27 Ağustos 2011, 16:56 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Hipertansiyon Vücudumuzdaki tüm organlar, saglikli bir sekilde islevlerini yapabilmek için kana, yani kanin tasidigi oksijen ve besin maddelerine ihtiyaç gösterir. Kani tüm organlara düzenli bir sekilde pompalayan da kalbimizdir. Emme-basma tulumba gibi düsünebilecegimiz kalp, organlardan gelen oksijeni azaltip, kirlenmis kani toplayarak akcigerlere gönderir. Akcigerlerde temizlenip oksijenle beslenen kani da yine damarlar vasitasiyla organlara iletir. Dolasim, kapali bir sisteme benzer. Kalbimiz bu görevi yerine getirebilmek için düzenli bir ritmde çalisirken dakikada ortalama 70 kez kasilir. Her kasilmada pompaladigi kanin toplam hacmi 5litre dolaylarindadir. Bedenimizdeki damar aginin uzunlugu ise hemen hemen 10.000 km. kadardir. Iste kalbimiz günboyu dokularin ihtiyacini karsilamak için bu damar sistemine kani pompalayip durur. Kalbin kasilmasiyla damarlara dogru yola çikan kan, buralarda belirli bir direnç le karsilasir. Vücudumuzdaki kan azalmis olsa da, kalp ayni güçle kani pompalayacak, en uç noktalara kadar göndermeye çalisacaktir. Tansiyon iste bu kalp damar iliskisinde, dolasim sirasinda meydana gelen damarlardaki basinçtir. Tansiyonumuz ölçülürken yapilan, damarin her santimetrekaresine düsen basinci ölçmektir aslinda. Bu yüzden de, bir civa sütununun yüksekligi ölçü birimi olarak alinmistir. Tansiyon aletiyle ölçülen, damar içindeki kanin akabildigi düzeylerdir. Tansiyon aletinin kolluguyla, kan damarlarin içindeki akimi sikistirdigimizda, kanin akisi durur. Kolluk içindeki hava yavas yavas birakilip, kanin engellenmesi durunca kalp atislari yeniden duyulmaya baslar. Buna \”sistolik kan basinci\” adi verilir. Yani, bu kalbin kasilma sirasindaki damarlara yaptigi basinçtir. Ayni zamanda buna \”sistolik tansiyon\”da denir. Halk arasinda ise \”büyük tansiyon\” seklinde tanimlanir. Tansiyon aletini bosaltip, basinci azalttikça, öyle bir an gelir ki, kalp atislari duyulmaz olur. Bu artik kanin hiçbir basinçla karsilasmadan serbestçe damardan geçtigi andir. Kalp artik rahatlamistir, bir gevseme anidir bu. Kan damardan, yalnizca gerilmis damarlarin kendi basinci ile geçmektedir. Buna da \”diyastolik basinç\”, yani \”diyastolik tansiyon\” adi verilir. Halk dilindeki adi ise \”küçük tansiyon\”dur. Adlari herhalde \”büyük\” ve \”küçük\” oldugundan insanlar nedense büyük tansiyonun önemli olup, küçük tansiyonun daha az tehlikeli oldugunu düsünürler. Oysa hipertansiyonda her iki basinç da artar. Sadece damar sertligiyle karsilasmis, damar çeperleri esnekligini yitirmis insanlarda, büyük tansiyon yüksekken, küçük tansiyon alt seviyelerde olabilir. Bu maalesef iyi bir belirti degildir ve normal damar yapisinin bozulmus oldugunu gösterir. Bir yetiskin normal tansiyonu, küçük tansiyon denilen \”diyasto lik basincin\” 90 mm, büyük tansiyonun, yani \”sistolik basincin\” ise 140 mm. düzeyinden olmalidir. Bu ölçüleri n üstündeki basinç bir hipertansiyon belirtisidir. Bu kisi büyük bir ihtimalle yüksek tansiyon hastasidir. Bu birimler her ne kadar, milimetre civa sütunu olarak ölçülse de, 9 ve 14 seklinde ifade edilebilir. * Belirtilerden Anlasilmayabilir! Özellikle 40 yasin üstündeki kisilerin yüzde 30′unda hipertansiyona rastlanir. Ancak bunlarin çogu bunun farkinda bile olmaz. Tesadüf eseri tansiyonu ölçüldügünde anlasilir. Halbuki yüksek tansiyonun da bazi isaretleri vardir: Bas agrisi ve dönmesi, ates basmasi, sik sik susama veya idrara çikma, çarpinti, yorgunluk hali, sirt agrisi hipertansiyon habercisi olabilir. * Hipertansiyonun Sebepleri: - Endokrin (hormonal): Tiroid bezi, böbrek üstü bezleri ve diger hormon bozukluklari. - Böbrek hastaliklari - Kalp ve damar hastaliklari - Sismanlik - Gebelik ve dogum kontrol ilaçlari Bu saydiklarimiz sebebi bilinen hipertansiyon faktörleridir. Diger bölüm, yani esansiyel (sebebi bilinmeyen hipertansiyon) hastalarin yüzde 90′ini olusturur. * Esansiyel hipertansiyonda su faktörler rol oynar: - Kalitim (soyaçekim) - Cinsiyet ve yas. 40 yasin üzeri olan erkeklerde daha siktir. - Tuz yeme aliskanligi - Sismanlik ve hareketsizlik - Sigara ve alkol - Stres ve endiseler, - Beslenme Tarzi Degismeli - Yüksek tansiyon varsa, herseyden önce beslenme tarzi degismelidir. * Bu konuda uzmanlarin tavsiyeleri söyle: Herseyden önce yagi hayatinizdan neredeyse çikarmalisiniz. Beyaz peynir, yogurt, süt bile büyük ölçüde yag içerir. Bu besinleri küçük miktarlarda tüketmeli. Örnegin, beyaz peyniri günde 2 kibrit kutusu büyüklügünde yemelisiniz. Bunun yani sira kaymak, kati margarinler, tereyagi, çikolata, pasta, kremalar, yagli soslar sofraniza veda etmeli. Kirmizi eti haftada en fazla üç kez yiyebilirsiniz. O da çok az miktarda olmak sartiyla. Her türlü kizartma ve karbonhidratli besinden, yani tatli ve hamur islerinden mümkün oldugunca uzak kalmalisiniz. Sismanlatici besinlerden uzak durmaniz, hem zayiflamamza yardimci olacak, hem de sizi yüksek tansiyondan kurtaracaktir. Bunun disinda hareket etmek de çok önemli. Yürüyüs de en yararli hareket sekli hiç kuskusuz. Günde en az 1 saat yol yürümek, damarlari açar, dolasimi hizlandirir ve tansiyonun YÜkselmesini önler. Kalbi rahatlatir. Bu aliskanligi hiçbir bahane ileri sürmeden bir an önce edinmelisiniz. Üstelik hareket insanin hem kilo almasini önler, hem de damarlarda dolasan zararli yaglarin azalmasina yardimci olur. * Tedavisi: Günümüzde hipertansiyon tedavisinde çok çesitli ve yararli ilaçlar kullaniliyor. Ancak burada uzmanlarin en büyük sikintisi, hastanin kendi doktorunun verdigi degil de, bir komsusuna ya da yakinina iyi gelen bir baska ilaci kullanmak istemesi. Yüksek tansiyon hastasi oldugu belirlenen bir kisinin hangi ilaci kullanacagina ve hangi ilacin ona daha yararli olacagina ancak onun doktoru karar verebilir. Çünkü doktoru gerek muayene sirasinda, gerekse istedigi birtakim laboratuar tetkikleri sonucunda, hasta hakkinda karar vermistir. Bunun disinda tedavinin basarisi, hastanin ilacini, belirlenen dozda ve belirlenen saatlerde düzenli olarak almasina baglidir. Bugün hipertansiyon konusunda basta \”su aticilar\”, yani \”diüretik ilaçlar\” olmak üzere pek çok çesitli ilaç kullaniliyor. Bazilari kalp ve damar sistemi üzerinde bir etki yaparak, damarlari açip tansiyonu düsürüyor, digerleri ise vücuttaki bazi enzimlerin zararli etkisini azaltarak tansiyonu düsürüyor. Bu arada sakinlestiricilerin de rolünü unutmamak gerekir. Doktor, en uygun olan ilaçlari seçecektir. * Tedavi Önemli: Bir insanin hipertansiyon hastasi oldugunu anlamak için tek bir ölçüm yeterli degildir. Yüksek tansiyon bulgulari görülen kisiyi önce bir süre kontrol altina almak gerekir. Durum devam ettiginde artik kuskuya yer kalmaz ve bu kisinin hipertansiyon hastasi oldugu anlasilir. Artik bundan sonrasi uzun ve saglikli yasamak için belirli noktalara dikkat etmek, kendine iyi bakmak, düzenli yasamak ve en önemlisi düzenli olarak, hiç aksatmadan ilaç kullanmaya kalir. Herseyden önce sunu akildan çikarmamak gerekir ki, hipertansiyon demek hayatin sonu demek degildir. Ama vücudumuzda olusan bu olguyla yasamayi ögrenmek zorundayiz. Günde üç ögün yemek yiyip, vücudumuza gerekli besinleri saglamak bizim dogamizda var. Iste ayni islemi ilaçlara da uygulayip, onlari düzenli araliklarla alarak, damarlarda olusacak basinci önlemek zorundayiz. Aldigimiz ilacin etkisi geçip, damarlar eski durumlarina gelmeden önce, tekrar saatinde ilaç almak bir tansiyon hastasi için çok önemlidir. Bazi hastalar kendilerini bir süre çok iyi hissedebilirler. Belirli bir diyet, sakin bir yasam, hatta sakinlestiriciyle kan basinci normal düzeyine indirilmis olabilir. Ama bu geçici bir iyiliktir. Tansiyon hastasi biri olursunuz, pir olursunuz. Çünkü bu hastalik bir ömür boyu sürerek, size arkadaslik edecektir. Bazi insanlar yüksek tansiyon hastasi olduklarini, bir yaslilik belirtisi olarak gördüklerinden kabul etmek istemezler. Bu bir tansiyon hastasinin yapacagi en büyük yanlistir. Evet, belki yüksek tansiyon belli bir yastan sonra ortaya çikar ama bu kesinlikle yaslilik belirtisi degildir. Üstelik hastaligi kabul etmeyip, diyete uymayan hastalar çok tehlikeli bir oyunun içinde bulurlar kendilerini. Çünkü sonuçta zarar gören kendileri olacaktir. Yüksek tansiyonu, bir felaket olarak görmek çok yanlis çünkü çaresi var. Ama bunu düsünüp hastaligi küçümsememeli de .. * Hipertansiyonun dogal ilaci > SARIMSAK Bugün tip dünyasinda bile sarimsagin tansiyon düsürücü etkisi kabul edilmis durumda. Sarimsak \”Ibni Sina\”nin da yüzyillar önce belirttigi gibi, damarlar üzerinde çok olumlu etkileri olan dogal bir ilaç olarak kabul ediliyor. Eskiler sarimsagin: \”Ölümden baska her hastaliga sifa verdigini\” söylemisler. Pek çok bitkinin gerçekten inanilmaz sifa kaynagi oldugu bir gerçek. Bu nedenle normal ilaçlarin yani sira her sabah bir dis sarmisak yutmanin tansiyonu düsürdügü belirtiliyor. Ancak eger sarmisagi yutamiyor ya da agiz ko ku su nedeniyle ona tahammül edemiyorsaniz, sarmisak haplarina ne dersiniz? Bunlar kokusuz olduklari ve rahatça yutulabildikleri için pek çok tansiyon hastasi tarafindan kullaniliyor.
__________________ [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
|
Etiketler |
hipertansiyon |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Hipertansiyon nedir? 'Sessiz katil' hipertansiyon hakkında bilmeniz gerekenler (5 soruda hipertansiyon) | eiffel65 | Sağlık Köşesi | 0 | 19 Mayıs 2019 14:54 |
Hipertansiyon | PySSyCaT | Sağlık Köşesi | 0 | 24 Ekim 2014 11:37 |
Orta Hipertansiyon Diyeti | Liaaa | Diyet Listeleri | 0 | 11 Ekim 2012 14:54 |
Hipertansiyon (Yüksek kan basıncı) | VaLerKa | Sağlık Köşesi | 0 | 05 Aralık 2007 23:54 |