IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

17Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 5,00 puandır. Stil
Alt 13 Mart 2009, 02:38   #121
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Ay Yansın Ağalar Güneş Tutulsun

Ay yansın ağalar güneş tutulsun
Parladı parladı çalın kılıncı
Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın
Mevlanın aşkına basın kılıncı

Durmayın orada kargı kucakta
Dolansın yiğitler köşe bucakta
Bir savaş edelim kelle kucakta
Şehitler aşkına çalın kılıncı

Koç yiğitler melemeli dev gibi
Düşman kanı devrilmeli dağ gibi
Dest vurun avını almış bey gibi
Haykırı haykırı çalın kılıncı

Koç yiğitler bu kış burda kışlasın
Yılan dili eğri hançer işlesin
Kafir düşman el'amana başlasın
Kaçanı göndermen basın kılıncı

Koç yiğitler düğün bayram eylesin
Küheylan kişnesin aygır oynasın
Kazanlarda adam kanı kaynasın
Esir etmek yok ha çalın kılıncı

Yürü yiğit beyler namımız kalsın
Kelle getirenler bahşişin alsın
Öldürün atların hep yayan kalsın
Yaya kalana da çalın kılıncı

Koç Köroğlu girdi meydan almaya
Nara vurup düşmanına dalmaya
Yemin ettim yedi derya dolmaya
Doldurun denizi basın kılıncı

Köroğlu

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 13 Mart 2009, 02:39   #122
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Ayağa Kalkın Efendiler

Behey! kaburgalarında ateş bir yürek yerine
idare lambası yanan adam!
Behey armut satar gibi
san'atı okkayla satan san'atkar!
Ettiğin kar
kalmayacak yanına!
soksan da kafanı dükkanına,
dükkanını yedi kat yerin dibine soksan;
yine ateşimiz seni
yağlı saçlarından tutuşturarak
bir türbe mumu gibi damla damla eritecek!
Çek elini san'atın yakasından
çek!
Çekiniz!

Bıyıkları pomadlı ahenginiz
süzüyor gözlerini hala
koyda çıplak yıkanan Leyla'ya karşı!
Fakat bugün
ağzımızdaki ateş borularla
çalınıyor yeni san'atın marşı!
Yeter artık Yenicami tıraşı,
yeter!
Ayağa kalkın efendiler...

Nazım Hikmet Ran

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Mart 2009, 02:40   #123
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Ayakta Durmak

Ayakta durmayı ben yazmıştım yıllar önce
Kesin daha da önce başkaları yazmıştır
Ayağa kalkmanınsa en , en büyüğü bence
Bir çocuğun ilk ayağa kalkışıdır


Özdemir Asaf

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Mart 2009, 02:42   #124
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Ayaklar

Ölmüş o, ayrı düşmüş sürüden,
ayakları dışarda örtüden.

Ölmüş herkes gibi ölen insan,
Yalnız ayaklar kalmış yaşayan.

Ardından ölüme düşen başın
İki kardeş bakakalmış şaşkın.

Der ki, bu ayakları görenler,
Başım değilmiş düşünen meğer.

Ayaklarım, az gide uz gide,
Ayaklarım, ümitler peşinde!
Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür!
Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür...


Ahmet Muhip Dranas

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Mart 2009, 02:42   #125
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Aydınlığı Yüzünün

Sen ey sevdalı güzel
Gülüver n’olur bir kez olsun
Yüzünün aydınlığı denktir gün kavuşumuna
Gelecek seninle kırlara koşuyor
Geçmiş türküye dönüşürken ansızın damarlarında
Nasıl da korkusuz zaman
Oluşturuyor acıyı hüzünle el ele
Gülüver n’olur bir kez olsun
Ki yaşam sensiz olmaz
Sürekli avuçlarimdasin
Yeni filizlenmiş gögüslerini ellerin sagadursun
Dolunayin hizasinda bekliyorum
Kivilcimli öpüşlerini
Gel n’olursun

Kaan İnce

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Mart 2009, 02:44   #126
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Ay Işığı Cinayeti

sokak fenerine asmış kendini
ay ışığının
biri
şehrin
ortasında

ölmemiş
hâlâ dipdiri.

bir tek yıldız yokken
gökyüzünün hurcunda

turuncu bir ay
yalnızca

çıplak soyunmuş
bütün örtülerini.

niye yaptın ay
ay ışığı

sızmıştı bir saat önce
gözlerimle gördüm
yanında
şarap testisi
ve bütün şarkıları

bir türlü
söyleyemediği.

asmış kendini.


Behçet Aysan

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2009, 21:48   #127
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Sakarya

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb’im isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan;

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..

Necip Fazıl KISAKÜREK

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2009, 21:50   #128
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Müslüman Coğrafyası

AGLAYAN BIR COGRAFYA....

Titretmek durumunda yüregi bu manzara

Isik dogan sabahlar dogar oldu kapkara

AKMESCIT'ten KESMIR'e, SOMALI'den MOSTAR'a

Afâka yükselmekte mazlûmlarin sadâsi;

Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!..



Tâ Garp'ta bir müslüman çekiyor ise aci

Tâ Sark'in ücrasinda sezilmeli bu sanci!...

Kâmil iman saymak zor tevhîdsiz bir inanci..

Olmuyor, olamiyor bu "Tevhîd" in ihyâsi

Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!..



İslamı diriltmemek haçlıların muradı.

Onun için hilalin kırık kolu, kanadı!

Kendi yurdunda mahsun olmaktır bunun adı

Hep zindan ediliyor müslamana sılası,

Ağlıyor baştan başa Müslüman Coğrafyası..



Hiç dalmadan derine, hiç gitmeden uzaga

Bakinız şu Bosna'ya, bakınız Karabağ'a!..

Medeniyim diyorsa yazik olsun bu çaga!..

Medeniyet çaginin vahset midir icrâsi?..

Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!..



Oturur oturanlar makaminda, tahtinda

Nedir bu teslimiyet bu bölgenin bahtinda!..

"Ortadogu", Salib'in kusatmasi altinda!..

Bu hangi ihanetin ve gafletin belâsi?

"Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!..



Cezayir çöllerinde karartildi bir safak

Nil boyunca iç zulüm hükmünü sürmekte bak!..

Güdümlü iradeler Hakk'tan ve halktan uzak

Kendini de kaybetmis kaybedenler ihlasi..

Agliyor bastan basa müslüman cografyasi!..



Bakiniz "süper güçler", "süper suçlar" ediyor!..

Ettikleri yanina kâr kalarak gidiyor!..

Su "Birlesmis Milletler", acep buna ne diyor?..

"Birlesmis Haçlilar"dir bunun uygun mânâsi

Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!..



Filistin ayibini örter mi bir parmak bağ!..

Özerçlik ne? Bir vatan edilmiş gasp ve ihlal!..

Telaviv'le beraber Washington'un bu vebâl

Âdetâ kutlaniyor Yahudi'nin gazâsi..

Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!..



Petrölün kokusuna bina edildi bilgi

Sömürünün kendiydi gösterdikleri ilgi

Ümmeti cetvel ile böldüler çizgi çizgi..

Bati emellerinin böyleydi iktizâsi

Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi..



Dünyaya yön verirdi İstanbul, hey Istanbul!..

O Istanbul ruhunda simdi gel de insan bul!..

"Yücelik" elden gitti, "cücelik" oldu makbul!..

Artik turist ugragi Osmanli'nin mirasi!..

Agliyor bastan basa müslüman cografyasi!..



POLATOGLU; baslasin meşveret, istişâre

Islâm'in cihansümûl ölçüsündeyken çâre

Kokuşmuş sistemlerle olunuyor avâre

Görmüyorlar maddeci görüsteki iflasi..

Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!..


Ozan Yusuf Polatoğlu

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2009, 21:51   #129
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Acı

seni de vururlar bir gün ey acı
uçuşup durduğun kanatlarından
sazın sözün türkülerin tükenir
ellerin koynunda kalakalırsın
şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı
gül açan yüzlerimizde
göğeriyor rengin senin de

biz seni
tâ eskiden tanırız hani
göğüslerimize taş olur inerden
avuçlarımızda hira dağıydın
al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde
akdeniz rüzgarlarına karışan sendin
biliyorum
hiçbir tarıh yazmayacak ve bir
sır gibi kalacak yakılan kitaplarda
göbek bağı anasından henüz çözülmemiş
bebelerimize mitralyözlerin okyanus ötesinden
ayarlandığını
seni de yakarlar bir gün ey acı
bir taptuk kul gözlerinden vurursa
parmakların eğri ağaç tutmaz
çığlıkların çağlar aşar duymazsın
ve ben biliyorum
örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı
ve ibrahim’in baltasını
biliyorum
nereden başladı bu kesik dans
ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü
insanlar kim?
kim kimin yanında
kim kimin karşısında
meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim
üsküdür kız lisesinde okuyan genç kız
çantasında kimin fotoğrafını taşıyor
kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar
neden gülüyorlar ki
seni de vururlar bir gün ey acı
filistin’de sapan taşlı çocuklar
dalın, kolun, fidelerin, budanır
kuru bir kütükle kalakalırsın
öyle bakmayın balkonlarınızdan
fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,
damarlarımızı yırtıyor
tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları
pompalıyor yüreğimize
pilevne türküleri ağıtlara dönüşürken,
çeçenya’da yiğitler
inancın emeğin/ve aşk’ın
kılcal damarlarına ulanıp sustular…
ve ne bağdat’tan
ne şam’dan
ne mekke’den
ne diyarıbekir’den
ne istanbul’dan
ne buhara’dan
bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi
duymuyor
seni de vururlar bir gün ey acı
halepçe’de soldurulmuş gül gibi
bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın
suskun, sıcak, uzun yaz geceleri
ve siz
ey analar,
hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler
söylerdiniz
hani siz, fatihler doğururdunuz…
gelin-kızların giysileri kirletildi
çocuklar hep yetim kaldı
‘elem yecidke yetimen feava’
ve ben biliyorum
ben biliyorum
istanbul’un
bağdat’ın
diyarıbekir’in
mekke’nin
buhara’nın
birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü/sonra
ey insan
ey insanlık
ayağa kalk
kolları ve bacakları budanmış delikanlıları
boyunları gövdelerinden ayrılmış insanları
gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu
çocukları
gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin
ve bir gün
bu dünya
gül bahçesine dönecek
bunu böyle bilin/ ve
unutmayın…

Ferman Karaçam

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Nisan 2009, 17:52   #130
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler




Erzurum'dan Mektup

Hava soğuk üşüyorum
Burası Erzurum annem
Caddeler buz düşüyorum
Burası Erzurum annem

Adam boyu kar her yanda
Bir gün yaz varmış sonunda
Dondum temmuzun onunda
Burası Erzurum annem

İnsanları çatık kaşlı
Çabuk olunuyor yaşlı
Sanki Mevla dan kargışlı
Burası Erzurum annem

Yoksulluk sarmış her yanı
Dağı taşı şehit kanı
Solmuş bağıyla bostanı
Burası Erzurum annem

Palandöken başı duman
Sanki durmuş burda zaman
Bir arada yahşi yaman
Burası Erzurum annem

Nam salmış otlunun taşı
Meşhur kalenin lâvaşı
Dadaş çeker barda başı
Burası Erzurum annem

Yemeklerde cağ kebabı
Herkes yiyemiyor tabi
Çoğunun dert dolu kabı
Burası Erzurum annem


Millet kaderine küsmüş
Devletten umudu kesmiş
Vefasızlık yeli esmiş
Burası Erzurum annem

Tezek bitmiş tütmez baca
Yardım yetişmez muhtaca
Hac kapıda bilmez hoca
Burası Erzurum annem

Doğruyu söylemek acı
Boşa olmuş çoğu hacı
Cahil giymiş âlim tacı
Burası Erzurum annem

Ev kirası can yakıyor
Çoğu kez yuva yıkıyor
Analar çile dokuyor
Burası Erzurum annem

Rakım yüksek yaşamak zor
Seçilenler olmuş nankör
Ne ben deyim ne sen sor
Burası Erzurum annem

Suları buz diyecek yok
Sabılar aç yiyecek yok
Bu feryadı duyacak yok
Burası Erzurum annem

Keseyi dolduran gitmiş
Eski güzellikler yitmiş
Çeşmelerin suyu bitmiş
Burası Erzurum annem




Ne tarım var ne sanayi
Giden unutmuş sılayı
Birlik yok bundan dolayı
Burası Erzurum annem

Boşa hayal kuranda var
Düşenlere vuranda var
Haksız gönül kıranda var
Burası Erzurum annem

Aksakallı pirler nerde
Onlar dermandı her derde
Sır olup çekmişler perde
Burası Erzurum annem

Zengininden olmaz fayda
Dertler dile gelir çayda
Hayat taksitle her ayda
Burası Erzurum annem

Bir olmaz iki yakası
Beyden yana demokrasi
Tekme vurmuş bürokrasi
Burası Erzurum annem

Batı nere bura nere
Aynı vergi vere vere
Halkı batmış göre göre
Burası Erzurum annem

Hiçbir evde tandır yanmaz
Her eve girmiş sihirbaz
Siyasetçileri kurnaz
Burası Erzurum annem




Biri var gönül okuyor
Gül yüzünden nur akıyor
Geleni aşkla yakıyor
Burası Erzurum annem

Bu sözlerim etmesin şok
Gönül erini gören yok
Türlü derde dermanı çok
Burası Erzurum annem

İşte bura öyle bir yer
Anlatmak zor gel kendin gör
Çözülmüyor tamamen sır
Burası Erzurum annem

Ahmet yine taştı derdin
Neler çektin neler gördün
Sen olsan bilmem ne derdin
Burası Erzurum annem

Ahmet Ergin

__________________
Hilalin gölgesinde adalet ol, merhamet ol, derman ol.
Gazi ol, DEVLET OL.
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
sairlerimizden, secme, siirler, Şairlerimizden, şiirler


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tek Resimli Şiirler -Romantik -Duygusal -Aşk Şiirleri.(En Güzel Resimli Şiirler) Sevda Resimli Şiirler 422 22 Ekim 2019 19:26
Top 20 Şiir (Şairlerimizden) YapraK Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 20 07 Şubat 2016 00:47
Mustafa Kemal ATATÜRK \ Şiirler (Kendi Yazdığı Şiirler) Sevda Atatürk Köşesi 1 17 Nisan 2010 09:16
Seçme şiirler Feod4L Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 4 14 Şubat 2008 00:18
Seçme Şiirler Mlock Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 10 16 Ekim 2006 00:03