25 Ekim 2008, 14:24 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Sarılık Sarılık (hepatit), [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] düzeyinin artması sonucu [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sarı renk alması durumudur. Bir belirti ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) olup çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir; tek bir hastalığa işaret etmez. Hepatit bir anlamda karaciğerin iltihabıdır. Hepatitlerin çoğu virüslere bağlı olmakla beraber ilaçlar, toksik maddeler, radyasyon, bağışıklık sistemindeki bozukluklar gibi farklı nedenlere de bağlı olabilir. Halk arasında, viral hepatitle, sarılık karıştırılır ve her sarılık "viral hepatit" zannedilir. Halbuki sarılık bir hastalık değil belirtidir. Birçok hastalık, sarılık belirtilerine neden olabilir. Örneğin, ana safra kanallarında taş olması sarılığa neden olabilir. Ancak viral hepatitle hiçbir ilgisi yoktur ve bulaşmaz. Yeni doğanlarda rastlanan sarılığın da "viral hepatit"le bir ilgisi yoktur ve bulaşmaz. Hepatite yol açan A, B, C, D, E virüsleri yanısıra daha az sıklıkta farklı virüslerde vardır. A ve E virüsleri dışkı ile atılırlar. A virusu ile oluşan bulaşıcı sarılıkta hastanın dışkısı, sarılığın ortaya çıkışından 2 hafta öncesi ile 1 hafta sonrası çok bulaşıcıdır. Bu virüsler ile oluşan hepatitler esas itibariyle, virüs taşıyan dışkı ile kirlenmiş su ve besin maddelerinin (sebze ve meyvalar) ağızdan alınması sureti ile bulaşırlar. Virüsle kirlenmiş yüzeylere temas etmiş ellerin ağıza değdirilmesi de kişisel bulaşmada ve virüsün yayılmasında çok önemlidir. B ve C virüsleri ise, başlıca, kan yoluyla (kan ve kan ürünlerinin alınması, mikroplu enjektör ve iğnelerinin kullanılması, ortak jilet veya diş fırçası kullanımı, akupunktur, diş tedavisi ve cinsel ilişki suretiyle bulaşırlar. Hastalığın, bu virüsleri taşıyan anneden bebeğe geçişi de mümkündür. En sık rastlanan belirtiler, halsizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, karnın sağ üst kadranında ağrı, derinin ve gözakının sararması ve idrarın koyulaşmasıdır. Kısa süren ateş olabilir.Hastaların bazıları enfeksiyonu sararmadan halsizlik eklem ağrıları ve hafif ateş ile gribal enfeksiyon tarzında geçirirler. A ve E hepatit enfeksiyonları tam şifa ile iyileşirken, B, C hepatitler ise kronikleşebilirler. Gelişmekte olan ülkelerde [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hala önemli bir sorundur. Örneğin Türkiye'de hepatit B oranı bölgelere göre değişmekle beraber % 10 civarındadır. Gelişmiş ülkelerde ise aşı sorunu çözüldüğü için bu oran çok azdır. Hepatit C nin aşısı henüz yok.Hepatit B ve C hastalarının bir kısmı kronikleşebilmekte ve siroz ,ileri dönemde karaciğer kanserine dönüşebilmektedir.Hepatit C nin toplumumuzdaki yaygınlığı çok düşüktür. bu nedenle C virusu hepatiti bireysel açıdan tehlikeli bir hastalık olmakla beraber toplumsal açıdan fazla tehlike arzetmiyor. C virusu hepatiti özellikle hemodiyaliz hastaları ve sık sık kan nakli yapılan hastalar için ciddi bir tehlike oluşturabilir. Hepatit B enfeksiyonu geçirenlerin bir kısmı tam olarak iyileşememekte ve taşıyıcı kalmaktadırlar. B virüsü taşıyıcısı, hasta olmasa bile, kanı ve diğer vücüt sıvıları ile hastalığı başkalarına bulaştırabileceğini bilmelidir. Kan vermemeli ve korunmasız ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) olarak, bağışık olmayan veya aşılanmamış kişilerle [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] girmemelidir . B virüsü hepatitine karşı, aşı (ve/veya gerektiğinde HB immunglobulin) ile, etkin biçimde korunmak mümkündür. Aşı yüksek oranda (%95)bağışıklık sağlar. Bu bağışıklık en az 5 yıl devam eder. Hepatit B aşısı çok güvenilir bir aşıdır. Akut hastalıkta özel bir tedavi yoktur. Hastaya sindirimi kolay yiyecekler verilir. Yağı az yiyecekler önerilir. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] gibi [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] zengin besinlerin mönüde yer alması uygundur. Hasta istirahat ettirilir. Akut hastalık genel olarak 4-6 haftada kendiliğinden iyileşip şifa ile biter. Kronik hepatitlerde ise aktivasyon derecesine ve enzim seviyelerine göre tedaviler uygulanmaktadır. Bu yönde gelişmeler hızla ilerlemektedir. Sarılık hastalığı iki nedenle insan vücudunda oluşur:
Sarılık mekanizması Bilirubin [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] rengini veren ve [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] taşınmasını sağlayan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] maddesinin parçalanması sonucu oluşur. Kanda dolaşım ömrü dolan yaşlı alyuvarlar ölünce hücrenin içeriğindeki [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] açığa çıkar; hemoglobin de bilirubin maddesine dönüştürülerek [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] gelir ve çözünür hale getirilerek karaciğerden [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] atılır. Örneğin karaciğerde bir fonksiyon bozukluğu söz konusu olduğunda bilirubin safraya atılamaz ve kandaki miktarı artar. Dokularda (deride) birikmesile sarılık oluşur. Bilirubin maddesinin kanda arttığı alyuvar yıkım [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] '(pre-hepatik nedenler)(örneğin kan uyuşmazlığına bağlı yeni doğanın sarılığı), [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] taşlarının safra akımını engellemesi (post-hepatik) nedeniyle de sarılık tablosu ortaya çıkabilir. Sarılığın en önemli nedenlerinden biri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve bulaşıcı sarılık denince aklımıza [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] gelmelidir. Çeşitleri Ortaya çıkış nedenine göre üç çeşit sarılık teşhisi yapılabilir:
Hemolitik Sarılık Günlük normal bilirubin miktarı üretim olarak 300mg kadardır. Kırmızı kan hücreleri olan alyuvarların hızla yıkılması sonucunda karaciğerde konjugasyonu aşan bir bilirubin üretimi olur. Sonuçta safraya geçen bilirubin ürobilinojen ve konjuge olmamış serbest bilirubin şeklinde kandaki bilirubin düzeyini yükseltir. Buna indirekt hiper bilirubinemi adı da verilir. Ayrıca karaciğer öncesi sarılık veya hemolitik sarılık adını da alır. Serbest bilirubin miktarının artması ile kandaki bilirubin miktarı artar. Ancak idrara çıkmaz. Büyük bir kısmı safraya verildiği halde bir kısmı da mukozaya yerleşerek cilt ve gözde sarı rengin oluşmasına neden olur. Tıkanma Sarılığı Bu tür sarılıkta bilirubin üretimi artmaz. Ancak safra yollarında tıkanma olur. Bu tıkanma safra taşı veya karaciğer tümörü oluşturabilir. Bilirubinin bağırsaklara geçişi önlenmiş olur. Karaciğer oluşan konjuge bilirubini kana gönderir ve bilirubin idrarla atılır. Bu sarılığa da karaciğer sonrası sarılık adı verilir. Hepatoselüler Sarılık Karaciğerin çoğu hücrelerinin çeşitli nedenlerle ([Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], toksik maddeler) hasarlanması ve buna bağlı olarak konjuge bilirubin miktarının azalmasına neden olur. Kanda konjuge bilirubin miktarı arttığında idrarda ürobilinojen miktarı da artar. İdrar koyulaşırken dışkı ise beyaz renge dönüşür. Karaciğer bozulduğu için hastada [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] miktarı artar. Hastada bulantı ve iştahsızlık meydana gelir. Bu tür sarılığa hepatojen sarılık adı da verilir. Son derece önemlidir Yenidoğan sarılığı Yeni doğanlarda karaciğer bilirubin glukuroniltransferaz enziminin aktivitesi düşüktür ve bu enzim ancak yaşamın ikinci haftasında belirli bir düzeye erişir. Ayrıca çocuklarda eritrositlerin hem ortalama ömürleri daha kısadır ve hem de doğumla birlikte ihtiyaç fazlası eritrositler söz konusudur. Bu yüzden çocuklarda bilhassa prematüre çocuklarda hiperbilirubinemi görülür. Bu tür çocuklar UV ışığa konuldukları zaman konjuge bilirubin miktarı artacağından bilirubinin belirli bir süre sonra düzeyi düşerek normal yaşamlarına devam ederler. Konjuge bilirubinler direkt olarak Vanderberg reaksiyonu verdikleri için buna direkt bilirubin, serbest bilirubin ise indirekt olarak bu reaksiyonu verdiği için buna da indirekt bilirubin denir. | |
|
Etiketler |
sarılık |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yenidoğan bebeklerde sarılık (yenidoğan sarılığı) | PySSyCaT | Sağlık Köşesi | 0 | 21 Ekim 2014 09:59 |
Sarılık Hastalığına İyi Gelen Bitkiler | Zen | Sağlık Köşesi | 0 | 15 Haziran 2014 23:06 |
Ahmet Maranki-sarılık için bitkisel formüller | Zen | Sağlık Köşesi | 0 | 18 Haziran 2013 22:04 |
Sarılık geçiren bebeklerin otistik olma riski | Dilara | Aile Evlilik ve Çocuklar | 0 | 14 Ekim 2010 07:09 |