Sağlık çalışanlarının durumlarının ve çalışma koşullarının irdelendiği ‘Durum Analizi Anket Çalışması’nın sonuçları, sağlık çalışanlarının mesleki mutsuzluk yaşadığını ortaya koydu. Zira ankete katılanların yüzde 60’ı yaptığı işten memnun değil ve fırsatını bulduğunda mesleğini bırakmayı düşünüyor.
1 Ağustos'ta başlayacak 5'inci Dönem Toplu Sözleşmesi süreci öncesinde sağlık çalışanlarına yönelik düzenledikleri anketin sonuçlarını değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, "Ankette, sağlık çalışanlarının yüzde 60'ının 'şu anda bir fırsatım olsa mesleğimi değiştiririm' noktasına geldiğini görüyoruz. Bunun sebebini araştırdığımızda, sağlıktaki çalışma sürelerinin uzun olmasına, iş yükünün ağır olmasına ve şiddet gibi dış etkenlere bağlıyoruz" dedi.
"Durum Analizi Anket Çalışması"na 6 bin 694 sağlık çalışanının online olarak katıldığını belirten Durmuş, katılımcıların 2 bin 951'inin kadın, 3 bin 743'ünün erkek olduğunu söyledi.
Durmuş, anketle çalışanların mesleki durumlarını, çalışma hayatındaki sıkıntıları, gelir durumlarını, iş hayatının aile hayatına uyumunu tespit etmeyi amaçladıklarını belirterek şunları söyledi:
"Sağlık çalışanların yüzde 91,4'ünün kredi kartı kullandığını ve harcamalarını kredi kartı ile yaptığını, kart kullananların 53,8'ini borçlarını düzenli olarak ödediğini, 42,1'inin ise borçlarının sadece asgari tutarını ödeyebildiğini, yüzde 4,1'lik kesiminin ise kredi borcunu ödeyemediğini tespit etmiş olduk. Bu çalışmada, sağlık çalışanlarının gelir düzeyinin düştüğünü tespit edebiliyoruz. Ankette çıkan sonuçlara göre sektör çalışanlarının gelir düzeylerinin her geçen gün düştüğü ortaya çıktı.
“ÇALIŞMA SÜRELERİ ÇOK UZUN”
Sağlık çalışanı aylık 180 saat çalışması gerekiyorken, sağlıktaki istihdamın yetersiz olmasına bağlı olarak ekstra 130 saate yakın nöbet tutmak durumunda kalıyor. Sağlık çalışanının yeterli düzeyde istihdamı olmuş olsaydı hem iş yükü, hem çalışma süreleri azalmış olacaktı. Buna bağlı olarak sağlık hizmeti daha nitelikli olacaktı. İstihdamın şiddeti de azaltacağını düşünüyoruz. Çünkü insanların sağlıktaki şiddete yönelik göstermiş oldukları gerekçe, 'benimle ilgilenilmedi' noktasında bir eleştiridir. Yeteri düzeyde istihdam yapıldığında, sağlıktaki şiddetin de azalacağına inanıyorum."
“24 SAAT ESASLI KREŞ OLMALI”
Durmuş, ankette sağlık çalışanlarının çocuklarının bakımı için kreş ve bakıcı sorunu yaşadıklarının gözler önüne serildiğini de dile getirdi.
Yeni yapılan şehir hastanelerinde binlerce kişinin çalıştığını belirten Sendika Başkanı, "Milletimiz adına yapılmış güzel bir hizmet şehir hastaneleri ama sağlık çalışanları açısından bakıldığında geceleri çocuklarını bırakacakları ortam yok. Çalışanların geceleri çocuklarını bırakacakları 24 saat esaslı kreş uygulamasını istiyoruz. Sağlık çalışanları geceleri nöbetteyken aklı çocuğunda kalmamalı. Onun için biz 24 saat esaslı kreşin uygulamaya geçmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
“YÜZDE 60'I MESLEĞİNİ BIRAKMAYI DÜŞÜNÜYOR”
Semih Durmuş, ankete katılanların yüzde 74,4'ünün mesleğini severek seçtiğini, bir süre sonra yoğun çalışma ortamlarından dolayı mesleklerinden çeşitli sebeplerle soğuduklarını belirterek, "Ankette, sağlık çalışanlarının yüzde 60'ının şu anda bir fırsatım olsa mesleğimi değiştiririm noktasına geldiğini görüyoruz. Bunun sebebini araştırdığımızda, sağlıktaki çalışma sürelerinin uzun olmasına, iş yükünün ağır olmasına ve şiddet gibi dış etkenlere bağlıyoruz. Bu etkenler de aile yaşantılarını etkiliyor." şeklinde konuştu.
Toplu sözleşmelerde işin maddi boyutunu ve maddi geliri önemsediklerini belirten Sağlık-Sen Genel Başkanı, sağlık çalışanlarının çalışma saati uzunluğunun ortadan kaldırılması gerektiğini, mevcut şartlar altında çalışan insanların mutluluğunun ve memnuniyetinin sağlanamayacağını dile getirdi.
"1 HEMŞİRE, 3 HEMŞİRENİN YAPMASI GEREKEN İŞİ YAPIYOR"
Sağlık çalışanlarının çalıştığı kurumlarda da birtakım şikayetleri olduğunu, fırsatı olduğunda hastane veya çalıştığı kurumu değiştirmek istediklerini ankete yansıttıklarını kaydeden Durmuş, yoğun çalışma süresinde idarecilerin ve amirlerin baskısı altında çalıştıklarını da ifade edeke, sözlerini şöyle noktaladı:
"Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Türkiye'deki 1 hemşire 3 hemşirenin yapması gereken işi yapıyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Uzun yıllardır sağlıkta istihdamın yetersiz olmasına bağlı olarak çalışanların yükü her geçen gün artıyor. Yine Sağlık Bakanlığı verilerine göre, sağlıkta erişim 2'den 9'a çıkmış. Yani 4,5 kat artmış. Yani sağlık çalışanın iş yükü 4 kat artmış oluyor. Sağlık çalışanlarının iş yaşamıyla aile yaşamlarının uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Ankette, sağlık çalışanlarında boşanmanın en fazla hemşire ve ebelerde olduğunu görüyoruz. Sağlık sisteminin, hizmetin en çok yükünü çeken doktorlardan sonra ebeler ve hemşireler. 740 saatlik bir ayın 310 saatini çalışan, yani yarısını çalışan bir insandan siz ne bekleyebilirsiniz? Yüzde 18'inin, sonradan boşandıkları eşleriyle evlendiklerini görüyoruz. Aslında eşlerini seviyorlar, boşanmak istemiyorlar ama iş yükünden dolayı boşanıyorlar.”