IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05 Aralık 2007, 23:21   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kanser!




Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlere verilen genel addır.Kanser, genellikle kontrolden çıkan hücrelerin sürekli çoğalmalarıdır.Kanserler, malignant (kötü huylu) tümörlerdir; yani benign (iyi huylu) tümörlerin aksine başka dokulara sızma ve yayılma ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) özelliği gösterir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kanserli hücreler neden sürekli bölünürler?

Kültürde, normal hücreler komşu hücrelere yapışarak ilişkilerini devam ettirirler. Bu yapışma (adhezyon) noktalarında hücrelerde elektronca yoğun bir plak oluşur. Bununla birlikte, hücrelerin ameboid uzantılarında yavaşlama ve durma görülür. Bu olaya kontak inhibisyon denir. Bu şekilde, hücre bölünmesi kontrol edilir. Deneysel olarak, normal hücreler bir kültür ortamında kendilerine sağlanan ortam şartları ne kadar iyi olursa olsun kontak inhibisyon nedeniyle tek tabaka oluşturduktan sonra daha fazla çoğalmazlar. Çünkü, bölünme sınırlı sayıda olur. Fakat, kanser hücreleri sürekli çoğalarak birkaç tabakalı düzensiz kitleler oluştururlar. Bu da kanser hücrelerinde kontak inhibisyon kaybı olduğunu göstermektedir.

Kanser nasıl oluşur?
Kanserlerin yaklaşık %80-90’ı çevresel ve/veya davranış faktörleri tarafından meydana gelir ve önlenebilme potansiyeli vardır. Kalıtım yoluyla kanser meydana gelme olasılığı çevresel faktörlere oranla çok daha azdır.
x-ışınları, uv (ultraviyole-morötesi) ışınları gibi fiziksel ve bazı ilaçlar, polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi kimyasal faktörlerin yanında virüsler de biyolojik olarak normal karaktere sahip bir hücre kültürünü transforme ederek kanser oluşturabilirler.

Kimyasal karsinojenler, [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]ü ya uygulandığı yerde (örn: cilt) veya absorbe edildiği yerde (örn: bağırsak) ya da metabolizmanın durumuna göre karaciğer, böbrek gibi organlarda, bazen de direkt olarak alakası olmayan bir yerde meydana getirirler. Fakat, karsinojene maruz kalma kanser oluşturmak için tek başına bir sebep değildir. Karsinojenler ancak uygun yer ve zamanda kanser oluşturabilirler.

Sayabileceğimiz bazı kimyasal karsinojenler şunlardır:
¨ Hidrokarbonlar: baca temizleyicileri, boya endüstrisinde kullanılan maddeler
¨ Aflatoksin ( küf mantarı tarafından sentezlenir)
¨ Nikel, krom
¨ Sigara (nikotin, tar)
¨ Yiyecek katkıları
¨ Birçok ilaçlar
¨ Parfümlerde kullanılan bazı kimyasallar

Fiziksel faktörlerin, kanserojen kimyasal maddelerin veya onkojenik (kansere neden olan) virüslerin konak hücre genomu ile etkileşimleri sonucu hücreler değişmekte ve farklı antijenite kazanmaktadır. Bir normal hücrenin kontrolden çıkarak hızla bölünmesiyle oluşan kanserli hücrede birçok anormal doku antijeni belirmektedir. Tümör hücrelerinde yeni yeni antijenler oluşmakta ve normal antijenlerin kaybına veya değişikliğine neden olabilmektedir. Erken fötal dönemde, normalde bulunan protoonkogenlerin ( kansere sebep olabilme potansiyeli olan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) farklılaşmasıyla anormal genler oluşmakta ve bunlara selüler onkogenler adı verilmektedir.

İmmün sistem (bağışıklık sistemi) ve kanser oluşumu arasındaki ilişki:
Bağışıklık sistemi yabancı doku antijenlerini kolayca tanıyabilir ancak, tümör dokusunu organizmadan kolayca atamaz. İnsanda bir saniyede bir milyara yakın hücre çoğalması olmakta ve somatik olarak bunların birkaçı, günde yüzlercesi mutasyonla farklı hücreler oluşturmaktadır. Bu farklı hücrelerin temizlenmesinde hücresel immün cevap mekanizması rol oynamaktadır. Buna, immün sistemin kansere karşı “immün denetimi” denmektedir. İmmün sistem, tümör oluşumunu denetlemekte, aynı zamanda tümör hücresi ve antijenlerine karşı immün cevap çıkarmaktadır. Hücresel immün cevap baskılandığı zaman kanser oluşumu artmaktadır.

Yenidoğan ve yaşlılık dönemlerinde immün cevap mekanizması zayıflamaktadır. Yaşlılarda prostat kanseri, çocuklarda nöroblastoma sık görülmektedir. İmmün sistemi baskılayıcı ilaç kullananlarda tümör oluşumu riski artmaktadır. İmmün sistem bozukluğu olan hastalarda da bazı kanser tipleri gelişebilmektedir.
Kanser neden öldürür?
Kanser hastalarının çoğu, kalp hastalığı veya başka enfeksiyonlar gibi kanserle ilgisi olmayan nedenlerden dolayı ölür. Tümörün bulunduğu bölge ve tümörün yayıldığı bölgenin büyüklüğü ölümü direkt veya indirekt olarak etkileyen nedenlerdir. Ölümün temel nedeni, beyin, akciğer, karaciğer gibi hayati önemi büyük olan organlarda tümör oluşması veya tümörün bu organlara yayılmasıdır.
Kanser teşhis eden köpekler:
Son olarak, kanseri teşhis edebilmek için günümüzde kullanılagelen metodlara alternatif olabilecek yeni bir araştırmadan bahsetmek ilginç olacaktır sanırım.
Schnauzer türü köpek, derideki ben kanserlerini (melanoma) tanı yapılmadan önce, koklayarak teşhis edebilmektedir.

Bazı hastalarda melanoma kolay gözükmeyecek bir yerde olabilir. Melanomaların %20’si bu nedenle teşhis edilememektedir. Florida’lı eski polis köpekleri terbiyecisi Duane Pickel, bir kanser uzmanının da yardımıyla, bu köpeği hemen hemen hiç yanılmadan melanoma tanır hale getirmiştir. Tıp kitaplarına “Köpekle Tanı” diye bir bölüm eklenecek mi dersiniz?

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 06 Aralık 2007, 00:15   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kanserli kişinin gevşemeyi öğrenmesi




Kanserli kişinin gevşemeyi öğrenmesi

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kanserli kişide çeşitli korkular olmasının yanı sıra, zihinsel karmaşa da görülebilir. Kanser tedavisi ve yan etkileri ile başa çıkmak kolay olmayabilir. Kişi ayrıca, para, aile ve iş konularında da kaygılanır. Kanser olduğunu öğrenen kişinin gergin, korkmuş ve hatta öfkeli olması normaldir. Gerginlik, baş, mide, sırt ve omuz ağrısı ile sindirim güçlüğü ve uyku bozukluğuna yol açabilir. Uzun süren gerginlik ve endişe hali kişiyi bitkin ve fiziksel olarak hasta yapabilir. Gerginlikle başa çıkmayı öğrenmek olasıdır. Bu bilgi notunda bazı başa çıkma yöntemleri önerilmektedir.
Hastalığınız hakkında bilgi sahibi olunuz
Kanser ve tedavisine ilişkin bilgilenmek yararlı olabilir. Hastalığın yan etkilerini ve bu konuda yapılabilecekleri öğreniniz. Birçok kişi, kanser hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olunursa, hastalığın o ölçü de ‘denetleneceğini’ düşünmektedir. Bu bağlamda, tedavi, parasal durum ve diğer birçok konuda daha bilinçli karar verebilirler.
Başkalarının başına gelenin sizin iç in geç erli olmayacağını lütfen unutmayınız. Beklentileriniz konusunda size gerekli bilgiyi yalnızca doktorunuz verebilir.
Kanser hakkında konuşma
Size ilk kez kanser olduğunuz söylendiğinde, bu konuda konuşmak istemeyebilirsiniz. Bir başkası ile konuşulduğunda, sorunun üstesinden gelmek çok daha kolaydır. Konuşma, çoğunlukla sorunların üstesinden gelmede yeni yöntemler bulmalarında kişilere yardımcı olur. Konuşma ayrıca, korku ve duyguların paylaşılmasında da yararlıdır.
Kişiler güvendikleri bir kişi ile konuşma ihtiyacı duyarlar. Bu, bir aile bireyi ya da arkadaş gibi yakın biri olabilir. Ayrıca, bir doktor ya da hemşire veya başka bir sağlık uzmanı, destek görevlisi ya da dini danışman da olabilir. Bazı kişiler, bir psikolog ya da sosyal görevliden danışmanlık hizmeti almayı tercih edebilirler. Bir danışman bulmada yardıma ihtiyaç duyarsanız, kanser bilgi hattımızı arayınız.
Kanser destek grubuna katılınız
Kanser destek grubunda kişiler, kendileriyle benzer durumda olan diğer kişilerle tanışır, hastalıkla nasıl başa çıktıkları konusunda konuşur ve deneyimlerini paylaşırlar. Birçok grupta, katılımcılara ayrıca, gevşeme teknikleri, meditasyon ve problem çözme yöntemleri de öğretilmektedir. Dilinizi konuşan kişilerin oluşturduğu bir kanser destek grubu olabilir. Kanserle Yaşama Eğitim Programı’na katılabilirsiniz. Bu programda kanser ve başa çıkma yöntemlerine ilişkin bilgi verilmektedir. Bu program birkaç hafta sürmektedir. Hastane sosyal görevlisinden bu konuda bilgi alabilirsiniz.
Egzersiz ve uyku
Egzersiz kişinin kendini daha iyi hissetmesi ve gevşemesinde yardımcı olabilir. Bazı kişiler iç in yavaş koşu yararlı olabilir. Bazıları ise, yürüyüş, yüzme ya da diğer etkinlikleri tercih edebilirler. Kanserli kişilerin, yeni bir egzersize başlamadan önce doktorlarına danışmaları gerekir. Gevşeme teknikleri kişinin uyku uyumasında yardımcı olabilir. Doktor, kişilere, uyku sorunları olduğunda, yardım almak için nereye başvuracaklarını söyleyebilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 06 Aralık 2007, 00:46   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kanser!




Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. 35-45 yaş arası kadın ölümlerinin en sık nedeni meme kanseridir. Her 10 kadının birinde meme kanseri görülmektedir. Toplumda ortalama her 100 bin kadının 20'sinde meme kanseri vardır. Erkeklerde kadınlara göre meme kanseri daha nadir görülmektedir. Fakat bunlarda da seyir daha hızlı ve kötüdür.

Prof. Dr. Hasan Taşçı meme kanserinin nedeninin tam olarak bilinmediğini ancak burada kalıtım, beslenme şekli, sosyo-ekonomik durum, regl durumu, doğumlar, doğum kontrol hapları gibi birçok faktörden bahsedilebileceğini belirtmektedir.

Meme kanseri için kesinleşmiş risk faktörleri şunlardır:

Yaşın ileri olması (45-55 yaş arası en sık görülen yaş aralığıdır. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar.)

Annede 50 yaş altında meme kanseri görülmesi veya annenin her iki memesinde de meme kanseri olması

Hiç doğum yapmamış olmak veya ilk doğumunu 35 yaşın üstünde yapmak (20 yaş altında doğum yapanlarda meme kanseri daha az görülür.)

Emzirememek

İlk adetin 12 yaş altında görülmesi

Geç menapoza girmek (55 yaş üstü)

Menapoz sonrası dönemde gelişen şişmanlık

Yumurtalık ya da rahim kanseri olanlar

Beslenmede doymamış yağların aşırı kullanımı (margarinler)

Meme kanserinde erken tanı yaşamı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Erken tanı sayesinde günümüzde meme kanserinden ölümler yarıya inmiştir. Memenin korunmasına ve daha kaliteli yaşama olanak sağlaması, erken tanıyı daha da önemli hale getirmektedir. Meme kanserinin erken evrede saptanması büyük ölçüde mamografik tarama ile mümkün olmuştur. Tarama programları yaygınlaştıkça saptanan nonpabl, yani ele gelmeyen erken evre meme kanseri sayısı da giderek artmaktadır. Meme kanserine erken dönemde tanı koyabilmek için gelişmiş ülkelerde 40 yaş üstü kadınlarda yıllık mamografi takipleri yapılmaktadır.

Meme hastalıklarında en uygun tedavi yönteminin seçilmesi ancak hastalığa doğru ve kesin bir tanı koyulması ile mümkündür. Doktor veya hasta tarafından memede bir lezyon tespit edildiği zaman her şeyden önce bu lezyonun tabiatının kesin bir şekilde anlaşılması gerekir. Bu da hastanın durumunun iyi değerlendirilmesi ve kesin tanı konulması ile gerçekleşir. Şüphesiz yapılan çalışmalarda en büyük görev hastayı ilk defa gören ve muayene eden hekime düşmektedir.

Kesin tanıya kadar memede saptanan her lezyonun kanser olabileceği olasılığı akıldan çıkarılmamalıdır. Memelerinde bir şiş oluştuğu zaman bunun önemini kavrayamayan hastalar, erken evrede tedavi olmasa ne gibi sorunlar çıkacağını düşünememektedirler. Memedeki kitle, zamanla büyük boyutlara ulaştığında hekime başvurmaktadırlar. Meme kanserinde hastaya bağlı tanı gecikmesinin ikinci önemli nedeni psikolojik faktörlerdir. Bazı hastalar doktorun kendilerinde kötü bir hastalık olduğunu söyleyeceğinden korkarak hekime gitmezler. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Zira memede kötü huylu bir hastalık varsa, bir an önce teşhis ve tedavi edilmelidir. Memedeki hastalık iyi huylu bir hastalığa bağlıysa da, tedavisi erken dönemde yapılır. Meme şikayeti ile doktora başvuran kadınların ancak 10 tanesinin birinde meme kanseri tespit edilmektedir. Halk arasındaki bir yanlış inanış da 'kanserin ameliyatla azacağı' düşüncesidir.

Hastaların kendini kendini muayenesi
Memedeki lezyonların saptanmasında kadınların kendi memelerini muayene edebilmeleri çok önemlidir. Meme kanserinin erken bir dönemde teşhis edilmesini sağlar ve dolayısıyla tedavide başarı şansı artar. 20 yaşından büyük kadınlar her ay kendileri meme kontrollerini yapmalıdırlar. En uygun zaman, adet bitiminden sonraki 2. ve 3. günlerdir. Bu dönemlerde memelerde şişme ve hassasiyet çok daha düşüktür. Menapoza girmiş kadınlar ise, muayene için her ayın ilk günü gibi bir günü seçebilirler. 40 yaşın üstündeki kadınlar yılda en az 1 kez mamografi ile kontrol yaptırmalıdırlar.

Meme kanserinin belirtileri

Memede ele gelen kitle, şişlik

Meme derisinde çöküntü (Retraksiyon)

Meme derisinin portakal kabuğu görünümünü alması

Meme derisinde veya meme başında egzemaya benzeyen iyileşmeyen yaralar

Meme başından kanlı akıntı gelmesi

Meme başının içeriye doğru çökmesi

Memenin boyutlarında küçülme ya da büzülme

Meme uçlarının içe dışa veya yukarıya doğru kıvrılması

Koltuk altında ele gelen şişlik

Tedavi yöntemleri
Meme kanseri tespit edilmiş hastaların kanserin boyutuna göre, tedavi yöntemleri değişmektedir. Erken dönemde gelen hastaların tedavisinde memesinin tamamı alınmamakta, sadece tümörlü kısım etrafındaki sağlam doku ile çıkartılmaktadır. Eğer koltuk altında yayılma varsa, tedaviye radyoterapi veya kemoterapi ilave edilmektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
kanser


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
KANSER Sarya EylulFM Paylaşım 0 03 Ocak 2022 13:11
Kanser:/ Nadas Serbest Kürsü 8 12 Haziran 2012 15:05
A’dan Z’ye Kanser N999 Sağlık Köşesi 0 01 Şubat 2012 18:44