Her şeyden önce geliyor. Kıymetini iyi bilin. Dikkatle izlemeye, sorunlarını anlamaya ve süratle çözmeye gayret edin. Daha da mühimi, koruma ve güçlü tutmanın yollarını da öğrenin. Yeni haftaya bu bildik “hoca nasihati” ile başlamamın nedeni şu: Kronik hastalıklarda son yıllarda ciddi bir artış var. Özellikle kalp-damar hastalıkları, kanserler, bağışıklık bozukluğu neticesi gelişen otoimmun hastalıklar ile beyin ve sinir sistemini etkileyen nörodejeneratif bozuklukların sıklığı hızla çoğalıyor. Peki ne oldu da bu hale geldik? Bu kötü gidişin sebebi ne? Pek çok sebep ileri sürülebilir ama bana göre bu olumsuz gelişmenin en önemli nedeni yine o meşhur üçlü çete. O tehlikeli ve sinsi çetenin üyeleri ve marifetlerini yandaki kutuda özetledim.
ÜÇLÜ ÇETEDE KİMLER VAR?
- O çete, paslanma (oksidasyon), iltihaplanma (inflamasyon) ve şekerlenme (glikasyon) üçlüsünden oluşuyor. Bu üçlünün hücre, doku ve organlarımızın yapı ve fonksiyonlarını bozmaları kronik hastalıkların en önemli sebebi. Son yıllarda neden bu kadar önplana çıktıkları ise ayrı bir yazının konusu. Ama gelin önce şu dört mühim nedenin altını hemen çizelim:
1) KÖTÜ BESLENİYORUZ: Dengeli, doğal ve düzenli beslenmeyi bıraktık.
2) HAREKET ETMİYORUZ: Tembelleştik ve hareketsiz kaldık.
3) UYKU KALİTEMİZ BOZULDU: Bırakın orta yaşlıları, çocuklar bile bebek uykularına hasret hale geldiler.
4) STRES YÜKÜMÜZ ARTTI: Bu yük beyin-böbrek üstü-bağırsak hattının canına okuyor, artan kortizol yükü de çeteyi tahrik ediyor.
TESTOSTERONUM AZALMIŞ OLABİLİR Mİ?
- ERTUĞRUL Özkök yine yapacağını yaptı, geçtiğimiz haftadaki yazısı ile testosteron meselesini “erkek gündemi”nin ilk sıralarına taşımayı başardı. Peki, testosteronu azalan erkekler neler hissediyor? Belirtileri neler? Düşük testosteron erkeği nasıl etkiler? Eğer bu gibi soruların yanıtlarını merak ediyorsanız ve de 50’li yaşları geçen biriyseniz ve eğer aşağıdaki işaretlerin yarıdan fazlası sizde de varsa, çok geç kalmadan bir üroloji uzmanı ile görüşmenizde fayda var. Yaşadığınız o sorunlar azalmış testosteron seviyeleriniz ile ilişkili olabilir...
3) Mutsuz, aksi, keyifsiz, tepkili biri haline dönüşme.
4) Kas kaybında azalma, direnç, güç ve dayanıklılıkta azalma.
5) Bel çevresinde genişleme, kilo alma.
6) Neredeyse her sabaha yorgun uyanma, yemeklerden sonra uyuklama.
7) Özellikle geceleri baş-boyun bölgesinde aşırı terleme.
8) Eklem ve kas ağrılarında yoğunlaşma.
HAVAALANI YÜRÜYÜŞÜ DE SAĞLIĞIMIZA FAYDALI
- YÜRÜMENİN her türlüsü sağlığa faydalı. Yeter ki yürüyün. Yürümek için önünüze çıkan her fırsatı anında değerlendirin. “Havaalanı yürüyüşleri”nin de işe yaradığı düşüncesindeyim. Bu sadece benim fikrim de değil. “Amerikan Sağlığı Koruma, Kronik Hastalıklarla Mücadele ve Hastalık Kontrol Merkezi” de benimle aynı fikirde. Hatta bu konuyla ilgili harika bir rehber (Promoting Airport Walking: A Guide) bile yayınlamışlar. Merak edenler cdc.gov adresine girip oradan bilgi edinebilirler. İstanbul’un yeni havaalanındaki mesafelerin fazlaca uzun olduğunu düşünenlere duyurulur. Not: İstanbul Havaalanı yöneticileri bu çalışmayı esas alıp bir rehber bile hazırlayabilirler.