IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15 Ekim 2006, 13:51   #161
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Misvak:

(Salvadora persica / Toothbrush tree) Arabistan’da bulunan erâk agacinin dalindan, bir karis uzunlukta kesilen parçadir. Agacin odunu çok liflidir. Erâk dali bulunmazsa, zeytin veya baska dallardan da olabilir. Nar ve feslegen dalindan misvak olmaz. Insanin dis sagligina büyük bir fayda temin eden misvak, basit bir usûl olmakla berâber, en iyi dis temizleme vâsitasidir. Dislerin çürümesini önlemek için misvak kullanmak, bütün dis macunlarindan daha faydalidir. Larousse Illustre Medical ismindeki Fransa’nin kiymetli tip kitabi, agiz temizligi husûsunda diyor ki: “Bütün dis mâcunlari ve tozlari ve sulari, dislere zarar verir. En iyi dis temizleme vâsitasi, sert bir firçadir. Önce, disleri kanatirsa da, korkmamalidir. Dis etlerini kuvvetlendirir ve artik kanamaz.” Bu sekildeki dis temizligini saglayan en iyi vâsita misvaktir.

Kullanildigi yerler: Agacin dalindan, bir karis kadar parça kesilir. Ucu yeterli miktarda yontulduktan sonra, tuzlu su içinde bekletilir. Belirli bir süre sonra, uç kismindaki lifler açilarak, firça görünümü alir. Çok kart olan dallar için, bir biçak ya da sert bir cisim yardimiyla açilma hizlandirilir. Misvak kullanmak, disleri temizler ve disetlerini kuvvetlendirir. Öz suyu dogal olarak flörür içerir. Dis çürümelerini önler.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 15 Ekim 2006, 13:52   #162
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Musmula:

(Nispel / Nèfle / Medlar / Besbiyik / Döngel / Izgil / Mespilus / Germanica) 2-3 m yüksekliginde bodur boylu dikenli agaççiklar. Yalniz yetistirilenleri dikensizdir ve boylari alti metreye kadar yükselebilir. Kisin yapraklarini döker. Yapraklar basit, alt yüzü tüylü, tam veya disli kenarlidir. Çiçekler erdisidir, bes parçali ve beyazdir. Yabanci döllenmeye ihtiyaç göstermez. Meyveleri yuvarlak veya oval sekillerde esmer renkli olup, dip tarafinda bes çanak yapragi tasir. Meyveleri genellikle bes çekirdekli, agaçtan koparildiginda sert ve buruk lezzetlidir. Toplanan meyveler bir süre bekletildikten sonra yumusar ve yenecek olgunluga erisir. Döngel ve besbiyik isimleriyle de bilinir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzey Anadolu ve Marmara bölgesinde yetisir.

Kullanildigi yerler: Meyvenin bilesimi sekerler, organik asitler ve tanen ihtivâ eder. Barsak hastaliklarinda iyi bir kabiz düzenleyicidir. Musmula çekirdegi idrar arttiricidir. Böbrek ve mesane taslarinin düsürülmesinde kullanilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 13:53   #163
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Muz:

(Banane / Banane / Banana / Musa / Bananier) Tropik ve subtropik bölgelerde yetisen veya yetistirilen, agaca benzeyen, 2-3 m boyunda, mor çiçekler açan, meyveleri lezzetli ve nisastaca zengin olan otsu bitkiler. Bitkinin yalanci gövdeleri, yapraklar kâidelerinden meydana gelmistir. Gençken kapali ve kivrik olan yapraklar açilinca uzarlar ve yirtilirlar. Çiçek durumlari büyüktür. Taban kisminda disi çiçekler, daha üstte erdisi çiçekler, tepede erkek çiçekler bulunur. Ancak tabandaki çiçekler meyve verir. Muz meyveleri çekirdeksiz üzümde oldugu gibi disi çiçeklerden döllenmeksizin meydana gelir. Meyveleri “hevenk” adini alan büyük salkimlar halindedir. Agaçlarda bir hevenk üzerinde 50-100 kadar meyve bulunabilir. Muzlar olgunlasmadan koparilir. Böylece bir müddet saklanabilmesi mümkün olur. Muz agaçlari, tropikal bölgelerde serin ve rutubetli olan gölgeli yerleri severler. Muzun tropik bölgelerde yetistirilen çesitli türleri vardir. Bunlardan Musa paradisiaca ve Musa textilis en meshurlarindandir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi(Bilhassa Anamur, Alanya).

Kullanildigi yerler: Nisasta bakimindan zengin olan meyveleri olgunlastiktan (sarardiktan) sonra çig olarak yenir. Musa paradisiaca türünün meyveleri nisastaca çok zengindir. Çig olarak yenmeyen meyveleri, un imâlinde kullanilir. Muz ayrica, Kemik gelisimini saglar, sinir zafiyeti ve yorgunlugu giderir. Böbrek ve mafsal iltihabinda, barsak hastaliklarinda faydalidir. Müzmin kabizlik çekenler fazla yememelidir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 13:55   #164
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Nane:

(Minze / Menthe / Mint / Pennroyal / Mentha) 0,5-1 m boylarinda, hos kokulu, otsu çok yillik bitkiler. Gövdeleri dört köseli, yesilimsi veya kirmizimtrak renkli, tüylü veya tüysüzdür. Yapraklari sapli, almasli olarak dizilmis, oval sekilli, kenarlari disli, hafif tüylüdür. Çiçekler genellikle temmuz-agustos aylari arasinda açmakta olup mor, pembe, beyaz veya leylak rengindedir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu’nun her yerinde yetisir.

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari yapraklari, çiçekli dallari ile yapraklarindan elde edilen uçucu yagdir. Yapraklar veya çiçekli dallar bitki çiçek açmaya basladiginda toplanir ve demetler hâlinde gölgede kurutulur. Yapraklarda sekerler, reçineli maddeler, tanen ve uçucu yag vardir. Uçucu yagda menthol, sineo, menthol esterleri, bâzi organik asitler bulunur. Yapraklari çay hâlinde yatistirici, mîdevî, gaz söktürücü, bulantiyi giderici olarak kullanilir. Bunun yaninda çesitli ilâçlarin terkibinde kullanildigi gibi, yapraklari çig veya kurutulmus olarak yemeklere konur. Nâne esansi, çok miktarda zehir etkili olmasina karsilik az miktari mîde agrilarina ve bulantilara karsi kullanilabilir. Nâne uçucu yagi da oldukça fazla kullanilan bir yagdir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 13:56   #165
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Nar:

(Granatapfelbaum / Granadier / Pomegranate / Rümman / Punica granatum / Pommegranate / Grenadier) Haziran-temmuz aylarinda kirmizi renkli çiçekler açan, iki ile bes metre boylarinda agaççiklar. Gövdeleri gayri muntazamdir. Yapraklar karsilikli, kisa sapli ve kirmizi kenarlidir. Çiçekler kismen sapsiz, tek tek ve birkaçi birarada bulunur. Çanak yapraklari kirmizi renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre seklinde ve portakal büyüklügünde, önceleri yesil, olgunlukta kirmizimsi renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kismi, tohumlarinin etli ve bol usâreli olan kabugudur.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güneydogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Bitkinin tohumlari meyve olarak yenildigi gibi, gövde-kök ve dal kabuklari ile meyve kabugu da tibbî olarak kullanilir. Kök ve gövde kabugu tanen, nisasta ve alkaloitler (pelletierin) tasir. Nar meyvesi kabugu tanen, triterpenler ve az alkaloitler ihtivâ eder. Nar agaci kabugu çok eskiden beri bilhassa barsak seritlerine (tenyalara) karsi kullanilir. Yalniz zehirlenmelere yol açabileceginden dikkatli olunmalidir. Nar meyvesi kabugu, ishale karsi (% 15’lik) çay hâlinde kullanilabilir. Ayrica yün iplikler, sarimsi renklere boyanabilir. Hadîs-i serîfte nar meyvesi medhedilmistir: “Her narda bir damla cennet suyu vardir.” ve; “Nari içindeki zari ile beraber yiyiniz, çünkü mîdeyi temizler.” buyrulmaktadir. Nar, çarpintiya iyidir. Mîdeyi kuvvetlendirir. Et kismi ile sikilip içilirse, safra söker, pekligi giderir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 13:58   #166
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Nergis:

(Aynısafa , altıncık , ölü çiçegi , öküzgözü , Narciss / Narcisse / Narcissus / calendula officinalis ) 20-60 cm boylarinda, soganli bitkilerdir. Aynisafa (Nergis) - Ayrintili bilgi için TIKLAYINIZ Ilkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharin müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri kuvvetli kokulu, sari veya beyaz renkli, tek tek veya birkaçi bir arada bulunurlar. Her bir çiçegin ortasinda beyaz veya sari renkli bir taci vardir. Organik maddelerce zengin, nemli, kumlu, tinli topraklari sever. Soganlariyle üretilir. Nergis türleri daha çok süs bitkisi olarak yetistirilir. Fulya, beyaz nergis, yabânî zerren gibi çesitleri vardir.

Kullanildigi yerler: Bitki, zehirli alkaloitler tasir. Kusturucu ve ishal etkilidir. Kurutulmus çiçekleri yatistirici, müshil ve ates düsürücü olarak (% 1-2’lik) çay hâlinde kullanilabilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 14:01   #167
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Nilüfer:

(Weisse Seerose / Nénuphar / White water lily) Nilüfergiller familyasindan, Nymphaea ve Numphar cinsinden su bitkilerine verilen genel addir.

Beyaz Nilüfer (Nymphaea alba): Göllerde, durgun sularda yetisen, rizomlu, çok yillik otsu bir bitki. Yapraklari su üzerinde yüzücü, yuvarlak ve kalp seklinde tabanlidir. Çiçekler, Temmuz-Agustos aylarinda su yüzeyinde açar, büyük ve beyaz renklidir.

Sari Nilüfer (Nuphar luteum): beyaz nilüferle birlikte yayilis gösterir. Beyaz nilüferden, çiçeklerin sari renkli ve bes parçali olmasi ile ayirdedilir.

Kullanildigi yerler: Daha çok havuzlarda süs bitkisi olarak yetistirilir. Her iki türün kökleri kabiz edicidir. Beyaz nilüferin çiçekleri, yatistirici ve uyusturucudur.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 14:02   #168
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Nohut:

(Kichererbse / Pois chiche / Chickpea / Cicer arientinum) Yemeklik baklagillerden bir bitki. Derin bir kazik köke sâhiptir. Toprak içinde 50-60 cm kadar derine gidebilir. Fazla yankökü vardir. Bunlar toprak yüzeyine yakin olup, böbrek seklinde nodoziteler (yumrular) ihtivâ eder. Gövdenin topraga yakin yaprak koltuklarindan meydana gelen çiçek saplari, çiçekleri tasir. Çiçek beslidir ve beyaz, pembe, mavimsi renklerde olabilir. Kendi çiçek tozlari ile döllenirler. Meyveleri siskin oval biçimindedirler. Uç tarafa dogru sivrilmistir. Ucunda tüyler bulunur. Meyve içinde 1-3 tohum bulunabilir. Tohumlar çakildak, kapçik adini alan torbalarda meydana gelirler. Tohumlar sekil, büyüklük ve renk bakimindan degisiklik gösterir. Beyaz, krem, sarimsi, kahverengi renklerde olabilirler.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bati, Orta ve Güneydogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Meyveleri bol nisastali ve azotlu maddelerce zengindir. Tâneleri bitkisel protein, demir, kalsiyum ve fosfor gibi mineralleri de ihtivâ eder. Vücudu kuvvetlendirir. Kuru ve tâze hâlde yenilebilir. Besleyici bir sebzedir. Nohuttan ayrica, leblebi imâlinde de faydalanilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 14:04   #169
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Okaliptüs:

(Eucalyptusbaum / Heberbaum / Eucalyptus / Ökaliptüs / Sitma agaci) Haziran-temmuz aylari arasinda, mor renkli çiçekler açan büyük agaçlardir. Yaprak sekli bitkinin yasina göre degisir. Gençlerde sapsiz, oval, açik yesil; yaslilarda ise uzunca sapli, orak seklinde, derimsi ve koyu yesildir. Çiçekler morumsu kirmizi renkte olup, her bir yapragin koltugunda birkaçi bir arada bulunur. Meyve küçük ve çok miktarda tohum tasiyan oval sekilli bir kapsüldür. Ana vatani Avustralya olan bu agaç, halk arasinda sitma ve kinin agaci olarak da taninmaktadir.

Anadolu’ya ilk defâ, Mugla vilâyetinin Fethiye kazâsinda Dalaman’da bir çiftlik kuran Misir Hidivi Abbas Hilmi Pasa tarafindan, süs agaci olarak sokulmustur. Diger taraftan Mersin-Adana demiryolu ugragindaki istasyonlarda 1886 yilinda Fransizlar tarafindan istasyon agaci olarak kullanilmistir. 1830’a dogru Avustralya’dan Italya’ya getirilen çesitli cins ökaliptüslerin kis olmasi dolayisiyla çogunlugu kurudugundan bu agacin yumusak iklimde yasamadigi kanaatine varildi. 1852’de Cezayir’de tekrar denendi. Daha sonra da Kuzey Afrika ve Güney Avrupa’da denenerek sicak mintikalarda yetisecegi anlasilmistir. 1893’te, Osmanli Devleti idâresinde bulunan Suriye’de M.H. Morel, Beyrut’taki mâlikânesinde çok miktarda ökaliptus yetistirmis ve bu mâlikânesine Lâtince olarak “Villâ Eucalypta (Ökaliptüs Köskü) adini vermistir. Çok miktarda ökaliptus bugün Afrika, Avrupa, Asya sicak iklimlerinde yetistirilerek, iktisâdî, sihhî maksatlarla dünyânin her kitasinda üretilmekte ve gün geçtikçe de ragbet bulmaktadir. Ökaliptus agaçlari, çok yüksek olan kâbiliyeti, fazla miktarda toprak suyunu alip havaya vermesi sâyesinde bataklik yerlerin kurutulmasinda insanliga olan hizmetlerinin taninmasini müteakip, yalniz Avustralya’da olan gelisme alani kisa bir zamanda çok genislemistir. Bir ökaliptus agacinin yilda ortalama 250 ton suyu alip havaya verdigi tecrübelerle anlasilmistir. 1938’den beri, yurdumuzun güney batakliklarinda da yetistirilmesine büyük önem verildi ve kisa zamanda çok ümit verici neticeler alindi. Tarsus’un Karabucak batakliginin kurutulmasiyla bölgede, sitma hastaliginin yayilmasinda önemli rol oynayan sivrisinegin nesli kesildi.

Çesitleri: Yüzden fazla çesidi olmakla birlikte, taninmis ve önemli çesitlerinden bâzilari sunlardir:

1. Eucalyptus alpina

2. Eucalyptus amplifolia

3. Eucalyptus amgydalina

4. Eucalyptus andreana

5. Eucalyptus calophylla

6. Eucalyptus citriodora

7. Eucalyptus cocciféra

8. Eucalyptus cordata

9. Eucalyptus cornuta

10. Eucalyptus cosmophylla

11. Eucalyptus diversicolor (Collossea)

12. Eucalyptus globulus

13. Eucalyptus gomphocephala

14. Eucalyptus leucoxilon

15. Eucalyptus robusta

16. Eucalyptus rostrata

17. Eucalyptus viminali

18. Eucalyptus longifolia.

Dünyânin birçok yerinde, bilhassa Brezilya’da, Kuzey Afrika veGüney Avrupa’da, Dogu ve Bati Asya’da bir zaman sitma saçarak insanlari ölüme sürükleyen korkunç batakliklar, bugün ökaliptus agacinin gölgesinde saglik ve varlik kaynagi olmustur. Ökaliptuslar, batakligi kurutarak etrafini da tarima elverisli hâle getirmektedir. Ökaliptus ormanlari, hava tesirlerini yumusatarak büyük rüzgârlara mâni olurlar, bitkilere zararli olan toz ve dumanlari tutarlar, firtina ve dolu zararlarini kismen önlerler. Üç yasindan büyük olan ormanlardaki çayir ve ot miktari da büyük ölçüde oldugundan, hayvanlarda verimi arttirmaktadir. Ayrica aricilikta da büyük faydalari görülmüstür. Ilk yillarda, aralarina misir ekilerek degerlendirilebilir. Yurdun güneyinde kurulan ökaliptus ormanlarindan, büyük ölçüde yakacak temin edilmektedir.

Kullanildigi yerler: Tâze yapraklarinin su buhari ile distillenmesi sûretiyle elde edilen ökaliptus, muhtelif cila, kafuru, çam sakizi ve zamk, yine bir nevi vernik olan kokulu reçine îmâlinde kullanilmaktadir. Halk hekimliginde, özellikle solunum yolu hastaliklarinda tercih edilir. Öksürügü keser, bogaz ve burun iltihaplarini giderir. Idrar yollarini temizler. Hâricen deri üzerine sürülmek sûretiyle antiseptik olarak da kullanilir. Ökaliptus yapraklari dogrudan dogruya kaynatilarak kullanildigi gibi, yaginin tipta da pekçok faydalari vardir. Ilâç olarak veya kaynatma ile bugu, koku hâlinde de kullanilir. Yapraklar nefes darligi, kabiz, balgam söktürücü olarak, hasere sokmalarina, her nevî ateslenmeye, nezle, nevralji, bronsit, romatizma, seker, üremi gibi hastaliklarda, yag veya eksitilerek sirke, toz sabun, pudra ve mâcun seklinde kullanilir. Ayrica ökaliptus kabuklarindan, kino reçinesi adi verilen ve içinde bol miktarda tanen bulunan bir madde, kuru damitim yoluyla elde edilmektedir. Yine ökaliptus odununun kuru damitimiyla elde edilen diger ürünler; 100 kilo odundan; 25-27 kilo kömür, 7 kilo asit asetik, 2 kilo alkol metilen, 3 kilo katran elde edilebilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ekim 2006, 14:46   #170
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: \\ Şifalı Bitkiler //




Oltu otu:

(Pyrethrum / Pyrèthre / Pyrethrum / Pyrethrum roseum / Chrysanthemum coccineum / Pireotu / Tanacetum coccineum) Nisan-haziran aylari arasinda pembemsi renkte çiçekler açan, 20-70 cm boylarinda çok yillik, tüylü ve otsu bir bitki. Dilsi çiçekler 20-30 kadar olup pembe renklidir. Kuvvetli kokuludur.

Türkiye’de yetistigi yerler: Kuzeydogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Çiçek durumundayken toplanir, kurutulur ve toz edilir. Içerisinde uçucu yag ve böcek öldürücü bilesikler (piretrin) bulunur. Böcek öldürücü olarak kullanilir. Pireotu ya da toz hali oltu tozu olarak da bilinir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bitkiler, or or, sifali, Şifalı


Konuyu Toplam 7 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 7 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sakinleştirici Şifalı Bitkiler Ecrin Alternatif Tıp 0 21 Ekim 2014 20:42
Şifalı Bitkiler İle Zayıflamak Şifalı Bitkiler Kullanarak Diyet Yapmak Burce Diyet Listeleri 0 09 Mayıs 2014 00:00
Şifalı Bitkiler OkyAnuS Alternatif Tıp 6 22 Aralık 2008 22:16
Şifalı Bitkiler Sözlüğü Lin Sağlık Köşesi 11 25 Nisan 2008 14:57