Vücudumuzda besinlerin oksijen kullanarak enerjiye çevrilmesi sırasında serbest radikal adı verilen metabolik atıklar ortaya çıkar. Serbest radikallerin hücrelere saldırarak hasar meydana getirmesini oksidatif stres olarak tanımlamak mümkündür. Elma, muz gibi besinleri soyduktan bir süre sonra kararmaya başladıklarını gözlemleriz. İşte bu olay oksidatif strese güzel bir örnektir.
Oksidatif stres sonrası bağışıklık sistemimizin zayıfladığını söylemiştik. Bu durumla baş edebilmemiz için antioksidan içeren besinlere ihtiyacımız vardır. Antioksidanlar, serbest radikalleri etkisiz hale getirerek vücudumuzu koruma ve bağışıklığı güçlendirme çabasındadır. Antioksidanlardan zengin besin seçimleriyle beslenme düzenlenerek vücudun serbest radikallere karşı savunması arttırılabilir.

Taze meyve ve sebze tüketiminin azalması, hazır gıda tüketiminin artması neticesinde vücudumuz oksidatif stresle daha çok karşılaşmakta.
Araştırmalar antioksidanlarca zengin meyve ve sebzelerin bağışıklığımızı güçlendirerek bizi kanser, kalp-damar hastalıkları, göz hastalıkları, alzheimer gibi pek çok hastalıktan koruyucu olabileceğini gösteriyor.

İşte, tam bu noktada antioksidan ihtiyacımıza yönelik küçük mavi bir çözümden söz edebiliriz: Taze yaban mersini.
Yaban mersinine puslu mavi rengini veren antosiyanin maddesi değerli bir antioksidandır. Meyvenin kendisini dışarıdan gelen zararlara karşı koruduğu gibi bizleri de korur. Yaban mersininin içinde A,C,E vitaminleri, demir, manganez, kalsiyum, fosfor ve yüksek oranda potasyum bulunur. Ülkemizde Karadeniz bölgesinde yetişen yaban mersini dünyada blueberry adıyla biliniyor.
Taze yaban mersini, sağlıklı ve dengeli beslenmeye yönelik ihtiyacınız için doğal bir alternatif. Yaban mersini; çeşitli vitaminler, lif, manganez, kalsiyum, selenyum ve demir içeriyor. 1 fincan (100g) yaban mersini sadece 57 kalori. Kilo almaktan korkmanıza da gerek yok.
Yapılan çalışmalarda yaban mersininin düşük kolesterol seviyesi, damar duvarını güçlendiren ve kan akışını düzenleyen yapısıyla kalp damar rahatsızlıkları üzerinde olumlu etkileri gözlenmiştir.

İçeriğinde bulunan antioksidan özellik gösteren flavonoidler dokuları ve hücreleri koruyucu, hücrenin yaşlanmasını geciktirici, toksin atıcı etkisiyle yaşlanmayla mücadelede yardımcıdır.
Yaban mersini doğal bir lif ve posa kaynağıdır. Lif ve posa, sindirim sisteminde önemli düzenleyicilerdir. Toksinlerin atılmasına, bağırsakların çalışmasına olanak sağlar.
Özellikle göz dokusu, hassas yapısı nedeniyle işlevini sürdürebilmek için bolca antioksidana ihtiyaç duyar. Yaban mersininin antioksidan özelliği ve yüksek C vitamini, göz sağlığında özellikle katarakt oluşumunu önleme açısından önerilmektedir. Şeker hastaları günlük porsiyon miktarlarını aşmadan yaban mersini tüketebilirler.
Yaban mersininin içeriğinde bulunan fenolik bileşikler, bağışıklığımızı güçlendirir. Doğal antibiyotik etkisi göstererek mikroplara karşı vücut direncimizi artırır.
Yaban mersinini, yüksek miktarda resveratrol maddesi içerdiğinden antikanserojen bir besin olarak değerlendirmek mümkün. Deneysel bir çalışmada lösemi ve kolon kanseri hücrelerinde en yüksek olumlu etkiyi yaban mersini göstermiştir.
Yapılan araştırmalarda, yaban mersinin zengin antioksidan yapısıyla beyin sağlığını korumada etkili olduğu gözlemlenmiştir. Bundan dolayı da alzheimerdaki zihinsel yavaşlamayı engelleyici olduğu düşünülmekte.
Yaban mersinini ister tane tane atıştırın, ister salata veya yoğurda katın. Taze meyve olarak yanında ceviz, badem gibi besinlerle ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalık olarak tüketebilirsiniz.