanı. Her faciaya teselli bulunur belki Ama unutulmaz İslam’ın uğradığı bela cihanda Öyle bir felakete uğradık ki Endülüs’te biz Üstümüze düştü sanki Sehlan ve Uhud dağları Nazar değdi İslam’a Endülüs’te Bela üstüne bela yağdı, yağmur gibi O güzelim şehirlerin üstüne… Sor… Mürsiye’nin halini şimdi, Valans’ı da. Sor… başına gelenleri Şatiba’nın Ceyyan’ın! Gördün mü bir bilgi okyanusuydu Kurtuba Bir bilgi deniziydi, görseydin bilginleri Sor Hıms’ı şimdi de, pırıl pırıl aydınlık bahçeleri Sor nerde Azip nehri, şimdi öyle akar mı, şeker tadıydı suyu İşte bunlar gözbebeği, medinesiydi Endülüs’ün Bunlar ki birer viranedir artık. Yarınından ayrılmış feryatlar koparan bir genç gibi Öyle dolmuş ki hüzünlü gözleri yüce İslam’ın Soyununca İslam’dan bir çöle döndü sanki Onlar ki küfür karanlığı içinde bayındır bugün Birer kilisedir artık camiler, mescidler Her yanda çanlar, putlar ve baykuş uğultuları Mihraplar ağlar şimdi taşla doldurulmuşsa da İnler buna minber, cansız ağaçtansa da… Uyan ey gafil kişi, ibret denizi zaman, Sen uykuya dalmışsan da asla uyumaz zaman! Ey gururla saltanat sürenler kendi ülkelerinde Siz Hıms’ı gördünüz mü, en güzelini ülkelerin Her facia unutulur biraz belki tarihte ama Unutulmaz Endülüs’te başa gelenler Ey siz! En güzel ve şahin duruşlu Arap atlarına binenler yarış alanlarında! Ey, keskin kılıçlı kahramanlar ordusu! Ey, savaşın tozu dumanı içinde kılıcı parlayanlar! Siz ey! Karşı kıtada bin nimet içinde Saltanat içinde mutlu yaşayanlar! Sizin hiç haberiniz var mıdır Endülüs’ten Bir siz kalmışsınız duymayan halimizi! Onlar sizden yana çevirerek gözlerini Ufuklara bakıp bir imdat beklediler Öldürülen asker, esir düşen kadınlar… Ya nedir bu çatışma bu ayrılık İslam arasında Ey kulları Hakkın, kardeşsiniz kardeş! Bir yardım duygusu bile yok mu içinizde. Alıp götürdü nemiz var nemiz yok bir zulüm seli Dün sultan idiler bey idiler kendi ülkelerinde Şimdi küfrün elinde bir uşak, bir oyuncak! Çevirmiş onları dört yandan zillet uçurumları Dehşet içinde fırlamış gözleri kimsesiz ve şaşkın Sen de görseydin çığlıklarını, çırpınışlarını ey Tanrı kulu! Ocaklarından koparılıp satıldıklarını köle pazarlarında. O feryatlar ki koymaz aklını başında benim gibisini Koparır gibi bedende ruhu, kopardılar anadan yavrusunu Yeni doğan güneşin aydınlığı o kızlar ki Öyle saf öyle temiz Yakut ve mercandan dökülmüş sanki. Dağ ucundan doğan sabah güneşinin masumluğu gibi O Meryem yüzlü kızlar ki Sürüklenip sürüklenip saçlarından kirli yataklara çekildi Haykırışları gökleri yırttı. Kan kustu babaları, arşa çıktı feryad-ı figanları… Eritir her kalbi bu anlattıklarımın birisi bile Eğer varsa sende İslam’dan, imandan bir iz Ey insanoğlu!
__________________ Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.. | |
|
Etiketler |
ağıt, endülüse, ercan, mehmet, – |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yersizim – Mehmet ERCAN | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 28 Kasım 2014 20:16 |
Dön – Mehmet ERCAN | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 28 Kasım 2014 20:12 |
Suskunluk – Mehmet ERCAN | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 28 Kasım 2014 20:11 |
Roni – Mehmet ERCAN | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 28 Kasım 2014 20:08 |
Ne Kaybederdin – Mehmet Ercan | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 28 Kasım 2014 20:07 |