15 Kasım 2015, 14:08 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1) | LANSOPROL 30 mg 28 mik.kapsül Kullanım Şekli: Erişkinlerde günlük doz minimum 600 mg, maksimum 2500 mg’dır. Monoterapide başlangıç dozu 5-10 mg/kg/gündür. Kombine tedavide başlangıç dozu 10 mg/kg/gün ve idame dozu 30-45 mg/kg/gündür. Çocuklarda; monoterapide başlangıç dozu 10-15 mg/kg/gün, idame dozu 20-30 mg/kg/gündür. Kombine tedavide başlangıç dozu 15-20 mg/kg/gün ve idame dozu 40-60 mg/kg/gündür. 20 kg’a kadar olan çocuklarda başlangıç dozu 20 mg/kg/gün olup, 40 mg/kg/gün dozuna kadar kademeli olarak artırılabilir. 20 kg’ın üzerindeki çocuklarda günlük 400 mg ile başlanıp, 20-30 mg/kg/güne kadar artırılabilir. Bölünmüş dozlar halinde her zaman aynı saatte alınmalıdır. Endikasyonları: Jeneralize veya parsiyel epilepsinin tedavisinde, özellikle absans, miyoklonik, tonik-klonik, atonik ve miks nöbet şekillerinin görüldüğü durumlarda, basit veya kompleks nöbetler, sekonder jeneralize nöbetler, spesifik sendromlar (West, Lennox – Gastaut) görülen parsiyel epilepside ve çocuklardaki febril konvülziyonların profilaksisinde endikedir. Kontrendikasyonları: Akut hepatit, kronik hepatit, kişide veya ailede, özellikle ilaca bağlı ağır hepatit hikayesi, sodyum valproata aşırı duyarlık ve porfiride kontrendikedir. Uyarılar: Bazen fatalite ile sonuçlanan, ağır karaciğer harabiyeti çok nadir bildirilmiştir. Beyin hasarı, zeka geriliği ve/veya konjenital metabolik veya dejeneratif hastalığı olan ve ağır nöbet görülen bebekler ve 3 yaşın altındaki çocuklar, özellikle kombine antikonvülzan tedavi görüyorlarsa en fazla risk altında olan hastalardır. Vakaların büyük bölümünde karaciğer hasarı tedavinin ilk 6 ayında görülmektedir. Spesifik olmayan ve genellikle ani ortaya çıkan ve bazen sürekli kusma ve karın ağrısının eşlik ettiği asteni, anoreksi, yorgunluk hali ve baş dönmesi ve nöbetlerin tekrarlaması halinde hastanın derhal doktora başvurması gerektiği bildirilmelidir. Klinik muayene ve karaciğer fonksiyonun biyolojik değerlendirilmesini içeren incelemeler derhal gerçekleştirilmelidir. Tedavinin ilk 6 ayında karaciğer fonksiyonu periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer anormal derecede düşük protrombin düzeyi saptanırsa ve özellikle diğer laboratuvar bulguları da mevcutsa (fibrinojen ve pıhtılaşma faktörlerinde önemli azalma , bilirubin düzeyinde yükselme, ve transaminazlarda yükselme) sodyum valproat tedavisi durdurulmalıdır. Bir tedbir olarak aynı metabolik yolu kullandıkları için sodyum valproat ile birlikte veriliyorsa salisilat kullanımı da kesilmelidir. İki yaşın altındaki çocuklarda sodyum valproat uygulanacaksa monoterapi önerilir, ancak tedaviye başlamadan önce sodyum valproat’ın potansiyel yararına karşılık karaciğer harabiyeti riski bu gruptaki hastalarda iyi değerlendirilmelidir. İki yaşın altındaki çocuklarda aynı zamanda salisilat kullanımı, karaciğer toksisitesi riski nedeniyle, önlenmelidir. Tedaviye başlamadan veya cerrahi girişim öncesi ve spontan çürük ve kanama durumunda kan kontrolleri (trombosit sayımı dahil kan sayımı, kanama zamanı ve koagülasyon testleri) yapılmalıdır. Böbrek yetersizliği olanlarda serbest valproik asidin serum yoğunluğunun artabileceği göz önünde bulundurulmalı ve doz azaltılmalıdır. Her ne kadar sodyum valproat kullanımı sırasında immün bozukluklar çok ender görülmüşse de sistemik Lupus eritematozuslu hastalarda sodyum valproat’ın potansiyel yararı ile riski iyi değerlendirilmelidir. Çok ender olarak pankreatit bildirilmiştir; bu nedenle akut karın ağrısı olan hastalarda cerrahi girişimden önce serum amilaz testi yapılmalıdır. Kombine tedavi gören kadınların çocuklarında malformasyon daha yüksek oranda görülmektedir, ancak tedavinin ve hastalığın birbiri ile bağlantıları kesin olarak saptanmamıştır. Sık rastlananlar, dudak yarığı ve kardiyovasküler malformasyonlardır. Antiepileptik tedavinin birden kesilmesi annede hastalığın şiddetlenmesine neden olur, bu da fetüs üzerinde zararlıdır. Gebeliğin ilk üç ayında az sayıda multipl malformasyon ve yüzde şekil bozukluğu bildirilmiştir. Sodyum valproat daha çok miyelomeningosel, sipina bifida gibi nöral tüp defektine neden olur. Ayrıca folat takviyesi düşünülmelidir. Tedavi eğer etkili ise gebelik sırasında durdurulmamalıdır. Monoterapi tercih edilmeli; efektif minimum günlük doz, bölünmüş dozlar halinde gün içine yayılarak uygulanmalıdır. Laktasyonda: anne sütündeki valproat miktarı düşük olup annenin serum düzeyinin %1-10′u arasındadır. Bu güne kadar neonatal dönemde kontrol altında tutulmuş ve anne sütü ile beslenmiş çocuklarda klinik etkilere rastlanmamıştır. Yan Etkileri: Karaciğer disfonksiyonu, teratojenik risk, konvüzyon veya konvülsiyonlar (tedavi sırasında ender olarak stupor, izole veya nöbetlerde artışla birlikte görülmüştür ve tedavi durdurulduğunda veya azaltıldığında, azalmıştır. Bu etkiler genellikle birden fazla ilaçla tedavi sırasında veya valproat dozu birden artırıldığında ortaya çıkar), bazı hastalarda tedavinin ilk günlerinde sindirim sistemine ait yan etkiler (bulantı, mide ağrısı) görülebilir. Geçici ve/veya doza bağlı olarak bildirilen yan etkiler: Saç dökülmesi, postural ince tremor, karaciğer fonksiyon testleri değişmeksizin hiperamoniemi. Özellikle yüksek dozlarda ve genellikle ilgili klinik belirtilerin görülmediği; fibrinojende izole azalma veya kanama zamanında uzama (sodyum valproatın trombosit agregasyonunun ikinci fazı üzerinde inhibitör etkisi vardır) bildirilmiştir. Anemi, lökopeni, trombositopeni veya pansitopeni de bildirilmiştir. Bazen fatalite ile sonuçlanan pankreatit tanımlanmıştır. Vaskülarit görüldüğü bildirilmiştir. Kilo artışı görülebilir; amenore ve menstruel düzensizlik bildirilmiştir. İlaç Etkileşimleri: Valproat’ın diğer ilaçlar üzerindeki etkisi: Sodyum valproat, nöroleptiklerin, MAO inhibitörleri ve antidepresanlar gibi diğer psikotropların etkisini potansiyalize edebilir. Sodyum valproat fenobarbitalin plazma yoğunluklarını artırır (karaciğerde yıkımı inhibe olduğu için) ve buna bağlı olarak özellikle çocuklarda sedasyon görülür. Kombine tedavinin ilk 15 gününde hasta yakından izlenmeli ve ilk sedasyon belirtileri görüldüğünde hemen fenobarbital dozu azaltılmalıdır. Primidonun plazma yoğunluklarını ve yan etkilerini (sedasyon) artırır. Fenitoinin total plazma yoğunluğunu artırır. Daha da önemli olarak serbest fenitoin yoğunluğu artabilir, bu durumda doz aşımı belirtileri ortaya çıkabilir (valproik asit ,plazma proteinlerine bağlanma noktalarında fenitoin’in yerini alır ve karaciğer de parçalanmasını yavaşlatır). Diğer ilaçların valproat üzerindeki etkisi: Enzim indükleyici etkisi olan antiepileptikler (fenitoin, fenobarbital, karbamazepin) valproatın serum yoğunluklarını azaltır. Kombine tedavide dozlar kan düzeylerine göre ayarlanmalıdır. Meflokin, valproik asit metabolizmasını artırır ve konvülzan etkisi vardır; bu nedenle kombine tedavide epileptik nöbetler görülebilir. Valproatla birlikte proteinlere yüksek oranda bağlanan ajanlar (asetilsalisilik asit) kullanıldığında, serumdaki serbest valproat düzeyi artabilir. Valproatın serum düzeyleri, aynı zamanda simetidin veya eritromisin kullanılırsa artabilir (karaciğer metobolizması azaldığı için). Aynı zamanda Vitamin K antagonisti antikoagülan kullanılıyorsa protrombin düzeyi yakından takip edilmelidir. | |
|
Etiketler |
28, 30, lansoprol, mg, mikkapsül |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tamprost MR Kapsül | Desmont | İlaçlar ve Yan Etkileri | 0 | 01 Mart 2015 10:33 |
Kapsül | Desmont | Sözlük | 0 | 26 Kasım 2014 17:17 |
Zolax 50 Mg 7 Kapsül | PySSyCaT | İlaçlar ve Yan Etkileri | 0 | 11 Ekim 2014 11:15 |
Zolax 200 Mg 7 Kapsül | PySSyCaT | İlaçlar ve Yan Etkileri | 0 | 11 Ekim 2014 11:14 |
Zolax 150 Mg 4 Kapsül | PySSyCaT | İlaçlar ve Yan Etkileri | 0 | 11 Ekim 2014 11:08 |