13 Mart 2009, 02:38 | #121 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Ay Yansın Ağalar Güneş Tutulsun Ay yansın ağalar güneş tutulsun Parladı parladı çalın kılıncı Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın Mevlanın aşkına basın kılıncı Durmayın orada kargı kucakta Dolansın yiğitler köşe bucakta Bir savaş edelim kelle kucakta Şehitler aşkına çalın kılıncı Koç yiğitler melemeli dev gibi Düşman kanı devrilmeli dağ gibi Dest vurun avını almış bey gibi Haykırı haykırı çalın kılıncı Koç yiğitler bu kış burda kışlasın Yılan dili eğri hançer işlesin Kafir düşman el'amana başlasın Kaçanı göndermen basın kılıncı Koç yiğitler düğün bayram eylesin Küheylan kişnesin aygır oynasın Kazanlarda adam kanı kaynasın Esir etmek yok ha çalın kılıncı Yürü yiğit beyler namımız kalsın Kelle getirenler bahşişin alsın Öldürün atların hep yayan kalsın Yaya kalana da çalın kılıncı Koç Köroğlu girdi meydan almaya Nara vurup düşmanına dalmaya Yemin ettim yedi derya dolmaya Doldurun denizi basın kılıncı Köroğlu |
|
13 Mart 2009, 02:39 | #122 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Ayağa Kalkın Efendiler Behey! kaburgalarında ateş bir yürek yerine idare lambası yanan adam! Behey armut satar gibi san'atı okkayla satan san'atkar! Ettiğin kar kalmayacak yanına! soksan da kafanı dükkanına, dükkanını yedi kat yerin dibine soksan; yine ateşimiz seni yağlı saçlarından tutuşturarak bir türbe mumu gibi damla damla eritecek! Çek elini san'atın yakasından çek! Çekiniz! Bıyıkları pomadlı ahenginiz süzüyor gözlerini hala koyda çıplak yıkanan Leyla'ya karşı! Fakat bugün ağzımızdaki ateş borularla çalınıyor yeni san'atın marşı! Yeter artık Yenicami tıraşı, yeter! Ayağa kalkın efendiler... Nazım Hikmet Ran |
|
13 Mart 2009, 02:40 | #123 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Ayakta Durmak Ayakta durmayı ben yazmıştım yıllar önce Kesin daha da önce başkaları yazmıştır Ayağa kalkmanınsa en , en büyüğü bence Bir çocuğun ilk ayağa kalkışıdır Özdemir Asaf |
|
13 Mart 2009, 02:42 | #124 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Ayaklar Ölmüş o, ayrı düşmüş sürüden, ayakları dışarda örtüden. Ölmüş herkes gibi ölen insan, Yalnız ayaklar kalmış yaşayan. Ardından ölüme düşen başın İki kardeş bakakalmış şaşkın. Der ki, bu ayakları görenler, Başım değilmiş düşünen meğer. Ayaklarım, az gide uz gide, Ayaklarım, ümitler peşinde! Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür! Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür... Ahmet Muhip Dranas |
|
13 Mart 2009, 02:42 | #125 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Aydınlığı Yüzünün Sen ey sevdalı güzel Gülüver n’olur bir kez olsun Yüzünün aydınlığı denktir gün kavuşumuna Gelecek seninle kırlara koşuyor Geçmiş türküye dönüşürken ansızın damarlarında Nasıl da korkusuz zaman Oluşturuyor acıyı hüzünle el ele Gülüver n’olur bir kez olsun Ki yaşam sensiz olmaz Sürekli avuçlarimdasin Yeni filizlenmiş gögüslerini ellerin sagadursun Dolunayin hizasinda bekliyorum Kivilcimli öpüşlerini Gel n’olursun Kaan İnce |
|
13 Mart 2009, 02:44 | #126 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Ay Işığı Cinayeti sokak fenerine asmış kendini ay ışığının biri şehrin ortasında ölmemiş hâlâ dipdiri. bir tek yıldız yokken gökyüzünün hurcunda turuncu bir ay yalnızca çıplak soyunmuş bütün örtülerini. niye yaptın ay ay ışığı sızmıştı bir saat önce gözlerimle gördüm yanında şarap testisi ve bütün şarkıları bir türlü söyleyemediği. asmış kendini. Behçet Aysan |
|
15 Mart 2009, 21:48 | #127 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Sakarya İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabb’im isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur. Eyvah eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük! .. Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal; Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal. Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan; Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! .. Necip Fazıl KISAKÜREK |
|
15 Mart 2009, 21:50 | #128 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Müslüman Coğrafyası AGLAYAN BIR COGRAFYA.... Titretmek durumunda yüregi bu manzara Isik dogan sabahlar dogar oldu kapkara AKMESCIT'ten KESMIR'e, SOMALI'den MOSTAR'a Afâka yükselmekte mazlûmlarin sadâsi; Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Tâ Garp'ta bir müslüman çekiyor ise aci Tâ Sark'in ücrasinda sezilmeli bu sanci!... Kâmil iman saymak zor tevhîdsiz bir inanci.. Olmuyor, olamiyor bu "Tevhîd" in ihyâsi Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. İslamı diriltmemek haçlıların muradı. Onun için hilalin kırık kolu, kanadı! Kendi yurdunda mahsun olmaktır bunun adı Hep zindan ediliyor müslamana sılası, Ağlıyor baştan başa Müslüman Coğrafyası.. Hiç dalmadan derine, hiç gitmeden uzaga Bakinız şu Bosna'ya, bakınız Karabağ'a!.. Medeniyim diyorsa yazik olsun bu çaga!.. Medeniyet çaginin vahset midir icrâsi?.. Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Oturur oturanlar makaminda, tahtinda Nedir bu teslimiyet bu bölgenin bahtinda!.. "Ortadogu", Salib'in kusatmasi altinda!.. Bu hangi ihanetin ve gafletin belâsi? "Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Cezayir çöllerinde karartildi bir safak Nil boyunca iç zulüm hükmünü sürmekte bak!.. Güdümlü iradeler Hakk'tan ve halktan uzak Kendini de kaybetmis kaybedenler ihlasi.. Agliyor bastan basa müslüman cografyasi!.. Bakiniz "süper güçler", "süper suçlar" ediyor!.. Ettikleri yanina kâr kalarak gidiyor!.. Su "Birlesmis Milletler", acep buna ne diyor?.. "Birlesmis Haçlilar"dir bunun uygun mânâsi Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Filistin ayibini örter mi bir parmak bağ!.. Özerçlik ne? Bir vatan edilmiş gasp ve ihlal!.. Telaviv'le beraber Washington'un bu vebâl Âdetâ kutlaniyor Yahudi'nin gazâsi.. Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Petrölün kokusuna bina edildi bilgi Sömürünün kendiydi gösterdikleri ilgi Ümmeti cetvel ile böldüler çizgi çizgi.. Bati emellerinin böyleydi iktizâsi Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi.. Dünyaya yön verirdi İstanbul, hey Istanbul!.. O Istanbul ruhunda simdi gel de insan bul!.. "Yücelik" elden gitti, "cücelik" oldu makbul!.. Artik turist ugragi Osmanli'nin mirasi!.. Agliyor bastan basa müslüman cografyasi!.. POLATOGLU; baslasin meşveret, istişâre Islâm'in cihansümûl ölçüsündeyken çâre Kokuşmuş sistemlerle olunuyor avâre Görmüyorlar maddeci görüsteki iflasi.. Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Ozan Yusuf Polatoğlu |
|
15 Mart 2009, 21:51 | #129 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Acı seni de vururlar bir gün ey acı uçuşup durduğun kanatlarından sazın sözün türkülerin tükenir ellerin koynunda kalakalırsın şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı gül açan yüzlerimizde göğeriyor rengin senin de biz seni tâ eskiden tanırız hani göğüslerimize taş olur inerden avuçlarımızda hira dağıydın al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde akdeniz rüzgarlarına karışan sendin biliyorum hiçbir tarıh yazmayacak ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize mitralyözlerin okyanus ötesinden ayarlandığını seni de yakarlar bir gün ey acı bir taptuk kul gözlerinden vurursa parmakların eğri ağaç tutmaz çığlıkların çağlar aşar duymazsın ve ben biliyorum örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı ve ibrahim’in baltasını biliyorum nereden başladı bu kesik dans ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü insanlar kim? kim kimin yanında kim kimin karşısında meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim üsküdür kız lisesinde okuyan genç kız çantasında kimin fotoğrafını taşıyor kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar neden gülüyorlar ki seni de vururlar bir gün ey acı filistin’de sapan taşlı çocuklar dalın, kolun, fidelerin, budanır kuru bir kütükle kalakalırsın öyle bakmayın balkonlarınızdan fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu, damarlarımızı yırtıyor tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları pompalıyor yüreğimize pilevne türküleri ağıtlara dönüşürken, çeçenya’da yiğitler inancın emeğin/ve aşk’ın kılcal damarlarına ulanıp sustular… ve ne bağdat’tan ne şam’dan ne mekke’den ne diyarıbekir’den ne istanbul’dan ne buhara’dan bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi duymuyor seni de vururlar bir gün ey acı halepçe’de soldurulmuş gül gibi bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın suskun, sıcak, uzun yaz geceleri ve siz ey analar, hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler söylerdiniz hani siz, fatihler doğururdunuz… gelin-kızların giysileri kirletildi çocuklar hep yetim kaldı ‘elem yecidke yetimen feava’ ve ben biliyorum ben biliyorum istanbul’un bağdat’ın diyarıbekir’in mekke’nin buhara’nın birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü/sonra ey insan ey insanlık ayağa kalk kolları ve bacakları budanmış delikanlıları boyunları gövdelerinden ayrılmış insanları gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu çocukları gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin ve bir gün bu dünya gül bahçesine dönecek bunu böyle bilin/ ve unutmayın… Ferman Karaçam |
|
01 Nisan 2009, 17:52 | #130 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Erzurum'dan Mektup Hava soğuk üşüyorum Burası Erzurum annem Caddeler buz düşüyorum Burası Erzurum annem Adam boyu kar her yanda Bir gün yaz varmış sonunda Dondum temmuzun onunda Burası Erzurum annem İnsanları çatık kaşlı Çabuk olunuyor yaşlı Sanki Mevla dan kargışlı Burası Erzurum annem Yoksulluk sarmış her yanı Dağı taşı şehit kanı Solmuş bağıyla bostanı Burası Erzurum annem Palandöken başı duman Sanki durmuş burda zaman Bir arada yahşi yaman Burası Erzurum annem Nam salmış otlunun taşı Meşhur kalenin lâvaşı Dadaş çeker barda başı Burası Erzurum annem Yemeklerde cağ kebabı Herkes yiyemiyor tabi Çoğunun dert dolu kabı Burası Erzurum annem Millet kaderine küsmüş Devletten umudu kesmiş Vefasızlık yeli esmiş Burası Erzurum annem Tezek bitmiş tütmez baca Yardım yetişmez muhtaca Hac kapıda bilmez hoca Burası Erzurum annem Doğruyu söylemek acı Boşa olmuş çoğu hacı Cahil giymiş âlim tacı Burası Erzurum annem Ev kirası can yakıyor Çoğu kez yuva yıkıyor Analar çile dokuyor Burası Erzurum annem Rakım yüksek yaşamak zor Seçilenler olmuş nankör Ne ben deyim ne sen sor Burası Erzurum annem Suları buz diyecek yok Sabılar aç yiyecek yok Bu feryadı duyacak yok Burası Erzurum annem Keseyi dolduran gitmiş Eski güzellikler yitmiş Çeşmelerin suyu bitmiş Burası Erzurum annem Ne tarım var ne sanayi Giden unutmuş sılayı Birlik yok bundan dolayı Burası Erzurum annem Boşa hayal kuranda var Düşenlere vuranda var Haksız gönül kıranda var Burası Erzurum annem Aksakallı pirler nerde Onlar dermandı her derde Sır olup çekmişler perde Burası Erzurum annem Zengininden olmaz fayda Dertler dile gelir çayda Hayat taksitle her ayda Burası Erzurum annem Bir olmaz iki yakası Beyden yana demokrasi Tekme vurmuş bürokrasi Burası Erzurum annem Batı nere bura nere Aynı vergi vere vere Halkı batmış göre göre Burası Erzurum annem Hiçbir evde tandır yanmaz Her eve girmiş sihirbaz Siyasetçileri kurnaz Burası Erzurum annem Biri var gönül okuyor Gül yüzünden nur akıyor Geleni aşkla yakıyor Burası Erzurum annem Bu sözlerim etmesin şok Gönül erini gören yok Türlü derde dermanı çok Burası Erzurum annem İşte bura öyle bir yer Anlatmak zor gel kendin gör Çözülmüyor tamamen sır Burası Erzurum annem Ahmet yine taştı derdin Neler çektin neler gördün Sen olsan bilmem ne derdin Burası Erzurum annem Ahmet Ergin
__________________ Hilalin gölgesinde adalet ol, merhamet ol, derman ol. Gazi ol, DEVLET OL. |
|
Etiketler |
sairlerimizden, secme, siirler, Şairlerimizden, şiirler |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tek Resimli Şiirler -Romantik -Duygusal -Aşk Şiirleri.(En Güzel Resimli Şiirler) | Sevda | Resimli Şiirler | 422 | 22 Ekim 2019 19:26 |
Top 20 Şiir (Şairlerimizden) | YapraK | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 20 | 07 Şubat 2016 00:47 |
Mustafa Kemal ATATÜRK \ Şiirler (Kendi Yazdığı Şiirler) | Sevda | Atatürk Köşesi | 1 | 17 Nisan 2010 09:16 |
Seçme şiirler | Feod4L | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 4 | 14 Şubat 2008 00:18 |
Seçme Şiirler | Mlock | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 10 | 16 Ekim 2006 00:03 |